EKONOMİ - 03 Şubat 2017 Cuma 08:50

Leblebi üretiminde kriz kapıda

A
A
A
Leblebi üretiminde kriz kapıda

Türkiye genelinde nohut üretiminde yaşanan rekolte düşüklüğü leblebi üretiminde kriz çanlarının çalmasına neden oldu.

Nohut fiyatlarının son yılların en yüksek seviyesine çıkmasıyla birlikte leblebinin de kilogram fiyatı da yüzde 35 seviyesinde artarak 20 liraya yükseldi. Nohut fiyatındaki artış nedeniyle leblebiye de zam yapmak zorunda kalan Çorumlu leblebi üreticileri, devletten nohut ekiminin teşvik edilmesi için çağrıda bulunurken vatandaşlardan anlayış bekliyor. 

Leblebi ustalarından Mustafa Kükürt, sektörde yaşanan ham madde sorunu nedeniyle leblebiciliğin en sıkıntılı dönemini yaşadıklarını söyledi. Birkaç ay önce 12 liraya satışa sunulan leblebi fiyatlarının piyasada nohut bulunamadığı için 20 lira olduğunu dile getiren Kükürt, “Nohutun kilosu yaz mevsimde 6-7 lira iken şuanda 13-14 lira. Çiftçi nohut ekmek için tohum bulamıyor. Tohumluk nohut 13-14 lira. Vatandaş bunu alıp ektiğinde risk. Ekim yapan yok. Leblebinin fiyatı şuanda 20 lira ama yaza doğru 25 lirayı da bulur. Nohut olmadığı için esnaf sıkıntı içerisinde. Hammadde bulamayıp işyerini kapatan esnaflarımız var. Nohut üretimi düştü. Leblebi üretimi yapan esnaf azaldı. 12 liraya nohut alıp da leblebi ürettiğin zaman zaten bir kilo nohuttan 650 gram leblebi oluyor. Yüzde 35 oranında fire var. Leblebi fiyatı 20 lirada kalacak diye bir şey yok. Leblebi fiyatları 25 lirayı, 26 lirayı bulacak” dedi. 

Kükürt, esnaflar olarak yıllardır hizmet verdikleri müşterileri mağdur etmemek adına adına kar marjını düşürerek leblebi fiyatlarını en az düzeye çektiklerini ifade etti. 

“Nohut ekimi teşvik edilmeli”
Nohut ekiminin teşvik edilmesini isteyen Kükürt, “Devlet hayvancılıkta, şeker pancarında destek verdiği gibi borsaların çiftçiyi nohut ekimine teşvik etmesi lazım. Nohutun en büyük düşmanlarından birisi yaban hayvanları, yaban domuzu. Ekili alanlara zarar veriyor. Vatandaş bu yüzden ekmek istemiyor. Devletimiz, borsalarımız çiftçiye ücretsiz tohum dağıtsa vatandaşa destek verse nohut üretimi artar. Nohut üretimi artınca fiyatı da düşer, leblebi fiyatı da düşer.Yerel yöneticilerden leblebi adına destek bekliyoruz. Örneğin Çorum’un girişine leblebi diyarına hoş geldiniz, leblebi heykeli veya totemi gibi bir şey yok. Yarışma yapılıyor. Dört tane leblebi getiriliyor, yarışma yapılıyor. Esnaf olarak bizi desteklese yerel yönetciler çevre yollarında dükkanlar var. Buralara giriş çıkışlarda sorun yaşıyoruz. Üretim yapmak için şehir içinde yerler yapmaya çalışıyoruz. Çeşitli sıkıntılarla karşılaşıyoruz. Yerel yöneticilerin Çorum leblebisine sahip çıkmasını istiyoruz. Çorum’da nohut üretiminin az olmasının en büyük nedenlerinden birisi yaban hayvanlarının çok büyük zarar vermesidir. Bu yüzden çiftçi zarara uğradığı için nohut ekimi tercih edilmiyor. Yoksa Çorum’da kalitesi yüksek leblebilik nohut Çorum7da üretiliyor. Çiftçi kar marjı düşündüğü için nohut ekimini tercih etmiyor.” diye konuştu. 

“Leblebinin ana vatanı Çorum’dur”
Denizli, Kütahya, Balıkesir gibi illerin leblebiye sahip çıktığını ancak leblebinin ana vatanının Çorum olduğunu dile getiren Kükürt, “Örnek verelim aylık 100 ton nohut tüketiyoruz. Leblebi satıyoruz. Ancak 10-15 ton üretim oluyor. Bu üretimin devamını sağlamak için diğer illerden nohut alıyoruz. Diğer illerin esnafları leblebi bizim, leblebiyi biz üretiyoruz diyor. O zaman Çorum’a nohut göndermesinler ne yapacaklar bir görelim. Türkiye’de kime sorarsanız sorun leblebi denilince akla Çorum gelir” ifadelerini kullandı. 

“Hammaddeyi bulamazsak bu gidişle leblebi satışını durduracağız”
Leblebi üreticisi Galip Hışıroğlu da, ham madde bulamazlarsa leblebi satışını durduracaklarını söyledi.
Bu yıl ekim olmadığı için nohut rekoltesinin az olduğunu dile getiren Hışıroğlu, Kütahya ve Denizli’deki esnafların bu yıl nohut ihtiyacını Konya başta olmak üzere diğer illerden karşıladığını kaydetti.
Nohut ihraç edilirse bir şeyler yapabileceklerini dile getiren Hışıroğlu, “Çorum’un Leblebisi meşhur. Türkiye’nin nesrine giderseniz gidin leblebi denilince akıllara Çorum gelir. Bu yıl Tarım İl Müdürülğü’nden beklentimiz köyülüyü üretime yönlendirmesi. Destek vermesi. Şuanda nohut fiyatı 14 lira. Şuanda leblebiden para kazanma şansımız yok. Bu işi 50 yıldır yapıyoruz. Bu yıl diyoruz ki para kazanmayalım. 14 liraya aldığımız nohut 17 lira olursa 25 lira olacak. Burada ürünümüz duracak insanlar alırsa alacak almazsa almayacak. Eylül ayına kadar bu böyle olacak. Nohut ihraç edilirse oda leblebilik olursa o zaman fiyatlar düşer” şeklinde konuştu. 

“Nohut’a sahip çıkılmazsa insanlar leblebiciye gelip leblebi olmadığını duyacaklar”
Leblebici esnafından Cengiz Hışıroğlu ise, “Nohut’a sahip çıkılmazsa insanlar leblebiciye gelip leblebi olmadığını duyacaklar” dedi. 

Hışıroğlu, Çorum’un simgesi olan leblebiyi ayakta tutmaya çalıştıklarını, bu yıl sadece Çorum’da değil Türkiye’nin bütün illerinde nohut sıkıntısı olduğunu belirtti. 

Ramazan ayından sonra özellikle stoklu çalışamayan esnafların çoğu raflarına yeni ürün koyamadıkları için işyerlerini kapatmak zorunda kaldığını açıklayan Hışıroğlu, “Ham madde bulamadıkları için 15-20 yıldır bazı esnaflar mesleği bırakmak zorunda kaldılar. Leblebi ile fındık bir tutuluyor. Bu paraya ben fındık yerim. Bunu izah edemez duruma geldik. Türkiye’de iyi bir tarım politikası nohut, buğday veya fasülye nerede oluyorsa bu teşvik edilerek üreticide para kazanmak kaydıyla birinci elden tedarik edilerek halka sunulmalı. Nohut ekilmediği için yok. Yeni nesil, genç nesil teknolojiye, rahata alışık. Zor gördükleri işi yapmıyorlar. Gençler daha rahat, özentili hayata geçmek istediği için bunu üretmiyorlar” diye konuştu. 

Eylül ayına nohut üretimi olmayacağı için leblebi fiyatlarında artışın devam edebileceğini ifade eden Hışıroğlu, “İnsanlar leblebiciye gelip leblebi olmadığını duyacaklar eğer nohuta sahip çıkmazlarsa. Esnaflar, üretciler, yetkililer herkes bu işe sahip çıkmalı. Çorum’da odamız kapandı. Kapandığı içinde sahipsiz kaldık” dedi.

Leblebinin Çorum’un olduğunu anlatan Hışıroğlu, şunları kaydetti; “Mesela bize geliyorlar üretimin Denizli’den Kütahya’dan yapıldığını söylüyor. Anket yapalım Denizli denilince akla yüzde 80 horoz gelir. Kütahya denilince akla çiniler, seramik gelir. Çorum denilince leblebi denilecektir. Bu işe sahip çıkmalıyız. Herkesin bildiği bu ürüne sahip çıkmalıyız. Leblebi sadece Çorum’un. Üretim ve tescil olarak da Çorum’un. Dünya literüetüründe bu tescillendi. Kütahya çinisine, Denizli horozuna sahip çıksın. Orda ham madde yok. Kütahya’nın Tavşanlı’nın Uşak’tan Denizli’de Manisa’dan nohut alarak üretim yapıyorlar. Bu yüzden sahip çıkıyorlar. Nereye götürürlerse götürsünler bu Çorum leblebisi olarak satılıyor” 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Eski bakan Osman Pepe’den "Yeni Yalta yazılıyor" uyarısı Eski Bakan Osman Pepe, Kocaeli’de yaptığı konuşmada, dünya siyasetindeki belirsizliklere, enerji ve maden kaynaklarındaki yeni paylaşım oyunlarına dikkat çekerek, "Yeni bir Yalta yazılıyor" ifadelerini kullandı. AK Parti Kocaeli Teşkilatı İl İstişare Kurulu Toplantısı, yoğun katılımla gerçekleştirildi. İl Başkanı Şahin Talus’un ilçelerde sürdürdüğü İstişare Kurulu buluşmaları kapsamında, Kocaeli’nin 12 ilçesindeki partililerle bir araya gelerek partinin kuruluşundan bu yana teşkilata emek veren isimlerle fikir alışverişinde bulundu. Toplantıda birlik ve beraberlik vurgusu ön plana çıkarken, küresel gelişmelere dair de dikkat çeken mesajlar verildi. "Kocaeli’de 319 bin 800 üyeye ulaştık" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamını getirdiğini söyleyen İl Başkanı Şahin Talus, "Partinin kuruluşundan beri öyle sağlam temeller oluşturmuşsunuz ki biz şu anda yöneticiler olarak Kocaeli’de bu sağlam temeller üzerinden yürüyoruz. Biz bir yıl önce, 13 Aralık’ta kongremizi yapmıştık. O tarihten itibaren sizlerin verdiği görev doğrultusunda, elimizden geldiğince her mahallede; ilçe başkanlarımızla, milletvekillerimizle ve belediye başkanlarımızla birlikte çalışmaya gayret ediyoruz. Özellikle Kocaeli’de şu anda 319 bin 800 üyeye ulaştık. Bir yıl içinde 36 bin 800 yeni üyemiz oldu. Her sabah üye sayımıza bakıyorum. Özellikle seçimden sonra ’AK Parti gitti, AK Parti gidiyor’ diyenlere Kocaeli’den bir ses olsun istiyoruz. Kocaeli olarak 472 mahallede elimizden geldiğince mücadele ediyoruz" diye konuştu. "Değerli madenler ve metaller zirveleri zorluyorsa, burada bir hazırlık var demektir" Eski bakan Osman Pepe ise "Dünya her günkü gibi deveran ediyor ama dünkü dünya değil. Yarın ne olacağını bugünden kestirmek hiç kolay değil. Dünyadaki emtia fiyatlarına bakıyorsunuz; bunlar neyin habercisi acaba? Eğer altın fiyatları katlanıyor, gümüş rekorlar kırıyorsa, diğer değerli madenler ve metaller zirveleri zorluyorsa, burada bir hazırlık var demektir. Peki ne olabilir? Bakın, Alman Başbakanı ne dedi: ’Artık Atlantik’in ötesinden umudumuz yok, kendi başımızın çaresine bakmamız lazım.’ Bunu Alman Başbakanı söylerken, Almanya’nın silahlanma yarışında rekorlar kırdığını görüyoruz. Almanya böyle derken, Fransa Başbakanı daha önce ne demişti? ’NATO’nun beyin ölümü gerçekleşmiştir’ demişti. Aradan birkaç yıl geçtikten sonra görüyoruz ki dünya belirsizliğe doğru gidiyor. Bir megaloman mikrofonu eline aldığı zaman, ya da mikrofonu gördüğü zaman, başta ne söylediğini, sonunda ne dediğini tam olarak kestirmek bile mümkün olmuyor. O şımarıklığın, insanlara saygısızlığın adeta kitabını yazıyor" şeklinde konuştu. "Yeni bir Yalta yazılıyor" Konuşmasını sürdüren Osman Pepe, "Düşünün, dünyanın en büyük devletinin başındaki kişi böyle davranıyor. Nijerya’yı bombalıyor, Venezuela’nın petrolüne göz dikiyor. Dünyanın en büyük petrol rezervi nerede arkadaşlar? Venezuela’da. Venezuela’dan sonra Suudi Arabistan geliyor. Venezuela’nın rezervleri Suudi Arabistan’ın neredeyse iki katı. Ukrayna’ya gelince; sözüm ona barış diyor ama önemli madenlerini bana vereceksin, ondan sonra araya girelim diyor. Alaska’da Putin’le pazarlık yapıyor. Bu tablo bize neyi hatırlatıyor? Yalta’yı. Hani Yalta’da bir araya gelip dünyayı, Avrupa’yı parçalayıp paylaşmışlardı. Yeni bir Yalta yazılıyor" ifadelerini kullandı. Katılım yoğun oldu Toplantıya Talus’un yanı sıra Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, AK Parti Kocaeli Milletvekilleri Sami Çakır ve Cemil Yaman, MKYK üyeleri Sadettin Hülagü ile Davut Coşkun Şiviloğlu, eski bakanlar Osman Pepe ve Fikri Işık, İl Kadın Kolları Başkanı Yasemin Özdemir, İl Gençlik Kolları Başkanı Doğan Orak, önceki dönem milletvekilleri Eyüp Ayar ve İlyas Şeker ile önceki dönem il ve ilçe başkanları ve istişare kurulu üyeleri katıldı.
Mersin Tarsus’ta şehitler dualarla yad edildi Tarsus’un Ulaş Mahallesi’nde, Kurtuluş Savaşı yıllarında bölgede kurulan Tozkoparan Müfrezesinde şehit düşenler başta olmak üzere tüm şehitler anısına anlamlı bir anma programı düzenlendi. Ulaş Mahallesi Camii önünde gerçekleştirilen programa; Tarsus Belediye Başkanı Ali Boltaç, Mersin Büyükşehir Belediyesi Muhtarlık İşleri Daire Başkanı Soner Yetgin, Ulaş Mahallesi Muhtarı Mahperiye Apaydın ve mahalle sakinleri katıldı. Program kapsamında mahalle kadınları tarafından hazırlanan geleneksel dövme pilavı ve yüksük çorbası vatandaşlara ikram edilirken, ardından şehitler için Kur’an-ı Kerim okutularak dualar edildi. "Gelenekleri yaşatmak bizim sorumluluğumuz" Programda vatandaşlarla bir araya gelen Tarsus Belediye Başkanı Ali Boltaç, şehitlerin anılmasının ve geleneklerin yaşatılmasının önemine dikkat çekti. Başkan Boltaç, "Memleketimiz için canını feda eden şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize sağlık ve sıhhat diliyorum. Tarsus Belediyesi olarak bu tür programlara her zaman destek vermeye hazırız. Geleneklerimizi ve göreneklerimizi gelecek nesillere aktarmak zorundayız. Aksi halde zamanla yok olup giderler. Çocuklarımızın ve gençlerimizin örf ve adetlerimizi öğrenmesi için var gücümüzle çalışacağız" ifadelerini kullandı. "Geçmişini bilmeyen geleceğini inşa edemez" Birlik ve beraberlik vurgusu yapan Başkan Boltaç, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: "Geçmişini bilmeyen, ecdadını tanımayan geleceğini inşa edemez. Kurtuluş Savaşı sadece askeri bir başarı değil, milletimizin birlik ve beraberlik ruhunun eseridir. Omuz omuza verdiğimizde bu milletin neler başarabileceğini tarih göstermiştir. Benim siyasetim gönül kazanmak üzerinedir. Bu millet bana hizmet etme sorumluluğu verdi ve ben de ‘ama, lakin, fakat’ demeden çalışmaya devam edeceğim." Başkan Boltaç, konuşmasının sonunda cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, vatan uğruna canlarını feda eden tüm şehitleri ve gazileri rahmet, minnet ve şükranla andığını ifade etti.