EKONOMİ - 25 Mart 2020 Çarşamba 10:11

Korona virüs domatesin kilosunu 1 liraya düşürdü

A
A
A
Korona virüs domatesin kilosunu 1 liraya düşürdü

Geçtiğimiz aylarda halde kilosu 4 lirayı bulan domates de korona virüs salgınından etkilendi. Domates üretim merkezlerinden Mersin'in Erdemli ilçesinde domatesin hal fiyatı 1 liraya kadar düştü.

Erdemli Ziraat Odası Başkanı Rasim Şahin, korona virüsten dolayı ihracatın durması, iç piyasadaki tüketimin azalması nedeniyle domates fiyatının düştüğünü söyledi. Her şeyden önce beklentinin korona virüsü ülkeden ve dünyadan defetmek olduğunu ifade eden Şahin, "Dünyayı kasıp kavuran korona virüsten Erdemlili çiftçiler de etkilenmiştir. İlçemizde domates hasadımız yeni başladı. Hasat başladı ancak korona virüsten dolayı domatesimiz yurt dışına gidemiyor, iç piyasada da tüketim düştü. Dolayısıyla fiyatı 1 TL'ye kadar düşmüştür. İnşallah bu belayı ülkemizden ve dünyadan biran önce defederiz" dedi.

Korona virüs domatesin kilosunu 1 liraya düşürdü

"Fiyatlar 1 lira ile 1.5 lira arasında seyretmektedir"

Erdemli Yaş Sebze ve Meyve Komisyoncuları Derneği Başkanı Bülent Dölek ise, dünyada salgın haline gelen korona virüsten tarım sektörünün de etkilendiğini belirtti. Dölek, "Tarım sektörümüz etkilenmekle birlikte sebze ve meyve fiyatlarımız düşmüştür. Bundan 2 ay, 3 ay önce 3 lira ile 4 lira arasında seyreden domates fiyatları virüsün salgın haline gelmesiyle hallerdeki alışverişin düşmesiyle 1 lira ile 1.5 lira arasında seyretmektedir" dedi.

Dölek, "Esnaflar ve çiftçiler olarak tek dileğimiz bu virüsün bir an önce Türkiyemizden ve dünyamızdan temizlenmesi. Çiftçilerimizin eski günlerine, vatandaşlarımızın sağlıklı günlerine kavuşmasını istiyoruz" diye konuştu.

Açık ve örtü altı olmak üzere yaklaşık 50 bin dönüm arazide domates üretimi yapılan Erdemli'de yıllara göre ortalama 325 bin ton domates üretimi gerçekleştiriliyor.

Hüseyin Yıldız
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kars Karslı vatandaştan duyarlı davranış Ermeni-Türk harbinde Kars’ta 1920 yılında şehit düşen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarına duyarlı vatandaş tarafından önce bayrak dikildi, ardında da mezarın bulunduğu bölge temizlendi. Tarihi Benli Ahmet İstasyonu’nda dört tarafı duvarla çevrili olan Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının anıt mezar haline getirilmesini isteyen vatandaşlar, mezarlıkta 5 ayrı mezarın bulunduğuna dikkat çekerek mezarın olduğu bölgenin koruma altına alınması gerektiğini veya buraya anıt mezar yapılmasını istedi. Kars’ın en işlek caddelerinden birisi olan Faikbey Caddesi’ne ismi verilen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının tarihi istasyonda bulunduğunu ifade eden vatandaşlar, "Kars ve civarının Ermenilerden geri alınması için yapılan harekat esnasında 12. Tümen, 36. Alay 1’inci tabur komutanı yüzbaşı Faik bey 14 Ekim 1920 tarihinde Ermeni-Türk harbinde, Berne (Koyunyurdu) Köyü’nün doğusundaki tepede birliğin başında olduğu sırada çarpışmalarda şehit düştü. Ben de her sene geliyorum. Otlarını temizliyoruz, bayrağını taktık. Her yıl bu ayalarda gelip buranın bakım ve onarımı yapıyorum" dedi. Duyarlı vatandaş daha sonra Yüzbaşı Faik Bey’in bulunduğu mezarın etrafını temizledi, mezarın üzerinde bulunan ağaç parçalarını ve istenmeyen otlarını topladı, mezarlığın içerisindeki bayrağı değiştirdi. Şehitlere dua eden vatandaş daha sonra bölgeden ayrıldı.
Antalya Eşinden para istedi, ’param yok’ cevabını alınca hayatı değişti, kendi işinin patronu oldu Kocası harçlık vermeyince kendi dükkanını açan kadın, 36 yıldır mesleğini icra ediyor. Antalya’nın Serik ilçesinde yaşayan Fahriye Altınkaynak, 36 yıldır hayali olan olan terzilik mesleğini sürdürüyor. Altınkaynak, terziliğe hobi olarak başladı. Eşinden bir ihtiyacı için bir miktar para istediğinde “Param yok” cevabını alan Altınkaynak, kendi iş yerini açtı. Evindeki el makinesi ve kumaşlarla birlikte dikiş, giyim üzerine açtığı küçük bir dükkanla geçimini sağlamaya başlayan Fahriye Altınkaynak (62), “Herkes bana, "Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın” dedi. Ben de yapabilirim dedim” dedi. Terzilik mesleğiyle çocuklarını okuttu İş yeri açtığı zaman müşteri gelmesi için konfeksiyonlara broşür ve kartvizit dağıttığını anlatan Fahriye Altınkaynak, mesleğinin çocukluk hayali olduğunu aktardı. Eşinin işine karşı gösterdiği tüm direnişlere rağmen, 36 yıllık zaman zarfında 3 çocuğunun üniversite öğrenimini tamamladığını açıklayan Altınkaynak, meslekte nasıl başarıya ulaştığını şu sözlerle ifade etti: "Mesleğim, çocukluk hayalim. Bu işe önce evde başladım. Fakat evde olmuyordu, eve gelen çocuklarıyla geliyordu, çalışma imkanım olmuyordu. Sonra çok acil bir para ihtiyacım oldu. Eşimden para istedim, ’Param yok’ dedi. Eşimin bana öyle demesi çok üzdü. Oturup düşündüm ve bir iş yeri açmaya karar verdim. Hemen araştırmaya başladım ve dikiş, giyim üzerine bir dükkan kiraladım ama hiçbir şeyim yoktu, sadece küçük bir el makinem vardı. Herkes bana, ’Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın’ dedi. Ben de ’Neden, ben de yapabilirim’ dedim. Evimdeki makinemi iş yerime getirdim. Broşürler, kartvizitler bastırdım. Bütün konfeksiyonları dolaşarak dağıttım. ’Yapılacak tadilat işlerinize talibim’ dedim. Evdeki kumaşlarımı getirdim, dükkanıma yerleştirdim, badana yaptım. Eşim şiddetle karşı çıktı, ’Yapamazsın, uğraşamazsın, otur evde yemeğini yap’ dedi. Ama ben kararlıydım. Çok ağır bir kelime kullandı. Eğer hayat müşterekse ve ben çalışmıyorsam, almakla mükelleftir kendisi. Almıyorsa, ben de bir şeyler yapma ihtiyacı hissettim. Kimseye muhtaç olmak istemedim. O kadar zor ki birilerine muhtaç olmak. Azmettim ve yavaş yavaş müşterilerim gelmeye başladı. Sonra eşimden ayrıldım." Kadınların hayatta her zaman üretken olması gerektiğini anlatan Altınkaynak, “Elimden geldiği kadar helalinden olsun diye gece gündüz, gece yarılarına kadar çalıştım. 3 çocuğum ve 8 torunum var. Oğullarım ve kızım üniversiteyi bitirdi ve hepsinin mesleği var. Torunlarımla mutluyum ve en güzeli bir işim var. Bir kadın, üretken ve karınca gibi olmalı. İlla ki, iş yeri açması gerekmiyor. Evde, tarlada, fabrika başka bir iş yerinde çalışsın ama üretsin. Kadınlar, kimseye muhtaç olmamalı, dimdik ayakta kalmalı” diye konuştu.