EKONOMİ - 23 Aralık 2021 Perşembe 14:14

Merkez Bankası PPK toplantı özetini paylaştı

A
A
A
Merkez Bankası PPK toplantı özetini paylaştı

Para Politikası Kurulu toplantı özetinde enflasyonun kısa dönemde, başta döviz kurları, emtia fiyatları ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlar olmak üzere arz ve talep yönlü çeşitli unsurların etkisiyle oynak bir seyir izlemesi beklendiği bildirildi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetini paylaştı. Özette enflasyonda kısa dönemde oynaklık beklendiği vurgulandı.

Özette enflasyon gelişmeleriyle ilgili “Kasım ayında tüketici fiyatları yüzde 3,51 oranında artmış, yıllık enflasyon 1,42 puan yükselişle yüzde 21,31 olmuştur. Bu gelişmede, enerji ile birlikte hizmet grubu fiyatları öne çıkmıştır. Gıda ve temel mal gruplarında yüksek fiyat artışlarına rağmen yıllık enflasyon baz etkisi kaynaklı olarak sınırlı bir düşüş kaydetmiştir. Döviz kuru gelişmeleri, yurt içi enerji fiyatlarındaki artışlar, uluslararası emtia fiyatlarında süregelen olumsuz seyir ve yeniden belirginleşen tedarik sorunları, üretici fiyatlarının önemli ölçüde yükselmesine neden olmuştur. Bu görünüm altında, B ve C endekslerinin yıllık enflasyonları ve yakın dönem eğilimleri artış sergilemiştir.

Gıda ve alkolsüz içecekler grubu fiyatları Kasım ayında yüzde 3,92 oranında artmış, grup yıllık enflasyonu yüksek baz nedeniyle 0,30 puan düşüşle yüzde 27,11’e gerilemiştir. Yıllık enflasyon işlenmiş gıdada yüzde 28,86’ya yükselirken, işlenmemiş gıdada yüzde 25,22’ye düşmüştür. İşlenmemiş gıda enflasyonundaki azalışta taze meyve-sebze alt grubundaki gelişmeler belirleyici olmuştur. Bu dönemde olumlu seyreden hava koşullarını takiben sebze fiyatları gerilerken, yüksek bazın da katkısıyla taze meyve ve sebze grubunda yıllık enflasyon belirgin bir şekilde gerilemiştir.

Öte yandan, döviz kuru ve girdi maliyetlerindeki görünüm neticesinde diğer işlenmemiş gıda fiyatları yükselmiş, et, yumurta, patates, kuruyemiş ve bakliyat öne çıkan kalemler olmuştur. İşlenmiş gıdada aylık fiyat artışı ivme kazanırken, ekmek ve tahıllar kalemindeki yüzde 7,20 oranındaki artış dikkat çekmiş, bu gelişmede özellikle tarımsal kuraklık ve uluslararası tahıl fiyatlarında gözlenen olumsuz seyir ile birlikte kur gelişmelerinin yansımaları hissedilmiştir. Diğer işlenmiş gıda kalemleri arasında, et fiyatlarını takiben işlenmiş et ürünleri, uluslararası etkilerin yansıdığı katı-sıvı yağlar ile şeker ve şekerle bağlantılı ürün grupları olumsuz ayrışmıştır. Bu gelişmeler sonucunda, taze meyve ve sebze dışı gıda grubunda yıllık enflasyon 2,23 puan yükselişle yüzde 29,76’ya ulaşmıştır.

Enerji fiyatları Kasım ayında yüzde 5,95 oranında artarken, grup yıllık enflasyonu 6,38 puan yükselişle yüzde 32,14 olmuştur. Uluslararası enerji fiyatlarında bu dönemde bir miktar gevşeme görülürken Türk lirasındaki görünümle yurt içi enerji fiyatları artış kaydetmiştir. Katı yakıt, tüp gaz ve akaryakıt yüksek fiyat artışlarıyla dikkat çeken kalemler olmuştur.

Temel mal grubu fiyatları Kasım ayında yüzde 3,67 oranında artarken, grup yıllık enflasyonu baz etkisi kaynaklı olarak 0,10 puan düşüşle yüzde 18,36’ya gerilemiştir. Yıllık enflasyon dayanıklı mal alt grubunda azalırken, giyim ve ayakkabı grubunda yataya yakın bir seyir izlemiş, diğer temel mallarda ise artmıştır. Dayanıklı tüketim mallarında fiyatlar otomobil, mobilya ve beyaz eşya alt kalemleri öncülüğünde aylık bazda yüzde 4,06 oranında yükselirken, bu grupta yıllık enflasyon baz etkisiyle gerilemiştir. Giyim ve ayakkabı grubunda fiyatlar Kasım ayında mevsimsel ortalamasının altında artış sergilerken, yıllık enflasyon geçen yılın aynı dönemindeki salgın hastalık kaynaklı düşük baz nedeniyle yatay seyretmiştir. Döviz kuru gelişmelerine paralel olarak bu dönemde diğer temel mallarda genele yayılan fiyat artışları kaydedilmiştir.

Hizmet fiyatları Kasım ayında yüzde 1,88 oranında yükselmiş, grup yıllık enflasyonu 1,45 puan artışla yüzde 16,88 olmuştur. Yıllık enflasyon, lokanta-otelde belirgin olmak üzere, tüm alt gruplarda artmıştır. Lokanta-otel alt grubunda fiyatlar gerek yemek hizmetleri gerekse de konaklama hizmetleri kaynaklı olarak yükselirken, söz konusu alt grup yüksek enflasyonu ile hizmetler sektöründeki diğer gruplardan belirgin şekilde ayrışmaktadır. Bu dönemde, yemek hizmetleri fiyatları aylık yüzde 4,24 oranında yükselirken, bu gelişmede olumsuz seyreden gıda fiyatlarının etkisi hissedilmiştir. Özellikle ekmek-tahıl ürünleri ile et ve et ürünleri fiyatlarındaki gelişmelerin yemek hizmetlerini olumsuz yönde etkilediği değerlendirilmektedir. Hizmetler sektöründe bu dönemde öne çıkan diğer alt gruplar kira ve diğer hizmetler olmuştur. Diğer hizmetler grubunda sigorta hizmetlerinin yanı sıra kura duyarlılığı yüksek olan bakım ve onarım hizmetleri olumsuz ayrışmıştır. Mevsimsel etkilerden arındırılmış verilerle incelendiğinde, kira enflasyonundaki yükseliş eğiliminin Kasım ayında da sürdüğü izlenmiştir.

Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarına göre, enflasyon beklentileri yukarı yönlü güncellenmeye devam etmiştir. Cari yıl sonu enflasyon beklentisi 4,54 puan artışla yüzde 23,85’e, gelecek on iki aya ilişkin enflasyon beklentisi ise 5,78 puan artışla yüzde 21,39’a yükselmiştir. Uzun döneme ilişkin veriler incelendiğinde ise gelecek beş yıla ilişkin enflasyon beklentisinin 0,76 puan artışla yüzde 8,72’ye yükseldiği gözlenmiştir” ifadeleri yer aldı.

Enflasyonu etkileyen unsurlar ve riskler konusunda “Öncü göstergeler küresel ekonomideki güçlü toparlanmanın, bölgesel olarak farklılaşmakla birlikte, devam ettiğine işaret etmektedir. Yakın dönemde salgının etkisiyle ABD’de tüketici güven endeksleri düşük seyrederken, bazı Avrupa ülkelerinde kısmi bir iyileşme görülmektedir. Küresel iktisadi faaliyette yaşanan toparlanma ve aşılama oranlarındaki artışa rağmen salgında yeni varyantlar nedeniyle kapanma tedbirlerinin ve seyahat kısıtlamalarının yeniden başlaması küresel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmakta ve belirsizlikleri artırmaktadır.

Küresel talepteki toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artış uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açmaktadır. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmekle birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğuna bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini değerlendirmektedir. Bu çerçevede iktisadi faaliyet, işgücü piyasası ve enflasyon beklentilerinde ülkeler arasında farklılaşan görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası iletişimlerinde ayrışma gözlenmekle birlikte, merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını sürdürmekte, varlık alım programlarına devam etmektedir.

Gelişmekte olan ülke borçlanma senedi piyasalarından çıkışlar devam ederken hisse senedi piyasalarına girişler sürmektedir. Gelişmiş ülkelerde uzun vadeli tahvil faizlerindeki oynaklık ve küresel finansal koşulların seyri gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarına ilişkin riskleri canlı tutmaktadır. Söz konusu risklerin Türkiye’ye yönelik portföy akımları kanalıyla oluşturubabile etkilerin, yurt dışında yerleşiklerin portföy pozisyonlanmalarındaki mevcut seviyeler dikkate alındığında daha sınırlı kalabileceği değerlendirilmektedir.
Kasım ayında üretici fiyatları yüzde 9,99 oranında artmış ve yıllık üretici enflasyonu yüzde 54,62 seviyesine ulaşmıştır. Fiyat artışları genele yayılırken, petrol ve ana metal hariç imalat sanayi fiyatlarının eğilimi önemli ölçüde yükselmiştir. Kasım ayında, döviz kuru gelişmeleri, uluslararası tarımsal emtia ürünlerindeki olumsuz fiyat hareketleri, yurt içi enerji maliyetlerindeki artışlar ve yeniden belirginleşen tedarik sorunları üretici fiyatlarını sürükleyen temel unsurlar olmuştur.

Üçüncü çeyrekte, Gayri Safi Yurt İçi Hasıla aşılamadaki güçlü ivme ile birlikte kısıtlamaların hafifletilmesi ve turizm faaliyetindeki toparlanma eğiliminin belirginleşmesiyle yıllık yüzde 7,4, çeyreklik olarak ise yüzde 2,7 oranında artış kaydetmiştir. Üretim yönünden değerlendirildiğinde, sanayi ve hizmetler sektörü yıllık ve dönemlik büyümenin temel sürükleyicisi olurken, inşaat ve tarım sektörleri dönemlik büyümeyi sınırlamıştır. Harcama yönünden bakıldığında ise dönemlik büyümenin ana belirleyicisi yurt içi talep olmuştur. İç talebin artan katkısı açılmayla beraber salgından daha çok etkilenen sektörlerdeki toparlanmaya da bağlı olarak özel tüketim harcamalarından gelmiştir. Makine-teçhizat yatırımlarında yıllık büyüme yüzde 17,5 ile yüksek seyrini korumuştur. Dönemlik bazda hem ihracatta hem de ithalatta artış gerçekleşmiş, net ihracatın dönemlik büyümeye katkısı 0,1 yüzde puan ile sınırlı kalırken, yıllık büyümeye katkısı 6,8 puan olmuştur.

Öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin, dış talebin de etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret etmektedir. Sanayi Üretim Endeksi (SÜE), Ekim ayında mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak bir önceki aya kıyasla yüzde 0,6, yıllık bazda ise yüzde 5,4 artmıştır. Böylelikle SÜE üçüncü çeyreğe göre yüzde 1,5 oranında yükselerek dördüncü çeyrekte de artış eğilimini korumuştur. Diğer ulaşım araçları imalatı başta olmak üzere, tarihsel olarak yüksek oynaklık gösteren sektörler dışlandığında, sanayi üretimindeki aylık artışın dayanıksız mallar öncülüğünde manşet değerden daha kuvvetli olduğu görülmektedir. Kasım ayı itibarıyla, imalat sanayi firmalarının gelecek on iki aylık döneme ilişkin yatırım eğilimlerindeki yüksek seyir devam etmektedir.

Aşılamanın toplumun geneline yayılması salgından olumsuz etkilenen hizmetler, turizm ve bağlantılı sektörlerin canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanımaktadır. Perakende satış hacmi ve hizmet ciro endeksleri özellikle turizm bağlantılı kalemlerin desteğiyle artışını sürdürmektedir. Diğer taraftan dayanıksız tüketim mallarındaki toparlanma eğilimi korunmaktadır.

İşgücü piyasasındaki iyileşme iktisadi faaliyet görünümüyle uyumlu olarak devam etmektedir. Ekim ayında istihdam, açılma ve turizmdeki olumlu seyrin etkisiyle hizmetler sektörünün öncülüğünde artış eğilimini korurken, işgücüne katılım oranında sınırlı bir yükseliş gözlenmiştir. Böylelikle, mevsimsellikten arındırılmış olarak işsizlik oranı gerilemeye devam ederek yüzde 11,2 olmuştur. Anket göstergeleri ve yüksek frekanslı veriler, istihdam görünümündeki iyileşmenin ve işgücü piyasasındaki olumlu seyrin sürdüğüne işaret etmektedir.

Olumlu dış talep koşulları cari işlemler dengesini pozitif etkilemektedir. Cari işlemler dengesi Ekim ayında 3,2 milyar ABD doları fazla vermiş, 12 aylık birikimli olarak ise 3,2 milyar ABD doları azalışla 15,4 milyar ABD dolarına gerilemiştir. Geçici dış ticaret verileri Kasım ayında ihracatın gücünü koruduğuna, ithalatın ise enerji ithalatındaki yüksek oranlı artışın da etkisiyle arttığına işaret etmektedir. Dış ticaret dengesindeki bu görünüme karşın, hizmet gelirlerindeki olumlu seyir cari işlemler dengesini desteklemeye devam etmektedir. İhracattaki artış eğiliminin güçlenmesiyle cari işlemler dengesinin 2022 yılında fazla vermesi öngörülmektedir. Cari işlemler dengesindeki iyileşme eğiliminin güçlenerek devam etmesi fiyat istikrarı hedefi için önem arz etmekte, bu bağlamda ticari ve bireysel krediler yakından takip edilmektedir” denildi.

“TCMB fonlamasının APİ ve swap işlemleri arasındaki kompozisyonu yakından takip edilmektedir”

Özette para politikasına ilişkin şu ifadelere yer verildi: “Para politikası duruşu, enflasyon görünümüne yönelik risklerin kaynağına, kalıcılığına ve para politikası ile ne ölçüde kontrol altına alınabileceğine dair değerlendirmeler dikkate alınarak, temkinli bir yaklaşımla enflasyonun kalıcı olarak düşürülmesi ve fiyat istikrarı hedefine ulaşılması odağında belirlenecektir. Bu doğrultuda politika duruşu, enflasyon gelişmeleri, enflasyon beklentileri ve bunlar üzerinde kısa vadede etkili olacağı öngörülen geçici unsurlarda dikkate alınarak dezenflasyon sürecini en kısa sürede tesis edecek ve orta vadeli hedeflere ulaşıncaya kadar bunun sürekliliğini sağlayacak bir sıkılık düzeyinde belirlenmeye devam edilecektir.

Enflasyonda Kasım ayında gözlenen yükselişte; döviz kuru gelişmeleri, küresel gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar ve talep gelişmeleri etkili olmaktadır. Kurul, politika faizinin 100 baz puan indirilerek, arz yönlü ve para politikası etki alanı dışındaki arızi faktörlerin fiyat artışları üzerinde oluşturduğu geçici etkilerin ima ettiği alanın kullanımının tamamlanmasına karar vermiştir. Alınmış olan kararların birikimli etkileri 2022 yılının ilk çeyreğinde yakından takip edilecek ve bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla geniş kapsamlı politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürütülecektir.

Enflasyonun kısa dönemde, başta döviz kurları, emtia fiyatları ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlar olmak üzere arz ve talep yönlü çeşitli unsurların etkisiyle oynak bir seyir izlemesi beklenmektedir. Bununla birlikte, geçici etkilerin ortadan kalkmasıyla enflasyonun yeniden düşüş eğilimine dönmesini sağlayacak parasal duruş; enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve finansal piyasa gelişmeleri bağlamında dışsal ve geçici oynaklıklara karşı önemli bir tampon işlevi görecektir.

TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir.

Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.

Kredi piyasası, iktisadi faaliyet, arz yönlü unsurlar ve ithalat fiyatlarındaki gelişmeler doğrultusunda enflasyon üzerindeki talep ve maliyet yönlü etkiler yakından izlenmektedir. Gelişmiş ülkelerdeki para politikası ile küresel risk iştahına ilişkin görünüm, gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımları üzerindeki riskleri canlı tutmaktadır. Kurul, para politikasında fiyat istikrarı hedefi doğrultusunda finansal istikrara yönelik riskleri de gözeten bir yaklaşım sergilemeyi sürdürecektir. Bu bağlamda makroihtiyati politikaların krediler üzerindeki etkisi ile TCMB fonlamasının APİ ve swap işlemleri arasındaki kompozisyonu yakından takip edilmektedir.

Kurul, fiyat istikrarının sağlanması için, güçlü bir politika koordinasyonuyla tüm paydaşları içeren bütüncül bir makro politika bileşimine ihtiyaç bulunduğu değerlendirmesini yinelemiştir.

Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir.

 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Elazığ’da emniyet ve jandarmaya 84 yeni araç Elazığ Valilik Meydanında düzenlenen törenle emniyet ve jandarma teşkilatına tahsis edilen 84 yeni araç hizmete alındı. Elazığ’da Valilik Meydanında İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığına tahsis edilen 84 yeni aracın hizmete alım töreni gerçekleştirildi. Program, saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başladı. Ardından İl Müftüsü Yusuf Bingöl’ün yaptığı dua ile araçların hizmete alım süreci tamamlandı. Törene, Elazığ Valisi Numan Hatipoğlu, AK Parti Elazığ Milletvekili Ejder Açıkkapı, CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, Cumhuriyet Başsavcısı Aşkın Yeğin, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Alpaslan Doğan, İl Emniyet Müdürü Adnan Karayel, İl Müftüsü Yusuf Bingöl, siyasi parti temsilcileri, kurum ve kuruluş müdürleri katıldı. Emniyet ve jandarma teşkilatlarının ülkenin dört bir yanında büyük fedakarlıkla görev yaptığını belirten Vali Hatipoğlu, "Emniyet ve jandarma teşkilatımız yurdumuzun dört bir tarafında zaman ve saha mefhumu göstermeksizin kahramanca görev yapmaktadır. Bu anlamda teknik altyapısını iyileştirmek, kullanmakta olduğu araçların yenilenmesini sağlamak amacıyla 2024 ve 2025 yıllarında kapsamlı çalışmalar yapıldı. Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle İstanbul’da yapılan törenle 9 bin 200 araç emniyet, jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığına gönderilmişti. Bu araçlardan 84’ü ilimize intikal etti ve bugün burada bunların törenini gerçekleştiriyoruz. İçişleri Bakanlığımızın desteğiyle gerçekleşen bu alımda İl Özel İdaremizin, belediyemizin, sivil toplum kuruluşları ile hayırseverlerimizin çok kıymetli katkıları oldu" dedi. Program sonunda yeni araçlar protokol üyeleri tarafından incelenerek hizmete alındı.
Erzurum Atatürk Üniversitesi, "Devler Ligi"ndeki yerini daha da güçlendirdi Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından düzenlenen 2025 Araştırma Üniversiteleri Değerlendirme Toplantısı, Yıldız Teknik Üniversitesinin ev sahipliğinde, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantıya Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu’nun yanı sıra YÖK üyeleri ile araştırma ve aday araştırma üniversitelerinin rektörleri ve rektör yardımcıları katıldı. Bu yıl açıklanan 2025 Araştırma Üniversiteleri Değerlendirme Raporu sonuçlarına göre, A2 kategorisinde yer alan Atatürk Üniversitesi, bir basamak daha yükselerek genel sıralamada 16, devlet üniversiteleri arasında ise 13. sıraya yerleşti ve kategorideki konumunu güçlendirdi. Üniversitenin performansındaki bu yükseliş, yürütülen proje odaklı çalışmaların, araştırma altyapısına yapılan yatırımların, nitelikli akademik üretimin ve uluslararasılaşma hamlelerinin olumlu bir yansıması olarak değerlendirildi. Türkiye genelinde 23 araştırma üniversitesi ile 6 aday araştırma üniversitesinin katılımıyla yapılan toplantıda kurumların güncel performansları, gelişim alanları ve araştırma kapasitesini güçlendirmeye yönelik süreçler ayrıntılı biçimde ele alındı. Toplam 208 yükseköğretim kurumunun değerlendirildiği süreçte, Araştırma Üniversitesi statüsüne sahip ilk 23 üniversiteden 22’si 2025 yılı sıralamasında yerini korumayı başardı. Sıralamadaki tek değişiklik ise aday statüsünde gerçekleşmiş olup, Gaziantep Üniversitesinin yerine Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi aday listesine dahil edildi. 20 göstergede artış: Araştırma performansında güçlü ivme Atatürk Üniversitesi bu yıl, raporda yer alan göstergelerin genelinde ilerleme kaydederek toplam 20 göstergede artış elde etti. Özellikle kritik alanlarda dikkat çekici yükselişler kaydedildi. Buna göre; Ulusal Ar-Ge ve yenilik destek programlarından kuruma aktarılan fon tutarı %100 arttı. Ulusal patent belge sayısı %103 yükseldi. Kamu fonları kapsamında üniversite-iş dünyası iş birliğiyle yürütülen Ar-Ge ve yenilik projelerinden alınan fonlarda %124 artış sağlandı. Dünya akademik başarı sıralamasındaki performans %171 oranında iyileşti. Uluslararası patent belge sayısında %256 artış görüldü. Bu göstergelerdeki gelişim, Atatürk Üniversitesinin araştırma odaklı büyüme stratejisinin somut çıktıları olarak dikkat çekiyor. Üniversite, bilimsel üretimi destekleyen altyapı yatırımları, proje hazırlık kapasitesini güçlendiren çalışmalar ve ulusal-uluslararası iş birlikleri sayesinde Ar-Ge ekosistemini her geçen yıl daha da ileri taşıyor. YÖK Başkanı Özvar: "Asıl değer, üniversitelerimizin niteliksel gelişimidir" Toplantının açılışında konuşan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, araştırma üniversitelerinin Türkiye’nin yükseköğretim vizyonundaki kritik rolüne vurgu yaparak şu değerlendirmelerde bulundu: "Önceliğimiz, üniversitelerimizin eğitim-öğretim, araştırma ve sosyal sorumluluk alanlarında daha güçlü ve saygın bir konuma ulaşmasıdır. Sıralamalara ilişkin yaklaşımımız da bu çerçevededir; asıl değer, sıralamaların kendisinde değil, üniversitelerimizin niteliksel gelişimine katkı sunmasındadır. Araştırma üniversitelerimizin bu motivasyonla ortaya koyduğu performans ve yükseliş ise memnuniyet vericidir." Rektör Hacımüftüoğlu: "Bu başarı ekip ruhuyla ortaya koyduğumuz yoğun emeğin sonucudur" Atatürk Üniversitesinin sıralamadaki yükselişini değerlendiren Rektör Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, üniversitenin araştırma ekosistemindeki kararlı ilerleyişine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: "Bilimsel üretimi teşvik eden, araştırmacılarımıza destek sunan, altyapı yatırımlarını güçlendiren ve uluslararası görünürlüğümüzü artıran adımların meyvelerini almaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. Değerlendirmede bir basamak yükselerek 16. sıraya yerleşmemiz, ekip ruhuyla ortaya koyduğumuz yoğun emeğin sonucudur. Bundan sonraki süreçte hedefimiz, araştırma kapasitemizi daha da artırarak hem bölgesel hem ulusal hem de küresel ölçekte daha güçlü bir konuma erişmektir. Bu başarıda emeği geçen tüm mensuplarımıza teşekkür ediyorum." Araştırma Üniversitesi nedir? YÖK tarafından yürütülen Araştırma Odaklı Misyon Farklılaşması Programı, Türkiye’deki üniversitelerin belirli alanlarda uzmanlaşmasını ve araştırma kapasitesinin güçlendirilmesini amaçlayan bir modeldir. Bu kapsamda Araştırma Üniversitesi statüsü, yalnızca eğitim-öğretim faaliyetleriyle değil; ürettiği bilimsel bilgi, yürüttüğü ulusal ve uluslararası projeler, patent çıktıları, yayın performansı ve Ar-Ge kapasitesi ile ülkenin bilim ve teknoloji ekosistemine önemli katkılar sunan üniversitelere verilmektedir.
Adıyaman Okullar bölgesinde asfalt çalışmaları devam ediyor Adıyaman Belediyesi, Esentepe Caddesi’ndeki okullar bölgesinde asfalt serim çalışmalarını hızlandırdı. Başkan Tutdere, "Gençlerimizin taleplerine kayıtsız kalmadık, onların yolu açık olsun diye çalışıyoruz" dedi. Öğrenciler başta olmak üzere servis şoförlerinin ve vatandaşların yoğun olarak kullandığı Esentepe Caddesi’nde altyapının tamamlanmasının ardından asfalt serimi ile yollar yeni görünümüne kavuşmaya başladı. Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere asfalt serim çalışmalarını yerinde inceledi. Öğrencilerin, öğretmenlerin ve velilerin taleplerine kayıtsız kalmadıklarını belirten Başkan Tutdere, "Adıyaman Belediyesi olarak okullar bölgesi olarak tabir ettiğimiz bu alanda çalışmalarımızı asfalt, altyapı ve kaldırım çalışmalarını aralıksız sürdürüyoruz. Burası Adıyamanımızın ve gençlerimizin eğitim yuvası. Fen Lisesi başta olmak üzere birçok lisemizin olduğu, öğretmenlerimizin, velilerimizin, öğrenci servislerimizin yoğun olarak kullandığı bir alan ve uzun yıllardır hizmet bekliyordu. Adıyaman Belediyesi olarak gençlerimizin, öğretmenlerimizin ve halkımızın bu taleplerine duyarsız kalmadık. Çalışmalarımızı bu bölgede yoğunlaştırdık. Bir hafta içerisinde burayı tamamlayıp çocuklarımızın, eğitim camiamızın ve eğitim emekçilerimiz, öğretmenlerimizin hizmetine almış olacağız" dedi. Devam eden altyapı ve üst yapı çalışmalarıyla Adıyaman’ın çehresinin gün geçtikçe güzelleştiğini dile getiren Başkan Tutdere "Adıyaman Belediyesi altyapı ve üst yapı çalışmalarına aralıksız bir şekilde devam ediyor. Kentimiz gün geçtikçe iyileşiyor. Adıyaman Belediyesi olarak her zaman her sokakta, her yerde çalışmalarımız, mücadelemiz, her yerde halkımızla güçlü bir işbirliğimiz var. Bu güçlü işbirliği ve dayanışmayla yaralarımızı sarıyoruz. Yolculuğumuza Adıyaman olarak hep beraber geleceğe umutla bakıyoruz" ifadelerini kullandı.
Niğde Niğde’de bal ormanı için 5 bin fidan toprakla buluştu Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, Dünya Toprak Günü’nde anlamlı bir etkinliğe imza atarak Ayhan Şahenk Vakfı ve Orman İşletme Müdürlüğü iş birliğiyle "Bal Ormanı Kurulumu" programı düzenledi. Bor ilçesindeki Ayhan Şahenk Tarımsal Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinlik kapsamında, bal ormanı oluşturulması için 5 bin fidan toprakla buluşturuldu. Programa katılan Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Uslu, üniversitenin tarımsal araştırma alanlarının genişliği ve üretim kapasitesine dikkat çekerek, "Üniversitemizin Tarımsal Araştırma Merkezleri’nde bugün 1000 dönümün üzerinde ekili alan bulunuyor. Geri kalan boş alanlarımızı ise bal ormanı dikerek değerlendiriyoruz. Hem eğitim hem üretim noktasında önemli bir adım attık. Dünya Toprak Günü’nde 5 bin fidanı bereketli topraklarımızla buluşturduk. Öğrencilerimiz ve öğretmenlerimizle birlikte buradayız. Ürün çeşitliliğini 300-350’ye çıkarmayı hedefliyoruz. Sürecin her aşamasında yanımızda olan İl Orman Müdürlüğü’ne ve Şahenk Vakfımıza teşekkür ediyorum" dedi. Ayhan Şahenk Vakfı Genel Müdürü Zafer Nuri Eraslan ise çevre çalışmalarına verdikleri önem doğrultusunda Türkiye’nin farklı noktalarında yürüttükleri projelerden örnekler verdi. Vakfın ülke genelinde 7 orman ve toplam 570 bin dikili ağaca sahip olduğunu belirten Eraslan, Niğde’deki bal ormanının bu çalışmalar arasında özel bir yere sahip olduğunu söyledi ve "Kamu yararına faaliyet gösteren bir vakıf olarak çevre projelerine büyük önem veriyoruz. Üniversite bünyesinde oluşturulan bu ormana destek verirken eğitime, uygulamaya ve üretime katkı sağlamayı amaçladık. Toprak Günü’nde böyle anlamlı bir etkinlikte yer almaktan mutluluk duyuyoruz" diye konuştu. Konuşmaların ardından öğrenciler, akademisyenler ve protokol üyeleri hep birlikte fidan dikerek bal ormanı için fidanları toprakla buluşturarak can suyunu verdi.