VOLEYBOL - 09 Aralık 2020 Çarşamba 18:09

Lider VakıfBank erteleme maçında galip

A
A
A
Lider VakıfBank erteleme maçında galip

VakıfBank Kadın Voleybol Takımı, Misli.com Sultanlar Ligi'nde ertelenen beşinci hafta maçında Sarıyer Belediyesi'ni 25-16, 25-18 ve 25-16'lık setlerle 3-0 mağlup ederek, ligdeki liderliğini sürdürdü. Sekiz günde üçüncü zaferini alarak ligdeki galibiyet sayısını 19'a çıkaran sarı-siyahlılar, ligin 22. haftasında Kuzeyboru'yla 13 Aralık Pazar günü deplasmanda karşılaşacak.

Salon: VakıfBank

Hakemler: Caner Çıldır, Aylin Turnaoğlu

VakıfBank: Milena 5, Cansu 1, Tuğba 8, Zehra 4, Haak 13, Gabi 17, Ayça (L), Gizem (L), Gözde 7
Sarıyer Belediyesi: İrem, Bashnakova 1, Şeyma 6, Çağla 2, Miniriye 1, Merve 4, Gizem (L), Misra 8, Dilara, Yaren 5

Setler: 25-16, 25-18, 25-16

Süre: 68 dakika (22, 25, 21)

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Annesinin hayali 3 kişiye umut oldu Balıkesir’de 69 yaşında hayatını kaybeden Embiye Yener, hayattayken oğluna, vefat ettikten sonra ise organ bekleyen hastalara umut oldu. Oğlu Tahsin Yener, "Annemin hep bir hayali vardı. Benden kaynaklı olsa gerek, ‘Benim organlarımı bağışlayın’ derdi" diye bağışın önemine dikkat çekti. Bursa’da gerçekleşen organ nakli, herkese örnek oldu. Balıkesir’de ikamet eden Embiye Yener, 69 yaşında vefat etti. Vefat ettikten sonra organları böbrek ve karaciğer bekleyen hastalara umut olan Yener’in, 2022 yılında ise bir böbreğini oğluna verdiği ortaya çıktı. Annesinin böbreği ile hayata tutunan oğlu Tahsin Yener, "Böbrek sıkıntısı sebebiyle hastaneye başvurduğumda illaki nakil ya da diyaliz dediler. Annemin dokuları bana birebir yüksek oranda uyduğu için Bursa’da başarılı bir nakil süreciyle sağlığıma kavuştum. Aradan 3 sene geçti. Annem hayatını kaybetti. Annemin hep bir hayali vardı. Benden kaynaklı olsa gerek, ‘Benim organlarımı bağışlayın’ derdi. Bizde onun isteğini yerine getirerek, organ bağışında bulunduk. Veri tabanı girildiği gibi, 2 yetişkin ve 1 çocuk hastaya uyduğu söylendi. Onlara şifa oldu. Annem öldükten sonra da yine birilerinin hayatına devam etmesine vesile oldu" dedi. "Başına gelmeyen bilmez" Yaşadığı günleri duygu dolu gözlerle anlatan Tahsin Yener, "O günleri biz çok iyi biliyoruz. Organ naklinin ne kadar önemli olduğunu, gücümün yettiğince, tanıdığım tanımadığım herkese anlatmaya çalışıyorum. Bütün akrabalarımı, arkadaşlarımı ve tanıştığım herkese, organ bağışında bulunması konusunda bilgilendiriyorum. Çünkü başına gelmeyen bilmiyor. Gerçekten bunu yaşayan biliyor" diye konuştu. "Organ naklini gerçekleştiren doktor da duygulandı" Organları bağışladıktan sonra öğrendiği bir olayı anlatan Tahsin Yener, "Nakli yapacak olan doktor, bizim naklimizi yapan doktordu. 3 sene evvel annemin böbreğini alıp bana nakil ettiğini isminden hatırlamış, hatta biraz da duygulanmış. Hocam, sağ olsun, ameliyata başlamadan geri çıkarak, kendine gelmek istemiş. Oradaki doktorlara, ‘Nasıl bir kadındır ki, öldükten sonra da yine şifa oluyor’ diye söylemiş. Bunlar önemli detaylar; küçük ama çok önem arz eden detaylar. Zaten ben de ilk fırsatta hocamızı gidip görmeyi düşünüyorum" dedi. "Oğluna ve 3 nakil bekleyen hastana umut oldu" İlk önce oğluna, daha sonra organ nakil bekleyen 3 kişiye umut olan Embiye Yener’in ameliyatlarını gerçekleştiren Acıbadem Bursa Hastanesi Organ Nakli Merkezi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Oktay ise, "Canlı verici olarak oğluna böbrek vermişti. Kendisi gayet sağlıklıydı. Oğlu da nakil böbreğiyle sağlığına kavuşmuştu. Elim bir kaza sonucu Embiye hanım hayatını kaybediyor. Daha önce aile arasında bu konu bilindiği için tereddüt etmeden ailesi de organ bağışında bulundu. Çoklu organ bağışı yaptılar. Tabi tek böbreğini zaten yaşıyorken vermişti, vefat ettikten sonra da ikinci böbreğini ve karaciğerini nakil bekleyen hastalara verdi" şeklinde konuştu. "Aile içerisinde organ bağışının konuşulması önemli" Bu nakilde en dikkat çeken konun aile içerisinde konuşulması olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Bülent Oktay, "Aile arasında bu konu daha önce konuşulmuş ve kişilerin bu konuda fikir ya da beyanı biliniyorsa, öldükten sonra organ bağışlamada hiç problem yaşanmıyor. Çünkü ülkemiz, canlı vericide dünyada en yüksek bağışı yapan ülke, ama ölüye gelince son derece düşük rakamlar var. Bunun temel sebebi de kültürel ya da inançlar değil, bunlar olsa canlıyken veremeyiz. Buradaki temel sebep, vefat eden kişinin yakınlarının vicdan olarak karar verememesidir. "Acaba sağlığında merhum veya merhume organ bağışına meyilliydi, yapar mıydı?" diye. Eğer bu daha evvel konuşulmuş olsa, bu örneğimizde olduğu gibi, kişi daha evvel böbreğini vermiş; tereddüt bile etmediler, hemen verdiler" dedi.
Erzurum Aşık Reyhani memleketinde anıldı Anadolu’da aşıklık ve ozanlık geleneğinin önde gelen isimlerinden birisi olan Erzurumlu Aşık Yaşar Reyhani, ölümünün 19. yılında düzenlenen bir etkinlikle memleketinde anıldı. Erzurum Büyükşehir Belediyesi İbrahim Erkal Dadaş Kültür ve Sanat Merkezi’nde yapılan anma programında Aşık Reyhani’nin hayatından kesitler anlatıldı, şiirleri okundu ve türküleri seslendirildi. Aşık Reyhani’nin oğlu Ozan Reyhani, Şahin Sarıgül, Fuat Çerkezoğlu, İsrafil Öztürkoğlu, Serdar Alyakut ve Alperen Uzun’un sazlarıyla icra ettikleri Aşık Reyhani eserler davetlilere eşsiz anlar yaşattı. Eski Milli Eğitim Müdürü Fevzi Budak, Aşık Reyhani’yi hem anlattı hem de şiirlerini okudu. Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Anadolu’daki aşıklık ve ozanlık geleneğinin önemli bir ismi olan Aşık Reyhani’yi her zaman rahmet ve hasretle anacaklarını ifade ederek, "O hem Erzurum’un hem de Anadolu’nun sesi olmuştur. Hatırasını her zaman yaşatacağız" dedi. Aşık Reyhani kimdir? 1932 yılında Hasankale’nin (Pasinler) Alvar köyünde doğdu. Asıl adı Yaşar Yılmaz‘dır. İran’dan göçen babası önce Kars’a daha sonra Erzurum’a yerleşti. Aşık Reyhani’nin çocukluğu köyünde geçti. Zaman zaman komşu köylere gitme imkanı bulduysa da daha başka yerlere gidemedi. Okuma yazmayı okula gitmeden öğrendi. Küçük yaşlarda köyüne gelen aşıklardan etkilendi. Hem aşıklardan dinleyerek hem de eline geçen kitapları okuyarak birçok halk hikayesini öğrendi. Bayburtlu Aşık Hicrani tarafından kendisine ’Reyhani’ mahlası verildi. Konya Aşıklar Bayramı’na aralıksız katılan 7 aşıktan biridir. Eski aşıkların dışında, yetiştiği Huzuri Baba, Nihani, Cevlani, Efkari, Murat Çobanoğlu’nun babası Gülistan Çobanoğlu gibi aşıklardan gelenek ve usul öğrendi. Aşık Reyhani birçok ülkeye konser ve konferanslara katılmak üzere çağrıldı. Ayrıca ABD’nin Michigan Üniversitesi’nde katıldığı bir konferanstan sonra kendisine fahri öğretmenlik unvanı verildi. Aşık Reyhani 10 Aralık 2006 tarihinde Bursa’da vefat etti.