ASAYİŞ - 16 Temmuz 2021 Cuma 09:46

Mersin’de damat dehşeti

A
A
A
Mersin’de damat dehşeti

Mersin'de 54 yaşındaki kadın, kızının eski kocası tarafından üzerine benzin dökülerek feci şekilde yakıldı. Olayda bütün vücudu yanarak ağır yaralanan kadın, hastanede yaşam mücadelesi verirken, olaydan sonra yakalanan şüpheli tutuklandı.

Akıl almaz olay, Mersin’in merkez Yenişehir ilçesi Eğriçam Mahallesinde iki gün önce yaşandı. İddiaya göre, yaklaşık 2.5 yıl önce Özgür E. ile evlenen bir çocuk annesi Berna D., eşinden sürekli şiddet görmeye başlayınca bir süre sonra boşandı.Ancak Özgür E.’nin karısını ikna etmesiyle çift tekrar birlikte aynı evde yaşamaya başladı. Tüm bu süreçte biri 1.5 yaşında, diğeri 6 aylık iki çocukları olan çiftin kavgaları devam etti.

Torunlarına bakmak için kızı Berna’nın evine giden 3 çocuk annesi Yasemin D., olay günü yine kızının evindeydi. Bu sırada eşiyle telefonda tartışan Özgür E., elinde bir bidon benzinle eve geldi. Kapıyı açan kayınvalidesine halini hatırını sorduktan sonra halının üzerine benzin dökerek ateşe veren Özgür E., kayınvalidesinin alevler arasında yanmasını izledi.

Zanlı, evde bulunan eski eşi Berna D.’ye de ‘Seni de yakacağım’ diye tehdit ederek şiddet uyguladı. Kayınvalide Yasemin D., alevler içinde kendini söndürmeye çalışırken, kızının da ayakları yandı.

Olayın ardından Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yanık Merkezi Yoğun Bakın Bakım Servisinde tedavi altına alınan Yasemin D.’nin bütün vücudunda 3’üncü derece yanıklar oluşurken, sağlık durumunun ciddiyetini koruğu öğrenildi.

Mersin’de damat dehşeti

Öte yandan, olaydan sonra yakalanan zanlı Özgür E ise çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklandı.

“Birden her tarafım tutuştu”

Yasemin D., yaşadığı dehşeti hasta yatağında cep telefonu videosuyla İHA muhabirine anlattı. Çok acı çektiğini belirten Yasemin D., “Çok canım yanıyor. Çektiğim acının tarifi imkansız. Bu acıları o çocuklar da çekebilirdi. Hiçbir şey anlamadım, ne oldu, nasıl oldu. Kapıyı çaldı, açtım, gayet soğukkanlıydı, sakindi. ‘Ne yapıyorsun anne?’ dedi. ‘Evi topluyorum’ dedim. Koridorda beraber iki adım yürüdük. Baktım yere bir benzin döküyor. ‘Ne yapıyorsun?’ demeden kibriti çaktı, attı halının üstüne. Birdenbire her tarafım tutuştu, alev aldı, her yanım yanmaya başladı. Ben öyle yanarken kendisi hiçbir şey yapmadı, beni söndürmeye çalışmadı. Ben kendi kendime sönmeye çalıştım, yerde yuvarlandım. Mutfaktaki halıyı masanın altından çekip alevlerin üstüne atmaya çalıştım. Çocuklara sıçrayacak diye çok korktum. Berna ‘Annem yanıyor’ diye bağırmaya başladı. ‘Seni de yakacağım’ diye bağırıyordu” dedi.

Mersin’de damat dehşeti

“Annemin ilk söylediği cümle, ‘Beni yanarken izledi’”

Hastanede annesine refakat eden 37 yaşındaki Selin D. ise “Annem, kız kardeşimin eşi tarafından katledildi” diyerek, olayın vahametini gözler önüne serdi. Kız kardeşi Berna D.’nin eşiyle sürekli kavgalı olduğunu dile getiren Selin D., “Annem onların çocuklarına bakmak için orada kalıyordu. Aralarında ne olduysa telefonda konuşmuşlar, annem de onların kavgalarına şahit olmamak için bebekleri alıp tam evden çıkacakken eşi geliyor. Annemin bana söylediği, eşi direk içeriye giriyor ‘Nasılsın anne? Ne yapıyorsun’ diyor. Annem bunun elindeki bidonu görmüyor, ‘İyiyim’ diyor. Eve benzini dökmeye başlıyor. O sırada annem ‘Ne yapıyorsun sen’ diyerek elini tutuyor, kibritin üstüne koyuyor çakmasın diye. O sırada bütün evi yakıyor. Annem o sırada alev almış. Kız kardeşim bağırıyor ‘Annemi yaktın’ diye. O da ‘Seni de yakacağım’ demiş. Annem sönmek için uzun süre kendi kendine mücadele etmiş ve ilk söylediği cümle, ‘Beni karşımda yanarken izledi’. Benim annem çatır çatır orada yandı, şu anda 3’üncü derece bütün vücudu yanık. O kadar kötü durumda ki, ben onu o şekilde gördükçe kahroluyorum. Benim annem ölseydi bundan daha iyiydi. Çok aşırı acı çekiyor” diye konuştu.

“Yarım bıraktığı işi bitirmeye çalışacak”

Bu adamın dışarıya çıkmaması gerektiğini, çıkarsa kız kardeşi ve çocuklarını da öldüreceğini öne süren Selin D., “Bu adamın çıkmaması gerekiyor. Benim annem yandı; bir-iki ay sonra hiçbir şey olmamış, annem o acıları hiç çekmemiş gibi çıkalım gidelim evimize. Sonra bu adam elini kolunu sallaya sallaya çıkacak. Bu adam yarım bıraktığı işi bitirmeye çalışacak. O çocuklar ne olacak? İki bebek var. Kendi öz evladının canına kast eden, öz evladını çatır çatır yakmaya çalışan bir canavar, başkasına neler yapmaz? Bu adam eğer çıkarsa kız kardeşim de çocukları elden gidecek. Devlet büyüklerine sesleniyorum; eğer caydırıcı bir yasa çıkmazsa ortada ne kadın kalacak ne de çocuk kalacak" ifadelerini kullandı.

Mersin’de damat dehşeti

“Çıkarsa kız kardeşimi de aynı şekilde yakacak ve o çocukları da öldürecek”

Annesinin durumunun anlatılamayacak kadar çok kötü olduğunu vurgulayan Selin D., kız kardeşinin de bacaklarının yandığını ve iki bebekle perişan olduğunu söyledi. Kardeşinin şu anda başka bir evde kaldığını ve tedavisine orada devam edildiğini anlatan Selin D., şunları söyledi:
“Gerçekten çok zor. Allah kimseye yaşatmasın, kimsenin annesini o halde göstermesin. Kim bilir benim annem ne zaman iyileşecek. İyileşecek mi acaba, biz buradan çıkabilecek miyiz? Kız kardeşimin bundan sonraki hayatı nasıl olacak? Adam yarın bir gün çıkıp, bu sefer onu çatır çatır yakar."

Mersin’de damat dehşeti

Bir ay önce de eve benzin dökmüş

Zanlının kız kardeşini sürekli tehdit ettiğini, evden ayrılırsa öldüreceğini söylediğini belirten Selin D., “Sürekli ‘seni yakacağım’ diyormuş. Bir ay önce de kız kardeşim bana, ‘Kavga ettik, eve geldi komple benzin döktü. Onu teskin ettim. Senden ayrılmayacağım dedim, alttan aldım’ dedi. Bir ay sonra da bunu gerçekleştirdi. Kesinlikle ‘Ben cinnet geçirdim’ demesin. Bu bir anlık cinnet değil. Bunun tatbikatını bir ay önce uygulamış zaten. Bu planlı bir olay" dedi.

Hüseyin Kar - Kıymet Gökçe
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Aydın Açık Cezaevi’nde tahliye heyecanı: Yaklaşık 300 hükümlü serbest kalıyor Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kabul edilerek yasalaşan 11’inci Yargı Paketi ile Aydın’da yaklaşık 300 hükümlünün tahliye işlemi başladı. İşlemleri tamamlanan ve cezaevinden tahliye edilenler, uzun süredir hasret kaldıkları yakınlarıyla kucaklaştı. Yasanın Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesinin ardından, tahliyelerin başlamasıyla birlikte hükümlü yakınları Aydın Açık Cezaevi önüne gelmeye başladı. Sevinç ve heyecanın hakim olduğu bekleyişte kimi aileler uzun süredir hasret kaldıkları yakınlarına kavuşurken kimilerinin ise bekleyişi sürüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür ettiler Eşinin tahliye olmasını bekleyen Aliye Sarıçiçek, "Benim eşim trafik cezasından dolayı içeride. 3 aydan beri cezaevinde. Gerçekten mezardan önceki son durak burası. Görüş günleri olsa da eşim aylardır evde değil, yokluğu zor geldi. Allah kimseyi buralara düşürmesin" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür eden hükümlü yakını Ramazan Eren Sarıçiçek, "Bu kararı çıkartan başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere herkese sevgi ve saygılarımı sunarak teşekkür ediyorum. Rabbim kimseyi ayrılıkla sınamasın, dertsiz derman vermesin. Babamın bugün çıkacak olmasından dolayı çok mutluyum. Heyecanla bekliyoruz, Allah bir daha buraları kimselere göstermesin" ifadelerini kullandı. Açık Cezaevi İnfaz Kurumu’ndan tahliye olan Gökhan Uyar, "Aile ve kurulu düzenim bozuldu. Bundan sonra her şeyi inşallah yeniden toparlamaya çalışacağız. Herkes için hayırlısı olsun" dedi. Dışarıda kendilerini yeni bir hayatın beklediklerini kaydeden Emrah Aktaş, "Çok şükür bugünlere kavuştuk. Allah herkese hakkında hayırlısını versin. Allah geride kalanların ailelerine sabır versin. Ailelerine kavuşanlar için de hayırlısı olsun" dedi.
Bursa Başkan Bozbey’den Antakya Ulu Cami çağrısı Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, Antakya Ulu Camii’nin restorasyon ve rekonstrüksiyon sözleşmesinin Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından tek taraflı feshedilmesine tepki gösterdi. Başkan Bozbey, "Bir an önce bu hatalı karardan dönülmesini istiyoruz. Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak Antakya Ulu Cami’yi ayağa kaldırıp süresinde teslim edecek bilgi birikimimiz de ekonomik gücümüz de var" dedi. CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek ile Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Hatay Antakya Ulu Camii’nin restorasyon ve rekonstrüksiyon sürecine ilişkin sözleşmenin Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından tek taraflı feshedilmesi üzerine CHP Genel Merkezi’nde açıklamalarda bulundu. 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli depremde 11 kentin muhtelif tarihi yapılarında farklı farklı hasarların meydana geldiğini hatırlatan Gökan Zeybek, bunlardan birisinin de Antakya Ulu Cami olduğunu söyledi. Tarihi caminin depremle birlikte taş üstünde taş kalmayacak biçimiyle yıkıldığını belirten Zeybek, 2023 yılında yapılan anlaşmayla caminin Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmasının imza altına alındığını hatırlattı. Rolöve, restorasyon ve konstrüksiyon projelerinin tamamlanmasıyla inşa faaliyetlerinin başladığını anlatan Zeybek, "CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 7 Ekim 2024 tarihinde imalatların başlaması için projelerin onaylanması gerektiğini açıklamıştı. 9 Ekim 2024 tarihinde ise projeler onaylandı. Sonrasında Mustafa Bozbey başkanlığındaki Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin yeni yönetimi, kurumlardaki devamlılık ilkesiyle caminin rekonstrüksiyon inşaatına başladı. 20 ay boyunca projeyi onaylamayan Vakıflar Genel Müdürlüğü Koruma Kurulları, 12 ay sonra cami inşaatının yeteri kadar ilerlemediğini gerekçe göstererek anlaşmanın 13. maddesine dayanarak tek taraflı olarak sözleşmenin feshettiğini açıkladı" diye konuştu. 12 Aralık 2023’te yıkım rölovesinin, 14 Mart 2024’te kalıntı rövolesinin, 20 Haziran 2024’te restitüsyon projesinin, 9 Ekim 2024’te rekonstrüksiyon ve güçlendirme projesinin, 22 Ekim 2025’te minare projesinin Koruma Kurulu tarafından onaylandığını hatırlatan Zeybek, bu dönemde ihaleyi Mustafa Bozbey’in yapmadığını, müteahhidi Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin seçmediğini, rakamları belirlemediğini anlattı. 97 milyon TL’lik keşif bedelinin 86 milyon 317 bin TL’sini Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin ödediğini açıklayan Zeybek, "54 milyon TL üzerindeki bir rakamın doğrudan doğruya keşiften geldiğini, geri kalan rakamların da fiyat farklarından geldiğini görüyoruz. Keşif incelemesine bakıldığında inşaatın yüzde 60’ının tamamlandığını görüyoruz. İnşaat, Haziran 2026’ta tamamlanacak. Hatta CHP Genel Başkanı Özgür Özel de açılışın bir Cuma günü yapılacağını ve ilk Cuma namazını hep birlikte kılacaklarını söylemişti. Ancak Bakanlık, 23 Aralık tarihinde Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne yazdığı yazıda, alandaki fiziki gerçekleşme oranı göz önüne alındığında cami inşaatının yapılamayacağını ya da zamanında teslim edilemeyeceği ileri sürerek sözleşmeyi tek taraflı feshettiğini açıklıyor" dedi. Antakya Ulu Cami’de önce zemin iyileştirmesi, arkasından temel güçlendirmesi yapıldığını söyleyen Zeybek, daha sonra orijinal yapıdan çıkartılan taşların kullanıldığını belirtti. İnşaatın son hali hakkında da resimlerle birlikte bilgi veren Zeybek, "Cumhurbaşkanı, Cumartesi günü Hatay’a gidecek. Bitmiş olan konutların kura çekimiyle sahiplerine teslimini yapacak. Tam da bu teslimden iki gün önce böyle bir yazının Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne iletilmesini anlamak mümkün değildir. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Bursa Büyükşehir Belediyesi ekiplerimiz, üzerine düşen tarihi sorumluluğu yerine getirmenin huzuru içerisindedir. Bütün yetkililere çağrı yapıyorum. Bir yanlış yapılmaktadır. Bu yanlıştan hızlı biçimde dönülmelidir. Davulu vermişler Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin sırtına, tokmağı almışlar ellerine, tek taraflı tokmak çalıyorlar. Bursa Büyükşehir Belediyesi tüm birimleriyle, Başkan Mustafa Bozbey’in iradesiyle ve Genel Başkanımız Özgür Özel’in desteğiyle projeyi zamanından önce bitirmenin sözünü verdi. Sözünün de arkasında durduğunu belirtmek istiyorum" diye konuştu. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, son durumu kabul etmekte güçlük çektiklerini belirtti. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün yazısını doğru bulmadıklarını ifade eden Başkan Bozbey, "Göreve geldiğimiz günden beri Bursa Ulu Cami’yle aynı ismi taşıyan kardeş Hatay Antakya Ulu Cami’yi ayağa kaldırma konusunda hassasiyet gösterdik. Yaklaşık yüzde 60’ını da tamamladık. Bu tip yapılarda tabanın yapılması hayli zaman alıyor. Üzerinin yapılması daha kolay. Tam kolay kısma geldik ki sözleşmenin feshedildiği belirtildi. Bizler hassasiyetle süreci takip ettik. Müteahhite her hak edişinin tamamını ödeyerek çalışmanın hızla devam etmesini istedik. Buna rağmen Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün, bazı siyasilerin oradaki söylemleri doğrultusunda hareket ettiğini gördük" dedi. Antakya Ulu Cami’yi bitirmekle ilgili sorumluluğu üstlenmeye devam ettiklerini dile getiren Başkan Mustafa Bozbey, Haziran 2026’da teslim edeceklerini de bir kez daha tekrarladı. İbadet alanlarına sahip çıkan, koruyan ve bu alanlarda Türkiye’de örnek hizmetleri yürüten bir anlayışa sahip olduklarını ifade eden Başkan Bozbey, "Bir an önce bu hatalı karardan dönülmesini istiyoruz. Var olan ekiplerimizi sahadan çekmeden aynı hızla devam etmesini ve Haziran ayında ibadete açmayı hedefliyoruz. Bu proje için ilave kaynak da ayırdık. Yaklaşık maliyetinin iki üç katından fazlasının harcanacağını bilerek bütçemizden pay ayırdık. Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak Antakya Ulu Cami’yi ayağa kaldırıp teslim etmek istiyoruz. Bunu yapacak bilgi birikimimiz ve ekonomik gücümüz var. Süresinde tamamlayacak kapasitemiz de var" diye konuştu.