DÜNYA - 14 Ocak 2025 Salı 14:50 | Son Güncelleme : 14 Ocak 2025 Salı 14:57

Los Angeles’taki yangında evi yanan Gülistan: “Cehennemi yaşadım”

A
A
A

ABD’nin California eyaletinde bulunan Los Angeles şehrinde süren orman yangınlarında evi yanan Emine Gülistan yaşadığı korku dolu dakikaları anlatarak, “Cehennemi yaşadım” dedi.

ABD’nin California eyaletinde bulunan Los Angeles şehrinde süren orman yangınları devam ediyor. California eyaletinin dört farklı noktasında toplam 38 bin 685 dönümlük alanın küle döndüğü orman yangınlarını kontrol altına alma çalışmaları binlerce personelle sürüyor. Orman yangınlarının nasıl başladığına dair soruşturma devam ederken 24 kişinin hayatını kaybettiği yangınlarda binlerce kişi de evlerinden oldu. ABD’de yaşayan Emine Gülistan da Los Angeles’a bağlı Malibu’daki yangında evini kaybetti. ABD’ye 28 yıl önce gelen Gülistan, yaşadığı korku dolu anları İHA’ya anlattı. “Cehennemi yaşadım” diyen Gülistan, “Bu kadar yıldan sonra o kadar kötü, o kadar üzücü oldu ki. Vallahi kelimeler bile yetersiz. O kadar çok yangın gördüm, sel felaketleri gördüm burada. Depremler falan gördüm. Evler çok sallandı devamlı. Ama şimdiye kadar en kötüsü, en çok beni üzen, en kötü olanı bu oldu” dedi.
Gülistan yangının ilk anlarını anlatarak, “Ben Ocean Avenue’da oturuyorum. Otururken köpeğin aşırı havlaması yüzünden balkona çıktım. Ama normalin üzerinde bir havlamaydı bu. Balkona çıktım bir baktım Pacific Palisades tarafında dumanlar çıkıyor, alevler yükseliyor. İnanılır gibi değil. Şok geçirdim. Televizyonu açtım hemen, yangın başladığı söylendi. Bir programım vardı onu iptal ettim. Hemen arabaya atladım, buraya geldim. Hemen şu evlere bir bakayım, tedbir alalım falan diye aşağıya uğradım. Orası normaldi. Buraya çıktık işte sprinkler (yangın söndürme) sistemini açtık” ifadelerini kullandı.

Los Angeles’taki yangında evi yanan Gülistan: “Cehennemi yaşadım”

“Yangın devamlı büyüyordu ve müdahale yoktu”

California’ya bağlı Topanga yerleşim alanının güvenli olduğunun açıklanması üzerine Topanga’nın oraya vardıklarını söyleyen Gülistan, “Topanga Canyon’a giden yoldan yangın sıçradı. Bu artık kötü bir başlangıçtı. Bununla başladı. Bu büyük bir şoktu. Çünkü, orada başlaması bütün buraların yanıp gitmesi demekti” dedi.

Saatler geçtiğini ve yangının hızla yayıldığını kaydeden Emine Gülistan, “Yangın devamlı büyüyordu ve müdahale yoktu. Çünkü çok hızlı bir şekilde rüzgar vardı. 80, 90, 95 mille esen bir rüzgar vardı. Kıvılcımlar düştüğü yerde yangın başlatıyordu. Zaten bu yıl hiç yağmur yağmadı. Geçen yıl çok güzel yağmıştı. Her yer yemyeşildi. Bu yıl hepsi kurudu. Tam bir çöle döndü. Sonra da o minik kıvılcımlar küçük küçük noktalar halinde yangınları başlattı. Yangın başlayınca da önüne geçemediler. Yangının yayıldığı alanları büyüdü, insanlar çaresiz kaldı ve susuzluk çok büyük bir sorundu” dedi.

Yangının ilerlemesiyle yetkililerin yolları kapattığını kaydeden Emine Gülistan, “Topanga kapandı, Malibu kapandı. Her şeyi kapattılar. Aşağıda polisten rica ettim, ‘bakın dedim benim yukarıda bir evim var, ben oraya gidebilir miyim? En azından gazı kapatayım’ dedim. Eve zarar gelmesin. Bu yangın iyiye gitmiyor. ‘Tamam’ dedi. Geldim hemen açtım sistemi” diyerek yangın günü yaşadıklarını anlattı. Daha sonra evinin ne halde olduğunu merak eden Gülistan evinin olduğu bölgeye girişine izin verilmediğini söyledi.

“Ben ömrümde hiç böyle yangın görmedim”

“Ben ömrümde hiç böyle yangın görmedim” diyen Gülistan, “Evin içerisi dayalı döşeli çok güzel bir evdi. Zaten orası ikinci, üçüncü evimdi benim. Yandıktan sonra bir küle döndü. Yanınca bir şey bir sandalyenin bacağı kalır bir dolabın parçası, bir şeyler kalır, yani yangından bir eser iz kalır. Onların hiçbirisi yoktu. Tamamıyla küle dönmüş bir ev vardı, inanamadım. Hatta burası benim evim olamaz falan dedim. Sahildeki bütün evler yanmıştı” açıklamasını yaptı.

Evin kendisi için çok önemli olduğunu söyleyen Emine Gülistan, “Ben evlenerek bu eve geldim. Bütün anılarım burada. Güzel anılarımız vardı. Rahmetli eşimle burada vakit geçirmiştik. Türkiye'den gelen, buradaki arkadaşlarımla burada vakit geçiriyoruz. Onlarla burada buluşuyoruz. Yani bu evi çok seviyorum. Girdik içeriye atladık baktık 20-25 yerde yangın var. Evin bahçesi de yanıyordu. Arkamdaki çam ağacı bile tutuşmuştu. Suyu açtım su yok. Jeneratörü çalıştıracağım gazı açıp gaz yok, elektrik yok. Anne-oğul artık biraz bir şeyler yapalım dedik. Yangınları tek tek söndürmeye çalıştık. Bir de işin korkuncu, hiç kimse yok bizim dışımızda. Birkaç itfaiyeci var, birkaç polis şefleri falan var. Yukarıdaki evlerde yangınlar var, buradan görüyorum. Yanıyor onların evleri, bahçeleri. Onlardan bir kıvılcım attığı anda burası kesinlikle yanacak” ifadelerini kullandı.

“Californiya gibi bir yerde suyun olmaması çok acı bir şey”

Yaklaşık 7-8 saat yangın söndürmeye çalıştıklarını anlatan Emine Gülistan, ertesi gün tekrar geldiklerini söyledi. Evi kontrol ettiklerini söyleyen Gülistan, “Dedik bir bakalım bahçeye. Yine yangınlar var bahçede. Yine her yer yanıyor. Komşularda yangın var, burada yangın var. Onları tekrar söndürdük. Yani hayatta artık elime kürek almamışım ama burada her şeyi öğrendim ondan sonra. Buradaki boruda yangın çıkmış ve onu bir türlü söndüremiyoruz. Malibu gibi bir yerde, Californiya gibi bir yerde suyun olmaması çok acı bir şey. Şu önümüz okyanus, okyanustan al suyu; kullanmıyor” dedi.

Los Angeles’taki yangında evi yanan Gülistan: “Cehennemi yaşadım”

“Sizlere Türk misafirperverliğini tanıtmak istiyorum’

“Birisi bitiyor, birisi başlıyor diyen Gülistan, yangını söndürecek kimse olmadığını ifade ederek kısa bir süre sonra komşusunun evinde bir yangın başladığını sözlerine ekledi. “Bazı itfaiyecilere Türk yemeği sözüm var” diyen Gülistan, “Sizlere Türk misafirperverliğini tanıtmak istiyorum’ dedim. Hatta güldüler, bir şey yapmak istemediler. ‘Biz Türkler böyleyizdir. Size bir Türk kebabı ısmarlayacağım, kesinlikle buna kararlıyım’ dedim. Çok hoşlarına gitti” ifadelerini kullandı.

“Başkonsolosluğumuz, buradan giden diğer konsolosluklarımız, ataşelerimiz, kendileri, eşleri, bütün Türk grupları her gün Gülistan, defalarca aradılar. O kadar duygulandım ki bazen gözyaşlarımı tutamadım. Dedim bak Türkiye buraya geldi, insanlar hep yardımcı olmaya çalışıyor. Burada birimize bir şey olduğu zaman biz Türkler, hemen anında ona yardıma koşmaya çalışıyoruz ve bu geleneğimiz göreneğimiz, halen devam ettiriyoruz. Onların manevi destekleriyle kendimi gerçekten çok iyi hissettim. Herkes sağ olsun, var olsun” açıklamasını yaptı. Hükümet desteği olmadığını kaydeden Gülistan, “Yok hayır. Şimdiye kadar bir destek almadık, söz de duymadık” dedi.

“Su olsaydı çok daha şey önlenebilirdi”

Yaşananların kendisini şaşırttığını sözlerine ekleyen Gülistan, “Hayal kırıklığına neden oldu. Bir Californiya gibi özellikle Malibu gibi bir yerde nasıl su olmaz. Gazı anlıyorum. Gaz riskli bir şey. Elektrik de direkler olmadığı için. Ama su olsaydı çok daha şey önlenebilirdi. Okyanusu kullanabilirlerdi, onu da kullanmadılar. O yüzden bu yönde ben üzgünüm. Herhalde bunu dinledikleri zaman buradakiler de üzüleceklerdir. İnsan bu kadar boş bırakılır mı? Burası zaten çöl bir yerde, aslında çöl. Geçen yıl çok yağmur yağdı. Bu yıl hiç bir şey yağmadı ve her yer kurudu. Bu şeyin sonucunun böyle olacağını biliyorlardı aslında. Çok hazırlıksız yakalandılar. Daha tedbirli olabilirlerdi ve bu kadar acıyı yaşatmazlardı. Ben gerçekten burada cehennemi yaşadığımı düşünüyorum” açıklamasını yaptı.

Aydın Tuna Palabıyıkoğlu

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 14 ilde göçmen kaçakçılığına yönelik operasyonlarda 156 şüpheli göçmen kaçakçısı yakalandı, 112’si tutuklandı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 14 ilde son 2 haftada jandarma tarafından göçmen kaçakçılığına yönelik düzenlenen operasyonlar ile 156 şüpheli göçmen kaçakçısının yakalandığını ve 112’sinin tutuklandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, Jandarma Genel Komutanlığı Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti ile Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde; Edirne, Muğla, Aydın, Balıkesir, İzmir, Çanakkale, Tekirdağ, Antalya, Mersin, Van, Şanlıurfa, Erzurum, Hatay ve Gaziantep olmak üzere 14 ilde göçmen kaçakçılığına yönelik operasyonlar düzenlendi. Son 2 haftada Jandarma İnsansız Hava Araçları (JİHA) ile havadan, İl Jandarma Komutanlıklarınca karadan yapılan çalışmalar sonucu düzenlenen operasyonlarda 156 şüpheli göçmen kaçakçılığı organizatörü yakalandı. Şüphelilerden 112’si tutuklanırken 44’ü hakkında ise adli kontrol hükümleri uygulandı. Ayrıca yapılan operasyonlar sonucu 120 adet araç ile 13 adet bot ele geçirildi. Bakan Yerlikaya yaptığı paylaşımda göç yönetimine dikkati çekerek, "Göç yönetiminin güvenlik boyutunu; insan ticareti, düzensiz göç ve göçmen kaçakçılığı ile mücadele alanlarında hukuk devleti ilkeleri ve insan haklarına riayet temelinde yürütülen etkin çalışmalar oluşturmaktadır. Bu kapsamda sınır güvenliği, üstün teknolojilerden ve gelişmiş izleme-denetim sistemlerinden yararlanılarak güçlendirilmekte; yasa dışı göç yollarını teşvik eden ve organize eden yapılara karşı hem sahada hem de hukuki zeminde güçlü ve caydırıcı mekanizmalar işletilmektedir" ifadelerine yer verdi.
Karabük Kar yağışını duyan soluğu burada aldı Kar yağışını fırsat bilen vatandaşlar, Karabük’ün yüksek kesimlerine akın ederek ateş yakıp fotoğraf çektirirken karın keyfini doyasıya çıkardı. Karabük’ün yüksek kesimlerinde kar yağışı gecenin ilerleyen saatlerinde de etkisini sürdürdü. Meteoroloji Genel Müdürlüğünün uyarısının ardından özellikle yüksek rakımlı bölgelerde başlayan kar yağışı, Safranbolu-Bartın kara yolunu beyaza bürüdü. Karayolları ekipleri, daha önce yaptıkları hazırlıklar kapsamında bölgede kar küreme ve tuzlama çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Kar yağışını fırsat bilen vatandaşlar, bin 30 rakımlı Ahmetusta Geçidi’ne akın etti. Bölgeye gelenler ateş yakarak ısınırken, bol bol fotoğraf çektirip karın keyfini çıkardı. İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Şube ekipleri de bölgede denetim yaptı. Ekipler, kış lastiği bulunmayan sürücüleri olası olumsuzluklara karşı uyararak, bölgeyi terk etmeleri gerektiğini bildirdi. Sürücülere kar yağışı ve buzlanmaya karşı uyarılarda bulunuldu. Ahmetusta mevkiinde kar yağışının fazla olduğunu öğrendikten sonra eşi ve arkadaşları ile bölgeye geldiklerini ifade eden Selver Yıldırım, araçta kış lastiği bulunmasına rağmen gelmekte zorlandıklarını belirtti. Yıldırım, kar yağışı sonradan bölgedeki atmosferi güzel bulduğunu aktararak çok eğlendiklerini söyledi. Zonguldak’ın Çaycuma ilçesine bağlı Perşembe beldesinden kar için Safranbolu’ya Doğan marka otomobille gelen Alperen Demirkul, "Çok mutluyuz. Aracımızla gelirken biraz zorlandık ama burası beklentimizi karşıladı. Bütün gençler burada. Ekipler de çalışmalarını sürdürüyor" diye konuştu.