SAĞLIK - 29 Mart 2023 Çarşamba 11:59

Koşuyolu’nda Bedirhan bebek seferberliği: 89 gün yoğun bakımda kaldı, yaşama tutunmayı başardı

A
A
A
Koşuyolu’nda Bedirhan bebek seferberliği: 89 gün yoğun bakımda kaldı, yaşama tutunmayı başardı

Kalbinin sol tarafında gelişim eksikliğiyle doğan Bedirhan bebek, 89'u yoğun bakımda olmak üzere 4 aylık hastane sürecinin ardından sağlığına kavuşturularak taburcu edildi. Tedaviye ilişkin konuşan Çocuk Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Nihat Çine, “Yarım kalple yaşıyor gibi ifade edebileceğimiz bir kalbi vardı. Hep arada kalıyorduk, kalbin iki tarafını kullanabilir mi diye ameliyat gününü belirlemiştik, iptal edip tekrar ayarladık" ifadelerini kullandı.

Trabzon’da yaşayan 41 yaşındaki Rabiye Demirci ve 42 yaşındaki Lokman Demirci, üçüncü çocuklarını kucağına almaya hazırlanırken gittikleri doktor kontrolünde bebeklerinin kalbinin sol bölümünde gelişim eksikliği olduğunu öğrendi. Doktorların dikkatle takip ettiği süreç sonrası Bedirhan bebek dünyaya gelirken, tedavi için aile İstanbul’daki Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne geldi. Burada yapılan tetkikler sonrası bebeğin durumu heyet toplantılarında defalarca değerlendirildi. Sonrasında ameliyat kararı alındı ancak günü geldiğinde bebeğin durumunun kritik olmasından dolayı ameliyat kararından vazgeçildi. Yoğun mesai harcayan Çocuk Kalp Cerrahisi Bölümü’nden Doç. Dr. Nihat Çine ve hastane ekibi süreci yeniden değerlendirirken, Bedirhan’ı hayatta tutabilmek için tüm hesaplamalar yapıldı. Yeniden ameliyat kararı alındı ve 4 saat süren operasyon başarılı geçti. Ardından kritik olan süreçlerin de atlatılmasıyla minik bebeğin kalbinin sıkıntılı bölümü de çalışmaya başladı. Tüm ekibi mutlu eden gelişmeler sonrası aile de büyük sevinç yaşadı. Yaklaşık 4 aylık sürecin ardından Bedirhan bebek taburcu edilirken, İstanbul’a kontrole gelen aile yaşadıkları zorlu süreci anlattı. Doç. Dr. Nihat Çine de nadir bir vaka olduğunu ifade ettiği hastasının durumuna ilişkin bilgi verdi.

Bedirhan bebeğin ameliyat sürecinde birçok kez değerlendirme yaptıklarını ve bu süreçte planladıkları ameliyatı bebeğin kritik olan durumu nedeniyle iptal ettiklerini anlatan Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü’nden Doç. Dr. Nihat Çine, “Şehir dışından bize ulaşmıştı, ilk geldiğinde kalbimizin yarısı gelişimini tam tamamlamamıştı. Yarım kalple yaşıyor gibi ifade edebileceğimiz sınırda bir gelişime sahip kalbi vardı. Bu bebeklerde bütün tetkikleri tamamladıktan sonra bir karar vermemiz gerekiyor; kalbin iki tarafını da kullanabilecek mi kullanamayacak mı diye. Bedirhan’ın durumu tamamen sınırda, kalbinin yarısını ancak kullanabilir gibi de gözüküyordu. Kalbin iki boşluğunu kullanma fırsatını verebilir miyiz diye çaba sarf ettik. Bedirhan’da hep arada kalıyorduk. Bunun için dünyanın kullandığı bazı hesaplama skorlamaları var, onları dahi yaptığımızda yine bizi arada bırakacak sonuçlara ulaştık. İlk konsey kararlarımızın sonucunda ameliyata alıp, ameliyatta değerlendirip bir sonuca gitme kararı almıştık. Ameliyat günü yeniden değerlendirip kafamıza takılan bazı sonuçları daha iyi irdeleyip Bedirhan için daha iyi olabilecek bir sonuca ulaşalım diye o gün ameliyatı bırakıp, iptal edip tekrar konseyde tartışmak üzere gün ayarladık” diye konuştu.

“Bu vakalar daha nadir, bu tabloyla yaşaması mümkün olmuyor”

Bedirhan bebeğin nadir bir vaka olduğunu söyleyen Doç. Dr. Nihat Çine, “Bizim için kritik bir süreçti, çünkü ameliyata girdiğimizde çok fazla zamanımız olmuyor. Kalp, akciğer makinesine bağlanıyor ve kalbi durduruyoruz, süremiz çok kısıtlı. Hemen karar vermemiz gerekiyor, dolayısıyla öncesindeki kararlarımız bizim için çok önemli oluyordu. Gelişmemiş ve gelişimini henüz tamamlamamış yapılara müdahale edebilirsek, oralarda bir serbestlik sağlayabilirsek Bedirhan’ın kalbinin iki tarafını da kullanma şansının olabileceği kararına vardık. Tartışıp karar verme süreci 17 gün sürmüş, ameliyatımız da bizim için bir o kadar önemli ve stresliydi, ameliyat 4 saat kadar sürdü. Kalbin sol tarafını kullanabilmesi için düşündüğümüz detay, cerrahi teknikleri yaptıktan sonra ilk gün adaptasyon için çok önemli, sonrasında da kalbin sol tarafının nasıl yanıt vereceğiyle ilgili bir süreç yaşadık. Minik bebeğimiz o aşamada bize çok destek oldu, var gücüyle çalıştı diyeyim. Her geçen gün daha iyiye gitmesi bizi de motive etti. 1 ayın sonucunda artık kalbin sol tarafının da yeterli pompa gücüne ulaştığı ve diğer taraf gibi vücuda yeterli kanı pompalayabildiğini gördükten sonra artık rahatlamaya başladık. Tamam, adapte oldu, bu işi artık kotardı dedik. 89 günü yoğun bakımda geçti. Bu gibi vakalarımız daha nadir oluyor. Operasyon yapılmasaydı kalbin tek tarafının olması, kapakları çok sıkıntı, hem kaçak hem darlık var, kalbe aşırı bir yük bindiriyor. Tabii ki akciğerleri de kötü yönde etkileyecek, ilerleyen zaman içinde hem kalp hem akciğerler, dolayısıyla diğer organlar kötü yönde etkileneceklerdi. Bu tabloyla yaşaması mümkün olmuyor, olmadığı için bu durumlarda ameliyat gerekiyor” dedi.

Hasibe Karadağ - Emre Baba

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Marmaris Kordon Caddesi taksicilerinden belediyeye tepki Muğla’nın Marmaris ilçesi Tepe Mahallesi’nde bulunan Kordon Caddesi’nde Marmaris Belediyesi tarafından hayata geçirilmesi planlanan yürüyüş yolu ve meydan düzenlemesi projesine, cadde üzerinde hizmet veren üç taksi durağı basın açıklamasıyla tepki gösterdi. Taksi duraklarında görev yapan taksiciler, Marmaris Atatürk Meydanı’nda bulunan Atatürk Anıtı önünde bir araya gelerek kamuoyuna çağrıda bulundu. Yaklaşık 50 yıldır Kordon Caddesi’nde kesintisiz hizmet verdiklerini belirten taksi esnafı, söz konusu projenin ulaşım bilimine, şehir planlama esaslarına ve kamu yararı ilkesine aykırı olduğunu savundu. Açıklamada, "Bugün tartışılan mesele bir meydan meselesi değil; akıl mı rant mı, bilim mi keyfilik mi meselesidir" ifadelerine yer verildi. Taksiciler, Kordon Caddesi’nin kaymakamlık, emniyet birimleri, bankalar, liman, tur tekneleri, eczaneler ve taksi duraklarıyla Marmaris’in en kritik kamusal ulaşım akslarından biri olduğuna dikkat çekerek, bu hattın araç trafiğine kapatılmasının şehir içi ulaşımı olumsuz etkileyeceğini dile getirdi. Yapılan açıklamada, tek giriş-çıkışlı bölgelerde yayalaştırmanın alternatif ulaşım koridorları oluşturulmadan uygulanmasının trafik kilitlenmesine ve acil hizmetlere erişimde aksamalara yol açacağı vurgulandı. Marmaris’in bir metropol olmadığına işaret edilen açıklamada, ilçenin mevsimsel turizm ekonomisiyle ayakta durduğu, bu nedenle taksi duraklarının bilinçli bir planlamayla üç ayrı noktada konumlandırıldığı ifade edildi. Kordon Caddesi’nde Es Taksi’nin 38, Çınar Taksi’nin 23, Özlem Taksi’nin ise 26 araçla hizmet verdiği belirtilerek, bu dağılımın yıllara dayanan saha tecrübesinin sonucu olduğu kaydedildi. Durak sayısının bire düşürülmesinin yaklaşık bin kişinin geçimini doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyeceğini savunan taksiciler, böyle bir durumda Marmaris ulaşım sisteminin ciddi zarar göreceğini öne sürdü. Açıklamada, projenin hayata geçirilmesi halinde yalnızca taksicilerin değil, vatandaşların, esnafın, turistlerin, yaşlı ve engellilerin de mağdur olacağı belirtildi. "Henüz yazılı bir açıklama almadık" Basın açıklamasının ardından meydanda konuşan Marmaris Şoförler Odası Başkanı Bülent Kalaycı Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü ile görüşme gerçekleştirdiklerini ve taleplerini ilettiklerini ancak şu ana kadar kendilerine yazılı bir açıklama ulaşmadığını söyledi. Kalaycı, "Biz Marmaris’in yararına yapılan tüm projelerin yanındayız, önce bunu belirtelim. Konu ile ilgili Belediye başkanımızla görüştük, tüm taleplerimizi kendisine ilettik. Ancak elimizde henüz yazılı bir belge yok. Burada 90 taksinin tek durakta toplanması yüzlerce taksi şoförünü ve taksici esnafını doğrudan etkiler" ifadelerini kullandı. Taksi esnafı, belediyenin projeye ilişkin işlemlerinin denetlenmesi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın sürece müdahil olması ve kamu zararına yol açtığı iddia edilen uygulamalar için müfettiş görevlendirilmesi talep ederek, tazminatlarının verilmesini istediler. Açıklamanın sonunda, taleplerin karşılanmaması halinde konunun yargıya taşınacağı belirtilerek, "Marmaris masa başında değil, yaşayanlarıyla yönetilmelidir" ifadeleriyle kamuoyuna çağrıda bulunuldu.
İzmir Hükümlülerin el emeği göz nuru ürünleri görücüye çıktı Ödemiş T ve M Tipi Ceza İnfaz Kurumlarındaki hükümlülerin el emeği göz nuru eserleri, tarihi Çakırağa Konağı’nda düzenlenen anlamlı bir sergiyle ziyarete açıldı. Satıştan elde edilen gelirlerin doğrudan hükümlülerin hesaplarına yatırılacağı bu özel sergi, 21 Aralık tarihine kadar ziyaretçilerini bekliyor. Ödemiş Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde, Ödemiş T Tipi ve M Tipi Ceza İnfaz Kurumlarında barındırılan hükümlü ve tutukluların topluma kazandırılması çalışmaları kapsamında anlamlı bir etkinlik gerçekleştirildi. Sosyal ve kültürel faaliyetler çerçevesinde üretilen yağlı boya resimler ve el sanatı ürünleri, Birgi Çakırağa Konağı önünde düzenlenen törenle sergilenmeye başlandı. Protokolden yoğun katılım Cumhuriyet Savcısı Fatih İbiş’in koordinesinde titizlikle hazırlanan serginin açılışına; Ödemiş Kaymakamı Hakan Yavuz Erdoğan, Ödemiş Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Karabulut, Ödemiş Belediye Başkanı Mustafa Turan, hakim ve savcılar, cezaevi müdürleri, denetimli serbestlik personeli ve çok sayıda vatandaş katıldı. Protokol üyeleri açılış kurdelesini kestikten sonra sergiyi gezerek ürünleri inceledi. Geliri hükümlülere umut olacak Serginin açılış konuşmasını yapan Ödemiş Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Karabulut, ceza infaz sisteminin sadece bir yaptırım değil, aynı zamanda bireyi topluma kazandırma süreci olduğunu vurguladı. Karabulut, "Burada sergilenen her bir ürün sabır, emek ve umutla üretilmiştir. Ürünlerin satış fiyatları bizzat hükümlüler tarafından belirlenmiş olup, elde edilen gelirler doğrudan kendilerinin veya ailelerinin hesaplarına yatırılacaktır. Bu sayede maddi durumu iyi olmayan bireylerin hayata tutunmalarına destek olunmaktadır" dedi. Tarihi mekanda sanat köprüsü Başsavcı Karabulut, serginin toplum ile ceza infaz kurumları arasında bir gönül köprüsü kurduğuna dikkat çekerek emeği geçen personele ve tüm kurumlara teşekkür etti. Tarihi Çakırağa Konağı’nın atmosferinde sergilenen özgün yağlı boya tablolar ve el sanatları ürünleri, katılımcılardan tam not aldı. Ziyaretçilerini bekliyor 18 Aralık’ta protokolün katılımıyla kapılarını açan sergi; 19, 20 ve 21 Aralık 2025 tarihlerinde de halkın ziyaretine açık kalacak. Vatandaşlar, hem sanata destek olup hem de hükümlülerin topluma yeniden kazandırılması sürecine katkı sağlayabilecek.