SAĞLIK - 21 Kasım 2017 Salı 10:37

Melazma türü cilt lekelerinin nedenleri ve tedavisi

A
A
A
Melazma türü cilt lekelerinin nedenleri ve tedavisi

Dermatolog Dr. Güneş Ertürk, ‘melazma’ olarak adlandırılan kahverengi yüz lekeleri hakkında bilgi verdi. Ertürk, “Melazma cilt lekesinin en önemli nedeni çocukluktan itibaren yoğun güneş ışığına maruz kalma ve leke geni taşımaktır” dedi.

Dermatolog Dr. Güneş Ertürk daha çok kadınlarda görülen malezmanın nedenleri ve tedavisi hakkında açıklamalarda bulundu. Cilt lekelerinin pek çok çeşidi bulunduğunu bunlardan en sık olarak görülenin de melazma olarak adlandırılan kahverengi yüz lekesi olduğunu aktaran Ertürk, “Güneş lekesi olarak da bilinen melazma yüz bölgesinde en çok yanaklar, alın ve dudak bölgesinde görülmekle birlikte yüzün her yerini tutabilir. Açık belli belirsiz bir kahverengi veya çok koyu kahverengiye kadar değişen renkte görülebilir. Melazma cilt lekesinin en önemli nedeni çocukluktan itibaren yoğun güneş ışığına maruz kalma ve leke geni taşımaktır. Ayrıca stres ve gebelik dönemi, doğum kontrol hapları ve hormon tedavileri melazmayı tetikleyebilir. Cildi aşırı incelten, hassaslaştıran soyucu ilaç ve tıbbi tedaviler (peelingler, lazerler) melazmanın ortaya çıkışını kolaylaştırabilmektedir” dedi.

Melazmalı bölgede cildin mikroskobik olarak incelendiğinde o bölgede renk hücrelerinin aşırı çalışmaya eğilimli olduğu, ciltte hasar ve güneş ışınlarına ait yaşlanma belirtilerin gözlemlendiğini belirten Ertürk, “Melazmada güneşten korunmanın, stresten kaçınmanın çok önemlidir” diye konuştu.

Ertürk melazmanın tedavisinde kullanılan yöntemler hakkında şunları kaydetti:

“İlaç tedavileri: leke alanında cilt hasarı ve erken yaşlanma olduğu için cildi besleyen, nemlendiren vitaminli ve antioksidanlı kremler düzenli kullanmak çok önemlidir. Leke açıcı kremler cildi tahriş etmediği sürece leke açmak için kış aylarında düzenli kullanılabilir.

Peeling tedavileri: Kimyasal ve enzim peelingler yaygın olarak kullanılmaktadır. Özellikle cildi tahriş etmeden mikro soyulma yapıp yenileyen meyve peelingleri kış aylarında kullanılabilir. Hem lekeyi açar hem cildi canlandırır. Cildi çok derin soyan peelingler ilk ay dramatik bir şekilde lekede açılma yapmakla birlikte pek çok hastada ters tepki yapıp lekeyi alevlendirerek, birkaç ay içinde şiddetle geri dönmesine sebep olabilir. Bu nedenle çok dikkatli olunmalı, özellikle hassas, kılcal damarlı, kızarık ve koyu tenli kişilerde yapılmaması uygundur.

Lazerler: Fraksiyonel lazerler ve IPL cildi yenilediği için melazmada denenmiştir. Bazı hastalarda etkili olmaktadır. Ancak özellikle soyma ve tahriş etkisi olan lazerler ters etki yaparak lekeyi arttırabilir. Bu nedenle deneyimli kişilerce kullanılmalıdır. Leke hücreleri ve renk maddesine etkili olan Q-switched Nd:YAG ve picosaniyeli lazerler kullanılmaktadır. Yan etki oranı düşük olan bu lazerler ise hastalarda değişken sonuçlara sahiptir. Bazı hastalarda leke çok iyi açılırken bazı hastalarda leke iyi açılmamaktadır. Ayrıca lekeler açılsa bile yaz dönemi lekeler tekrar geri gelebilmektedir.

Cilt yenileme tedavileri: cildi tazeleyip yenileyen PRP, mezoterapi ve mikro iğneleme gibi yöntemler aslında tek başına leke tedavisi yapmaz. Ama uzun vadede cildi onararak leke açan yöntemlerin etkinliğini arttırırlar. Bu bilgiler ışığında leke tedavisinde çok dikkatli ve sabırlı olunması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Cildi tahriş etmeyen, inceltip hassaslaştırmayan tedaviler planlanmalıdır. Cilt onarılırken bir yandan renk açmaya dayalı bir tedavi programı yapılırsa 1-4 sene içinde lekelerden büyük oranda kurtulmak mümkün olmaktadır." 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Bakan Kacır: "Türkiye teknoloji girişimciliğinde Avrupa’nın parlayan yıldızı olarak tarif ediliyor" Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "23 yıl önce piyade tüfeğini yurt dışından temin eden bir ülkeydik, savunma ürünlerinde yüzde 80 dışa bağımlıydık. Bugün, kendi İHA’mızı, mühimmatını, uçaklarını, helikopterlerini, uydularını, radarlarını, elektronik harp sistemlerini geliştiren, üreten ve artık rekabetçi şekilde dünyaya ihraç edebilen bir ülkeyiz. Fikirden ürüne, üründen pazara uzanan yolculukta her aşamada Türkiye teknoloji girişimciliğinde Avrupa’nın parlayan yıldızı olarak tarif ediliyor" dedi. Sakarya Teknokent Ar-Ge Binası, Füzyon Girişim Ofisi ve Milli Teknoloji Atölyesi açılışı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın katılımıyla gerçekleşti. Açılışta konuşan Bakan Kacır, "Teknolojide tam bağımsız Türkiye tasavvurumuzu gerçeğe dönüştürme yolunda hayata geçirdiğimiz tüm bu projelerin Sakarya’mıza, üniversitelerimize, gençlerimize, ülkemize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. Küresel ölçekte değişimin hız kazandığı, bilginin stratejik bir güç halinde geldiği bir çağdayız. Bu dönemde ülkelerin refah düzeyini ve rekabet gücünü bilimsel bilgi üretme kabiliyetiyle teknolojideki yenilikleri ekonomik değere dönüştürme düzeyi belirliyor. Özellikle yenilikçi teknolojilerde söz sahibi ülkeler sadece bugünün değil yarının dünyasını da şekillendiriyor. Pek çok ülkenin belirsizlikler sarmalında bocaladığı ve geleceğe dair vizyon ortaya koymakta zorlandığı bu süreçte bizler yaşanan değişimi tehdit olarak değil bilakis Türkiye adına tarihi bir fırsat olarak görüyoruz. Bu anlayışla bilimi ve teknolojiyi kalkınma yolculuğumuzun pusulası atlettik. Son 23 yılda dev bir Ar-ge ve inavasyon alt yapısı inşa ettik. Bugün özel sektörümüz bünyesinde bin 700’ü aşkın Ar-Ge ve tasarım merkezinde görev yapan nitelikli mühendislerimiz ve teknisyenlerimiz, yüksek katma değerli üretimi mümkün kılan yenilikçi çözümler geliştiriyor" dedi. "Ar-Ge harcamalarımızın milli gelirimizdeki payını binde 5’ten yüzde 1,46’ya çıkardık" Bakan Kacır, "113 Teknoparkımızda 12 binden fazla firmamız inavasyon odaklı çalışıyor. Bilim insanlarımız, araştırmacılarımız özel sektörümüze sunduğumuz destekler neticesinde Ar-Ge harcamalarımızın milli gelirimizdeki payını binde 5’ten yüzde 1,46’ya çıkardık. 2002’de 29 bin olan tam zaman eş değer Ar-Ge personel sayımız şimdi 310 bini aştı. İnşa ettiğimiz güçlü Ar-Ge alt yapısı milli teknoloji hamlesinin vizyon projelerinin fikirden hakikate dönüştüğü biz zemini sundu. 23 yıl önce piyade tüfeğini yurt dışından temin eden bir ülkeydik, savunma ürünlerinde yüzde 80 dışa bağımlıydık. Bugün, kendi İHA’mızı, mühimmatını, uçaklarını, helikopterlerini, uydularını, radarlarını, elektronik harp sistemlerini geliştiren, üreten ve artık rekabetçi şekilde dünyaya ihraç edebilen bir ülkeyiz. İnsansız hava aracı üretiminde dünyada lideriz. Türkiye’nin otomobili Togg ile elektrikli ve akıllı araç devrimini ve otomotiv sektöründe yaşanan eşzamanlı dönüşümleri ülkemiz adına fırsata çevirme iddiamızı ortaya koyduk. Teknoloji üretiminde ve geliştirmede yakaladığımız bu ivmeyi farklı sektörlere taşıyarak üniversitelerimizle sanayi arasındaki iş birliğini daha da güçlendirerek Türkiye yüzyılında teknolojide tam bağımsız Türkiye hedefimizi adım adım gerçeğe dönüştüreceğiz" diye konuştu. "Teknoloji girişimciliğini bu vizyonu hayata geçirecek itici güç addediyoruz" Bakan Kacır, "Teknoloji girişimciliğini bu vizyonu hayata geçirecek itici güç addediyoruz. Bu doğrultuda ülkemizde teknolojik girişimlerin yeşermesini ve ölçeklenmesini mümkün kılacak zemini çok boyutlu adımlarla inşa etti. Hayata geçirdiğimiz fonların fonu ve eş finansman mekanizmalarıyla 4,6 milyar liralık kamu kaynağını doğrudan girişimlerimize yönlendirdik. Bu etkiyle 120 milyar liralık özel sektör yatırımını harekete geçirdik. Erken aşama girişimlerine finansman sağlayan BİGG programımızla 2 bin 500’den fazla teknoloji girişiminin hayata geçmesini sağladık. 2018’den bu yana düzenlediğimiz Teknofestlerle gençlerimizi girişimcilik yolculuğuna dahil ettik. Fikirden ürüne, üründen pazara uzanan yolculukta her aşamada Türkiye teknoloji girişimciliğinde Avrupa’nın parlayan yıldızı olarak tarif ediliyor" şeklinde konuştu. "Her yaştan çocuğumuzu ve gencimizi bilimin büyülü dünyasıyla buluşturacağız" 81 ilde milli teknoloji atölyelerinin kurulacağını aktaran Bakan Kacır, "Bugün oyundan e-ticarete, yapay zekadan finans teknolojilerine geniş bir yelpazedeki girişimlerimiz iftihar vesilemizdir. Bu başarı ivmesini katlanarak 2030 yılına kadar ülkemizden 100 bin teknolojik girişiminin doğmasını ve milyar dolar değeri aşan unicornların bizim değimimizle Turkornların toplam kıymetinin 100 milyar doları aşmasını hedefliyoruz. Bu cennet vatanın her köşesindeki gençlerimizin teknoloji geliştirme ve dünyayı değiştirme iddiası taşıyabilmesini sağlayacak bir alt yapıyı kurmayı temel önceliğimiz olarak görüyoruz. Sakarya gerek sahip olduğu dev sanayi alt yapısı ve lojistik gücü, gerekse küresel finans ve teknoloji merkezi İstanbul’a yakınlığıyla girişimciler için önemli bir marka değerine sahip. 2010’da faaliyete geçen ve bünyesinde 130’dan fazla firmanın çalışmalarını sürdürdüğü Sakarya Teknokent, şehrimizde teknoloji girişimciliğinin nabzının attığı, üretim ile aklın buluştuğu milli teknoloji hamlemizin örnek projelerinin hayata geçirildiği ekosistemi inşa ediyor. Girişimcilerin yoğun ilgi gösterdiği Teknokentin yatırımcı talebine cevap verebilmesi adına ilave olarak 6 bin 500 metrekare kapalı alan barındıran 39 bin metrekare bir alanı ilan ettik. Bugünde bakanlığımızın 113 milyon lira ile hayata geçen yeni Ar-ge binasının açılışındayız. Teknokentimizde 3 bin 700 metrekare kapalı alanıyla girişimcilerimize çalışma alanı sunuyoruz. Aynı zamanda bina içinde faaliyet gösterecek füzyon girişim ofisiyle kuluçka ve kuluçka öncesi aşamadaki girişimcilerimize destek seti sunuyoruz. Üniversitelerimiz ve bilim merkezlerimiz bünyesinde kurduğumuz milli teknoloji atölyeleriyle ülkemizin yarınlarını inşa edecek gençlerimizi ileri teknoloji ekipmanları ve modern alt yapıyla buluşturuyoruz. Önümüzdeki yılsonuna kadar 81 ilimizde 100 milli teknoloji atölyesini tamamlamak üzere bir seferberlik ruhuyla çalışıyoruz. İki üniversitemizin de öğrencileri bu atölyede çalışacak. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak ülkemizin nitelikli insan kaynağını büyüten, yetkinliğini derinleştiren politikaları sürdüreceğiz. Her yaştan çocuğumuzu ve gencimizi bilimin büyülü dünyasıyla buluşturacağız. 60 milyon lira destek sağlayacağımız ve bünyesinde atölyeler, sergiler barındıracak olan modern tesis ile gençlerimizin merak ve keşfetme duygusunu ateşleyen bilim üssünü şehrimize kazandıracağız" ifadelerini kullandı.