DÜNYA - 13 Haziran 2025 Cuma 00:13 | Son Güncelleme : 13 Haziran 2025 Cuma 00:21

Madleen Gemisi'nde alıkonulan Şuayb Ordu ve Yasemin Acar Berlin'e geldi

A
A
A

İsrail'in Gazze Şeridi'ne insani yardım götürdüğü sırada uluslararası sularda el koyduğu Madleen gemisindeki 12 aktivist arasında bulunan Türk aktivistler Yasemin Acar ve Şuayb Ordu, İsrail'den sınır dışı edilmelerinin ardından Almanya'nın başkenti Berlin'e geldi.

Yasemin Acar ve Şuayb Ordu, çoğunluğu Filistinlilerden oluşan yaklaşık 150 kişi tarafından Berlin Brandenburg Havalimanı'nda karşılandı. Havaalanında açıklama yapan Ordu, amaçlarının bu kanın durmasına katkıda bulunmak olduğunu söyleyerek, "Karadan denizden bu ablukanın kalkması gerekir. İnsanlar hala bombalanarak ölüyor. Bizim tek amacımız bu savaşın durması, bu katliamın, soykırımın durması. Canlarımız da feda olsun, hayatlarımız da feda olsun, ama yeter ki bu soykırım dursun" dedi.

Kendi başına gelenlerin önemli olmadığının altını çizen Ordu, "Dünyada ne olup bittiğinden haberimiz yok. Abluka kırıldı mı onu da bilmiyoruz. Belki kırılmadı ama ilk fırsatta geri dönüp ablukayı kırmaya çalışacağım" ifadelerini kullandı. İstiklal Marşı'ndan bazı kıtaları okuyan Ordu, ayrıca İsrailli makamlar tarafından Filistin'e giriş yasağı aldığını belirtti.

"Açlığı bir silah olarak kullanıyorlar"

Acar ise, "Bütün dünyanın Madleen'deki 12 kişi, İsrail'in 10 yıldan uzun süren kuşatmasını kırmayı hedefleyen bir insani görev amacıyla yola çıktığını bilmesini isterim. Şimdi bir de soykırım var. İsrail bir kuşatma üzerine başka bir kuşatma getirdi. Açlığı bir silah olarak kullanıyorlar. Yüzlerce, binlerce çocuğu açlıktan öldürüyorlar. Bizim görevimiz de buna karşı çıkmaktı. Biz barışçıl bir görevdeydik, üzerimizde silah yoktu. İsrail bizi uluslararası sularda kaçırdı. Bizim olduğumuz yerde yargı hakları yoktu. Gazze Şeridi'nden 100 deniz mili uzakta, Filistin bölgesindeydik. Bizi alıkoydular, isteğimiz dışında İsrail'e götürerek neredeyse 4 gün boyunca hapse tıktılar. Yasadışı bir şey yaptılar. Gazze'yi işgal ederek uluslararası hukuka karşı geliyorlar" ifadelerini kullandı.

"Almanya çocukları aç bırakmayı, bombalamayı, anne ve babaları öldürmeyi tercih ediyor"

Almanya'nın İsrail ile ilişkilerini eleştiren Acar, "Uluslararası toplumun suç ortaklığını sonlandırması gerekiyor. Silah göndermeyi durdurmaları gerekiyor. Almanya, yardım yerine silah gönderiyor. Ben bir Alman vatandaşıyım. Ülkem geçtiğimiz hafta silah göndermeye devam edeceklerini söyledi. Ben ülkemin yapamadığı şeyi, hükümetimin yapması gereken şeyi yapıyorum ama Almanya çocukları aç bırakmayı tercih ediyor. Almanya çocukları bombalamayı, anne ve babaları öldürmeyi tercih ediyor. Dört aydır Gazze'de su yok. Gazze'ye bir şişe su ne de bir parça ekmek geldi. Neden biz 12 kişi, uluslararası toplumun yapamadığı şeyi yapıyoruz, neden hayatımızı riske atıyoruz? Bizim hayatlarımız Gazze'dekilerden daha değerli değil. Biz, dünyaya birlik ve beraberlik içinde olduğumuz mesajını vermek istiyoruz. Bizim oraya götürdüğümüz yardım, okyanusta bir damlaydı. Ama bu damla, 20 aydır sessiz kalan hükümetler ve onların suç ortaklıklarına ilişkin çok büyük mesajlar taşıyor" dedi.

"Çocukları aç bırakmayı seçtiklerinde biz de kalkıp buna hayır demeliyiz"

Uluslararası topluma harekete geçmesi çağrısında bulunan Acar, "Bizim hayatlarımız Gazze'deki kardeşlerimizin hayatlarından daha değerli değil. Dünya'nın buna uyanması lazım. Gazze'de yaşanan şeyler normal değil. Yirmi aydır bunları görüyoruz. Çocuklar açlıktan ölüyor. Sizin de çocuğunuz varsa, sizin de kalbiniz varsa, vicdanınız varsa, uyanın. Bunu birlikte başarabiliriz. Hükümetler bizim adımıza seçimler yapmıyor, biz onlara Madleen ile bunu gösterdik. Ne zaman evet veya hayır diyeceğimizi seçmiyorlar, bu seçimi biz yapıyoruz. Hükümetleri oldukları yerlere biz getiriyoruz, onları seçiyoruz. Onlar ise çocukları aç bırakmayı seçtiklerinde biz de kalkıp buna hayır demeliyiz. Biz bu güce sahibiz. Korku tanımamalısınız, zulme karşı durduğunuzda gelecek olan baskıdan korkmamalısınız. Yalvarıyorum, uyanın ki durmayalım" dedi.

"Netanyahu, Ben-Gvir, sizden korkmuyoruz, geri geleceğiz"

Madleen gemisindeki aktivistlerin yılmayacağını vurgulayan Acar, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'e seslenerek, "Netanyahu, Ben-Gvir, sizden korkmuyoruz. Gözünüzün içine bakarak geri geleceğiz. Ablukanızı kırana kadar tekrar tekrar geleceğiz" ifadelerini kullandı.

"Seksen yıldır süregelen bir etnik temizlemeden bahsediyoruz"

Sınır dışı edilirken kendisine verilen kıyafetlere ve terliklere dikkatleri çeken Acar, "Bizi bilerek bu şekilde gönderdiler. Bize kıyafetlerimizi vermediler. On bin üzerindeki siyasi tutukluya da böyle muamele gösteriyorlar. Onları da özgür bırakmaları gerekiyor. Tutuklular arasında 400 çocuk var, yaşları 9'dan başlıyor. Bizim yaşadıklarımız, oradaki mahkumların yaşadığının yanında hiçbir şey. Oradaki erkeklerin vücutlarında böcek ısırıkları izleri vardı. Bütün vücutları izlerle kaplıydı. Filistinlileri kasıtlı olarak oraya kilitleyerek yıllardır böyle davranıyorlar. Seksen yıldır süregelen bir etnik temizlemeden bahsediyoruz" dedi.

"İnsanları öldürüyorlar ve açlık olmadığını söylüyorlar"

Acar, gözaltına alındığı süre içerisinde bir İsrailli işgalci ile yüz yüze geldiğini söyleyerek, "Bana orada açlık olmadığını söyledi. İnsanları öldürüyorlar ve açlık olmadığını söylüyorlar. Tek suçlunun Hamas olduğunu söylüyorlar. Utanç verici. Bütün dünyanın utanması lazım" dedi.

"Almanya, geçmişte Yahudilere yaptıklarını, burada da Filistinlilere yapıyor"

Almanya'nın İsrail'e silah yardımlarına değinen Acar, "Hükümetler, İsrail'e silah gönderdikleri için utanmalı. Almanya'yı suçlu buluyorum. Daha önce Holokost'a sebep oldular. Şimdi de kendilerini iyi göstermek için Filistinlileri öldürüyorlar. Bunu yurt dışındaki Filistinlilere de yapıyorlar. Geçmişte Yahudilere yaptıklarını, burada da Filistinlilere yapıyorlar. Hatalarından böyle ders çıkarılacağını düşünüyorlar, tarihinizden böyle ders alamazsınız. Gösterilerde tutuklanan insanların yüzde 30'u Yahudi iken antiseminizm nasıl büyük bir sorun olabilir? Almanya kendisinden utanmalıdır" ifadelerini kullandı.


İsrail gemiye uluslararası sularda el koymuştu

İsrail'in ablukasını kırmayı hedefleyen ve adını Gazze'nin ilk ve tek kadın balıkçısı Madleen Kulab'dan alan gemi, İsrail ordusu tarafından 9 Haziran'da gece saatlerinde uluslararası sularda durdurularak, İsrail'in Aşdod Limanı'na çekilmişti. İsrail, aralarında 2 Türk'ün de bulunduğu 12 kişilik aktivist grubunu gözaltına almıştı. İsrail, ilk olarak aralarında ünlü İsveçli çevre ve insan hakları aktivisti Greta Thunberg'in de bulunduğu 4 aktivisti sınır dışı etmiş, kalan 8 kişiyi ise hakim karşısına çıkardıktan sonra ülkelerine göndermişti.

Mahmut Tosun

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da alevli gece: 12 yapı küle döndü Bolu’nun Mudurnu ilçesine bağlı Çamyurdu köyünde gece saatlerinde 12 yapının alev alev yandığı yangını söndürmek için ekipler ve vatandaşlar seferber oldu. Taşkesti Belediye Başkanı Saim Çevik, "İtfaiyeler müdahale etmeseydi köy tamamen yanacaktı" dedi. Yangın, gece saatlerinde Mudurnu ilçesine bağlı Çamyurdu köyünde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, henüz bilinmeyen bir sebeple çıkan yangın kısa sürede büyüyerek çevredeki yapılara sıçradı. Toplamda 2 ev ve 10 samanlık alevlere teslim oldu. Ayrıca bir ev de yangından zarar gördü. Yangının büyük olduğunu söyleyen Çamyurdu köyünden Nihat Korol, "Yangın 1 saat önce başladı. Yoldan geçen bir vatandaş görmüş haber vermiş" dedi. "Köy tamamen yanacaktı" Taşkesti Belediye Başkanı Saim Çevik, "Saat 02.00 sıralarında haberi aldık. Tüm birimlere haber verdik. Biz de köye geldik. Şu an 2 ev, 10 samanlık tamamen yandı. 1 evin de yarısı yandı. İtfaiyeler müdahale etmeseydi köy tamamen yanacaktı" dedi. Köylüler ekiplerle seferber oldu Yangına Mudurnu İtfaiyesi, Orman İşletme Müdürlüğü ekipleri, Sakarya Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekipleri, AFAD, sağlık ekipleri ve köylüler müdahale etti. Alevlerin çevredeki diğer yapılara sıçramaması için yoğun çaba harcanırken, vatandaşlar da söndürme çalışmaları için seferber oldu. Haznesinde su miktarı azalan itfaiye araçları için köylüler kovalarla su taşıdı. Öte yandan dumanlardan etkilenen vatandaşlar ise ambulanslarda tedavi edildi. Kontrol altına alınan yangında soğutma çalışmaları sürüyor.
Kırıkkale İhanetin karşısında milletin zaferi 9. yılında: Aynı ruhla yeniden meydanlar doldu Kırıkkale’de, FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki hain darbe girişiminin 9’uncu yılı dolayısıyla düzenlenen etkinliklerde, demokrasiye sahip çıkan vatandaşlar yeniden meydanlarda buluştu. Gece boyunca süren programlarda şehitler için dualar edildi, birlik ve beraberlik vurgusu yapıldı. Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016’daki hain darbe girişiminin 9’uncu yıl dönümünde, vatandaşlar demokrasiye olan bağlılıklarını bir kez daha gösterdi. Kırıkkale Valiliği koordinesinde 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla çeşitli etkinlikler düzenlendi. Etkinliklere; Vali Mehmet Makas, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Mehmet Ali Durmuş, Belediye Başkanı Ahmet Önal, Cumhuriyet Başsavcısı Akın Çetin, protokol üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Program kapsamında "demokrasi yürüyüşü" gerçekleştirildi. Türk bayraklarıyla yürüyen vatandaşlara, protokol üyeleri de eşlik etti. Mehter takımı yürüyüş boyunca marşlar seslendirdi. Etkinlikler, Cumhuriyet Meydanı’nda devam etti. Kur’an-ı Kerim tilaveti okunarak dualar edildi. Tasavvuf müziği eşliğinde 15 Temmuz temalı gösteriler sahnelendi. Vatandaşlara da çeşitli ikramlar yapıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın halka sesleniş konuşması ise dev ekrandan takip edildi. "O tarihi unutmamak adına buradayız" Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından vatandaşlara hitap eden Kırıkkale Valisi Mehmet Makas, 15 Temmuz’un 9’uncu yıl dönümünde yaptığı konuşmada birlik ve beraberlik vurgusu yaptı. Vali Makas, "Bundan 9 yıl önce, FETÖ terör örgütünün elebaşılığını yaptığı; kendilerini dışarıya teslim etmiş ama içeride yetişmiş insanların öncülüğünde, Türkiye Cumhuriyeti’nin birlik ve beraberliğini hedef alan bir darbe teşebbüsüyle karşı karşıya kaldık. Ama hamdolsun, 85 milyon bir ve beraber olarak bu ihaneti püskürttük. O tarihi unutmamak adına buradayız. Cennet mekan Abdülhamid Han Hazretlerinin güzel bir sözü var: ‘Tarih tekerrürden ibaret değildir; tarih, ibret alınmadığı takdirde hataların tekerrüründen ibarettir.’ Aynı hataya düşmemek adına bugün Kırıkkale meydanını doldurdunuz" dedi. "Çanakkale’de başaramadıklarını 15 Temmuz’da başarmaya çalıştılar" Konuşmasının devamında, o karanlık gecenin unutulmaması gerektiğini vurgulayan Makas, "Neden? O günü hatırlamak, bilincimizi, aklımızı diri ve iri tutmak için buradayız. Çanakkale’de başaramadıklarını 15 Temmuz’da başarmaya çalıştılar. Kıbrıs’ta yapamadıklarını 15 Temmuz’da gerçekleştirmek istediler. Doğu ve Güneydoğu’da yapamadıklarını yine 15 Temmuz’da hayata geçirmeye çalıştılar. Ama Yüce Türk milleti bunun karşısında dimdik durdu" ifadelerini kullandı. "Terörsüz bir Türkiye" Vali Makas, "Yüce Türk milleti, Tanrı Dağı’nın evladı olarak, Hira Dağı’nın emrinde, Anadolu’da bu devleti yeniden ayağa kaldırdı ve kaldırmaya da devam edecek. Biz şuna inanıyoruz: Terörsüz bir Türkiye ile, Allah’ın izniyle, 86 milyonun kucaklaşmasıyla sadece bu coğrafyada değil, tüm dünyada dostluğu, adaleti, barışı ve hoşgörüyü yine bizim milletimiz sağlayacak. O milletin de tek bir devleti var: An itibarıyla, Türkiye Cumhuriyeti Devleti" sözleriyle konuşmasını tamamladı. "Şehitlerimizin önünde sevgi ve saygıyla eğiliyorum" Kırıkkale Belediye Başkanı Ahmet Önal ise, "Bu aziz vatan için kanını akıtmış, şehit olmuş kahraman askerlerimizin ve sivil yurttaşlarımızın önünde saygıyla eğiliyorum. Yine kahraman gazilerimiz, onlar bizlere emanettir. Onların fedakârlıklarının önünde saygıyla eğiliyorum. Bugün, bu cennet vatanda bağımsız bir şekilde yaşamamıza vesile olan Kurtuluş Savaşı şehitlerimize; Doğu ve Güneydoğu’da şehit düşmüş kahraman askerlerimize; Kıbrıs’ta ve 15 Temmuz’da toprağa kanını akıtmış fedakar şehitlerimizin önünde sevgi ve saygıyla eğiliyorum" diye konuştu. Program, saat 00.13’te kentteki tüm camilerden okunan sela ile sona erdi.