SAĞLIK - 25 Kasım 2016 Cuma 14:47

“Küflü gıda zehirdir”

A
A
A
“Küflü gıda zehirdir”

Gıda teröristleri küflü ekmekleri galeta, galeta unu, kurabiyeye çevirip satarken insan sağlığını hiçe sayıyor. Rumeli Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Halk Sağlığı Uzmanı Doç. Dr. Oğuz Özyaral küflü gıdaların karaciğer, böbrek ve sindirim sistemini bozduğunu zehirlenmeden kanamaya kadar bir dizi hastalığa yol açtığını söyledi.

Halk arasında küfün bir çeşit antibiyotik olarak kabul edilip zararsız zannedildiğini bunun doğru olmadığını söyleyen Doç. Dr. Oğuz Özyaral özellikle anne adayları ve emziren kadınlar için küflü gıdalardan mutlaka uzak durulması gerektiği ifade etti. “Küf anne adayından kan yoluyla bebeğe geçer. Bu büyüyen fetüs için zehirlenmekle eş anlamlıdır. Emziren anneler için de durum farklı değildir. Dünyaya yeni gelmiş bebek anne sütünden gelen toksinlere maruz kalır. Özellikle de bağışıklık sistemi. Bu durum bebeği hastalıklara açık hale getirir.

“KÜFLÜ GIDALARI HİÇBİR ŞEKİLDE TÜKETMEYİN”

Doç. Dr. Oğuz Özyaral bir gıdanın bir kısmının küflenmiş olmasının o gıdanın tamamının yenmemesini gerektirdiğini söyledi. “Yarısı küflenmiş bir limon, elma, portakal… Genelde insanlar küflü kısmı attıktan sonra kalanı yiyebileceğini sanıyor. Bu tamamen yanlıştır. Bir gıda küflendiyse, gıdada toksin üremeye başlamıştır. Bu yüzden o gıdanın tamamının atılması gerekir.” Özyaral aynı zamanda “Küfü gözle gördüğümüz zaman çok şanslıyız, bunu yememeyi tercih edebiliriz. Asıl tehlike görmediğimiz süreçte küflenen sonra temizlendiği iddia edilip ürüne dönüştürülen gıdalarda” derken küflü buğdayların ekmeğe, küflenen ekmeklerin galetaya dönüştürüldüğünü bununda da halk sağlığı açısından ciddi bir tehdit olduğunun altını çizdi.

“KÜFLÜ EKMEKLERİ HAYVANLARA DA VERMEYİN”

Halk Sağlığı Uzmanı Doç. Dr. Oğuz Özyaral Doğal ortamda sıklıkla rastlanan bazı toksin üreticisi küflerin yaşam alanında gelişim göstermeleri, istenmeyen bazı patolojik olgulara sebebiyet verdiğini söyledi. “Bilinçsiz depolama, yanlış tüketim ve kullanım hataları, mağaza, depo ve ev ortamında kullanılan ve bulundurulan akla gelebilecek her türden materyal, malzeme ve ürünün küfler tarafından sarılmasına neden olabilmektedir. Bunun sonucu olarak kullanılan, tüketilen ürünler ile yenilen gıdalar, küfler tarafından bozulur ve insan üzerinde toksik birtakım etkilere neden olabilir. Tarla, bağ, bahçe, vb. yerlerde yetiştirilen tarım ürünleri üretim, hasat, depolama ve işlenme süreçlerinde küflerle kirlenebilir. Bunun sonucu eğer küfün kendisi toksin üreticisi ise küflü ürünler üzerinde ortam şartlarına bağlı olarak mikotoksinleri (küf toksinleri) oluşur. Bu tip toksinli ham ürünlerin işlenmesiyle ortaya mikotoksin içeren işlenmiş ya da yarı-işlenmiş ürünler çıkar. Ayrıca küflü ve toksinli bir tahılın hayvan yemi olarak tüketilmesi ile hayvanın çeşitli doku ve salgılarında (süt dâhil olmak üzere) toksin birikimi ve/veya atılımı söz konusudur. Gerek kümes gerek büyük baş hayvanların değişik vücut kısımlarından hazırlanan toksinli et ve et ürünlerinin tüketilmesi ile sindirim sisteminde değişik tipte mikotoksikozlar – küf toksinlerine dayalı zehirlenmeler- oluşur. Bunun dışında doğrudan küflü fındık, fıstık, meyve suyu, unlu mamuller gibi besin maddelerinin tüketimi ile de mikotoksikoz olguları ortaya çıkmaktadır. Besin maddelerinin tamamı öncelikle küflerin gelişimi ve doğal olarak ta onların oluşturdukları ikincil metabolitleri olarak tanımlanan mikotoksinler için iyi bir beslenme ortamı oluşturur.”

KÜFLÜ PEYNİR ZARARLI MI?

Özyaral küflü peynirlerin kontrol altında özel bir mayalama yöntemi ile elde edildiğini, ekmek, meyve, kuruyemiş, sebzelerdeki küflenmeyle aynı olmadığını ancak bunların da bildik markalardan alınması gerektiğini söyledi.

KÜFLÜ GIDALARDAN ZEHİRLENMENİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

“Anında yüzde şişmeler, vücut üzerinde alerjik reaksiyonlar, kızarıklıklar ile ortaya çıkan bazı tabloların yanı sıra, hiç beklenmedik solunum tıkanması şeklinde ölümcül sonuçlarla karşılaşılabilir.”diyen Özyaral “Son günlerde karşılaşılan küflü ve çöplerden toplanan ekmeklerin öğütüp kullanılması ise tartışması bile yapılamayacak düzeyde rahatsızlık verici bir konudur. Böyle bir ürün hijyen kuraları ahlak kuralları ve halk sağlığı tamamen hiçe sayılarak yapılmış bir durumdur.” şeklinde konuştu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sultangazi’de 75 yaşındaki diyaliz hastası kadının, araçtan inerken düşürüldüğü iddiası İstanbul’un Sultangazi ilçesinde özel bir diyaliz merkezinde tedavi gören 75 yaşındaki diyaliz hastası kadının, araçtan iniş sırasında düşürüldüğü iddia edildi. Bilinç kaybı yaşadığı belirtilen yaşlı kadının yoğun bakım ünitesinde tedavisi devam ederken oğlu, "Annem bilinç kaybı yaşıyor, bir iyileşme söz konusu değil. Servis, hastanenin bir parçasıdır. Sorumluluğun onlarda olduğunu düşünmekteyiz" dedi. İddiaya göre, 11 Aralık günü Sultangazi’de bulunan bir diyaliz merkezinde tedavi gören 75 yaşındaki Deste Maşa, araçtan inişi sırasında düşürüldü. Yaşlı kadın hemen ambulansla hastaneye kaldırıldı. Bilinç kaybı yaşadığı belirtilen kadının yoğun bakım ünitesinde tedavisine devam edildiği ifade edildi. "Annemizin düştüğü bize telefonla aranarak haber verildi" Annesi düştükten sonra kendisinin telefonla arandığını söyleyen Serdar Maşa, "Bize annemizin düştüğü söylendi. Annemiz düştükten sonra da acile kaldırıldı. Şu anda yaklaşık 13-14 gündür bilinç kaybıyla yoğun bakımda tedavisi devam ediyor" dedi. "Şahsi fikrimiz hastanenin bir sorumsuzluğunun olduğu yönündedir" Hastanenin sorumsuzluğunun olduğunu savunan Serdar Maşa, "’Anneniz düştü, acile sevk ediyoruz’ gibi bir bilgi verildi, bize detay verilmedi. Birkaç defa arama dışında herhangi bir iletişim söz konusu olmadı. Kasıt olduğunu söylemek için daha erken olayı takip ediyoruz. Ama deliller ışığında, şahsi fikrimiz hastanenin bir sorumsuzluğunun olduğu yönündedir. Hastane tarafından bize her seferinde refakatçi olacağına dair bir bilgi verilmedi. Servis, hastanenin bir parçasıdır. Sorumluluğun onlarda olduğunu düşünmekteyiz. Söylediğim gibi birkaç defa arandık, durumumuz onun haricinde bir iletişime geçilmedi" dedi. Konu hakkında şikayette bulunduklarını anlatan Maşa, "Son durum annem bilinç kaybı yaşıyor, bir iyileşme söz konusu değil" ifadelerini kullandı.
Samsun Ziraat Türkiye Kupası: Samsunspor: 2 - Eyüpspor: 1 (Maç sonucu) Ziraat Türkiye Kupası B Grubu ilk hafta maçında Samsunspor, Eyüpspor’u 2-1 mağlup etti. Maçtan dakikalar (İlk yarı) 68. dakikada Holse’nin pasında kaleyi karşısına alan Mouandilmadji’nin şutunda meşin yuvarlak az farkla üstten auta çıktı. 82. dakikada çalımlarla ceza sahasına giren Mendes’in şutunda top sağdan dışarı gitti. 90. dakikada defansın arkasına atılan ara pasa hareketlenen Berke Baran’ın şutunda top filelerle buluştu. 2-1 Stat: Samsun Yeni 19 Mayıs Hakemler: Ömer Faruk Turtay, Murat Ergin Gözütok, Kerem İlitangil Samsunspor: Alpert Posiadala, Joe Mendes, Toni Borevkovic, Rick van Drongelen, Logi Tomasson (Deniz Şeker dk. 76), Antoine Makoumbou (Eyüp Değirmenci dk. 88), Soner Aydoğdu, Carlo Holse (Muhammet Akyüz dk. 88), Emre Kılınç (Soner Gönül dk. 46), Tahsin Bülbül (Polat Yaldır dk. 62), Marius Mouandilmadji Yedekler: Efe Üstün, Efe Törüz, Zeki Yavru, Polat Yaldır Teknik Direktör: Thomas Reis Eyüpspor: Jankat Yılmaz, Talha Ulvan, Berhan Şatlı, Gilbert Mendy, Ömer Ceyhan, Ömer Kara, Eren Aydoğdu (Talha Akkaya dk. 46), Deniz Aydoğdu (Ömer Uğurlu dk. 88), Ömer Ay (Berke Baran dk. 80), Christ Sadia (Burak Işık dk. 69), Metehan Altunbaş Yedekler: Kerim Yerlikaya, Levent Deniz, Rıdvan Canıbek, Samet Kalan, Yunus Tuzluoğlu, Emir Yalçın Teknik Sorumlu: Umut Eskikök Goller: Mouandilmadji (dk. 10), Soner Aydoğdu (dk. 33) (Samsunspor), Berke Baran (dk. 90) (Eyüpspor) Sarı kartlar: Holse (Samsunspor), Ömer Ay (Eyüpspor)
Ankara TBMM’deki istismar soruşturmasında 5 sanık hakkında 16 yıl 6’şar aya kadar hapis talebiyle iddianame hazırlandı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından TBMM’deki stajyer öğrenciye yönelik istismar iddialarına ilişkin başlatılan soruşturma çerçevesinde 5 sanık hakkında "çocuğa karşı cinsel taciz" ve "sarkıntılık yapmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı" suçlarından 16 yıl 6’şar aya kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı. İddianame Ankara 57. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame kapsamında, 18 yaşından küçük 4 mağdurenin TBMM’de stajyer olarak bulundukları dönemlerde Meclis lokantasında çalışan Halil İ.G., Durmuş U., İbrahim B., Ramazan Ç. ve Recep S. tarafından taciz edildikleri iddiası üzerine Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğüne başvuruda bulunmalarının ardından soruşturma başlatıldığı hatırlatıldı. İddianamede, mağdurelerin ifadeleri sonrasında 5 sanığın gözaltına alındığı, Halil İ.G., Durmuş U., İbrahim B. ve Recep S.’nin tutuklandığı Ramazan Ç.’nin ise adli kontrolle serbest bırakıldığı anlatıldı. İddianamede, mağdurelere yönelik, kamu görevi ve hizmet ilişkisinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak, eğitici öğretici yükümlülüğü olan kişilerden olması nedeniyle bahse konu zincirleme şekilde çocuğa karşı nitelikli cinsel taciz suçunun işlendiği ifade edildi. Sanıkların, ayrıca mağdurelerle iş yeri ve iş dışında davranışlarıyla sarkıntılık düzeyinde cinsel istismar suçunu işledikleri anlatıldı. Adı geçen sanıklar hakkında, "sarkıntılık yapmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı" ve "çocuğa karşı cinsel taciz" suçlarından 16 yıl 6’şar aya kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı. İddianame, Ankara 57. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.