ASAYİŞ - 11 Temmuz 2013 Perşembe 19:53

Mardin'deki tecavüz davası ertelendi

A
A
A
Mardin'deki tecavüz davası ertelendi

Mardin’in Midyat ilçesinde özel bir erkek yurdunda kalan 14 yaşındaki C.A.’ya tecavüz iddiasına ilişkin dava ertelendi.

Mardin’in Midyat ilçesinde özel bir erkek yurdunda kalan 14 yaşındaki C.A.’ya tecavüz iddialarına ilişkin Midyat Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan duruşma ertelendi.Midyat ilçesinde özel bir erkek yurdunda kalan 14 yaşındaki C.A., 27 yaşındaki ilmihal hocası H.K. tarafından tecavüz edildiğine ilişkin bugün görülen davada eksik hususlardan ötürü duruşma 19 Eylül’e ertelendi. Midyat’ta görülen duruşma, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı hukukçularının yanı sıra Diyarbakır, Mardin ve Antalya Barosu’ndan katılan avukatlarca da takip edildi. Duruşmanın başlamasıyla birlikte Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH), Nusaybin, Kızıltepe, Derik belediyeleri, Midyat Eğitim- Sen üyeleri, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyeleri, KESK Mardin Şubeler Platformu üyeleri 'Tecavüze sessiz kalmak tecavüze ortak olmaktır, Jın jiyan azadi’ sloganları atarak yürüyüşe geçti. Adliye önünde basın açıklaması yapmak isteyen grup çevik kuvvet ekipleri tarafından hükümet konağı girişinde durduruldu. Burda İlçe Emniyet Müdürü Serdar Yurdagül ile yapılan görüşme olumsuz sonuçlanınca grup oturma eylemi yaptı. Zılgıtlar ve sloganlar eşliğinde oturma eylemi yapan grup daha sonra adliye bahçesi dışında basın açıklaması yaptı. Yapılan basın açıklamasında, yurt boşaltılmadığı için çocukların yurtta kalmaya devam etmekte olduğu, öğrencilerin ikinci ifadelerini birincinin tersine hocaları H.K. lehine verdiği, hocanın porno film seyrettirdiği bilgisayar ve telefonuna el konulup incelenmediği, spermdeki DNA incelemesi için H.K.’nın çarşaf ve nevresimleri alınmadığı, mağdur çocuğun ifadesi sırasında pedagog ve sosyal hizmetler uzmanı bulunmadığı, mağdur ve tanıklar için sadece bir sosyologun bilirkişi olarak görevlendirildiği belirtildi. Yurtta hiçbir araştırmanın yapılmadığı, tecavüze maruz kalan başka öğrencilerin de bulunduğu ifade edilirken C.A.’nın tecavüz gecelerinden sonra bitkinlik ve oturma güçlüğü nedeniyle 21 gün okula devam edemediği belirtildi. Duruşmadan sonra konuşan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’ in eşi Avukat Reyhan Yalçındağ Baydemir, “Hala sorumlular yerinde oturuyorsa, müfettişler gelip inceleme yapmıyorsa, bakanlık bütün mekanizmalarını harekete geçirmiyorsa ortada bir sürü soru işaretleri var demektir. Bu ilçede kimler korunuyor? Bu halkın bu sorunun yanıtını bilmeye hakkı var” şeklinde konuştu.İlçe yetkililerinin olaya sessiz kaldığını belirten Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe Gökkan ise “Neden buranın kaymakamı ve belediye başkanı burada değil. Yurtta, devletin güvencesi altında olan bir yerde tecavüz yaşanıyor. Olayların tüm delillerini karartmaya çalışıyorlar. O nedenle burada bulunanlar çok değerli. Midyat’ ta insanlık dışı olaylar yaşanırken buranın yetkilileri bu olaylara seyirci kalıyor” ifadelerini kullandı.
Grup yapılan açıklamaların ardından olaysız bir şekilde dağıldı. Duruşma 19 Eylül 2013 tarihine ertelenirken sanık H.K.’nın tutukluluk halinin devamına karar verildi.

HABER: VEYSİ TEOMAY

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Nefessiz kalan öğrenci öğretmenin hızlı müdahalesi ile ölümden döndü Eskişehir’de 2 hafta önce uygulamalı ilk yardım eğitimi alan öğretmenin okul bahçesinde nefessiz kalan öğrenciyi Heimlich manevrası uygulayarak kurtardığı anlar, saniye saniye güvenlik kamerasına yansıdı. Olay, 2 Aralık’ta saat 14.48’de TOKİ Ümit Yaşar Oğuzcan Ortaokulu’nda meydana geldi. İddiaya göre, teneffüs zilinin çalmasıyla birlikte arkadaşlarıyla oynamak için bahçeye çıkan bir 5’inci sınıf öğrencisi, korkuluklardan kopardığı ve ağzına attığı sentetik çimlerin boğazına kaçması sonucunda nefessiz kaldı. Erkek çocuğunun yüzünün morardığını ve çevresindeki öğrencilerin panik olduğunu bir öğretmen, düdük çalarak diğer öğretmenlere haber verdi. O sırada kapıda olan teknoloji tasarım öğretmeni Nurcan Beşer, hemen öğrenciye müdahale etti. Boğulmak üzere olan öğrenci hızlı ve doğru müdahale ile kurtarıldı Öğrencinin nefes alamadığını fark eden Nurcan Beşer, Heimlich manevrası uyguladı. Beşer’in çabaları ilk başta sonuç vermezken, öğrenciler büyük panik yaşadı. Öğretmen Beşer’in müdahaleyi kararlılıkla sürdürmesi sonucunda küçük çocuğun boğazına takılan sentetik çimler ağzından çıktı. Hızlı ve doğru müdahale sayesinde ölümden dönen öğrencinin sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. "Heimlich manevrası uyguladım fakat boğazındakini çıkartmakta çok zorlandık" Olay anını anlatan öğretmen Nurcan Beşer, "Geçen salı günü bahçede nöbetçiydik. Öğrencimiz, yan taraftaki okulun korkuluklarındaki sentetik çimlerden bir tanesini herhalde rulo yapmış ama koşarken farkında olmadan ağzına almış. Tabii biz bunu bilmiyorduk. Sonra arkadaşım elindeki düdüğü bir-iki kez çalınca bir şey olduğunu anladım. Hemen o tarafa doğru yöneldim. Orada öğrencinin bir tanesinin morardığını ve nefessiz kaldığını gördüm. Öğrenciye Heimlich manevrasını uygulamak istedim, fakat boğazındakini çıkartmakta çok zorlandık. İlk başta çıkmadı. Sonra öğrencilere şeker ve benzeri bir şey yiyip yemediklerini sordum. Onlar da böyle bir şey olmadığını söylediler. Öğlen yemeği yedi de boğazına maydanoz gibi bir şey kaçtı mı diye düşündüm. Sonra ağzına bir yudum su verip yuvarlamasını ve yutmamasını söyledim ama çocuk kendinde değil gibiydi. İkide bir yere yığılıyordu, nefes alamıyordu. Sonra ben bir kez daha Heimlich manevrası yapınca boğazındaki o parça çıktı. Tabii çocuk rahatladı ama ben hayatımda böyle bir an yaşamadım; hem üzüldüm hem de sevindim" dedi. "Çocuğumuzun o gün orada hayatını kaybedebileceğini düşündüm" Yaklaşık 2 hafta önce Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitim kursuna katıldığını anlatan Beşer, sözlerini şöyle sürdürdü: "Burada bu manevraları uygulamalı bir şekilde birebir öğrendim. Bunu her öğretmenin öğrenmesi gerektiğini düşünüyorum. Yardım anında kişilere uygulanacak adımları birebir olarak gösterdiler. Böyle olunca eğitim lafta kalmadı, uygulamalı olunca aklınızda bir şeyler kalabiliyor. Öğrendiklerimi o gün orada uyguladım ve bundan çok mutlu oldum. Bakanlığımızdan bunu özellikle rica ediyorum, bence bütün öğretmen arkadaşlarımıza böyle eğitimler verilmeli. Aile telefonla arayarak bana teşekkürlerini iletti. Çok stresli bir olaydı. Ben o olaydan sonra bir saat boyunca kendime gelemedim, derse giremedim. Çünkü rengim bile atmıştı. Çocuğumuzun o gün orada hayatını kaybedebileceğini düşündüm."
Ordu 3 çocuk, 5 torun sahibi: Çifte vatandaşlık aldı, 62 yaşında askere çağırıldı Ordu’nun Korgan ilçesi nüfusuna kayıtlı olan ve 17 yaşından bu yana Almanya’da yaşayan 62 yaşındaki Ali Osman Metan, çifte vatandaşlık aldıktan sonra Türkiye’de asker kaçağı olarak göründüğünü jandarma kontrolünde öğrendi. Askerliğe elverişli olup olmadığı, girdiği sağlık heyetinin vereceği raporla netlik kazanacak. Genç yaşta Almanya’ya göç eden, 3 çocuk babası ve 5 torun sahibi Metan, 1988 yılında İçişleri Bakanlığı izniyle Türk vatandaşlığından çıkarak Alman vatandaşlığına geçti. Duisburg kentinde eğitimini tamamladıktan sonra Alman vatandaşı olan Metan, burada mali danışman olarak işe başladı. Bu yaz yeniden Türk vatandaşlığına geçen Metan, 62 yaşında emekliliğini sürdürürken asker kaçağı olduğunu öğrendi. Jandarma ekiplerinin yol kontrolünde asker kaçağı olduğu ortaya çıktı Yaklaşık üç hafta önce araçla seyir halindeyken jandarma denetiminde durdurulduğunu belirten Metan, yapılan kimlik kontrolünde asker kaçağı olarak göründüğünün kendisine bildirildiğini söyledi. Bunun üzerine askerlik şubesine başvurduğunu ifade eden Metan, kendisine Ordu Devlet Hastanesi’nde heyete girmesi için tebligat verildiğini ve askerlik durumunun sağlık raporuyla netleşeceğini kaydetti. "Git denilirse aslan gibi askerliğimi yaparım" Ali Osman Metan, "Eğer ‘askere gideceksin’ denilirse giderim, benim için problem değil. Vatanımı seviyorum, görevimi yaparım. Sağlıkla ilgili bazı sorunlarım var, heyetin vereceği kararı bekliyorum. Elverişsiz raporu verilirse zaten gitmeye gerek kalmayacak. Ama kurum ‘gideceksin’ derse seve seve giderim, aslan gibi askerliğimi yaparım. Ben vatanımı çok seviyorum" dedi.
İstanbul "Emlak vergisine beklenen üst sınır geldi" Emlak Uzmanı Mustafa Hakan Özelmacıklı, "Emlak vergisindeki artışlara üst sınır getirilmiş olması sektörümüz adına sevindirici bir adımdır. 2026 yılı vergi değerlerinin, 2025 yılı değerlerinin en fazla iki katı ile sınırlandırılması, hem mükellefleri yüksek bir vergi yükünden koruyacak hem de piyasadaki belirsizliği azaltacaktır" dedi. Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda kabul edilen önerge ile, önümüzdeki yıl uygulanacak emlak vergisi değerlerine önemli bir üst sınır getirildi. Buna göre, 2026 yılı için hesaplanan bina ve arazi vergi değerleri, 2025 yılına ait vergi değerlerinin en fazla 2 katı olabilecek. 2027-2029 döneminde ise vergi değerleri, bir önceki yıl matrahlarının yeniden değerleme oranı kadar artırılması yöntemiyle belirlenecek. "Vergi artışına tavan, kira istisnasına devam" TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda ve 631 Sayılı KHK’de Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun hakkında değerlendirmelerde bulunan Altın Emlak Global Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Hakan Özelmacıklı, düzenlemenin gayrimenkul sektörü açısından kritik bir önem taşıdığını vurguladı. Özelmacıklı, "Emlak vergisindeki artışlara üst sınır getirilmiş olması sektörümüz adına sevindirici bir adımdır. 2026 yılı vergi değerlerinin, 2025 yılı değerlerinin en fazla iki katı ile sınırlandırılması, hem mükellefleri yüksek bir vergi yükünden koruyacak hem de piyasadaki belirsizliği azaltacaktır. Gelecek yıllardaki artış ise yeniden değerleme oranının yarısı üzerinden yeniden değerleme oranı üzerinden uygulanacak. Ayrıca Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kaldırılması öngörülen konut kira istisnasındaki değişiklikten şimdilik vazgeçildi" dedi. "Tapuda eksik beyan cezaları 4 kat arttı" Gayrimenkul satışlarında gerçek beyanın esas alınması amacıyla yapılan düzenleme hakkında da bilgi veren Özelmacıklı, "Harçlar Kanunu’nda yapılan düzenlemeyle tapu harcındaki eksik beyanın tespit edilmesi hâlinde uygulanacak vergi zıyaı cezası da 4 kat arttı. Bu kapsamda gayrimenkul alım-satımlarında beyan edilen bedel emlak vergisi değerinden az olmamak üzere tapu harcı hesaplanacak, gerçeği yansıtmayan beyanlarda aradaki fark için uygulanacak vergi cezası mevcut durumda yüzde 25 iken bir kat fazla uygulanacak. Gayrimenkullerin ivaz karşılığında veya ölünceye kadar bakma akdine dayanarak veya trampa hükümlerine göre devir ve iktisabında da hükümdeki oran uygulanacak. Burada bir beyan affı düzenlemesi de bekliyoruz" dedi. "Yetki belgelerinden yıllık harç alınacak" Taşınmaz ticaretine yönelik yetki belgelerinden her yıl harç alınmasına ilişkin düzenlemeyi de değerlendiren Özelmacıklı, "Düzenleme kayıtlı ve mevzuata uygun şekilde faaliyet gösteren işletmeler için yeni bir mali yük oluşturacak. Taşınmaz ticaretiyle iştigal eden işletme ve sözleşmeli işletmeler her yıl 20 bin TL, büyükşehir belediyesi sınırlarında ise 40 bin TL tutarında ruhsat harcı ödeyecek. Türkiye genelinde yetki belgesine sahip 87 bin 941 işletme bulunuyor. Bu yeni harç ile sözleşmeli işletme sayılarından özellikle iptallerin olacağını, kayıt dışılığın artabilecektir. Hizmet bedellerinin sınırlandığı, mükerrer ilan girişlerinin sürdüğü ve emlak işletmeleriyle çalışma zorunluluğunun olmadığı bir piyasada, kayıt dışı çalışan çok geniş bir kitlenin bulunması önemli bir sorundur. Bu nedenle getirilen yıllık harcın, sektördeki haksız rekabeti azaltacak ek tedbirlerle desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum" dedi.
Erzurum Vali Çiftçi; "Narkotik ve trafikle ilgili mücadelemizde vatandaşlarımızdan destek bekliyoruz" Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, ilin 11 aylık asayiş olaylarını değerlendirirken narkotik suçlarla ve trafik kazaları ile ilgili mücadelede vatandaşlardan destek istediklerini ifade etti. Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, geçen yılın 11 ayında ilde toplam 982 tane narkotik olayı gerçekleştiğini hatırlatarak, "Bu sene sayının 973 olduğunu görüyoruz. Bu suçlarla mücadelede geçen sene bin 437 şüpheli olarak yakalanmıştı. Bu sene bin 431 kişinin yakalandığını ve haklarında işlem yapıldığını görüyoruz. Yine geçen 153 kişinin tutuklandığını söyleyebiliriz. Bu sene yakalanan narkotik maddelere baktığımız zaman özellikle metamfetamin ve kaçak hint keneviri dediğimiz konularda daha fazla yakalama olduğunu, daha fazla ele geçirilme olduğunu da ifade edebiliyoruz. Bu konuda ilimizdeki kolluk kuvvetlerimiz üzerine düşen görevlerini fazlasıyla yerine getiriyor. Zehir tacirlerine kesinlikle fırsat ve meydan vermiyorlar. Ama daha öncede ifade ettiğim gibi; bu konuda hem devletin diğer kurumlarından hem sivil toplumdan hem de ailelerden yardım ve destek beklediğimizi bir kez daha ifade etmekte fayda görüyorum" dedi. İşte Erzurum’un trafik karnesi Vali Çiftçi, Erzurum’un 11 aylık trafik karnesini de değerlendirirken, "Hem ülkemizin hem ilimizin kanayan yaralarından birinin trafik olaylarının olduğunu biliyoruz. İlimizde 2024 yılında toplamda bin 513 tane ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası meydana gelmiştir. Bu senenin aynı döneminde sayımız bin 559 yükseldiğini görüyoruz. Yani ölümlü ve yaralanmanın artıyor. Biz bununla ilgili denetim ve kontrollerimiz sıkılaştırıyoruz, arttırıyoruz. Ama buna paralel olarak ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarının da arttığı maalesef üzülerek ifade etmek durumundayız. Geçen sene 972 bin 706 araç kontrol edilmişken, bu senenin on bir ayında toplamda 1 milyon 28 bin 993 tane aracın denetlendiğini, kontrol edildiğini söyleyebilirim. Geçen sene 2 bin 621 tane araç trafikten men edilmiş, yapılan denetimlerde bu sene rakamın 5 bin 317 çıktığını söyleyebilirim. Bu konuda da yine vatandaşlarımızdan bir istirhamım var. Hem kendi can güvenliklerini hem de karşıdaki insanların başka insanların can ve mal güvenliklerini göz önünde bulundurularak trafik kurallarına uysunlar. Bu ölümlü ve yaralanmaları, trafik kazalarının azaltılması noktasında emniyetimize ve jandarmamıza yardımcı olsunlar" şeklinde konuştu.
İzmir İzmir’in bereketli topraklarında ‘Kırmızı elmas’ mesaisi Türkiye’nin önemli tarımsal üretim merkezlerinden İzmir’in Menemen ilçesinde, kış sofralarının vazgeçilmezi ve şifa kaynağı olarak bilinen kırmızı pancarda hasat sezonu devam ediyor. Sabahın erken saatlerinde tarlaya giren tarım işçilerinin binbir zahmetle topladığı "Kırmızı elmas", bu yılki verimiyle üreticinin yüzünü güldürüyor. Gediz Ovası’nın verimli topraklarına sahip Menemen ilçesinde kışlık sebze hasadı tüm hızıyla devam ediyor. Sağlık deposu olarak görülen, özellikle turşu ve şalgam suyu yapımında kullanılan kırmızı pancar, tarladan sofralara uzanan yolculuğuna başladı. Menemen Ovası’nda binlerce dönüm arazide ekimi yapılan ve yılda ortalama 40 bin ton rekolte elde edilen ürünü toplamak için tarım işçileri sabahın ilk ışıklarıyla birlikte tarlaların yolunu tutuyor. Yağışlı havaların ardından çamurlu tarlada güçlükle ilerleyen işçiler, pancarları tek tek topraktan sökerek temizleme işlemini gerçekleştiriyor. Büyük bir titizlikle boylarına göre ayrılan pancarlar, çuvallara doldurularak kamyonlara yükleniyor. Bölge ekonomisine büyük katkı sağlayan kırmızı pancarlar, Menemen’den Türkiye’nin dört bir yanına gönderiliyor. Özellikle Adana ve Mersin bölgesindeki şalgam suyu fabrikalarının hammadde ihtiyacını karşılayan "Kırmızı elmas" kalitesi ve rengiyle ihracat kapılarını da aralıyor. Ancak üretimden tüketime uzanan zincirde oluşan fiyat farkı dikkat çekiyor. Üreticinin büyük emekle yetiştirdiği kırmızı pancar tarlada 10 TL’den alıcı bulurken, pazar tezgahlarında ve market raflarında ise fiyatı 40 TL’ye kadar çıkıyor. Tarlada 10 lira tezgahta 40 lira Yanıköy’de baba mesleği olan tarımla yaklaşık 20 yıldır uğraştığını aktaran üretici Turgay Yıldırım, "Ağustos ayının başı gibi ektiğimiz ve çimlenme aşaması oldukça hassas olan kırmızı pancarın hasadı, Ekim ayında başlayıp duruma göre Ocak, Şubat veya Mart aylarına kadar süren zorlu bir süreci kapsıyor. Yağmur, soğuk ve çamur demeden çalışmaya devam etsek de ne yazık ki ürünümüz hak ettiği değeri bulamıyor; tarlada 10 liraya çıkan mal pazarda ve marketlerde ortalama 40 liradan satılırken, yüksek girdi maliyetleri altında ezilen yine çiftçi oluyor. Tonaj ve verimden memnun olsak da fiyat konusunda yaşadığımız mağduriyet nedeniyle bu işin sonunun nereye varacağını bilemiyoruz." dedi. Şifa deposu olan kırmızı pancarı mevsiminde herkese tavsiye ettiğini vurgulayan Yıldırım, "Şimdilerde pek çiftçi yetişmiyor. Ürünlerin paraya çevrilmesine kadar geçen 90-100 günlük sürede sabretmek zor geldiğinden, yeni nesil artık bu meşakkatli meslekle uğraşmak istemiyor." diye ekledi. "Kırmızı elmas" Verimli toprakta yetişen ve yağmuru seven bir ürün olan kırmızı pancarın hasadının Ekim ayında başladığını ifade eden tarım işçisi Helin Özgün, "Biz de bu dönemde yağmur çamur dinlemeden çalışarak ürünleri kökleyip kasalıyoruz. Sapları temizlenip yapraklarından salata da yapılabilen pancarlar, havuzda çamurlarından arındırıldıktan sonra hale ve marketlere gönderilerek sofralarımıza ulaşıyor. Kana faydası olduğu için tüketilmesi tavsiye edilen ve halk arasında ‘Kırmızı elmas’ olarak bilinen bu sebze; haşlanıp sirke ve yağ ile soslayarak lezzetli bir şekilde yenebiliyor." ifadelerini kullandı.