EKONOMİ - 24 Ağustos 2022 Çarşamba 16:34

Meserretçioğlu, ihracatta yaşanan aksaklıkları anlattı

A
A
A
Meserretçioğlu, ihracatta yaşanan aksaklıkları anlattı

Uluslararası ticaret alanında yılların deneyimli kuruluşlarından olan Meserretçioğlu Yatırım Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Murathan Meserretçioğlu, ihracatta yaşanan aksaklıklara yönelik önemli açıklamalarda bulundu.


Meserretçioğlu Yatırım Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Murathan Meserretçioğlu, hükümetin ‘Sıcak para çekme politikasını elimizin tersiyle itiyoruz’ başlığı altında yeni ekonomi modeline geçişi ve global enflasyon bağlamında yurt içi ekonomik yapıda olumsuz bir tablo görünümü olduğunun bir gerçek olduğunu belirterek, “Ancak diğer yandan kabul etmek gerekir ki bu durum ihracat yönlü tüm firmalara olumlu yansıdı” dedi.
Türkiye’de üretim ve sanayi yok gibi popülist günlük siyaset söylemlerine katılmadığının da altını çizen Meserretçioğlu, “Türkiye’de üretim de mevcut sanayi de. Ancak bunların olması demek, bizim uluslararası ticarette değer gören önemli bir oyuncu, marka olmuş önemli bir güç olduğumuz anlamını taşımıyor. Eğer biz dünyada üretim ve ticaret noktasında önemli bir konum istiyorsak çözmemiz gereken önemli sorunlarımız var” ifadelerine yer verdi.

“Kesin olarak değişmesi gereken husus, toplumsal olarak vizyonumuzdur”

Doğru vizyon ve bakış açısına sahip olan toplumların her ne konu olursa olsun mutlak başarıyı elde ettiğini de belirten Meserretçioğlu, “Benim gördüğüm ve analizlerimin beni getirdiği noktada en öne çıkan ve kesin olarak değişmesi gereken husus, toplumsal olarak vizyonumuzdur, işimize olan bakış açımızdır. Ancak doğru vizyona sahip olunmaması, ürün ya da hizmet olsun fark etmez, kalitede yetersizliği, ilişkilerde kısa süreliliği, markalaşamamayı, özetinde fiyat odaklı fason üretici olarak kalmayı getirir. Ki maalesef bizim kurtulamadığımız çıpa budur” dedi.

Türkiye olarak hammaddesi yeterli olmayan ancak yurtdışından tedarik edilen hammaddeyi işleyip dünya pazarlarına sunan bir yapıya sahip olduklarını da belirten Meserretçioğlu, “Yani işçilik yapıyoruz. Meserretçioğlu Yatırım Grubu kapsamında ana sektör kaynağımız yapı malzemeleri. Bunun ahşap yönü de var, izolasyon da, kalıp da. Türkiye’de kendi markalarımız altında ürettirdiğimiz ürünleri ihraç etmekle birlikte, yurtdışından tedarik ettiğimiz ürünlerin transit olarak farklı ülkelere satışını gerçekleştiriyor, Türkiye’de üretimi gerçekleştirilemeyen ürünlerin ithalatını sağlayıp iç pazara dağıtımını da gerçekleştiriyoruz. Bu minvalde global ticaretin bir çok alanında geniş hatlara ve tecrübeye sahibiz, bir çok ülkeyi analiz edebiliyoruz” şeklinde konuştu.

“Bu fırsatı da tüketmeyelim”

Son dönemde fırsat olarak Türkiye’ye altın tepside sunulan global taleplerin yeni arayışlarında kendilerinin de maksimum performans ile bu talepleri karşılama adına hızlı pozisyon aldıklarını ve yoğun ihracat performansı gösterdiklerini belirten Meserretçioğlu, “Ancak üzülerek görüyoruz ki bir çok ürün grubunda Türkiye’deki üretimin kalitesi noktasında dünya ülkelerinin beklentilerine ve standartlarına karşılık veremiyoruz. Kırkın üzerinde ülke ile ticaret gerçekleştiriyoruz. Ancak bir çok ürün grubunda kalite seviyemizin beklentiler dahilinde yeterince olmaması sebebiyle devamlılık sağlamakta zorlanıyoruz. Bu konuyu farklı farklı fabrikalarla masaya yatırdık. Ancak maalesef gördük ki, kalite seviyesinin beklentiler seviyesine ulaşmakta zorlanmasının arkasında yatan husus maalesef sanayi kuruluşlarımızın ve yönetimlerinin işe bakış açıları ve vizyonları ile direk bağlantılı. Bizim sanayicilerimizin ve sanayi kuruluşlarımızın kısa vadeli kar bakış açısından çıkıp uzun vadeli yatırım bakış açısına geçmesi, ürün veya hizmetin gelişimini odak haline getirmeleri elzem ki birlikte kaliteyi yakalayabilelim, dünyada kabul görelim ve bu konjonktürün getirdiği fırsatı ve fırsatları da tüketmeyelim” ifadelerine yer verdi.

“Dünya Endüstri 4.0 Devrimi’ni yaşıyor”

Şuan dünyanın Endüstri 4.0 Devrimi’ni yaşadığını da vurgulayan Meserretçioğlu, “Dijitalin artık maksimize olduğu bir süreci yaşıyoruz. Yakın gelecekte evde otururken telefonunuzdan vereceğiniz sipariş dijital olarak direk fabrikaya iletilecek, fabrikada yine hiç insan müdahalesi olmadan yapay zeka algoritmaları altında tam istediğiniz gibi üretilecek oradan kargo ile yine minimum insan gerekliliği ile size teslim edilecek. Bu yeni dünyaya giderken bizlerin de artık bakış açılarımızı ve vizyonlarımızı değiştirerek fason üretici yapısından bir an önce kurtulmamız lazım ki bu dönüşüme odaklanalım. Sanayi devriminde olduğu gibi bu sefer de bir devrimi kaçırmayalım, devrimin de ötesinde bu ihracat fırsatını da elimizin tersiyle itmeyelim” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Muhtarın zor anları: "Benim hiçbir şeyden haberim yok" Bolu’nun Mudurnu ilçesinde Avdullar Köyü Muhtarı Ahmet Temel, köyündeki su kaynaklarının ihaleye çıkarılmasını basından öğrendiğini belirterek duruma tepki gösterdi. Köylünün kendisine "Sattığın suları git durdur" diyerek tepki gösterdiğini söyleyen muhtar, "Benim hiçbir şeyden haberim yok. Ben bu konuyu dün medyadan öğrendim. Köylüm bana ’Köyümüzün sularını sattın’ diyor" ifadelerini kullandı. Mudurnu Belediyesi Düğün Salonu’nda, Mudurnu Muhtarlar Derneği Başkanlığı Genel Kurul Toplantısı gerçekleştirildi. Tek liste ile gidilen seçimde mevcut başkan Birol Taşkın güven tazeleyerek yeniden başkan seçildi. Toplantı sırasında eline mikrofonu alan Avdullar Köyü Muhtarı Ahmet Temel, köyündeki doğal mineralli ve jeotermal su kaynaklarının ihaleye çıkarılması sürecini değerlendirdi. İhaleye ilişkin kararı yerel medyadan öğrendiğini dile getiren Temel, bu durumun köy halkı arasında huzursuzluğa neden olduğunu ifade etti. "Böyle mi muhtarlık yapacağız?" Vatandaşların kendisini sorumlu tuttuğunu belirten Temel, kendisine söylenen ’Sattığın suları git durdur’ sözüne tepki göstererek, "Biz muhtarlar olarak neden her şeyden sorumluyuz? Maden ocağı konusunda mücadele verdik, 1,5 yıldır. Onun için Allah’a şükür bir şeyler yaptık ama şimdi de su olayı çıktı başımıza. Bunun için köylüyle akşam toplandık, karar aldık. Kararımızda itirazımızı beyan ettik. Biz sesimizi kime duyuracağız? Benim hiçbir şeyden haberim yok. Biz muhtarlar masada alınan kararları neden medyadan öğreniyoruz? Ben bu konuyu dün medyadan öğrendim. Köylüm bana ’Köyümüzün sularını sattın’ diyor. Böyle mi öğreneceğiz, böyle mi muhtarlık yapacağız?" dedi. Öte yandan, Resmi Gazete’de yayımlanan ilana göre, İl Encümeninin Mudurnu ve Mengen ilçelerindeki 4 farklı noktada jeotermal ve doğal mineralli su arama ruhsatı için ihaleye çıkacağı öğrenildi.
Trabzon Trabzon Film Festivalinde Altın Taka ödülleri sahiplerini buldu Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen Trabzon Film Festivali’nin ödül töreni, sinema dünyasının önemli isimlerini bir araya getirdi. Farklı kategorilerde dereceye giren yapımlar ve sanatçılar, Altın Taka Ödülleri ile onurlandırıldı. Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, uzun metrajlı filmleri de dahil ederek festivali geleneksel hale getireceklerini açıkladı. Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Trabzon Valiliği ve Sinema Genel Müdürlüğü’nün destekleriyle bu yıl ilki düzenlenen Trabzon Film Festivali’nin ödül töreni yoğun katılımla gerçekleşti. Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in ev sahipliği yaptığı törene, Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, sanatçılar ile sanatseverler katıldı. "Trabzon sinemayla yeni tanışmış bir şehir değildir" Konuşmasında "Trabzon sinemayla yeni tanışmış bir şehir değildir" diyen Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç "1900’lü yılların başından itibaren sinema salonları, seyircisi ve sanatçılarıyla güçlü bir sinema kültürüne sahiptir. Belediyemizin arşivlerinde yer alan 1930’lu yıllara ait sinema ve tiyatro düzenlemeleri, bu kültürel birikimin somut göstergesidir. Merhum Erol Günaydın’dan Tanju Gürsu’ya, Ertem Eğilmez’den bugün aramızda bulunan çok kıymetli sanatçılarımıza kadar Trabzon, Türk sinemasına iz bırakan pek çok değer kazandırmıştır. Bu kadim mirası sinema yoluyla geleceğe taşımayı bir vefa ve miras sorumluluğu olarak görüyoruz. Altın Taka ödülümüz, 101 yıl önce Karadeniz’den cepheye cephane taşıyan isimsiz kahramanların hatırasına adanmıştır. Bu yıl İlkini gerçekleştirdiğimiz Trabzon Film Festivali’ni her yıl daha da büyüterek sürdürme sorumluluğunu taşıdığımızı huzurlarınızda bir kez daha ifade ediyorum" dedi. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Batuhan Mumcu ise "Bu festivalin Karadeniz’e ve özellikle Trabzon’a çok yakıştığını açıkça ifade etmek isterim. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak, Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda sanatı ve sanatçıyı merkeze alıyor, Trabzon’un doğası ve kültürüyle sinema için çok güçlü bir plato olduğunu görüyoruz. Bu kıymetli festivali hayata geçiren tüm ekibe, sanatçılarımıza ve emeği geçen herkese bakanlığımız adına teşekkür ediyor, bu tür projeleri desteklemeye devam edeceğimizi özellikle vurguluyorum" şeklinde konuştu. Hülya Koçyiğit ve Hüseyin Avni Danyal’a onur ödülü Onur Ödülü’ne layık görülen Hüseyin Avni Danyal da duygularını şu sözlerle dile getirdi: "Doğup büyüdüğüm topraklarda bir film festivalinin düzenleniyor olması beni inanın hepinizden daha çok heyecanlandırıyor. Geç kalınmış ama çok değerli bir adım olduğunu düşünüyorum. Bundan büyük bir onur ve gurur duyuyorum. Trabzonlu bir sanatçı olarak bu festivalin büyümesi ve uluslararası bir nitelik kazanması için üzerime düşen her türlü katkıyı vermeye hazırım." Onur Ödülü’ne layık görülen Türk sinemasının duayen isimlerinden Hülya Koçyiğit ise konuşmasında şunları söyledi: "Trabzon Film Festivali’nin ilk kez düzenlenmiş olmasına rağmen, bundan sonra geleneksel hale gelerek güçleneceğine ve yalnızca Trabzon’un değil tüm Karadeniz’in kültür ve sanat hayatında söz sahibi olacağına yürekten inanıyorum. Biraz geç kalınmış olsa da atılan bu cesur adımın arkasında durulacağına ve tüm Trabzon’un bu festivali sahipleneceğine inanıyor, emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyor, başarılar diliyorum." Ödüller sahiplerini buldu Konuşmaların ardından, Trabzon Film Festivali’nde başarılı bulunan yapıtların sahiplerine ödülleri takdim edildi. Öğrenci Kısa Film Yarışması Jüri Ödülü, ’Çalınan Yük’ filmine verilirken, Öğrenci Kısa Film Yarışması En İyi Film Ödülü’nün sahibi ’Gülümse’ oldu. Ulusal Kısa Film Yarışması’nda belgesel kategorisinde Erol Günaydın Jüri Özel Ödülü, ’İyi Ölüm’ filmine layık görüldü. Altın Taka Deneysel En İyi Film Ödülü’nü ’Kim’ filmi kazandı. Belgesel dalında verilen ödül ’Pirlerin Düğünü’ filmine giderken, Ulusal Belgesel Film Yarışması’nda Jüri Özel Ödülü ’Muzaffer’ filmine, En İyi Film Ödülü de ’Berona’ filmine verildi.
Kütahya Kütahya’da "Dilek Arabası" ilgi odağı oldu Kütahya’da bir işletmenin öncülüğünde hayata geçirilen "Dilek Arabası" uygulaması, kısa sürede vatandaşların yoğun ilgisini çekti. Atatürk Bulvarı’nda faaliyet gösteren döner işletmesinin sahibi Kıymet Akgün, başlangıçta reklam amacıyla başlatılan çalışmanın beklenenden çok daha büyük bir etki oluşturduğunu söyledi. Uygulamanın ortaya çıkış sürecini anlatan Akgün, "Asıl amacımız reklamdı. Oğlumun hibrit arabası vardı, bir değişiklik olsun istedik. ‘Bu arabaya dileklerinizi yazın’ dedik. İlk başta bu kadar ilgi göreceğini düşünmemiştik ama çok güzel geri dönüşler aldık" dedi. Vatandaşların sadece dışarıdaki kağıtları kullanmakla kalmadığını belirten Akgün, "Kağıt kalmayınca içeriden kağıt isteyip dilek yazmak isteyenler oluyor. Her gün yüzlerce kağıt gidiyor, bazen rüzgarda uçanlar bile oluyor" ifadelerini kullandı. Uygulamanın sosyal medyada da etkili olduğunu vurgulayan Akgün, Instagram’da Levent Önerişleri hesabından yapılan paylaşımların büyük katkı sağladığını belirterek, "Bir akım başlattık. Dileklerini yazıp paylaşanlara yüzde 10 indirim yaptık. İlgi çok güzel oldu, memnun kaldık" diye konuştu. Dilek kağıtlarında her yaştan insanın hayallerinin yer aldığını söyleyen Akgün, "Öğrenciler sınavlarında başarılı olmak istiyor, KPSS yazanlar var. Kimi araba, kimi motor, kimi ev dilemiş. Asgari ücretle ilgili beklentiler var. Çocuklar aileleriyle gelip birlikte yazıyor. Çok samimi ve komik notlar da çıkıyor" dedi. Araca "Dilek Arabası" adını verdiklerini belirten Akgün, uygulamanın hem işletmeye hem de insanlara moral kaynağı olduğunu sözlerine ekledi.