GÜNDEM - 14 Aralık 2020 Pazartesi 09:51

Maskelerde filtre yerine ıslak mendil kumaşı kullanılıyor

A
A
A
Maskelerde filtre yerine ıslak mendil kumaşı kullanılıyor

Koronavirüs ile birlikte hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelen maskelerin gerekli koşulları taşımadığında virüsten korumadığını kaydeden Güney Biomedikal Yönetim Kurulu Başkanı Necip Güney, merdiven altı üretim olarak tabir edilen ve tamamen ticari amaçla üretilen maskelerin virüs bulaş oranını daha çok arttırdığını belirtti.

Koronavirüse karşı en büyük tedbirin maske, mesafe ve hijyen olduğu her fırsatta ifade edilirken, günlük hayatta kullanılan maskelerin ne kadar koruyucu olduğu sorusu da akıllarda soru işareti bırakıyor. Uzmanlar ise koruyuculuğu yüksek olan cerrahi maskelerin kullanımını öneriyor. Maskelerin cerrahi maske sıfatı alması için belirlenen şartları taşıması gerektiğini ifade eden Güney Biomedikal Yönetim Kurulu Başkanı Necip Güney, cerrahi maske olarak piyasada satışa sunulan maskelerin birçoğunda filtre özelliği olan meltblown kumaştan üretilmediğini ve bunun yerine ıslak mendil kumaşının kullanıldığını kaydetti. El değmeden full ultrasonik dikişli otomatik makinelerde üretimin elzem olduğu maskelerin, el dikişiyle dahi üretildiğini belirten Güney, steril ortamda üretilmeyen bu maskelerin koronavirüs bulaş riskini daha da arttırdığının altını çizdi.

                               Maskelerde filtre yerine ıslak mendil kumaşı kullanılıyor

Doğru maske nasıl olmalı?
Koruyuculuğu olan maskelerin barındırması gereken şartları sıralayan Güney, “Yıllardır yayınlar ve fuarlar düzenliyorduk. Bu süreçte biz de hakim olduğumuz bir konu olduğu için koruyucu tekstillere yönelik maske imalatına başladık. Maske imalatına başlayınca doğru maskenin nasıl üretileceği konusunda Türkiye’ye örnek olmak istedik. Pandemi sürecinde çok alakasız insanların, kumaşın ismini dahi telaffuz edemeyenlerin bu işlere girdiğini görünce şaşkınlıkla piyasayı izledim. Doğru maske kumaşının nasıl olması gerektiği, filtre özelliği, lastiği çok önemli konular. Burada iki önemli husus var: Maskenin iç ve dış kumaşında kullanılan spunbond. Sadece spunbond ile maske yapamazsınız. Bunun yanında ara katmanda filtre özelliği olan meltblown da kullanmak zorundasınız. Bu kumaşta aynı zamanda statik elektrik yükü vardır. Bu statik elektrik size filtre özelliği sağlar. Maskenin üretim aşamasında, bu kumaşlar için özel olarak üretilen ve kumaşın statik elektrik özelliğini kaybetmemesini sağlayan eldivenler kullanılmalıdır ” dedi.

Maskelerde imitasyon filtre kullanılıyor
Piyasadaki çoğu maskelerin koruyucu özelliğinin olmadığını belirten Güney, “Piyasadaki maskelerde insanların dişini görüyorsunuz. Bu maskeler sizin ağzınızdan çıkan büyük partikülleri belki engelleyebilir ama küçük partikülleri engelleyemez ki bu hastalığın büyük bölümünün damlacık kanalıyla bulaştığını bilim adamları söylüyor. Bu bakımdan kullandığınız maskenin koruyucu özelliği çok yüksek olmalı. Piyasada meltblown’un imitasyonu olanlar da var. Yani meltblown kalitesi de burada çok önemli. Her meltblown ismiyle satılan kumaş gerçek değildir. Meltblown kumaşın kalitesinin en önemli göstergelerinden biri BFE (Bakteri Filtrasyon Mukavemeti) değerinin yüzde 98’in üzerinde olması, diğeri ise PFE (Partikül Filtrasyon Mukavemeti) değerinin yüzde 95 üzerinde olması gerekmektedir ki meltblown kumaşın koruyucu özelliği olsun. Meltblown kumaş alırken, kumaşın sertifikasını mutlaka istemelisiniz. Alınan sertifikanın ise orijinal olmasına dikkat etmelisiniz. Koruyuculuğu olan bir maskenin en az 80 gr/m2 olması gerekmektedir. Bizim maskelerimizde kullandığımız spunbond 30 gramdır. İçte kullandığımız filtre özelliği olan meltblown 25 gram, ağız iç kısmında kullandığımız da 25 gramdır. Toplamda en az 80 gram/m2 çalışıyoruz” diye konuştu.

“Maskenizi test edin”
Maskenin koruyuculuğunu test etmenin kolay bir yöntemi olduğunu kaydeden Güney, “Maskeyi yırttığınızda içerisinde yumuşak kâğıt görünümlü soft bir kumaş olması gerekir. Aynı şekilde ağız iç kısmında kullanılan kumaşın da basit bir testi yapılabilir. Maskenin üstüne su koyduktan sonra suyun akıp akmadığına bakalım. Diğer taraftan maskeyi doğru şekilde takmak da büyük önem taşıyor. Türkiye’de maske kullanımına ilk başlandığında pliseler hep yukarı doğru bakıyordu. Pliselerin yukarıya bakması sizin zaten maskenizde devamlı toz, bakteri üremesi demektir. Pliselerin aşağı bakması lazım, ikinci olarak maskenin yanları kapatması için lastiğin dışarı gelmesi gerekiyor. Bir de maske takılıyken çakmağa üflendiğinde ateş sönmemeli. Eğer sönüyorsa o maske koruyucu bir maske değildir” ifadelerinde bulundu.
Maskenin alındığı firmanın güvenirliğinin önemli olduğunu vurgulayan Güney, “Firmaların ÜTS (Ürün Takip Sistemi) kaydının olması önemli bir unsur. Üretici firmanın ÜTS kaydının olması, firmanın güvenirliğinin olduğunu kanıtlar ancak bu üretimini yapmış oldukları maskenin kaliteli olduğunu göstermez. Bu sebepten belirtmiş olduğum maske testlerini her vatandaşımızın yapması gerekli” diyerek maske testlerinin ne kadar önemli olduğunun altını çizdi.

“Üç saat arayla maske değiştirilmeli”
Bir maskenin kullanım süresinin maksimum 3 saat olduğunu söyleyen Güney, “ Nefes alıp verirken oksijen alıp karbondioksit veriyoruz. Yani soluduğumuz havayı maskenin içerisinde ister istemez geri alıyoruz. Ama bizim kumaşlarımızda nefes alabilme özelliği var. Ayrıca maskenin dış yüzeyine dokunulmaması gerekir. Maskeyi yemek yerken ya da su içerken kolumuza takmak, masaya bırakmak tamamen yanlıştır. Evlerde, marangozlarda herkes bu işi yapıyor. Biz yeni üretimlerimizde tam otomatik makinelerimizle hijyenik ortamda, hiç el değmeden bu maskeleri üretiyoruz. Tam hijyenik ortamlarda üretilen maskeyle birlikte, hiçbir vatandaşımız unutmamalıdır ki sosyal mesafe ve hijyen kurallarına da önem vererek virüslerden koruma sağlayabilirsiniz” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul ‘BAU Gastronomi’ öğrencilerine 2 altın madalya Türkiye Aşçılar ve Şefler Federasyonu (TAŞFED) tarafından 22’ncisi düzenlenen "Uluslararası İstanbul Mutfak Günleri" etkinliğinde Bahçeşehir Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencileri "Yılın En İyi Üniversite Ekip Yarışması" ve "Modern Türk Mutfağı Ekip Yarışması" kategorilerinde altın madalya kazandılar. Türkiye’nin en kapsamlı gastronomi yarışması ve festivallerinden olan "Uluslararası İstanbul Mutfak Günleri" Bahçeşehir Kongre Merkezi’nde düzenlendi. TAŞFED’in "Dünya Aşçılar Birliği" (WASC) iş birliğiyle düzenlediği festivale ülkemizden ve dünyanın farklı ülkelerinde davetliler katıldı. Dünya mutfağı ve Türk mutfağını bir araya getiren etkinlik farklı coğrafyalardan lezzetleri de İstanbul’a taşıdı. İki ekip iki altın madalya Bu yıl 22’cisi organize edilen ve WASC tarafından "Kıtalar arası" unvanına sahip etkinlikte, öğrenci ve genç şefler uluslararası düzeyde yarışma şansı da buldu. Yaklaşık bin 500 yarışmacının katıldığı ve 120 jüri üyesinin bulunduğu organizasyonda Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Gastronomi ve Mutfak Sanatları öğrencileri de yarışmacı olarak katıldı. "Yılın En İyi Üniversite Ekip Yarışması" kategorilerinde Yağmur Uslu, Majid Al Zoubi ve Ayberk Çil, "Modern Türk Mutfağı" kategorilerinde de Yusuf Can Gümüş, Özgür Özyurt ve Ekin Yüce BAU’yu temsil etti. Altın madalya kazandılar "Yılın En İyi Üniversite Ekip Yarışması"na katılan BAU’lu öğrenciler; kestane püreli kış sebzeleri ile servis edilen miso glaze, ördek göğüs ve vişne sos eşliğinde servis edilen balkabaklı risotto, tatlı olarak ise pancar cipsi üzerinde beyaz madalyon tuz eşliğinde makademya fındığından dondurma hazırladılar. BAU’lu öğrencilerin ekip çalışması ve özenle hazırladıkları yemeklerle altın madalya kazanmayı başardılar. ‘Kuzu ciğerden mantı, madolyon kebap ve aşure ile ikinci altın madalya "Modern Türk Mutfağı" kategorisinde yarışan öğrenciler ise başlangıç yemeği olarak; isli yoğurt üzerine kızılcık sosu, muhammara ve maydonoz köpüğü eşliğinde kuzu ciğeri dolgulu mantı hazırladılar. Ana yemek olarak, firik keşkek üzerine madalyon kebap servis ettiler. Tarçından hazırlanmış toprak üzerinde nar, kuru kayısı, kuru incir, fındık, antep fıstığı, kuş üzümü ve buğday dondurmasıyla sunulan aşureyle de final yaptılar. Öğrenciler hazırladıkları yemeklerle BAU’ya ikinci altın madalyayı kazandırdı. Kendilerine özgü yorum Etkinlikte öğrencilerin başarılarıyla ilgili konuşan BAU Meslek Yüksekokulu Müdürü ve BAU Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Kazım Ozan Özer şunları söyledi: "22 yıl aralıksız bir şekilde böyle kapsamlı bir organizasyonu düzenlemek eminim ki kolay değildir. O yüzden öncelikle Uluslararası İstanbul Mutfak Günleri Festivali’ni düzenleyen ve bugüne kadar katkıda bulunan herkese teşekkür ederim. Bu yılki etkinlikte yer almaktan keyif aldık, öğrencilerimiz iki kategoride yarışmalara katıldılar. Hazırladıkları tabaklarda öğrencilerimizin alışılmış çerçevelerin dışına çıkma gayretini, kendilerine özgü yorumlarını görmekse çok keyifliydi. Yılın "En İyi Üniversite Ekip " ve "Modern Türk Mutfağı Ekip" yarışmalarında altın madalya aldılar. Her iki ekibimizi de tebrik ediyorum."
İstanbul A101’in yeni CEO’su Talat Olgay oldu A101’de beş yıldır üst düzey görevler üstlenen Olgay, 1 Ocak 2026 itibarıyla CEO olarak görevine başlayacak. Türkiye’nin en yaygın zincir marketlerinden biri olan A101’de üst düzey bir atama gerçekleştirildi. A101 bünyesinde son beş yıldır operasyon, büyüme ve organizasyonel dönüşüm alanlarında üst düzey sorumluluklar üstlenen Talat Olgay, 1 Ocak 2026 itibarıyla A101 CEO’su olarak görevine başlayacak. Yapılan açıklamaya göre, perakende ve hızlı tüketim ürünleri sektörlerinde 25 yılı aşkın deneyime sahip olan Talat Olgay, 2021 yılında A101 ailesine katıldı. A101 bünyesinde Operasyon Komitesi Üyesi ve Operasyondan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi olarak görev alan Olgay, şirketin Türkiye operasyonlarının güçlendirilmesi, organizasyonel yapının geliştirilmesi ve yurt dışı pazar stratejilerinin şekillendirilmesinde kritik roller üstlendi. Talat Olgay kariyeri boyunca Danone, Nestlé Waters, PepsiCo ve L’Oréal gibi global şirketlerde satış, ticari pazarlama ve genel müdürlük görevlerinde bulundu. Talat Olgay, yeni görevinde A101’in yaygın mağaza ağı, güçlü operasyonel altyapısı ve insan kaynağıyla birlikte sürdürülebilir büyüme, verimlilik ve müşteri deneyimi odaklı değer oluşturma stratejilerine liderlik edecek. Bu atama, A101’in kurumsal sürekliliğe ve iç liderlik potansiyeline verdiği önemin bir göstergesi olarak öne çıkıyor. Talat Olgay’ın global vizyonu, saha ve yönetim tecrübesiyle şirket, Türkiye’nin en yaygın perakende ağı olarak değer oluşturmayı sürdürecek.
Denizli Geleceğin yıldız futbolcuları için Denizli kampı başladı Geleceğin futbolcuları çocuklar için düzenlenen "Geleceğin Yıldızları Futbol ve Gelişim Kampı", Cankurtaran Kamp Eğitim Merkezi’nde gerçekleştirildi. Futbol altyapısında yer alan 35 sporcunun katılım sağladığı kamp programı, çocukların sportif gelişimlerini desteklemenin yanı sıra sosyal, fiziksel ve kişisel becerilerini güçlendirmeyi hedefledi. Kamp süresince sporcular, hem eğitim hem de eğlence dolu iki gün geçirdi. Kampın ilk günü güvenlik bilgilendirmeleri yapıldı, tanışma etkinlikleri gerçekleştirildi. Gün boyunca ısınma ve koordinasyon parkurları, temel teknik çalışmalar, mini takım oyunları ve turnuva maçları ile sporcuların futbol becerileri geliştirildi. Akşam saatlerinde ise kamp ateşi etrafında motivasyon konuşmaları, sinema etkinlikleri ve eğlenceli bilgi yarışmaları düzenlendi. Geleceğin sporcularına kamp deneyimi sunuldu Kampın ikinci gününde yapılan antrenmanlarda takım savunması, hücum yerleşimleri ile 3x3 ve 4x4 küçük alan oyunlarına yer verildi. Program, kampa katılan sporculara sertifika dağıtımı, geri bildirim anketi ve grup fotoğrafı çekimiyle sona erdi. "Geleceğin Yıldızları Futbol ve Gelişim Kampı" ile çocuklara futbolun temel tekniklerini öğretmek, takım ruhu ve iletişim becerilerini geliştirmek, disiplin ve özgüven kazandırmak, fiziksel aktiviteyi eğlenceli bir ortamda teşvik etmek ve doğayla iç içe, güvenli bir kamp deneyimi sunmak amaçlandı.
Antalya Büyükşehir Belediyesi personeline KETEM’den eğitim Antalya Büyükşehir Belediyesi, Antalya Halk Sağlığı Müdürlüğü Kanser Erken Tanı ve Eğitim Merkezi (KETEM) ortak çalışmasıyla belediye personeline farkındalık eğitimi verildi. Kanserle mücadele, erken tanı, meme kanseri taraması, tütün bağımlılığı, sigaradan kurtulma yolları ve sağlıklı beslenme konularında personel bilgilendirildi. Büyükşehir Belediyesi, personele yönelik farkındalık eğitimlerini sürdürüyor. Antalya Halk Sağlığı Müdürlüğü, Sağlıklı Hayat Merkezi KETEM iş birliği ile ortaklaşa yürütülen eğitim programında Büyükşehir çalışanlarına tütün bağımlılığı ve sigaradan kurtulma yolları, meme kanserinde erken tanı ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları ile ilgili eğitimler verildi. Sigara bağımlığının zararları, kullanımını önleme ve bırakma konusunda tutum kazandırmayı hedefleyen eğitimlerde kanserler ve meme kanserinde erken tanı ve taramanın önemi de anlatıldı. Madde bağımlılığı ile mücadele anlatıldı Antalya Büyükşehir Belediyesi Hizmet Binası’nda gerçekleşen eğitimde Antalya İl Sağlık Müdürlüğü Şehit Doktor Atila Nizam, Muratpaşa Sağlıklı Hayat Merkezi sorumlusu Zeynep Turan eğitim verdi. Sigaranın zararları hakkında bilgi veren Turan, "Sigara içerisinde barındırdığı binlerce çeşit zehirli madde ile maalesef kullanıcılarını ölüme sürüklemeye devam ediyor. İstatiksel olarak sigaraya başlayan her dört kişiden üçü bağımlı oluyor. Anne babaları rol model alan çocuklar, pasif içiciler ne yazık ki bu kötü bağımlılığı arttıran nedenler arasında yer alıyor. Sigarayla mücadelede en önemli adım kararlılıktır. Halkımızın sağlığı için kurulan Halk Sağlığı Merkezlerimizde sigara bırakma polikliniklerimizle sigarayı bırakmak isteyen tüm vatandaşlarımıza destek oluyoruz" dedi. Erken tanı önemli Kadınlar için meme kanser ve korunma yollarıyla ilgili de uyarılarda bulunan Zeynep Turan, "KETEM olarak kanser taramalarına da büyük önem veriyoruz. Özellikle kadınlarımızın meme kanseri için düzenli tarama yaptırmalarını tavsiye ediyoruz. Meme kanserinde erken teşhis son derece önemli. 40-69 yaş arasındaki kadınların iki yılda bir meme kanseri taraması yaptırmasını öneriyoruz" hatırlatmasında bulundu. Eğitim programının sonunda ise Sağlıklı Hayat Merkezi diyetisyeni Seda Demir personel için sağlıklı yaşam ve beslenme alışkanlıklarıyla ilgili eğitim vererek soruları cevapladı.