GÜNDEM - 03 Aralık 2019 Salı 10:43

Köy yoğurdu bilimle buluştu

A
A
A
Köy yoğurdu bilimle buluştu

TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Gıda Enstitüsü, Anadolu’daki köy yoğurtları üzerinde yaptığı çalışmalar sonucunda geleneksel Türk damak tadına uygun, 3 ay dayanıklı doğal yoğurt geliştirdi. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, şartları taşıyan ve bedelini karşılayan tüm firmaların bu teknolojiyi transfer edebileceklerini açıkladı.

Dr. Mehlika Borçaklı’nın üzerinde çalıştığı uzun ömürlü yoğurt projesi başarıyla sonuçlandı. Borçaklı ve ekibinin ürettiği bakterilerle raf ömrü 3 ay olan yoğurdun teknoloji transferi için de ihaleye çıkıldı.
Bu ürünün, Anadolu’nun çeşitli bölgelerinden alınan yoğurtlar ile aynı tat, doku ve aromada üretildiğini belirten Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Bu yoğurdun en büyük farkı; genetiğiyle oynanmamış ve tamamen doğal olması” dedi.

Köy yoğurdu bilimle buluştu

Yüzde 95’i beğendi

Varank, yoğurdun binin üzerinde tüketicinin beğenisine sunulduğunu ve yüzde 95’in üzerinde olumlu görüş aldığını vurgulayarak, şunları söyledi:

"Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak, şimdi bu uzun ömürlü yoğurdu vatandaşımızla buluşturmak için yeni bir adım attık. Dün Resmî Gazete’de yayımlanan ilanla yoğurdun teknoloji transferinin de önünü açtık. Aranan şartları taşıdığı ve bedelini karşıladığı takdirde tüm firmalar bu teknolojiyi transfer edebilecek. Bilginin ticarileşmesi katma değerli üretimin en önemli ayağı. Ben bu vesileyle, projede görev yapan bilim insanlarımızı kutluyor; vatandaşlarımıza da şimdiden ‘Afiyet olsun’ diyorum. TÜBİTAK’taki bilim insanlarımızın tecrübe ve birikimiyle bu ve benzeri geliştirmelerle vatandaşlarımızın hayatını daha da kolaylaştırmaya devam edeceğiz."

Genetik değişiklik yok

Yoğurdun üretimi, Anadolu’nun geleneksel yoğurtlarından izole edilmiş, tanımlanmış, karakterize edilmiş kültürlerden seçilmiş bakterilerle sağlandı. Piyasada üretilen yoğurtlarda kullanılan bakteri kültürlerinin çoğunluğu genetik değişikliğe uğratılarak sadece bir kez yoğurt yapımında kullanılacak şekilde hazırlanırken buluş konusu kültürlerde genetik değişiklik uygulanmadı.

Buluş konusu bakteriler, patojenlere karşı çeşitli antimikrobiyal “etM” yapan maddeler geliştirdiklerinden, yoğurtların daha uzun süre güvenli bir şekilde kalmasını sağlıyor; buzdolabı koşullarında çok yavaş asit ürettikleri için de uzun süre ekşimeden muhafaza edilebiliyor. Projeyle, üç aylık muhafaza sonunda yoğurtların hala mililitrede 107 kob bakteri içerdikleri ve hoşa giden ekşilik, lezzet ve aroma özelliklerini taşıdıkları tespit edildi.

Neşra Durmaz
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yalova “Marmara’nın İncisi” Çınarcık’ta denizin içler acısı hali Yalova’nın turizmle öne çıkan Çınarcık ilçesinde kanalizasyon sularının direk denize akması vatandaşları isyan ettirdi. Maddi zorluklar çeken ve personel maaşlarını bile ödenmekte sıkıntı yaşayan Çınarcık Belediyesi’nin problemi çözememesinden dert yakınan vatandaşlar duruma tepki gösterdi. “Marmara’nın İncisi” olarak bilinen Çınarcık ilçesinde özellikle Taşliman’da bulunan balıkçı barınağına kanalizasyon sularının taşarak deniz akması nedeniyle çevrede pis kokular oluşurken deniz ise kirliliğiyle insan sağlığını tehdit eder duruma geldi. Bir dönemler Türkiye’nin en gözde turizm merkezi olan ilçedeki denizin son durumunu görenler ise gözlerine inanamadı. “Marmara’nın İncisi denilen yer Marmara’nın en kirli yeri bence” İlçe halkından Fügen Onay Ergün, 20 senedir Çınarcık’ın bitmeyen bir deniz sorunu olduğunu ifade ederek, “Marmara’nın İncisi denilen yer Marmara’nın en kirli yeri bence. Burada her yıl bu felaketi çekiyoruz. Bütün kanalizasyonlar denize akıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na defalarca yazım var. Geliyorlar, sudan numuneler alıyorlar, haklı olduğumuzu, suyun korkunç derecede kirli olduğunu bildiriyorlar. Burada bir önlem alınmıyor. Çocuklar, hayvanlar denize giriyor ve kokusu var bunun. Bu gerçekten büyük bir sorun. Marmara’nın ortasında bu ciddi bir sorun” dedi. “Hangi devirde denize akan lağım görülmüş” Ergün, sorunun Çınarcık’ın tümünde var olduğunu dile getirerek, “Denizin sorunu bu pislik. Hangi devirde denize akan lağım görülmüş. Aynı şekilde evimizin içine de akıyor burada. Apartmanımızın içinde de bir rögar var. Yağmur yağıyor apartmanımızın için pislik, lağım içinde. Çınarcık’ın her tarafında bu sorun var. Ciddi bir şekilde lağımlar denize akıyor” ifadesini kullandı. “Aciller virüsten dolayı dolu” Mustafa Girice durumla ilgili CİMER ve Çevre Şehircilik Bakanlığı’na yazdıklarını söyledi. Belediyenin bu sorunu çözmediğini anlatan Girice, “Biz belediyeye komple sakinler olarak dilekçemizi verdiğimiz zamanda bizi burası aşıyor, bütçemiz yoktur diyorlar ve lağımı sürekli denize akıtıyorlar. Dışardan gelen insanlarımız burada denize giriyorlar. Devlet hastanesinde aciller olduğu gibi virüsten dolayı dolu. Mikrop kapıyorlar. Bunun gereğinin yapılmasını arzu ediyorum” diye konuştu İlçe sakinlerinden Selda Caner ise Çınarcık’a belli bir nüfus geldikten sonra altyapının bunu kaldırmadığını ifade etti. 20 senedir amatör balıkçılık yaptığını anlatan Saadetin Evgilli ise “Sabah geliyorum mikrop içinde, akşam çıkıyorum tekrar mikrop içinde. Ben buradan tuttuğum balıkları çevreme nasıl yedireceğim. Buna çözüm bulsunlar en yakın zamanda. Bir çok yerlere başvurduk. İlgileneceğiz, yapacağız derken daha da kötü oldu” açıklamasında bulundu.