ÇEVRE - 13 Aralık 2021 Pazartesi 10:37

Marmara Denizi'ni bekleyen felaket

A
A
A
Marmara Denizi'ni bekleyen felaket

Marmara Denizi’nin Değişen Oşinografik Şartlarının İzlenmesi Projesi (MAREM) ekibinin lideri hidrolog M. Levent Artüz, “Marmara Denizi’ni kirletmeye devam ediyoruz. Yaptığımız izleme çalışması da müsilajın parçalanma sürecinde bakterilerin etkisi (ki ciddi anlamda bakteriyolojik olarak bu müsilaj aynı bir besiyeri gibi çalışıp parçalanıyor) bu parçalanıp da yok olduktan sonra geriye çok büyük bir biyokütle kalacak. O da bundan sonraki felaketi doğuracak” dedi.

Marmara Denizi’nin Değişen Oşinografik Şartlarının İzlenmesi Projesi (MAREM) ekibini lideri hidrolog M. Levent Artüz, Marmara Denizi’nin durumu ile ilgili Mudanya’da açıklamalar yaptı.

6 Ocak’tan beri Marmara Denizi'nde çalışmalar yaptıklarını vurgulayan Artüz, “En son Ağustos’un sonu Eylül’ün 15’i arasındaki çalışmayı yürüttükten sonra Tekirdağ’da izleme laboratuvarı kurduk. O da aşağı yukarı bir sene boyunca çalışacak. Esas problem müsilaj değil, esas problem Marmara Denizi’nin kirletiliyor olması. Biz de ağırlıkla kirletiliyor olması üzerine çalışmalarımızı yürütüyoruz. Müsilaja benzer olgularla her zaman karşılaştık bundan sonra da karşılaşacağız. Bu kaçınılmaz bir durum. Çünkü biz tavrımızı değiştirmeden gün geçtikçe artan bir şekilde Marmara Denizi’ni kirletmeye devam ediyoruz. Yaptığımız izleme çalışması da müsilajın parçalanma sürecinde bakterilerin etkisi (ki ciddi anlamda bakteriyolojik olarak bu müsilaj aynı bir besiyeri gibi çalışıp parçalanıyor) bu parçalanıp da yok olduktan sonra geriye çok büyük bir biyokütle kalacak. O da bundan sonraki felaketi doğuracak. Onun ne olacağını şu an itibari ile bilemiyoruz” diye konuştu.

Marmara Denizi'ni bekleyen felaket

Marmara Denizi'nin Tekirdağ kıyılarında denizanası istilası hakkında da konuşan Artüz, “Marmara Denizi’nde bu tür olgularla her zaman karşılaşıyoruz. Müsilaj gibi belirli türlerin fert adetlerinde çok ciddi artışlar oluyor. Onlar da kırıma uğrayıp ölüyorlar. Biz bunu Kumburgaz’da yengeçlerin ölüp karaya vurmasıyla, Tekirdağ Hoşköy’de balıkların karaya vurmasıyla, Bolayır’ın alt tarafında pelajik balıkların karaya vurmasını gördük ve görüyoruz. Bu süreç içerisinde yadırganmayacak bir olay ama kirlenme süreci ciddi anlamda tam gaz devam ediyor” dedi.

Samet Doğru
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’da aynı doktorun yönettiği çoklu doğumlarda 8 bebek dünyaya geldi Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde aynı doktorun 4 hastası aynı gün doğum yaptı. Saatler içerisinde gerçekleşen 2 ikiz, 1 üçüz ve 1 tekil doğum, hastane ekibinde büyük heyecana neden oldu. Toplam 8 bebeğin dünyaya geldiği doğumlar, başarıyla tamamlandı. Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Hazel Çağın Kuzey, yaşanan süreç ve çoğul gebeliklerde alınması gereken önlemlerle ilgili açıklamalarda bulundu. Aynı gün yaşanan çoklu doğumların oldukça nadir olduğunu vurgulayan Dr. Kuzey, "Üç çoğul gebeliğin aynı gün doğurması benim için de ilk defa olan bir deneyim oldu. Üçü de acil ve plansız şekilde gerçekleşti. Üst üste gelmesi oldukça ilginçti. Sanki bebekler birbirleriyle sözleşmiş ve o gün doğmak istemiş gibiydi" dedi. "Herkes özveriyle çalıştı" Doğumların zamanlamasının ekip için yoğun bir tempo oluşturduğunu belirten Kuzey, "İlk doğumla ikinci ikiz doğum arasında bir süre vardı ancak ikinci ikiz doğumla üçüz doğum neredeyse arka arkaya gerçekleşti. İkinci ikiz doğum sürerken üçüz gebemiz ameliyathaneye alındı. Kadın doğum servisi ve ameliyathane ekiplerimiz bu tür acil durumlara oldukça alışık. Ameliyathanemiz geniş, ekibimiz sayıca yeterliydi ve herkes özveriyle çalıştı. Sadece yeni doğan yoğun bakım ekibimizi biraz fazla yormuş olduk" diye konuştu. "Doğumlar spontane gelişti" Doğumların hiçbirinin tüp bebek yöntemiyle gerçekleşmediğine dikkat çeken Dr. Kuzey, "Bu üç gebelik de spontane gebeliklerdi. Zaten çoğul gebelik oranları oldukça düşükken, üç çoğul gebeliğin aynı anda doğurması çok nadir bir durum" ifadelerini kullandı. "Çoğul gebeliklerde takip hayati öneme sahip" Çoğul gebeliklerin yüksek risk taşıdığına vurgu yapan Dr. Kuzey, "Bu gebelikleri tekil gebeliklere göre çok daha sık takip ediyoruz. Düşük ve erken doğum riski yüksek olduğu için koruyucu tedaviler uyguluyoruz. Takip sürecini perinatoloji bölümümüzle iş birliği içinde yürütüyoruz" dedi. "Hekimlerinin önerilerini mutlaka dikkate almalılar" Çoğul gebelik bekleyen anne adaylarına da seslenen Dr. Kuzey, "Perinatoloji ve kadın doğum hekimlerinin önerilerini mutlaka dikkate almalılar. Daha sakin ve kontrollü bir gebelik süreci geçirmelerini öneriyorum" diye konuştu. Aynı gün toplam 4 sezaryen doğum gerçekleştiğini aktaran Dr. Kuzey, toplamda 4 erkek ve 4 kız bebeğin dünyaya geldiğini söyledi.
İstanbul Aylık en yüksek reel getiri mevduat faizinde oldu Aylık en yüksek reel getiri, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise yüzde 2,18 oranlarıyla mevduat faizi (brüt)’te gerçekleşti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Kasım ayı Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları’nı açıkladı. Buna göre, aylık en yüksek reel getiri, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 2,21, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise yüzde 2,18 oranlarıyla mevduat faizi (brüt)’te gerçekleşti. Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından, Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) yüzde 1,89, BİST 100 endeksi yüzde 0,50 ve dolar yüzde 0,26 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; külçe altın yüzde 0,41 ve euro yüzde 0,45 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde ise DİBS yüzde 1,86, BİST 100 endeksi yüzde 0,47 ve dolar yüzde 0,23 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken; külçe altın yüzde 0,44 ve euro yüzde 0,48 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. Külçe altın, üç aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 23,52, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 21,53 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Aynı dönemde BİST 100 endeksi; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 6,83, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 8,33 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu. Altı aylık değerlendirmeye göre külçe altın; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 23,30, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 22,74 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken; aynı dönemde Amerikan Doları, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 2,88, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 3,32 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu. Yıllık değerlendirmede en yüksek reel getiri külçe altında gerçekleşti Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde külçe altın; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 47,77, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 43,44 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından mevduat faizi (brüt) yüzde 10,91, DİBS yüzde 5,79, euro yüzde 4,90 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; dolar yüzde 3,53 ve BIST 100 endeksi yüzde 8,02 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde ise mevduat faizi (brüt) yüzde 7,66, DİBS yüzde 2,69 ve euro yüzde 1,82 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken; dolar yüzde 6,36 ve BIST 100 endeksi yüzde 10,71 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.