GÜNDEM - 18 Aralık 2014 Perşembe 13:19

Mahalleli ve çevrecilerin 'siyanür' nöbeti

A
A
A
Mahalleli ve çevrecilerin 'siyanür' nöbeti

Ordu’nun Fatsa ilçesine bağlı Yukarı Bahçeler Mahallesi Engiz mevkisinde özel bir şirketin, altın arama çalışmaları hızla devam ederken, mahalle sakinlerinin ise kurdukları çadırda direnişleri devam ediyor.

Yukarı Bahçeler Mahallesi Engiz mevkisinde özel bir firma tarafından arazideki ağaçlar kesilerek siyanürle altın ayrıştırılması için çalışma başlatılmasına mahalle sakinleri ve çevreciler tepki göstermeye devam ediyor.Çevreciler gerçekleştirdikleri eylemlerin ardından 53 gün önce direniş çadırı kurdu. Altın çıkarılacak alandan yaklaşık 600 metre uzaklıkta kurulan çadırın önüne Türk bayrağı ile “Siyanüre hayır” yazılı afiş asıldı.Ağaçların kesilmesine tepki gösteren mahalleliler, gece gündüz çadırda nöbet tutarak siyanürle altın aranması için yapılan hazırlık çalışmalarının durdurulmasını istediler.

Mahalle sakinlerinden 65 yaşındaki İsmail Atar, “Bizler büyük bir sıkıntı içerisindeyiz. Madenciler ağaçlık alanlarımızı yok ediyorlar. Adeta burada her gün ölüyoruz. Orman kıyımında gece gündüz sabahlara kadar çalışıyorlar. Bizler yetkili kişilere ve kurumlara başvuru yaptık fakat maalesef bizleri kimse dinlemiyor. Sözümüz maalesef hiçbir yerde geçerli değil. Gösterdiğimiz tepkilere rağmen burada yapılan çalışmalarla ilgili olarak bize bilgi veren, danışan yok. Doğamız, yollarımız tahrip edilmiştir. Ben 6 -7 yıl önce arazili bahçemden işlerim için yolu 5 metre boyu açmıştım. Şu an yolun uzunluğu 15-16 metre” dedi.
Siyanürle altın arama çalışmalarının bir an önce bırakılarak madencilerin topraklarından gitmesini isteyen 66 yaşındaki Rukiye Bicil, “Siyanüre karşı buradayız. Suyumuzdan, bahçemizden, bağımızdan en önemlisi ormanımızdan olduk. Sularımızı tahrip ettiler ve doğal akan sularımız maalesef artık içilemiyor. Biz bu bölgede fındık ile geçimimizi sağlıyoruz. Siyanürle altın arama çalışması yapıldıkça burada fındığımız da, sebzemiz de meyvemiz de olmayacak. Bu yıl fındık olmadı, bizim çektiğimiz sıkıntıları biz biliriz. Yetkilerin bu konuda duyarlı olmasını, vatandaşın yanında yer almasını istiyorum” diye konuştu.

“Mahalleme ev yapmak istiyordum fakat bu durumlardan dolayı ev yaptırmaktan vazgeçtim” diyen 40 yaşındaki Şenel Yorulmaz, “Mahallemde ev yaptırmak için uzun diyebileceğim bir süre para biriktirdim. Ancak, bu siyanür işi çıktıktan sonra evi yaptırmaktan vazgeçtim. Benim gibi aynı niyette olan birçok insan da bu nedenle ev yaptırmaktan vazgeçtiler. Maden kurulduktan sonra burada yüksek tonajlı araçların geçmesi mahalledeki evlerimizin genelinde çatlaklar oluşmasına sebep oldu. Bizler çocuk değiliz. Yetkililerden sesimizi duymasını istiyoruz, bizler burada gerçekten mağdur durumdayız” şeklinde konuştu.
Tapulu yerlerini maden firmasının izinsiz kullandığını iddia eden Halil Bicil ise “Tapulu topraklarımızı izinsiz kullanıyorlar” ifadelerini kullandı.

BOZ: “SİYANÜR GAZI DOĞAYA GİTMEYECEK, ÇEVRE VE İNSANLARA ZARAR VERMEYECEK”
İddialarla ilgili açıklama yapan Altıntepe Madencilik İşletme Genel Müdürü Hakkı Boz şunları söyledi: “Projemizi merak eden yöre halkımızın projeyi tanıma amacıyla bizleri ziyaret etmelerinden memnuniyet duyarız. Bizler burada komşuyuz sonuçta. Bu işletmeyi yöre halkı ile kuruyoruz. Bu yöredeki insanlar maden ocağımızda çalışıyor. Bizler de burada yaşıyoruz. Çevreyle barışık ve halkla iç içe bir çalışmanın yapılmasından memnuniyet duyarız. Bizler, halkımızdan gelen istekleri her zaman göz önünde bulunduruyoruz. Maden işletme çalışmalarına henüz başlamadık, şu an inşaat devam ediyor. 2015 yılının ilk yarısında üretime başlayacağız. Altın üretiminde siyanür liçi teknolojisi uygulanmaktadır. Düşük konsantrasyonlu siyanür çözeltisi cevher üzerine verilerek cevher içinde altının çözelti içerisine geçmesi sağlanacak. Bu işin temel işleyişi bu şekildedir. Siyanür kullanımı ve altın kazanımı sırasında her şey kontrol altında olup bölgede herhangi bir siyanür gazı yayılımı kesinlikle olmayacaktır. Bununla ilgili maden sahasına koyacağımız siyanür detektörleri ve tesisimizin içinde alacağımız tedbirlerle her şey kontrol altında olacaktır. Herhangi bir siyanür gazının doğaya gidişi söz konusu olmayacaktır. Burada kullandığımız teknoloji dünyada bilinen uygulanan en yüksek teknolojidir. Bu sayede kullanılan çözeltinin yer altı sularına karışması kesinlikle söz konusu değildir. Buradaki çalışmaların hazırlanmasında geçirimsiz tabakaların oluşturulması, kille sıkıştırma yapılması ve özel membran kullanılması gibi uygulamalarla çözeltinin herhangi bir şekilde içme sularına, yer altı sularına karışma durumu kesinlikle yoktur. ÇED taahhütleri kapsamında hem şirket içi kontrol hem de devletin kontrolü olacak şekilde yer altı sularından sürekli numuneler alınmak suretiyle bölgede herhangi bir kirlenme olmadığı sürekli izlenmektedir.” 

AHMET ALTAY
ORDU 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’da terör örgütü DEAŞ’a yönelik düzenlenen operasyondan yeni detaylar: 1 Mayıs’ta Taksim Meydanı’nda eylem planladıkları anlaşıldı İstanbul’da terör örgütü DEAŞ’a yönelik düzenlenen “Bozdoğan-32” operasyonunda yeni ayrıntılara ulaşıldı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı İstihbarat Şubesince yapılan çalışmalarda, örgüt içinde “Abbas İsa” kod adıyla anılan Suriye uyruklu K.A. (25) ile Afganistan uyruklu M.H. (29) patlayıcı yapımında uzman 2 terörist Beykoz’daki bir işyerinde yakalandı. Yaklaşan 1 Mayıs İşçi Bayram’ında sansasyonel eylem planı yapan DEAŞ’a bağlı bir hücre güvenlik ve istihbarat birimlerince çökertildi. İstanbul’u kana bulamaya çalışan teröristlerin, Taksim Meydanında eylem planladıkları anlaşıldı. DEAŞ silahlı terör örgütü ile bağlantılı olduğu ve bomba yapım konusunda bilgi sahibi olduğu tespit edilen; K.A. aynı işyerinde kalan M.H. ile birlikte İstanbul’un Beykoz ilçesinde yakalandı. K.A.’nın bombalı saldırı eylemi hazırlığında olduğu ve bomba yapımında kullanılan kimyasal maddelerle patlamanın gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini test ettiği tespit edildi. Ele geçirilen ve bomba yapımında kullanılacağı anlaşılan kimyasal maddelerin büyük çapta patlamaya sebebiyet verebilecek nitelikte kimyasal (patlayıcı) maddeler olduğu anlaşıldı. Hücrenin kilit ismi: “Abbas İsa” kod adlı Suriyeli tatbikat yapmış Hücre üyeleri ile ilgili İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı İstihbarat Şubesi ekipleri geniş çaplı çalışma gerçekleştirdi. İstanbul İstihbarat Şubenin yaptığı çalışmalarda, ilk etapta “Abbas İsa” kod adlı Suriye uyruklu K.A. (25) ile Afganistan uyruklu M.H. (29) yakalanarak gözaltına alındı. Operasyonun devamında söz konusu 2 teröristin Türkiye’deki bağlantıları mercek altına alındı. Bu iki teröristin bağlantılı olduğu 6 şüphelinin daha düzenlenen zincirleme operasyonlarda yakalandığı belirtildi. Operasyon bomba yapımında kullanılan hidrojen peroksit ile aseton ve sülfürik asit türü kimyasal madde ele geçirildi. Teröristlerin, eylem hazırlığındayken Beykoz’daki bir adreste küçük çaplı bir tatbikat yaptıkları öğrenildi. Irak ve Suriye’de DEAŞ’ın "havan topu birimi"nde yer aldı Suriye ve Irak’ta patlayıcı ve bomba eğitimi gören K.A.’nın, İdlip’te “Ebu Ömer” isimli DEAŞ emirinin yanında mühimmat doldurma ve temizleme biriminde faaliyette bulunduğu, ayrıca 2016 yılına kadar örgüt içinde DEAŞ’ın havan birliğinde yer aldığı öğrenildi. Elde edilen bilgi ve belgelere göre K.A., 2016’da Hatay üzerinden Suriye’den Türkiye’ye kaçak giriş yaptı, 2020’de ise İstanbul’a geldi. 4 yıldır İstanbul’da bulunan Abbas İsa kod adlı terörist, kentin kalabalık meydanlarında sansasyonel eylem planı yaptığı kaydedildi. 2014 yılında DEAŞ’ın sözde Irak’ın Musul valisi Ebu Leys Al-Hamduni’den hem şer-i, hem bombalı eğitim aldığı ortaya çıkan K.A.’nın, hangi noktaları hedef seçtiği araştırılıyor. Afganistan uyruklu terörist bu yıl Türkiye’ye gelmiş DEAŞ’ın eylem hücresine yönelik yürütülen soruşturma derinleştirilirken, Afganistan uyruklu K.H.’nın bu yılın Ocak ayında İran üzerinden Türkiye’ye geçiş yaptığı tespit edildi. Operasyon çerçevesinde yakalanan “Abbas İsa” K.A.’nın kardeşi “Abdullah Mustafa“ kod adlı isimli A.A.’nın da yurda 2014 yılında giriş yaptığı ve ilk olarak Muğla’da kaldığı, sonrasında da eylem için İstanbul’a geldiği ortaya çıktı.
Muğla Marmaris’te deniz turizmi masaya yatırıldı İMEAK Deniz Ticaret Odası’nca düzenlenen 4. Deniz Turizmi Çalıştayı, Muğla’nın Marmaris ilçesinde, İMEAK Deniz Ticaret Odası ev sahipliğinde ve Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran’ın başkanlığında gerçekleştirildi. Bu yıl 4. kez düzenlenen çalıştay, aziz şehitler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başladı. Sektöre engel teşkil eden bazı sorunların izole edilmesine katkı sağlamak adına düzenlenen çalıştayın başarılı ve verimli geçmesini dilekleri ile konuşmasına başlayan İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, "En temel sorunlarımızın içerisinde yer alan deniz turizmi araç sayımızın bugün beş bine ulaşmasıyla ilgili İstanbul’dan Alanya’ya kadar tüm kıyı şeridimizdeki araçların bağlama, yolcu indir bindir yerleri ile bu araçların tamir bakım ihtiyaçlarının giderilmesi yönünde, sektörün faaliyetini yapacağı araçlar ile faaliyetin türüne göre kullanılacak deniz araçların niteliği ve mevzuatlarının birbirine uyumlu hale getirilerek uygulama kaynaklı soruların giderilmesi yer alıyor. Sektörün 12 ay faaliyet yapmasına ilişkin dalış turizmi, kurvaziyer turizmi gibi alt branşların desteklenmesi ile uluslararası rekabet gücünün arttırılması, bugün tüm dünyaya tanıttığımız Mavi Yolculuğun temelini oluşturan koylarımızın marka değerinin arttırılmasıdır. İlgili kamu kurumlarının mevzuat uygulamaları ve sektörün gelişim sürecinde bölgesel uygulama kaynaklı sorunlarının giderilmesine yönelik sonuçlar elde edilmiştir" dedi. "Marmaris’in bir deniz kenti olduğunu ve denize önem verilmesi gerektiğini unutmamalıyız" Çalıştayda kürsüye çıkarak konuşan Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü, denizin Marmaris için önemine değinerek, "Marmaris’ten denizi çektiğiniz anda normal Anadolu kasabası olması noktasına geliyor. Bütün deniz kentleri böyle ama üzerine denizi koyduğunuzda kültüründen tarihine, ticaretinden ekonomisine kadar birçok alanda yeni ufuklar açan bir durum söz konusu. Bu sebeple denizin Marmaris için ve bütün kıyı kentleri için önemi büyük, üzerinde hassasiyetle durulması, alanlarının düzenlenmesi gerektiği çok açık bir şekilde ortada. Marmaris özelinde baktığımızda Cruise turizminden daha fazla gelir elde etmeyi bekleyen. Deniz araçlarının fazlalığıyla oluşan kirliliğin doğa tahribatının en aza indirilmesi için önlemlerin ve düzenlemelerin yapılması gerektiği konusunda çalışmaların yapılacağı bir toplantı bekliyoruz. Aynı zamanda geçmiş zamanlarda yaşadığımız yangın felaketlerinin ardından oluşan deniz dolgusunun Marmaris turizmine etkisi olduğu gibi ilçenin liman temizliğine ve doğal yaşamına önemli olumsuzlukları olduğunun da bilincindeyiz" sözleri ile üzerlerine düşen tüm görevleri yapmaya hazır olduğunu iletti. "Yerel yönetimler olarak üzerimize düşen ne varsa elimizi taşın altına koymaya hazırız" Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras da Bodrum Belediye Başkanlığı yaptığı son 5 yılda denizcilik faaliyetlerine önem verdiklerini belirterek, "Sektörün sorunlarını çok açık bir şekilde biliyoruz. Özellikle son dönemde bağlama konusunda çok ciddi sıkıntılar var. Transferler konusunda çok ciddi problemler var. Limanlarımızın işletilmesinin yöntemi konusunda sektörün yöneticileriyle sık sık görüşüyoruz. Hem sektörümüzle hem de ilçe belediyelerimizle birlikte yürütüyoruz. Bir denizcilik iştiraki kurarak limanların ve barınakların, iskelelerin kontrolünü tamamen sektörün kontrolüne bırakacağım. Bununla ilgili duyuruları zaten yapmıştık, şimdi ise hazırlık aşamasındayız. Burada yat imalat, bakım, onarım sektörünün de değerini biliyoruz. Ören’deki yapılan organize sanayinin de farkındayız oraya da her zaman destek vermeye hazırız. Yine bütün Muğla’nın bin 480 kilometre kıyı uzunluğunun her bir bölgesinde denizcilikle ilgili her bir faaliyette biz de yerel yönetim olarak sektörümüzün yanında onları geliştirecek her türlü kararı almaya hazırız. Çok kıymetli Turizm Bakanlığımız, Ulaştırma Bakanlığımızla da yine ortak çalışmaya her zaman hazırız. Körfezlerimizin yapılaşmadan mümkün olduğunca korunması için ve deniz turizminin faaliyetlerinin engellenmemesi için her körfezimizde böyle olmak zorundayız. Deniz toplu taşıma meselesi malum bin 480 kilometre kıyımız var ancak nitelikli deniz trafiğini özellikle toplu taşıma açısından oluşturamamışız. Bunun için Datça ve Bodrum arasındaki feribot gibi Fethiye’den Marmaris’e oradan Datça’ya, Datça’dan Bodruma, oradan Milas’a, Didim’e kadar deniz trafik güzergâhı çalışmasını başlattık, bunu yapıyoruz. Bu hareketin ciddi olumlu etkileri olacağını biliyorum, tabii ki temsilcilerle yapacağımız toplantılarla masaya yatırarak daha doğru ilerleyeceğimizi düşünüyorum" şeklinde konuştu. "Bu çalıştay turizme katkı sağlayacaktır" Muğla’nın ülkenin en önemli turizm destinasyonlarından biri olan "Yeryüzü Cenneti" olduğu sözleri ile konuşmasına başlayan Muğla Valisi İdris Akbıyık, "Günümüzde turizm endüstrisinin en önemli sektörlerinden biri olarak gösterilen deniz turizmi, Türkiye’nin turizm faaliyetlerinin de lokomotifi konumundadır. Bu nedenle ülkemizin katma değerli turizm faaliyetleri oluşturma doğrultusundaki arayışlarında, üzerinde önemle durulması gereken turizm branşları arasında gösterilmektedir. Muğla ilimiz, yemyeşil çam ormanlarıyla turkuaz suların iç içe olduğu, birbirinden eşsiz koyları, kumsalları, huzur veren doğal ve tarihi güzellikleriyle, her yıl milyonlarca misafire ev sahipliği yapmaktadır. Bin 484 kilometrelik kıyı bandımız ve bu kıyı bandının çevrelediği tarihi ve doğal güzelliklerle dolu eşsiz coğrafya, Muğla’nın ülkemizin deniz turizmi faaliyetlerinin büyük bir kısmının gerçekleştirildiği cazibe merkezi haline gelmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Muğla’daki deniz turizmi kapasitesini rakamsal olarak ifade edecek olursak, 7 bin 93 yat kapasiteli 28 marina, 15 bin 743 yatak kapasiteli bin 512 ticari yat, 36 bin 500 yolcu kapasiteli 742 günübirlik tekne faaliyet göstermektedir. İlimiz genelinde 137 adet mavi bayraklı işletme bulunmaktadır. Geçtiğimiz yıl, 76 bin 910 yolcu kapasitesine sahip 92 adet kurvaziyer limanlarımızı ziyaret etmiştir. Ayrıca ilimizde 2 tane uluslararası havaalanının bulunması ve buralardan yat limanlarına karayolu ile ulaşımın kolaylıkla sağlanabilmesi, deniz turizmi için büyük bir avantaj sağlamaktadır" açıklamasında bulundu. "Muğla deniz turizmi dünya ile rekabet edebilir durumda" Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan ise konuşmasında, "Ülkemizin turizmdeki potansiyelini görerek büyük bir ileri görüşlülük ve vizyonla sıfır mesafesinden bugün dünyanın en önemli turizm ülkelerinden birisi olmamızın yolunu açmıştır. Deniz turizmiyle Muğla turizmde en avantajlı rekabet edilebilir bir konumda. Deniz turizmimizi geliştirmeye devam edeceğiz. Çalıştayımızda tüm imkanlar, tüm yapılabilecekler enine boyuna görüşülecek. Biz de Bakanlık olarak hem katkılarımızı hem de buradan çıkan sonuçları çok dikkatle değerlendirerek tüm paydaşlarımızla gerekli adımları atacağız" ifadelerini kullandı. Marmaris’e bağlı İçmeler Mahallesi’nde düzenlenen, bölgesel deniz turizmi faaliyetlerinin değerlendirileceği çalıştaya; Muğla Valisi Dr. İdris Akbıyık, Kültür ve Turizm Bakanlığı Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürü Ünal Baylan, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Marmaris Kaymakamı Nurullah Kaya, Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü, Oda başkanları, STK temsilcileri ve liman başkanları katıldı. Bu sabah başlayan ve iki oturumdan oluşan çalıştay bu akşam sona erecek.
Elazığ Elazığ Belediyesi, Müftüoğlu’nu öğrencilerle buluşturacak Türkiye’nin sınav öncesi motivasyon eğitiminde en etkili isimlerinden Gökhan Müftüoğlu, Elazığ Belediyesi’nin düzenlediği programda Gelecek Sensin Projesi kapsamında gençlerle seminerde bir araya gelecek. Hizmet, eser ve gönül belediyeciliği ilkesi doğrultusunda şehre kazandırdığı vizyon yatırımlarla Elazığ’ı emin adımlarla geleceğe taşıyan Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, gençlere yönelik hizmetlerini artırarak sürdürüyor. Bu kapsamda geleceğin teminatı gençlerin eğitimlerine katkı sunarak donanımlı bireyler yetiştirilmesi adına önemli faaliyetler gerçekleştiren Elazığ Belediyesi, “Gelecek Sensin” Projesi dahilinde seminer programı düzenleyecek. Türkiye’nin sınav öncesi motivasyon eğitiminde en etkili isimlerinden, konferansları, yayınları ve kitaplarıyla gençlerin büyük bir beğeniyle takip ettiği eğitimci ve yazar Gökhan Müftüoğlu, sınav kazandıran taktikler konulu seminerde Elazığlı öğrencilerle buluşacak. Ahmet Tevfik Ozan Fuar ve Kongre Merkezinde gerçekleştirilecek seminer, 2 Mayıs Perşembe günü saat 11.00’da başlayacak. Seminerin ardından imza programı gerçekleştirilecek. Elazığ Belediyesi ve Pratik Hafıza Kurs Merkezi iş birliği ile düzenlenecek olan seminer, ücretsiz olacak. “Ücretsiz seminere bütün öğrencilerimiz davetlidir” Elazığ Belediyesi Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, “Her alanda güçlü yatırımlarla aziz şehrimiz Elazığ’ı geleceğe hazırlayan Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, gençlerimizin hayallerinin yanında yer alarak destek sağlamayı, gerek eğitsel, gerekse sosyo-kültürel faaliyetlerle gençlerimize hizmet etme hedefine devam ediyor. Bu kapsamda Elazığ Belediyesi olarak geçtiğimiz dönem orta öğretim kurumlarını kapsayacak şekilde başlattığımız Gelecek Sensin programımızı, kapsamını genişleterek yeni dönemde de sürdüreceğiz. Türkiye’nin sınav öncesi motivasyon eğitiminde en etkili isimlerinden Gri Koç, 2 Mayıs Perşembe günü kıymetli gençlerimizle bir araya gelecek. Ücretsiz olacak olan bu önemli organizasyona bütün öğrencilerimizi davet ediyoruz” denildi.