SAĞLIK - 26 Haziran 2023 Pazartesi 10:56

'Kurban etini, buzdolabına koymadan önce en az beş saat dinlendirin'

A
A
A
'Kurban etini, buzdolabına koymadan önce en az beş saat dinlendirin'

Kurban eti ile ilgili hem sağlık açısından hem de lezzet bakımından değerlendirmelerde bulunan uzmanlar, “Kurban etini buzdolabına koymadan önce en az beş saat dinlendirmek gerekiyor. Ayrıca bakteri üretmiş et tüketilirse sağlık sorunları oluşturabilir, bayramınız zehir olmasın” dedi.

Türkiye, Kurban Bayramı tatiline hazırlanıyor. Binlerce vatandaş kurban vazifesini yerine getirecek. Uzmanlar ise kesilen etlerin heba olmaması, hijyenik koşullarda saklanması ve doku enfeksiyonlarına sebebiyet verilmemesi için önemli uyarılarda bulundu. Hemen tüketilemeyecek kurban etini buzdolabına koymadan önce en az beş saat dinlendirmek gerektiğini söyleyen Altınbaş Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Öğretim Görevlisi Yaşar Sevimli, kurban etinin serin ve güneş almayan ortamda dinlendirilip 24 saat buzdolabında (+4 C) bekletildikten sona dondurucuya (-18 C) alınmasını önerdi. Uygun şekilde bekletilmeden tüketilen kurban etlerinin ciddi sağlık sıkıntılarına neden olduğunu belirten Sevimli, bu hatırlatmaları her bayram öncesi yapmakta fayda olduğunu söyledi. Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Kıvanç Şerefhanoğlu da bakteri üretmiş etlerin tüketilmesinin oluşturacağı sağlık sorunlarına dikkat çekerek, “Bayramınız zehir olmasın” uyarısında bulundu.

'Kurban etini, buzdolabına koymadan önce en az beş saat dinlendirin'

Prof. Dr. Kıvanç Şerefhanoğlu, kurbanlık alırken mutlaka veteriner kontrolünden geçmiş hayvanların seçilmesi gerektiğini söyleyerek, “Çünkü insanlarda da sağlık sorunlarına yol açan şarbon hastalığı Türkiye’de endemik olarak görülebiliyor” dedi. “Et protein açısından zengindir ama uygun koşullarda saklanmazsa çok çabuk bozulabilir” diyen Prof. Dr. Şerefoğlu’nun verdiği bilgilere göre et eğer saklanacaksa suyla temas etmemesi gerekiyor. Şerefhanoğlu, “Su ile yıkadıktan sonra saklamak doğru değil. Çünkü ıslandığında daha çabuk bozuluyor. Suyla temas eden etin hemen tüketilmesi gerekiyor. Ayrıca çıplak elle de ete dokunmamak gerekiyor. İdeal olanı eldiven kullanmak. Elin ağza gitmemesine de dikkat edilmeli. Çünkü ette bakteriler bulunabilir, bunlarla temas zehirlenmelere neden olabilir. Et kesmek için kullanılan bıçaklar da yıkanmadan diğer ürünlerde kullanılmamalı. Örneğin salata ya da ekmek kesmek için kullanmayın. Bıçaktaki bakterilerle kontamine olabilir, diğer ürünleri de kontamine edebilir” diyerek uyarılarda bulundu.

Prof. Dr. Kıvanç Şerefoğlu, ayrıca et kesme esnasında yaralanmalara da dikkat çekti. Et keserken kullanılan bıçağın enfeksiyona neden olabileceğini belirterek yumuşak doku enfeksiyonu riski nedeniyle mutlaka bir hekime gösterilmesini önerdi.

'Kurban etini, buzdolabına koymadan önce en az beş saat dinlendirin'

“Etteki ölüm sertliğinin geçmesini bekleyin”
Altınbaş Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Öğretim Görevlisi Yaşar Sevimli da kurban kesiminin ardından etin dinlendirilip saklanmasının kritik bir önem taşıdığını belirtti. Kesim sonrası ette oluşan Rigor Mortis (Ölüm Katılığı/Sertliği) sürecinin tamamlanmasında büyük yarar bulunduğunu anlatan Sevimli şunları söyledi:

“Bunun için etin kesildikten sonra en az 24 saat bekletilmesi gerekir. Ölüm sertliği devam eden etin tüketilmesi sindirimi zorlaştırır. Hazımsızlık, şişkinlik, kabızlık veya ishal gibi sindirim sorunlarına neden olabilir. Ölüm sertliğinin geçmesini beklemek, etin sağlıklı koşullarda dinlendirilmesi ve saklanması ile ilgili bazı önlemleri almayı gerektiriyor.”

Poşetlerle taşımayın
Eti sağlıklı bir şekilde saklamanın ön şartının önce sağlıklı bir şekilde taşımak olduğunu vurgulayan Yaşar Sevimli, “Kurban kesim işleminin hijyenik bir şekilde tamamlanmasının ardından etin evlere hijyenik ve hızlı bir şekilde taşınması gerekir. Etler, kesim alanından eve poşetle taşınmamalı. Eğer içine koyulduysa uzun süre poşette tutulmamalı. Özellikle yaz aylarına denk gelen kurban kesimlerinde 37-39 derece sıcaklığı olan et, poşette uzun süre tutulduğunda ortamın sıcaklığıyla beraber daha yüksek sıcaklıklara ulaşır. Bu durumda ette terleme, yeşerme gibi olumsuz durumlar görülür. Geri dönüşüm plastiklerinden üretilen poşetlerde ise risk daha fazladır. Etin taşınması için kâğıt ambalajlar kullanılmalıdır” şeklinde konuştu.

Eti beş saat dinlendirin
Kurban etinin uygun şartlarda eve getirildikten sonra en az beş saat serin ve temiz bir ortamda dinlendirilmesi gerektiğini anlatan Öğr. Gör. Yaşar Sevimli “Etler her tarafı hava alacak şekilde yayılmış şekilde tepsilerde bekletilmeli. Gerekirse belli aralıklarla alt üst edilmeli. Böylece etin sıcaklığı düşürülür. Bakteri faaliyetleri yavaşlatılır” dedi.

Hemen buzdolabına atmayın
Dinlendirmeden buzdolabına koymanın kurban etinin hızla bozulmasına neden olacağı uyarısında bulunan Yaşar Sevimli “İlk sıcaklığı düşmeden buzdolabına koyulan etin yüzeyi kurur ama içi sıcak kalmaya devam eder. Böylece ette bakteriler ürer ve koku meydana gelir” diye konuştu.

Sakatatları ayrı saklayın
Sevimli, kurban etinin tercih edilen saklama yöntemine göre ayrıştırılmasını önerdi. “Sakatatlar ve etler ayrı muhafaza edilmelidir” diyen Sevimli şöyle devam etti:

“Hiçbir işlem görmeyen kurban eti, normal mevsim koşullarında +4 C’de (buzdolabında) üç-dört gün muhafaza edilebilir. Buzlukta ise -18 C’de ortalama altı ay bekletilebilir. Kıyma haline getirilip -18 C’de 1-3 ay saklanabilir.

Buzluğa atmadan önce
Kurban etinin en az beş saat serin ve güneş almayan ortamda dinlendirilip 24 saat buzdolabında (+4 C) bekletildikten sonra dondurucuya (-18 C) alınması öneriliyor. Buzu çözdürülen et tekrar dondurulamayacağı için dondurulmadan önce porsiyonluk paketleme yapılmasını öneren Yaşar Sevimli, “Kıyma yassı bir şekilde buzdolabı poşetine koyulup dondurulabilir. Böylece buzlukta alandan tasarruf sağlanır. Dondurulan et ve et ürünleri +4 C’de çözdürülmeli. Mutfak alanında çözdürme yapılmamalı” ifadelerini kullandı.

Pastırma-sucuk tercihi
Yaşar Sevimli, kurban etini olduğu gibi saklamanın yanında başka koruma yolları da bulunduğunu söyledi. Geleneksel saklama yöntemlerinden sucuk, pastırma, kavurma gibi et ürünleri elde edilmesiyle kurban etinin daha uzun süre muhafaza edilebileceğine dikkat çeken Sevimli, “Etin doğrudan tuzlanarak güneşte asılarak kurutulması da mümkün. Ancak bu yöntem diğer et saklama yöntemlerine göre daha az tercih ediliyor” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Mavi Müfredat ile “eko vatandaşlık” okullara taşındı, 20 bin öğrenciye ulaşıldı Baltık Denizi, Karadeniz, Akdeniz, Tuna Nehri ve Ren Nehri gibi 5 bölgedeki ilk ve orta öğretim okullarını hedef alan, “Okyanus Okuryazarlığı” hedefiyle Avrupa Birliği destekli SHORE projesi kapsamında Yıldız Teknik Üniversitesi bünyesinde Wave of Change Konferansı düzenlendi. Türkiye’deki çeşitli mavi ekonomi ve okyanus okuryazarlığı aktörlerini bir araya getiren çoklu panelde ayrıca bu zamana kadarki süreçte “Mavi Müfredat” ile 20 bin öğrenciye ulaşıldığının altı çizildi. 8 ay önce duyurulan ve 36 ay sürecek SHORE projesi koordinatörlüğünü yürüten Yıldız Teknik Üniversitesi Tarihi Hamam Binasında “Değişimin Dalgaları” adlı konferans düzenledi. Baltık Denizi, Karadeniz, Akdeniz, Tuna Nehri ve Ren Nehri gibi 5 farklı bölgede kurulan ortaklıklar sayesinde ilk ve orta öğretim okullarında “Mavi Müfredat”ın geliştirilmesi, uygulanması ve belirlenen temalara uygun her okulun küçük çaplı proje başvurusunda bulunarak, hibe kazanmasını amaçlayan proje kapsamında düzenlenen panelde mavi ekonomi, okyanus okuryazarlığı, eko vatandaşlık gibi konular ele alındı. Konferansta ayrıca yürütülen çalışmalar hakkında paylaşımda bulunulurken 8 aylık süreçte 20 bin kadar öğrenciye de ulaşıldığı bilgisi verildi. Konferansta açılış konuşması yapan Üniversitenin Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kamuran Nur Bekiroğlu, uluslararasılaşmaya verdikleri öneme değinerek, “Üniversitemiz 114 yıllık bir üniversite. AR-GE’de lider bir üniversiteyiz. AB projelerine ayırdığımız bütçe 7 milyon Euro civarında. Hem AR-GE’ye hem de uluslararasılaşmaya ne kadar önem verdiğimiz ortada. Mavi ekonomi, eko vatandaşlık, okyanus okuryazarlığı kavramlarını proje kapsamında ilk ve ortaokullara kadar indiriyoruz. Böyle bir projede yer almaktan dolayı mutluyuz” dedi. “Geleceğin en önemli problemlerden bir tanesi küresel ısınma ve su” Etkinliğe katılım sağlayanlardan İstanbul Vali Yardımcısı Mustafa Kaya ise geleceğin en önemli problemlerinden biri olan su ile ilgili şimdiden duyarlı bir proje olmasından dolayı tüm ortaklara teşekkür ettiği konuşmasında şunları söyledi: “Yıldız Teknik Üniversitesi çok anlamı bir toplantıya ev sahipliği yapılıyor. Geleceğin en önemli problemlerden bir tanesi küresel ısınma ve su. O yüzden şimdiden duyarlı olmak ve farkındalık oluşturmak çok kıymetli. Umarım bu çalışma herkese örnek olur.” Proje Koordinatörlüğünü yürüten Yıldız Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Afşin Yusuf Çetinkaya ise düzenlenen etkinlik hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Afşin Yusuf Çetinkaya, “Wave of Change, SHORE Projesi yayılımı faaliyeti kapsamında yapmış olduğumuz bir etkinlik. SHORE projesi Ufuk Avrupa Programı çerçevesinde desteklenen bir proje. Yaklaşık 3 milyon euroluk bir bütçesi olup 14 tane partnerimiz var. Yıldız Teknik Üniversitesi bu projede koordinatör. Bu projenin aslında temel hedefi okyanus okuryazarlığı ve mavi müfredatı geliştirmek. Konferansta da aynı zamanda mavi ekonomi konusunda yaygınlaşma amaçlı birçok değerli katılımcıya ev sahipliği yapacağız. Onlar da bizimle bilgilerini ve deneyimlerini paylaşacaklar” dedi. “Eko vatandaş kavramını yaygınlaştırmak istiyoruz” Küresel ısınma ile birlikte insanların ekosisteme zarar vermemesinin çok önemli olduğunu ve bunun adına farkındalık kazandırmak istediklerini aktaran Çetinkaya, “Okuryazarlıktan kastımız öğrencilerin farkındalıklarını arttırmak ve geliştirilmesi sağlamak. Aslında bizim temel amacımız eko vatandaş kavramını yaygınlaştırmak. Yani eko vatandaş kavramını ilkokul çağındaki öğrenciden başlayarak tüm nesle yayarak faal hale getirmeyi hedefliyoruz. Bu projede tüm yaş grupları için eğitim materyallerimiz hazırlandı, web sitemiz, oyunlarımız var. Karbon ve su ayak izini hesaplayabiliyoruz. Bunun aynı zamanda sadece Türkiye’de değil, 14 farklı ülkede de devam ettiriyoruz. En önemli avantajımız ise Türkiye ve Yıldız Teknik Üniversitesinin bu projede koordinatör kuruluş olması. Şuan projenin 8’inci ayındayız. Aynı çağrı döneminde yaklaşık 2 farklı proje vardı. Biz diğer projenin 25 kat büyüklüğüne sahibiz. Yani 25 kat daha fazla kişiye ulaştık. Tahminen de 20 bin civarı öğrenciye eğitim verildi” dedi.
Ankara Gümrük Muhafaza ekipleri 646 milyonluk kaçakçılığa engel oldu Gümrük Muhafaza ekiplerince Mersin’de yürütülen operasyonda gümrüklenmiş değeri 632 milyon Türk lirası olan kaçak ticari eşya, Niğde’de gerçekleştirilen operasyonda ise 14 milyon Türk lirası değerinde kaçak tütün ve üretim aksamları ele geçirildi. Mersin’de Gümrük Muhafaza ekiplerince kaçakçılıkla mücadele çerçevesinde yürütülen risk analizi ve istihbarat çalışmaları sonucu şüpheli görülen 4 konteyner mercek altına alındı. Gümrük Muhafaza ekiplerinin takibinde bulunan firmaya ait işlemlerin incelenmesi sonucu x-ray taramasına yönlendirilen konteynerlerde şüpheli yoğunluk tespit edildi. Ekiplerce gerçekleştirilen detaylı aramada konteynerler içerisinde beyan edilen eşyadan farklı olarak 632 milyon Türk lirası değerinde 81 ton muhtelif eşya tespit edildi. Olayla ilgili soruşturma Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde devam ediyor. Niğde’de 14 milyon TL’lik kaçak tütün ve üretim aksamları ele geçirildi Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğü Tütün Özel Ekibi ve Kayseri Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü ekiplerince Niğde’de bir depoya düzenlenen operasyonda 14 milyon Türk lirası değerinde kaçak tütün ve üretim aksamları ele geçirildi. Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğü Tütün Özel Ekibi ve Kayseri Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü ekiplerince tütün ve tütün mamulleri üretim ve dağıtımı yapan firmalara yönelik yapılan denetimler sonucu Niğde’de yasadışı üretim yapan bir depoya operasyon düzenlendi. Depoda yapılan aramada yaklaşık 10 ton bandrolsüz kıyılmış dökme tütün, 1 kilogramlık paketlerde 4 bin 800 adet (4 ton 800 kilogram) köşeleri kesilmiş şekilde bandrolsüz kıyılmış tütün, 220 adet koli ve her bir koli içerisinde 5 bin dal olmak üzere toplam 1 milyon 100 bin dal sigara, 52 adet koli ve her koli içerisinde 5 bin adet olmak üzere toplam 260 bin adet sigara filtresi, 68 koli içerisinde atık sigara, 44 bin 800 adet karton koli ve paketleme makinesi, 1 adet tütün havalandırma makinesi, 1 adet poşet yapıştırma cihazı, 4 adet kullanılmış sigara filtresi kağıdı rulosu, 1 adet network video recorder ve kamera cihazı, 2 adet bidon içerisinde toplam 52 kilogram tutkal (sigara üretiminde kullanılan), 2 adet salon tipi klima, 2 adet ortam nem dengeleyici cihaz, 1 adet forklift (ağır yükleri bir araca ya da rafa yüklemek için kullanılan iş makinesi), 1 adet 2 bin 500 kilogram taşıma kapasiteli transpalet olmak üzere yaklaşık piyasa değeri yaklaşık 14 milyon Türk lirası olarak belirlenen muhtelif kaçak eşyaya el konuldu. Soruşturma Niğde Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde devam ederken, soruşturma çerçevesinde 2 kişi hakkında adli tahkikata başlandı. Gümrük Muhafaza ekiplerinin iki ilde gerçekleştirdiği operasyonlar neticesinde toplam 646 milyon Türk lirası değerinde kaçakçılığa engel olundu.
Kütahya Kütahya’da Engelliler Haftasına özel Hemsball Şampiyonası Kütahya’da 10-16 Mayıs Engelliler Haftası etkinlikleri kapsamında, Kütahya Valiliği Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü ile Biyonik Kulaklı İşitme Engelliler Derneği ortaklığında Hemsball şampiyonası düzenlendi. Dumlupınar Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen programa rehabilitasyon merkezlerindeki öğrenciler ile Cumhuriyet Ortaokulu, Kılıçarslan Anadolu Lisesi ve Şeker İlkokulundan öğrencilerin yanı sıra il protokolünden bazı isimler katıldı. Hemsball oyunu öncesinde Türkiye şampiyonalarına katılan çocuklara ve annelerine ödüller verildi. 10-16 Mayıs Engelliler Haftası ve Aile Haftası münasebetiyle Hemsball Şampiyonası düzenlediklerini söyleyen Biyonik Kulaklı İşitme Engelliler Derneği Başkanı Nimet Sarıkaya, "Hemsball yerli ve milli bir sporumuz. 2 kişilik oynanan, her yaş grubuna hitap eden ve her alanda oynanabilen bir oyun. Engellilerin kendilerini geliştirmelerine büyük katkı sağlayan, İzmirli bir babamızın bulduğu bir oyun. Yeni bir spor olduğu için Kütahya Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğiyle İçişleri Bakanlığı’na bir proje sunacağız. Bu proje kapsamında aynı zamanda bugün bunun tanıtımını da yaptık. Rehabilitasyon merkezindeki 700 öğrencimize hemsball tanıtımını yapıp onların başından sonuna gelişimlerini raporlandıracağız. Bu raporlandırmayı da Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ndeki uzmanlarımız gerçekleştirecek. Bu raporların sonuçlarını yetkili birimlere ileterek engellerin aşıldığını ve sağlık alanında ne kadar ilerlediğimizi, sporla hayatların değiştiğini kanıtlamaya çalışıyoruz. Çocuklarımızın özgüvenlerini artırmak için onları spora teşvik etmeye çalışıyoruz. Çocuklarımızın atölyemizde kendi yaptıkları ve onları teknoloji bağımlılığından uzaklaştıracak ürünleri tüm katılımcılarımıza ve protokolümüze hediye olarak takdim ettik" diye konuştu.