DÜNYA - 09 Temmuz 2020 Perşembe 14:38

Korona sürecinde Arakanlı Müslümanların zorlu yaşamı

A
A
A
Korona sürecinde Arakanlı Müslümanların zorlu yaşamı

Mayanmar’ın Arakan bölgesinde Müslümanlara yönelik yapılan saldırı sonucunda Bangladeş’e sığınan Arakanlılar, Covid-19’un devam ettiği bu süreçte, yaşadıkları kamplarda zorlu bir yaşam mücadelesi veriyor.

Myanmar’ın Arakan bölgesinden Bangladeş’e sığınan bir milyondan fazla Rohingya Müslümanı, korona virüsün (Covid-19) yaşandığı bu süreçte Cox’s Bazar’da kurulan kamplarda, eksik gıda ve sağlık hizmetiyle zor günler geçiriyor.

Bu insanlar hayatta kalma mücadelesi verirken, gerekli işlerden dolayı istese de tedbirlere uyamıyor. Her çadırda ortalama 6 kişinin yaşadığı kamplarda, diğer vatandaşlarla sosyal mesafeyi korumak da mümkün olmuyor. Sabah erken saatlerde, kuyudan su alabilmek için oluşan uzun kuyruklarla güne başlayan Rohingyaların hayat mücadelesi, öğlen yemek dağıtım noktaları ile devam ederken, çeşitli sebeplerle gecenin geç saatlerine kadar sürüyor. Korona virüs nedeniyle kamp yetkilileri tarafından kamp geneli ve toplanma noktalarında gerekli tedbirler alınmasına rağmen oluşan kalabalıkta, bu tedbirlere uymak mümkün olmuyor. Bangladeş’te virüsün ilk görüldüğü günden itibaren yetkililer, kampın genel durumunu değerlendirerek virüsün bulaşmaması için bölgeye giriş-çıkışları yasaklasa da, getirilen yasak işe yaramadı. Son yapılan açıklamada, Cox’s Bazar bölgesinde bulunan 34 kampta şimdiye kadar korona virüs kaynaklı 5 kişinin hayatını kaybettiği ve 56 kişinin virüse yakalanarak tedavi gördüğü belirtildi.

“Virüs gelip canımızı alsa da açlıktan kurtulsak”

Dünyayı etkisi altına alan korona virüs nedeniyle Rohingya kamplarına dışarıdan giriş- çıkışların kapatılması ile birlikte bölgeye gelen yardımlarda azalmaya başladı. Kızılay, İnsanı Yardım Vakfı, TİKA gibi bazı Türk sivil toplum kuruluşları ile birlikte Birleşik Milletler (BM) ve Bangladeş’in bazı yardım kuruluşları kampların dışında bulunarak hala faaliyetlerini sürdürüyor. Ancak virüs nedeniyle yerel kuruluşların yardımlarının azalması Arakanlı Müslümanların aç kalmasına neden oluyor. Bazı Rohingya vatandaşları, kamp içinde bakkal, berber, terzi gibi küçük iş alanlarının kurulması ile ayakta kalmaya devam etmeye çalışırken, virüs onlarında ekmeğinden etti.

Bangladeş Mülteci Yardım Komisyon Başkanı Mahbubul Alam, Mart ayında kamplara yardımlarının kesilmesi ile ilgili yaptığı açıklamada, “Korona virüs nedeniyle kampların tüm yardımlarımızı kesiyoruz. Yardım kuruluşları artık kampların dışından yardım gönderebilecek. Devlet yetkilileri kampta kurulan belli yardım noktalarımızdan gıda, sağlık ve ilaç yardımları yapacaklar. Ancak eskisi gibi her gelen giden buraya giremeyecek. Ayrıca bölgede bulunan dükkân, pazar gibi yerlerde çocukların okulları gibi kapalı tutulmaya devam edecek” diye belirtmişti.

2017 yılında yaşanan çatışmalar sırasında ailesiyle birlikte Arakan’dan yürüyerek Bangladeş’e gelen Abdul Majid burada küçük bir dükkân açtı. Virüs öncesinde dükkândan kazandıklarından memnun olan Majid, artık diğer esnaflar gibi boş günleri geçiriyor. Majid kendi durumuna ilişkin ise “Çin’den bir virüs geldiğini duydum. Bizim buraya da bulaştı. Kaç ay önce dükkânımı kaç günlük açamam dediler. Ama aradan aylar geçti. Öyle boş kaldım. Eskiden buraya çok yardım gelirdi. Ama bu virüs geldikten sonra artık yardımlar da yok. Şimdi zaman zaman dükkânımı gizlice açıyorum. Ancak kazancım yok. Bazı günlerde yemek dağıtım noktalarında yemek alamıyorum. Çocuklarımla aç kalıyorum. Virüs gelip canımızı alsa da açlıktan kurtulsak. Vallahi, açlık virüsten de tehlikeli” diye konuştu.

Bölgede suç oranı artıyor

Bangladeş’in Cox’s Bazar bölgesinde yaşayan bazı Rohingyalar, geldiği ilk günden beri verdiği hayat mücadelesi sırasında yasa dışı işlere yöneldi. Korona virüsün bu günlerde zorluklar daha da artınca bölgede uyuşturucu, cinayet, kölelik gibi işlerinin da arttığı belirtiliyor. Kamplardaki suç oranı üzerine yapılan bir araştırmada, 2017 yılından beri kamplarda 50’nin üstünde cinayet işlendiği, onlarca genç kıza para karşılığında cinsel köleliğe teşvik ettiği öne çıktı.

Ayrıca kamplardan çıkarak deniz yolu ile Malezya’ya gitmeye çalışan 300 Rohingyalı, geçtiğimiz ayda Bangladeş Sahil Güvenlikleri tarafından yakalandı. Sahil Güvenlikleri ise, bu kişilerin Cox’s Bazar’daki kamplardan kaçarak Malezya’ya gitmek için yola çıktığı ancak 2 aydır denizde kalarak buraya geri geldiğini belirtmişti.

Onlar evlerine gitmek istiyorlar

Arakan bölgesinde yaşayan Müslümanları bölgeden çıkartmak için yapılan saldırılar 1990’lı yıllarda başlamıştı. Zaman zaman bölgedeki Müslümanları katledildiği haberi dünya gündeminde konuşuldu. Ancak 2016 yılında şiddeti artan saldırılar 25 Ağustos 2017 yılında bir soykırım haline geldi. Arakanlı Müslümanlar bu süreçte komşu ülkeleri olan Bangladeş, Hindistan, Laos gibi ülkelere sığındı. En büyük göç dalgası ise 2016 ve 2017 yıllarında Bangladeş’te yaşandı. Bir milyondan fazla Arakanlı Müslüman bu süreçte Bangladeş’e sığındı. Bangladeş ise BM ve diğer uluslararası kuruluşların yardımıyla gelen mültecileri kabul etti.
Ancak Bangladeş’te kurulan kamplarda yaşayan Rohingyalılar ilk günlerden beri kendi topraklarına geri gitmek istediklerini dile getirerek, BM ve diğer uluslararası kuruluşları tarafından Myanmar’da onlar için güvenli bir yaşam garantisinin verilmesi istedi. Konuyu ele alan BM, Bangladeş ve diğer kuruluşlar Myanmar’la diplomatik görüşmeler devam etti. Myanmar görüşmelerde, ilk olarak bu insanların Bangladeşli olduğunu iddia ederek onları geri almayacaklarını ifade etti. Ancak daha sonra uluslararası kuruluşların diplomatik baskı dolaysıyla her gün 30 vatandaşı geri almaya kabul etti. Konuyu değerlendiren uzmanlar, Bangladeş’e sığınanlardan her gün 30 kişi kendi memleketine dönseler de, bir milyondan fazla göçün gitmesi tam 32 yıl süreceği ve bu Myanmar’ın geri almamak için yeni bir bahane olduğu belirtiyor. Diğer yandan, Myanmar’ın günde 30 kişiyi geri alacağı ifadesinden sonra 2 yıl geçmesine rağmen bir kişiyi bile hala geri almadı.

Yargılar başladı

2019 yılında Afrika ülkesi olan Gambiya tarafından, Arakan bölgesinde soykırım gerçekleştiği gerekçesiyle Myanmar hakkında Hollanda’da yer alan Uluslararası Mahkemesine suç duyurusunda bulunmuştu. Suç durusuna yönelik Aralık 2019 tarihinde duruşmalara başlatan mahkeme, Ocak, 2020 tarihine kadar taraftarları dinledikten sonra Gambiya’yı haklı bularak dava açmasına kadar verilmişti. Ayrıca mahkeme bu süreçte; Myanmar, Rohingyalıların yaşam güveni sağlamak zorunda olduğu ve taraftarların raporlarını teslim etmesi için bir sürece bağlanarak kadar verilmişti.

Öte yandan, Myanmar kendi ülkesinde de Arakanlıların yaşadığı bölgede baskın düzenlediği suçundan 3 komutan yargıya çekilerek suçlu bulmuştur. Ancak Arakan Rohingya Ulusal Örgütü (ARNO) bu askeri yargıyı reddederek, Rohingya’ya karşı işlenen suçlara karşı şeffaf ve tarafsız bir soruşturma için uluslararası bağımsız bir komisyonun kurulması istedi.

Moshıur Rahman
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Vali Hatipoğlu: "Ampute olan yaralılarımız var ama yaralıların genel durumları iyi" Tokat Valisi Numan Hatiboğlu, el yapımı patlayıcı nedeniyle hastanede tedavileri devam eden 5’i jandarma görevlisi olmak üzere 7 kişiyi ziyaret etti. Kentteki hastanelerde tedavi altına alınan yaralıları ziyaret eden Vali Hatipoğlu gazetecilere açıklamalarda bulundu. Yaralılar hakkında bilgiler veren Tokat Valisi Numan Hatipoğlu, "Bölgede devriye ekibimize sözlü olarak ulaşan bir vatandaşımızın evinin önündeki sandıkla ilgili ihbarına devriyemiz kendisi gidiyor. Akabinde olay yerinde gerçekleşen patlamanın sonucunda 5 jandarma personelimiz ve 2 vatandaşımız yaralanıyor. Bunlardan hafif durumda olan iki vatandaşımız Erbaa Devlet Hastanesi’nde müşahede altında. 2 yaralımız Tokat Devlet Hastanesinde şu an tedavileri devam ediyor. Bir sivil vatandaşımız ve jandarma personelimizin durumları iyi. Ameliyatlı olan sivil vatandaşımız var. Yine jandarma personelimizin operasyonu da aynı şekilde devam ediyor. Diğer yandan 3 vatandaşımızın ikisi jandarma personeli, biri sivil vatandaşımız Tokat Gaziosmanpaşa Eğitim Araştırma Hastanesi’nde şu an itibariyle tedavileri devam ediyor. Bir vatandaşımızın jandarma personelimizin gözünde sıkıntımız var. Yine bir personelimiz diz kapağı altından ampute edildi. Bu arada olayla ilgili olarak gerekli araştırmayı, soruşturmayı, ekiplerimiz ivedi bir şekilde gerçekleştirdiler ve inşallah en kısa zamanda tüm failler olayın gerçekleştirenleri adaletin karşısında bulunacaklar. Gerekli cezaya çarptırılacaklar diye umut ediyoruz. Gözaltılar var. Şu an itibariyle çalışmalar devam ediyor" dedi. "Genel olarak durumları iyi" Ampute olan personellerin olduğunu söyleyen Vali Hatipoğlu, "Ameliyatta olan vatandaşlarımız var. Jandarma personelimiz var. Bunlardan ampute durumu olanlar var. Dolayısıyla da ama genel olarak durumları iyi" diye konuştu.
İzmir İzmir’de motosiklet belediye otobüsüne çarptı: 1 ölü, 1 ağır yaralı İzmir’in Balçova ilçesinde garaja girmekte olan belediye otobüsüne çarpan motosikletin sürücüsü olay yerinde hayatını kaybetti. Motosiklette yolcu konumunda bulunan kişi ise ağır yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Kaza saat 00.30 sıralarında Haydar Aliyev Bulvarı ESHOT garajı girişinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Balçova’dan Konak istikametine seyir halinde olan Muhammed Tevfik Sarı idaresindeki 35 BVE 287 plakalı motosiklet, ESHOT’a ait garaja girmeye çalışan 35 DA 740 plakalı belediye otobüsüne çarptı. Çarpmanın etkisiyle motosiklette bulunan Muhammed Tevfik Sarı ve Melih Ç., savrularak metrelerce sürüklendi. Kazayı görenlerin ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Balçova İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri ve trafik polisi yolda güvenlik önlemleri alırken, sağlık ekipleri yerde yatan 2 kişiye müdahale etti. Sağlık ekipleri tarafından yapılan kontrolde motosiklet sürücüsü Muhammed Tevfik Sarı’nın kaza yerinde hayatını kaybettiği belirlendi. Motosiklette yolcu konumunda bulunan Melih Ç. ise ağır yaralı olarak Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Melih Ç.’nin hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi. Meydana gelen kazada hayatını kaybeden Muhammed Tevfik Sarı’nın cenazesi yapılan incelemenin ardından İzmir Adli Tıp Kurumu Morgu’na kaldırılırken, otobüs sürücüsü ifadesi alınmak üzere emniyete götürüldü. Kazayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.