KÜLTÜR SANAT - 13 Temmuz 2021 Salı 12:12

Manisa’nın görkemli güzellikleri define avcılarının saldırısına uğradı

A
A
A
Manisa’nın görkemli güzellikleri define avcılarının saldırısına uğradı

Manisa’nın Salihli ve Ahmetli ilçeleri arasında bulunan ve “Anadolu’nun Piramitleri” olarak adlandırılan Lidya krallarının mezarları geçtiğimiz Ocak ayında definecilerin saldırısına uğrayarak kepçelerle tahrip edildi.

Manisa’nın Salihli ve Ahmetli ilçeleri arasındaki UNESCO listesinde yer alan Bintepeler Lidya Tümülüsleri geçtiğimiz ocak ayı içerisinde definecilerin saldırısına uğradı. Korona virüs salgını nedeniyle kısıtlamaları fırsat bilen defineciler iki tümülüsü talan ederek bükük zarar verdi. Kepçelerle tümülüsleri kazan defineciler muhteşem görüntünün yok olmasına neden oldu. Olayla ilgili yapılan soruşturmada ise çok sayıda kişi gözaltına alındı.

Anadolu’nun piramitleri defineciler tarafından talan ediliyor

Bintepeler olarak bilinen bölgede yaklaşık 2600 yıl önce yapıldığı bilinen Lidya soyluları ve kraliyet ailesi üyelerinin defnedildiği mezarlık bölgesi “Anadolu’nun Piramitleri” olarak tabir ediliyor. Günümüze yaklaşık 120 tanesinin ulaştığı mezarlık bölgesi dünyadaki en büyük mezarlık bölgelerinden biri olma özelliğinin de barındırıyor. Mısır’daki Krallar Vadisi olarak adlandırılan Giza Vadisinden daha geniş bir alana sahip olan mezarlık bölgesi özellikle son yıllarda kaçak kazılar yapan definecilerin de hedefi oldu.

Bölgenin korunması amacıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı Kaçakçılıkla Mücadele Dairesi toplumun bilinçlendirilmesi için çalışmalar yürütüyor. Ayrıca jandarma ekipleri de bölgede daha fazla tahribatın yaşanmaması için devriyelerini sıklaştırdı.

Manisa’nın görkemli güzellikleri define avcılarının saldırısına uğradı

“Tümülüs’ dediğimiz şeyler aslında Lidyalı zengin ve soyluların mezarları”

Bölgedeki mezarlar hakkında bilgi veren Manisa Celal Bayar Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Aigai Kazı Başkanı Doç. Dr. Yusuf Sezgin, “Manisa ve çevresi özellikle Gediz Vadisi Lidya bölgesi olarak isimlendirilir. Bunun nedeni de tabi burada kurulmuş olan Lidya devleti. Merkezi bir devlet olarak çok uzun yıllar boyunca bölgeye hakim olmuş ve Anadolu’nun oldukça önemli bir devletlerinden bir tanesidir. Bu yüzyıllar içerisinde Lidya Devletinde farklı sülaleler yönetimde kalmış. Baştaki yöneticiler ya da krallar öldükten sonra özel mezarlara gömülmüşler. Bizim bugün ‘tümülüs’ dediğimiz şeyler aslında Lidyalı zengin ve soyluların mezarları” dedi.

Manisa’nın görkemli güzellikleri define avcılarının saldırısına uğradı

“Burası ‘Anadolu’nun Piramitleri’ olarak isimlendiriliyor”

Bölgedeki mezarların yaklaşık 2600 yıl önce oluşturulduğunu tahmin ettiklerini söyleyen Sezgin, “Bunların oluşum tarihi hakkında kabaca 2600 yıldan itibaren var olduğunu biliyoruz. Özellikle milattan önce 6. yüzyıldan sonra oldukça yaygın olarak görüyoruz bunları. Diğer yandan bu mezarlar çok uzun yıllar önce olduğu yerde çok özel görüntü oluşturmuşlar. Burası ‘Anadolu’nun Piramitleri’ olarak isimlendiriliyor. Aslında çok da doğru bir yaklaşım bu. Dünyadaki en özel mezarlık alanlarından birisi. Mısır’daki Giza Vadisi ya da Krallar Vadisi’ndeki mezarlar kadar önemli bir yer aslında. Bunun turistik potansiyel olarak değerlendirmek lazım. Dünyadaki en büyük mezarlık alanı burası. Giza’daki mezarların kapladığı alan buradan daha küçük” ifadelerini kullandı.

Manisa’nın görkemli güzellikleri define avcılarının saldırısına uğradı

“Dünyada böyle bir alan yok, bir tek burada”

Günümüze kadar yaklaşık 120 tümülüsün ulaştığını belirten Sezgin, “Günümüze kadar mezarların büyük bir kısmı ulaşmış. 1950’lerde yaklaşık 150 tane belirlenmiş tümülüs mezar varken bugün 120 tanesi bugüne kalmış. Maalesef bir kısmını koruyamamışız. Bu dönemde özellikle Kültür ve Turizm Bakanlığının Kaçakçılıkla Mücadele Dairesinin özverili çalışmaları var. Ciddi bir bilinçlendirme çalışmaları da başladı ancak maalesef hala daha kötü niyetli kişilerin zarar verdiğini görüyoruz. Bu bir kültür mirası. Bu toprakların mirası. Çok önemli çok özel bir alandan bahsediyoruz. Dünyada böyle bir alan yok. Bir tek burada. Oranın seçilmesi de çok önemli çünkü Lidya’nın başkenti Sardes’in tam karşısında Gölmarmara’nın kıyısında orada kireç taşı bir sırt vardır. Onun üzerine özel olarak yerleştirmişler onlar” diye konuştu.

“Lidya Devleti yıkıldıktan sonra özellikle Roma ve Bizans döneminde dahi soygunlar başlamış”

Her dönemde bölgenin merak uyandırdığını vurgulayan Sezgin, “Antik dönemden beri mezar hırsızlığı derdi var. Bazıları bunların gerçekten çok görkemli. 250 metrelik bir çaptan bahsediyoruz. Yüksekliği şu an en yüksek 55 metre civarı. İnsan eliyle yapılmış bir tepeden bahsediyoruz. Her dönem bu merak uyandırmış. Lidya Devleti yıkıldıktan sonra özellikle Roma ve Bizans döneminde dahi soygunlar başlamış. Hatta bunun izlerini biliyoruz. Bazı tümülüslerde definecilerin Roma döneminde açtığı tüneller vardır. Defineci de içinde tünel çöktüğü için ölmüştür. Çok risk bir şey o kadar toprak yığınının içinden tünel kazmak çok riskli bir şey. Burada önemli olan nokta şu; bunlar bizim kültür mirasımız. Bunları bizim çok iyi bir şekilde korumamız gerekiyor. 2700 yıldır orada duruyorlar. Her dönem çok önemli olmuş. Herkes bahsediyor bu mezarlardan. 19. yüzyıldaki gezginler geçerlerken bahsediyorlar. Buradaki mezarların kimlere ait olduğu konusunda fikir yürütüyorlar. Burası her zaman insanların dikkatini çeken bir alan olmuş” dedi.

Manisa’nın görkemli güzellikleri define avcılarının saldırısına uğradı

“Antik dönemde bunların tamamına yakını soyulmuş durumda”

Antik dönemde Tümülüslerin tamamına yakınının soyulduğunu ve artık tümülüslerin boş olduğunu belirten Doç. Dr. Yusuf Sezgin, tümülüslerin kültürel miras olarak gelecek nesillere aktarılması gerektiğini söyledi. Sezgin, “Kültür varlıkları devletin malıdır. Herkesin malıdır. Ben bu işe definecilik demiyorum, kültür varlıklarının hırsızlığıdır. Devlet malını çalmaktan hiçbir farkı yok bunun. Buradaki kültür varlığını en iyi şekilde koruyup gelecek nesillere aktarmamız lazım. Ayrıca şunu da belirtmek gerekiyor ki bu mezarların büyük bir kısmı boş. Antik dönemde İran seferi sırasında Lidya krallarından biri ölüyor. Onun için burada tümülüs yapıyorlar ama boş bir Tümülüs. Ona da ‘kenotaf’ deniyor buna. Antik dönemde bunların tamamına yakını soyulmuş durumda. Bunlara daha fazla zarar vermenin bir anlamı yok. Bunları korumamız lazım” dedi.

“Binlerce yıldır herkesin gördüğü bir güzelliği yok etmek çok acı bir şey”

Mezar odalarının antik dönemde yapıldığı sırada soygunlara karşı korumak amacıyla tümülüslerin farklı noktalarına yerleştirildiğini söyleyen Sezgin, “Bunların bazılarının isimlerini de biliyoruz. Alyattes Tümülüsü ya da Gyges Tümülüsü olarak adlandırıyoruz. Özellikle Aliates Tümülüsü çok büyük. Oturduğu alan 250 metre çapında. Statünüze göre büyüklükleri değişiyor. Çocuk tümülüsü bile var. Çok zahmetli bir iş bir mezar odası yapılıyor. Mezar odaları soyulur diye ileriye dönük olarak şaşırtmalı farklı yerlere yerleştiriyorlar. Tam ortaya yerleştirmiyorlar mezar odalarını. Defineciler kazar zarar vermesinler diye farklı yerlere yerleştirilmiş. Bu yollara sapmaya hiç gerek yok. Bunları olduğu gibi korumak çok önemli bence. Definecilik elbette çok zarar veriyor. Muhteşem görüntüyü de yok ediyorsunuz. Binlerce yıldır herkesin gördüğü bir güzelliği yok etmek çok acı bir şey. Bu bizim yaşadığımız çağda olması daha da üzüntü verici” ifadelerini kullandı.

Aykut Yeniçağ
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Datça’da 2 bin 500 yıllık hayal, temsili olarak gerçeğe dönüştürüldü Ege ile Akdeniz’in birleşme noktası olan Muğla’nın Datça ilçesinde su testilerine doldurulan ve Akdeniz’den Ege’ye sembolik olarak taşınan deniz suyu, düzenlenen törenle Ege Denizi’ne döküldü. Antik çağda Muğla’nın Datça ilçesinde yaşayan Knidosluların, Akdeniz ile Ege Denizi suyunun birleşmesini sağlamak amacıyla kanal açmaya çalıştıkları bilinirken, başarısızlıkla sonuçlanan çalışma yaklaşık 2 bin 500 yıl sonra gerçek oldu. Bu yıl 23.’sü düzenlenen Akdeniz’den Ege’ye Dostluk ve Doğa Yürüyüşü kapsamında Akdeniz’den alınan ve testilerle taşınan deniz suyu, bu yıl 23. kez Ege Denizi ile buluşturuldu. Datça Çevre ve Turizm Derneği’nin (DAÇEV) girişimi, Datça Kaymakamlığı ve Datça Belediyesi’nin katkıları ile her yıl düzenlenen geleneksel yürüyüş sabah saatlerinde Cumhuriyet Meydanı’nda başladı. Ege Denizi’ne götürülmek üzere Çatalmağara önünden Datça testilerine doldurulan Akdeniz suyu, belirlenen güzergah üzerinden Gökova körfezi kıyısındaki Gereme koyunda bulunan Katıyalı mevkiine ulaştırmak üzere davul zurna eşliğinde yola çıkarıldı. Yaklaşık 4 saat süren yürüyüşün ardından testilerle birlikte Katıyalı mevkiine ulaşan ekip, Akdeniz’den alınan deniz suyunu Ege Denizi’ne döktü. Datça Kaymakamı Murat Atıcı, Datça Belediye Başkanı Aytaç Kurt ve DAÇEV kurucusu ve Düzenleme Komitesi Başkanı Hüseyin Tüzün tarafından testilere doldurulan sular, Ege Denizi’ne döküldü. 2 bin 500 yıllık hayalin temsili olarak gerçeğe dönüştürüldüğü etkinliğin ardından, vatandaşlara keşkek ikram edildi. Piknik havasında geçen etkinlikte, katılımcılar doyasıya eğlenirken, davul zurna eşliğinde gerçekleştirilen kutlamalarda renkli görüntüler ortaya çıktı.
Burdur Burdur’da dikkatsiz sürücülerin neden olduğu kazalar kameralara yansıdı Burdur’da mart ayında dikkatsiz sürücülerin neden olduğu kazalara ait KGYS görüntüleri yayınlandı. Kazaların birinde, park halindeyken arkasını kontrol etmeden yola fırlayan sürücünün kullandığı otomobile çarpıp, refüj taşına vuran motosikletli ağır yaralandı. Burdur’da geçtiğimiz Mart ayında meydana gelen ve KGYS kameraları tarafından kaydedilen trafik kazaları Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yayınlandı. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından “Biraz daha dikkatli olsalardı, bu kazalar olmayabilirdi” mesajıyla yayınlanan görüntülerde, 4 kazanın da sürücü dikkatsizliğinden kaynaklandığı görüldü. Görüntülerdeki birinci kaza, Necati Bey Mahallesi Manastır kavşağında meydana geldi. Kavşak içerisinde bekleyen otomobilin, Tugay istikametinden Antalya kavşağı istikametine doğru sağ şeritte seyir halinde olan otomobili beklemeyip, bir anda sağ şeride atlaması sonucu, iki otomobil birbirine çarptı. Görüntülerdeki ikinci kaza yine Manastır kavşağında meydana geldi. Şehir içinden kavşağa kontrolsüz giren otomobile; Antalya kavşağı istikametinden gelip Tugay istikametine doğru seyir halinde olan başka bir otomobilin çarpması sonucu, iki otomobilin de sürücüsü kazayı hafif şekilde yaralı olarak atlatıyor. Üçüncü kaza ise Bülent Ecevit Bulvarı Vali Konağı kavşağında oluyor. Nene Hatun Caddesi üzerinden kontrolsüz bir şekilde kavşağa çıkan minibüse, Tugay kavşağından Fethiye istikametine seyir halindeki otomobilin yandan çarpması sonucu, iki otomobilde de maddi hasar meydana geliyor. Otomobile çarptıktan sonra refüj taşına vuran motosikletli ağır yaralanıyor Görüntülerdeki son kaza ise Özgür Mahallesi Gazi Caddesi üzerinde meydana geliyor. Arkadaşına ait 15 ACK 022 plakalı motosiklet ile cadde üzerinde süratle ilerleyen E.E. (22), yol kenarında park halindeyken yola çıkmak üzere hamle yapan E.D. idaresindeki 15 ER 060 plakalı Honda marka otomobile sol kapı kısmından çarpıp yola savrulduktan sonra, motosikletten düşüp refüje vuruyor. Kaskı olmayan E.E., kafasını yere çarptığı için ağır yaralanıyor. Savrulan motosiklet ise karşı şeride geçip, park halindeki 15 LK 808 plakalı Kia marka otomobile çarparak duruyor. Hastaneye kaldırılan motosiklet sürücüsü E.E.’nin ehliyetinin olmadığı öğrenilirken, E.E.’ye ehliyetsiz motosiklet kullanmaktan, motosiklet ruhsat sahibine ise ehliyetsiz birine araç vermekten, toplamda 25 bin 954 TL para cezası uygulandı.
Antalya Yaya önceliği olan yerlerde araç kullananlara 37 bin TL ceza Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde özellikle sahil yürüyüş yolları, kaldırımlar ve trafiğe kapalı bölgelerde yasak olmasına rağmen bisiklet ile motosiklet kullanan 17 sürücüye, "motosikleti yayaların kullanımına ayrılmış yerlerde sürmek" ve "saygısızca araç kullanmak" maddelerinden toplam 37 bin 332 lira ceza uygulandı. İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliği Jandarma ve Zabıta ekipleri, özellikle akşam saatlerinde çocuk, yaşlı ve ailelerin park ve yeşil alanlarda gönül rahatlığı ile vakit geçirebilmeleri için sürekli devriye halinde oluyor. Ekipler, yaya güvenliğini bozacak şekilde kuralları ihlal eden motosiklet ve bisiklet kullanıcılarını affetmiyor. Ekipler, yayaların kullanımında olan ya da yaya önceliği olan alanlarda bisiklet ile motosiklet kullanılmaması ve kurallara uyulması konusunda sürücüleri uyarıp, kurallara uymayanlara ise para cezası uyguluyor. 37 bin 332 lira ceza yazıldı Ekipler, gerçekleştirdikleri denetimlerde ise Gazipaşa’da sahil yürüyüş yolları, park, yeşil alanlar, kaldırımlar ile trafiğe kapalı bölgelerde yasak olmasına rağmen bisiklet ve motosiklet kullanan 17 sürücüye; "trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan yönetmelikte gösterilen diğer kurallara uymamak" maddesinden 690 lira, "saygısızca araç kullanmak" maddesinden 690 lira ve "motosikleti yayaların kullanımına ayrılmış yerlerde sürmek" maddesinden ise bin 506’şar lira toplam 37 bin 332 lira para cezası uyguladı.