POLİTİKA - 08 Haziran 2020 Pazartesi 13:15

MHP Genel Başkanı Bahçeli'den Yunanistan'a sert tepki

A
A
A
MHP Genel Başkanı Bahçeli'den Yunanistan'a sert tepki

Son günlerde Yunanistan’ın sivil ve askeri yöneticilerinden gelen tehditvari açıklamaların milli tahammülü zorladığına dikkat çeken Bahçeli, "Ayasofya’dan çan sesi değil, Allah’ın izniyle ezan sesi yükselecektir" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye’nin iç ve dış stratejik tehditlere maruz kaldığını kaydederek, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Yazılı açıklama yapan Bahçeli, “Türkiyemizi kapsam ve hedefine alan stratejik tehditlerin mahiyeti çeşitlenirken, muhtevası hem çetrefilleşmekte hem de çetin bir hal almaktadır. Milli hassasiyetlerimizi tahriş, milli haklarımızı taciz, milli haysiyetimizi tahrip etmek için sürekli tertip ve tezgah kurgulayan iç ve dış odaklar ülkemizi köşeye sıkıştırmak amacıyla menfi ve menfur operasyonlarını devamlı güncellemektedir. Türkiye düşmanları dört bir koldan ısrarla üzerimize gelmektedir. Akıl, ahlak ve aidiyet ölçülerini tümden kaybetmiş işbirlikçi ve ihanet kafilesi milli birlik ve dayanışma ruhumuzu boğmak için hesap üstüne hesap yapmaktadır. Gerçekleri çarpıtmak geldiğimiz bu aşamada imkansızdır. Türkiye’nin zafiyetini kollayan, açığını kovuşturan, olmayan acziyet ve ataletini konuşan çıkar lobisinin yerli ve yabancı uzantılarını bundan sonra gizleyip saklayacak hiçbir maske kalmamıştır. Yağmura ve rüzgara dayanıksız kağıttan kaplandan farksız olan Türkiye muhaliflerinin tuzakları beyhude, iftiracı ve izansız taarruzları boşunadır. Bunlar ne yaparsa yapsın muvaffak olamayacaklardır. Feraseti yüksek aziz milletimiz karanlık niyetlerin, kapalı devre çalışan servis elemanlarıyla hıyanet figüranlarının ziyadesiyle farkında ve bilincindedir” ifadelerini kullandı.

"Libya’da Hafter’in mevzi kaybı, Zillet İttifakı’nı sukutu hayale uğratmış, ters köşeye yatırmıştır"

Türkiye’nin iç ve dış stratejik tehditlere maruz kaldığını ifade eden MHP Lideri Bahçeli, söz konusu tehditleri başlıklar halinde değerlendirdi. Başlıkları maddeler halinde sıralayan Bahçeli, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Geldiğimiz bu aşamada, Türkiye özet olarak şu ana başlıklarla ifade edilebilecek iç ve dış stratejik tehditlere direkt maruz ve muhataptır. Libya’daki haklı, hukuki ve meşru varlığımız dış güçleri rahatsız ettiği gibi, CHP’yi ve ittifak ortaklarını da telaşlandırıp ürkütmektedir. Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti’yle 27 Kasım 2019’da uluslararası hukuk kurallarına uygun şekilde imzalanan ‘Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası’ ile ‘Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası’ bölgesel dengeleri etkilemekle kalmamış lehimize çevirmiştir. Doğu Akdeniz’deki egemenlik haklarımız bu sayede güçlü olarak savunulmuş, bununla birlikte güvenceye kavuşturularak teyit ve tescil edilmiştir. Türkiye tarihin sesine kulak vermiş, coğrafyanın mesajına dikkat kesilmiş, deniz ve kara sınırlarımız üzerinde kuşku uyandıran mesnetsiz şayia ve şaibelerin sabırla üstesinden gelmiştir. Türkiye ile Libya arasında kurulan diyalog köprülerinin tarihsel, kültürel ve ülkesel müktesebata müzahir olacak şekilde tesisi ve temini sağlanmıştır. Darbeci Hafter’in işgal ve yıkım girişimleri boşa çıkarılmıştır. Kiralık tetikçilerin komploları çuvallamıştır. Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Mısır, Fransa, Birleşik Arap Emirlikleri, hatta Suudi Arabistan gibi ülkelerin yanı sıra iç işgal cephesi de Türkiye ile Libya arasındaki müspet ilişkileri asla hazmedememişlerdir. CHP emperyalizmin sınır bekçisi olmak uğruna milli hedeflere kara çalmış, zalim planların tedarikçisi ve teşvikçisi konumuna göz göre göre düşmüştür. Siyasetin ayrık ve ayıplı markası CHP’nin bu durumu yürek yaralayıcı, utanç vesikasıdır. Libya’da Hafter’in mevzi kaybı, istila ettiği yerlerden aşama aşama çekilmek zorunda kalması Zillet İttifakı’nı sukutu hayale uğratmış, ters köşeye yatırmıştır. Türkiye’nin kaybına umut ve siyasi ikballerini bağlayanlar küresel zulmün içimizdeki taşeronlarıdır. Milli varlığımızın karşı kutbunda birleşen, bekamıza diş bileyen, pusu kuran, çevremizi önce boşaltıp sonra da kuşatmak isteyenler kandan nemalanan zalimlerdir. Son gelişmeler heveslerin kursaklarda kaldığının ispat ve ilanıdır. Ne var ki Libya merkezli oyunlar bitmeyecek, pis senaryolardan vazgeçilmeyecektir. Stratejik tehditlerin dozajında herhangi bir azalma bu ortam ve şartlar dahilinde oldukça zor ve zahmetli bir zamana ihtiyaç duymaktadır. Türk milletinin dayatmayla Anadolu’ya çekilip içe kapanması, etrafındaki hadiselere ilgisiz ve iradesiz yaklaşması, herkes bilmelidir ki, vatanı orta ve uzun vadede tamiratı ve telafisi neredeyse imkansız risklere mahkum edecektir. CHP-İP-HDP’nin istediği de budur. Kovid-19 sonrası yeni bir dünyanın çatısı örülüp kapısı aralanırken milli ve haklı davalarımızdan taviz vermemiz, tarihin gerisine düşmemiz, bizzat içinde olmamız gereken olayları yedek kulübesinden izlememiz düşünülemeyecektir. Bu nedenle CHP yanılmıştır, yanlışa düşmüştür, yanlış ata oynamıştır. CHP tutsak alınmış, FETÖ-PKK-küresel vampirlerin yörüngesine girmiştir. İnanıyorum ki, emel ve eylem ortaklarıyla birlikte hukuki ve demokratik bedeli de mutlaka ödeyecektir."

"Türk milleti bölgesel ve küresel emperyalizme karşı tek ses, tek bilek, tek yürektir"

Bahçeli Libya ile ilgili ise şu değerlendirmeleri yaptı:
"Ne işimiz var Libya’da, ne arıyoruz Suriye’de sorusunu soran gafiller süngüleri düşmüş, sadakatleri erimiş mağlup ve mankurtlardan başkası değildir. Vatan müdafaasının sınır hattı Misak-ı Milli Haritası’nın son eşiğinden başlayacaktır. Türkiye’nin haklarından, tezlerinden, ülkülerinden ödün vermesi milli şerefini tartışmaya açacaktır. Mücavir toprak ve ülkelerdeki mevcudiyetimizin yegâne dayanağı uluslararası hukuk ve milli güvenlik mülahazalarıdır. Bilinmelidir ki sınır ötesinde bulunduğumuz meskûn mahallerden geri dönersek, tehditlere boyun eğersek, eşzamanlı şekilde Türk vatanına hainler ve zalimler hücum edecektir. Suriye’de son iki hafta içinde verdiğimiz şehit sayısı ikidir. İdlib’in güneyindeki M-4 Karayolu hala temizlenmiş değildir. Bugüne kadar Türk-Rus askerlerinden mürekkep birlikler 15 kez ortaklaşa devriye görevini yerine getirmişlerdir. Moskova Mutabakatı’nın üzerinden de üç ay geçmiştir. Rus yönetiminin sık sık Türkiye’ye yükümlüklerini yerine getirme uyarısı sorumsuz ve sorunlu bir dilin aleniyet kazanmasıdır. M-4 Karayolunun 6’şar kilometrelik kuzey ve güneyinde mezkur mutabakat hükmü gereğince görevini harfiyen icra eden ülke Türkiye’dir. Bu kapsamda Libya ve Suriye’de ikili oynayan Rusya’nın siyasi tutumu güvensizlik aşılamakta, terör örgütlerine ve Esad rejimine güven vermektedir. Milli bekamızı tehdit eden terör musibeti vatan toraklarıyla birlikte sınır ötesindeki alanlardan muhakkak temizlenecektir. Toplumsal sinir uçlarımıza dokunan seri tahrik ve saldırganlıkların cevabı inanıyorum ki misliyle verilecektir. CHP’nin, HDP’nin, İP’in ve diğer ziyan olmuş siyasi zihniyetlerin müfsit ve müfrit zorlamalarına aldırış edip itibar edecek milli ve ahlaki düşünen hiç kimse yoktur. Önemle altı çizilmesi gereken husus şudur: Suriye’nin geleceğini bizzat Suriyeliler belirlemelidir. Fakat tezahür eden Suriye Anayasa Komitesi’nin 2.tur görüşmeleri Cenevre’de 25-29 Kasım 2019 tarihinde başarısızlıkla sonuçlanmıştır. BM Suriye Özel Temsilcisinin 19 Mayıs 2020’de, Suriye’de çatışan tarafların anayasa taslak çalışmaları için Cenevre görüşmelerini yeniden başlatmasıyla ilgili düşünce ve teklifi Suriye meselesinin siyasi çözüm için yeni bir teşebbüstür. Türkiye tarihin doğru tarafında duruş göstermiştir. Kaldı ki komşu ülkelerin siyasi ve toprak bütünlüklerine de saygılıdır. Bu saygının hatalı yorumu, buna eklemlenmiş hunhar operasyon ve projeler aynısıyla ters tepecek, nifak eken felaket biçecektir. Türk milleti bölgesel ve küresel emperyalizme karşı tek ses, tek bilek, tek yürektir."

"Ayasofya’dan çan sesi değil, Allah’ın izniyle ezan sesi yükselecektir"

Son günlerde Yunanistan’ın sivil ve askeri yöneticilerinden gelen tehditvari açıklamaların milli tahammülü zorladığına dikkat çeken Bahçeli şunları kaydetti:
"Yunanistan yönetimi aba altından gösterdiği sopanın kendi tepesine ineceğinden ya habersizdir ya da nefret ve öfke selinin tesiriyle körleşmiştir. İki durumda da kaybedecek olan bellidir. Komşuluk hukukunu yok sayıp iki asırdır şantaj ve saldırgan bir siyasetin müellifi olan Yunanistan aklını başına almalı, denizin dibine gömülmek istemiyorsa denetim ve kontrolü elden bırakmamalıdır. Türkiye hiçbir küstahın sabah akşam tehdit edeceği bir ülke değildir. Herkes haddini hududunu iyi bilmelidir. Savaş baltalarını çıkarıp fütursuzca sallayanlar unutmasınlar ki Türk milleti muzaffer ve kahraman bir millettir. Yunanistan Savunma Bakanı’nın askeri çatışma ihtimalini de ifade ederek ‘Her türlü senaryoya göre hazırlık yapıyoruz’ demesi korkak bir meydan okumadır. Türkiye Cumhuriyeti, stratejik bir tehdide dönüşen Yunanistan’ın Kıbrıs, Doğu Akdeniz ve diğer milli konulardaki alçak hesaplarını alt üst edecek muktedirliğe sahiptir. Ayasofya Caminde manevi aşk ve adanmışlıkla okunan Fetih Suresi’nden rahatsızlık duyan, egemen devlet vasfımızı hiçe sayıp hayasızca tepki gösteren Yunan Hükümeti’ne hatırlatırım ki, Ayasofya fethin kutlu bir sembolü, kutsal bir emanetidir. Kıbrıs Limasol’daki Köprülü Camisi’nin avlusuna molotofkokteyli atanların ve Larnaka’daki Tuzla Camisi’nin duvarına Bizans bayrağı asanların kimlerden beslendiği aşikardır. Camilerimize yönelik bu çirkin saldırıları şiddetle lanetliyor, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin suçluları derhal bulup cezalandırmasını ümit ediyorum. Bizans’ı ihya peşinde koşan ahmaklar boşa kürek çekmektedir. Zulmün perdesi 567 yıl önce kapanmıştır. Ayasofya Müslüman Türk milletinin fetih camisidir. Bu hakikat değişmeyecektir. Herkes hesabını buna göre yapmalıdır. Ayasofya’dan çan sesi değil, Allah’ın izniyle ezan sesi yükselecektir."

"TBMM, teröre yardım ve yataklık yapan suçluların sığınacağı yer olamayacaktır"

"Uzun bir süredir milli ve manevi değerlerimiz seri ve sistematik şekilde istismara uğramaktadır" diyen Bahçeli şöyle devam etti:
"Karanlık eller son günlerde provokasyonlarına hız vermişlerdir. Zamanlama itibariyle şüphe uyandıran bu düşmanca muamelelerin iç huzur ve barış ortamımızı bozmak, budamak, sabote etmek gayesi taşıdığı açıktır. İzmir’de bazı camilerimizin hoparlörlerinden korsan müzik yayını yapan alçaklardan Etimesgut’ta işlenen bir cinayeti Türk-Kürt karşıtlığına sabitlemeye çalışan satılmışlara, dahası Kiliselere yönelik saldırılarla birlikte Hrant Dink Vakfı’na gönderilen tehdit mektubuna varıncaya kadar fitne ve bozguncu emeller boş durmamıştır. 25 Mayıs 2020 Pazartesi günü ABD’de işlenen ırkçı cinayet sonucunda sokaklara çıkan göstericileri Türkiye’de emsal gösterip devamlı surette sokak edebiyatı yapan CHP ve yedeklerinin yangına körükle gitmeleri tehlikeli bir tuzaktır. Türk yargısının hükmünü verdikten sonra Anayasa’nın 84. maddesinin 2. fıkrasına göre milletvekillikleri düşürülen ve işledikleri suçların hukuken karşılığını gören eski milletvekillerini müdafaa bahanesiyle CHP-HDP-İP’in aynı kareye girmesi ibretlik bir tablodur. HDP, usulü bir işlemin tamamlanması suretiyle milletvekilliklerinin düşürülmesi yönündeki uygulamalara ve kayyım atamalarına karşılık Türkiye'nin farklı noktalarından Ankara'ya yürüyüş başlatma kararı alması habis ve hain bir hedefin icra planlamasıdır. Kılıçdaroğlu başta olmak üzere, CHP’li yöneticilerin devamlı; ‘Bizi sokağa çekmek istiyorlar’ beyanı sinsi bir hazırlığın, sokaktan iktidar ve ikbal devşirmenin gizli ajandasıdır. Hiç kimse bu bayat numaraları yemeyecek, yutmayacaktır. CHP-HDP-İP şer bir amacın sacayağıdır. Kılıçdaroğlu’nun bedel ödemekten bahsetmesi, TBMM Genel Kurulu’nda CHP-HDP ittifakının sıra kapaklarına vura vura, nefes alamıyoruz propagandasıyla gözler önüne serilmesi büyük bir tehdittir. Hakkında fezleke düzenlenen milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını 7 Mart 2016’da ilk kez dile getiren CHP Genel Başkanı’dır. ‘Bağımsız yargının önünde hesap verelim’ diyen bizzat bu şahıstır. İki HDP’li, bir CHP’linin milletvekilliklerinin düşürülmesi adaletin ve demokrasi ahlakının zorunlu bir gereğidir. Nitekim kanun önünde herkes eşittir. Hiç kimsenin suç işleme ayrıcalığı veya özgürlüğü yoktur. Milletvekili sıfatını taşımalarına rağmen suç işlemiş şahısların, diğer tutuklu ve hükümlü kişilerin aksine, milletvekilliğinin sağladığı haklardan istifade talepleri, anayasal bir kuralın dönem sonuna bırakılmasını istemeleri kınanması gereken bir çelişki, aynı zamanda da haksızlıktır. Bu haksızlık giderilmiş, adalet yerini bulmuştur. TBMM, teröre yardım ve yataklık yapan suçluların sığınacağı yer olamayacaktır. Terör örgütleriyle aralarına mesafe koyamayanların sonu bellidir, bundan da hiç kimse muaf tutulamayacaktır. 4 Haziran 2020 tarihinde Gazi Meclis ayıklanmıştır. Sokağa göz kırpan, sokakta gelecek arayan, yeni bir Gezi çıkmazına umut bağlayan, milletimizin huzur ve güvenliğine kast eden kim olursa olsun karşılarında Türk devletinin kudretini bulacaklardır. Cumhur İttifakı’nın dış destek ve tesirli muhtemel sokak hareketlerini kaynağında söndürmeye gücü yetecektir. Bekçilerimizi terörle ilişkilendiren, polislerimizi ve askerlerimizi hayasızca isnat eden gafiller sabrımızı test etmemelidir. Kovid-19 salgınının yaralarını sarmaya azim ve inanmışlıkla çaba gösteren Türkiye’yi; sokakların karanlığına, asayişsizliğin kundağına, kutuplaşmanın kuytusuna hiçbir mihrak itemeyecektir. Türkiye sokakta bulunmamış, sokağa da teslim edilmeyecektir. İstikbal hedeflerimizi perdelemeye, istiklal sevdamızı nefessiz bırakmaya hiç kimsenin provokasyon ve rezil projesi kafi gelemeyecektir. Milliyetçi Hareket Partisi Türk milletine fedakarca, hiçbir karşılık beklemeden hizmete sonu cefada olsa sefada olsa kararlılıkla devam edecektir. Türklüğün sancağı inmeyecek, Türk milleti hiçbir zulmete ‘tamam’ demeyecektir.”

Cevdet Fırat Aydoğmuş

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Eşsiz ekran deneyimi sunan Excalibur monitörler ile profesyoneller ve oyun tutkunlari fark oluşturuyor Oyun oynamanın keyfini doyasıya yaşamak, işlerini ve çalışma deneyimini daha verimli hale getirmek isteyen kullanıcıların ortak ihtiyacını güçlü monitörler oluşturuyor. Türkiye’nin teknoloji markası Casper, güçlü donanımları trend tasarımlarla buluşturduğu kavisli ekrana sahip Excalibur 23.8”, Excalibur 27” ve Excalibur 31.5” monitörlerle hem profesyonellerin hem de oyun tutkunlarının ihtiyaçlarını aynı anda karşılıyor. Tasarım dünyasının profesyonelleri ve oyun tutkunlarının beklentilerini karşılayacak tüm ihtiyaçlar Excalibur monitörlerde kullanıcılarla buluşuyor. Daha zengin renkler, daha net detaylar ve daha hızlı performans sunan Excalibur monitörlerde oyunlar daha keyifli, çalışmak çok daha verimli oluyor. Excalibur 23.8” ile Excalibur 27” monitörler, 200 Hz ekran yenileme hızıyla farkını ortaya koyarken, kullanıcıların da tüm detaylara hükmetmesini sağlıyor. Bunun yanı sıra daha geniş bir ekrana ihtiyaç duyan kullanıcılar için üretilen Excalibur 31.5” monitör, 240 Hz yenileme hızı, 1ms tepki süresi ve HDR 10 desteği ile performansta zirveyi hedefleyen kullanıcıların başlıca tercihi oluyor. Kavisli ekran tasarımları sayesinde oyuncuların ve tasarımcıların odaklanmasını kolaylaştıran monitörler, üstün özellikleri sayesinde kullanıcılarının her zaman bir adım önde olmasını sağlıyor. Excalibur monitörler renklerin en canlı ve en net halini sunuyor Gerek profesyonellerin gerekse oyun tutkunlarının bir monitörden bekledikleri canlı renkler, net detaylar ve hızlı performans oluyor. Canlı ve zengin renklerin en net halini sunan, kullanıcılara oyunun içerisinde olma deneyimini yaşatan Excalibur monitörler, tüketicilerini heyecanlandırmaya devam ediyor. Verimli çalışmayı ve keyifli oyun oynama deneyimini bir bütünlük içerisinde sunabilen Excalibur monitörler, pek çok ekran teknolojisini bünyesinde barındırıyor. Monitörlerde bulunan AMD FreeSync ve NVIDIA G-SYNC teknolojileri sayesinde görüntülerde oluşabilecek bozulmaların önüne geçiyor. Kullanıcıların yüksek performansı deneyimlerken göz sağlığını da önemseyen Excalibur monitörler, düşük mavi ışık teknolojisi (Low Blue Light) ile ekrandan gelen zararlı ışınları engellerken, titreme önleyici özelliği (Anti Flickering) ile arka planda oluşan titreşimleri önlüyor. Bu sayede gözdeki yanma hissi azalırken, arka planda oluşan titreşimleri engellenerek göz sağlığında oluşturan olumsuzlukların önüne geçiliyor. Casper excalibur monitörlerin dikkat çekici 6 özelliği Tüm kullanıcılar için en ideal seçeneklerden olan ve üstün teknolojik özelliklerinin yanı sıra premium tasarımıyla hem oyun tutkunlarına hem de profesyonellere hitap eden Excalibur monitörlerin cezbedici birçok özelliği bulunuyor. Üstün ekran yenileme hızı ve tepki süresi: Yapılan her işe %100 entegre olacak şekilde akıcı ve hızlı hareket imkanı sağlayan Excalibur monitörler, en zorlu oyunlarda bile kullanıcıların hep bir adım önde olmasını sağlıyor. 200 ve 240 Hz ekran yenileme hızı ve 1 ms ekran yenileme süresiyle birlikte rakiplerinden farkını ve her şartda üst düzey ekran deneyimini kullanıcılarına sunuyor. Kavisli ekran: 1500 mm yarıçapa sahip eğim ile tasarlanan Excalibur monitörlerle, oyun ve profesyonel işlerin tamamında gerçek üstü bir deneyim elde edilebiliyor. Görüş açısına uygun ekran yapısı sayesinde ekran kullanımınız daha verimli ve uzun süreli olacaktır. Üstün ekran teknolojileri: Monitörlerde bulunan AMD FreeSync ve NVIDIA G-SYNC teknolojileri sayesinde görüntülerde yırtılma, takılma veya komut gecikmesi olmadan olağanüstü bir deneyim sağlanıyor. Zengin bağlantı portları: Bir monitörün sahip olması gereken en önemli bağlantılardan olan HDMI ve Display portu (DP) ile kaliteli bağlantılar gerçekleştirmek Excalibur monitörlerle mümkün. Canlı renklerin en net hali: 16.7 milyonluk geniş renk skalası, 3000:1 kontrast oranı, 300 NIT parlaklık oranlarıyla birlikte Excalibur monitörlerle en üstün hıza en canlı renklerle ulaşılabiliyor. Excalibur monitörler, kullandığı HDR 10 teknolojisi sayesinde görüntüye kazandırdığı derinlik etkisi ve binlerce renk tonu arasından gerçeğe en yakınını sunmasıyla kullanıcılarına en başarılı renk deneyimini yaşatıyor. Modern hatların eşsiz uyumu: Kalın çerçeveli ve kalın gövdeli ekranlara kıyasla 3 kenarı çerçevesiz ultra ince tasarım ile üretilen Excalibur monitörler, geniş görüntüleme alanı ve modern tasarımı eşsiz bir uyum içinde sunuyor.
Bursa Başkan Aydın mesaiye personeli ziyaret ederek başladı Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, mesaiye belediye binasındaki birimleri gezerek başladı. Personel ile tek tek tanışma fırsatı bulan Başkan Aydın, “Yeni dönemde ilçemize ve vatandaşlarımıza en güzel hizmetleri hep birlikte sunacağız” dedi. 31 Mart Yerel seçimlerinde Osmangazi Belediye Başkanlığına seçilmesinin ardından yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdüren Erkan Aydın, bir yandan kendisine hayırlı olsun ziyaretine gelen konuklarını ağırlarken bir yandan da belediye birimlerini gezerek 5 yıl boyunca birlikte çalışacağı mesai arkadaşları ile bir araya gelerek tanışıyor. Sabah erken saatte belediye binasına gelen Başkan Aydın, personele sürpriz ziyaret gerçekleştirdi. Belediye birimlerini gezerek personelle tek tek selamlaşan Başkan Aydın, mesai arkadaşlarına iyi çalışmalar diledi. “Hedeflerimiz büyük” Gittiği her birimde personel tarafından oldukça sıcak ve samimi bir şekilde karşılanan Başkan Aydın, “Osmangazi Belediyesi olarak yönetim kadrolarımız ve mesai arkadaşlarımız ile birlikte Osmangazimize ve vatandaşlarımıza yakışır hizmetleri sunacağız. Hedeflerimiz büyük. Bu hedeflere birlik ve beraberlik içinde hareket ederek hep birlikte yürüyeceğiz. Güzel işlere imza atacağımıza olan inancımız tam. Tüm mesai arkadaşlarıma çalışmalarında kolaylıklar diliyorum” dedi. Başkan Aydın’ın bu samimi ziyareti, belediye personeli arasında moral ve motivasyonu yükselterek mesaiye güzel bir başlangıç yapılmasını sağladı.
İzmir Teknelerle tutulan balıklar mezatlarda alıcıyla buluşuyor Mezatların bereketli olduğuna işaret eden Şemikler Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Olcay Bülbül, “Fiyatlar piyasaya göre çok uygun. Yılın 12 ayı serbest olan kıyı balıkçılığı ile her türden balık mezatlarda yer alıyor” dedi. Av sezonunun sona ermesiyle birlikte gözler, yılın 12 ayı serbest avcılık yapan ‘kıyı balıkçılığına’ çevrildi. İzmir’de ise teknelerle gece saatlerinde denize açılan balıkçılar, avladıkları balıkları sabahın ilk ışıklarıyla Karşıyaka ilçesinde bulunan Şemikler Su Ürünleri Kooperatifi Balık Satış Yeri’ne getiriyor. Ağ ile avlanan balıklar burada açık artırma usulüyle satışa sunuluyor. Mezatta her gün saat 09.00’da başlayan satış, günlük tutulan balıkları alıcılarla buluşturuyor. “Fiyatlar piyasaya göre uygun” Mezat hakkında bilgi veren Şemikler Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Olcay Bülbül, “İlk önce arkada toptan, ön tarafta da perakende olarak halka, en taze, en temiz balıkları yedirme adına satış yapıyoruz. Fiyatlar piyasaya göre çok uygun. Vatandaşların çok daha taze yiyebilecekleri balıklar burada satılıyor. Katılım yüksek, halktan, esnaftan restoran işletmecisinden her kesimden vatandaş geliyor” ifadelerine yer verdi. Kooperatifte balıkçıların ‘kıyı balıkçılığı’ diye tabir edilen avlanma türüyle, denize zarar vermeyen takımlarla çalıştıklarını kaydeden Bülbül, “Balıkçılar ağın göz açıklığı boyutunda balıkları tutar. Bu sayede daha küçük balıklar avlanmaz” şeklinde konuştu. “Balık bolluğu güzel” Mezata gelen balık çeşitliliğinden de bahseden Bülbül, şunları kaydetti: “Lidaki, çupra, levrek, istavrit, mırmır, isparoz, karagöz gibi her çeşit balık bulunuyor. Balık bolluğu güzel. Biz memnunuz. Denizimiz ve körfezimiz bereketli. Balıkçılarımız adına her şey güzel.” Havalar müsaade ettikçe balığa çıktıklarını vurgulayan 52 yıllık balıkçı Murat Ceylan da şunları söyledi: “Deniz kaplumbağası, vatoz ve pislik gibi bazı problemlerimiz oluyor. Bunlar bizi bıktırıyor. Tuttuğumuz balıkların bir kısmını kooperatifimize veriyoruz, bir kısmını da pazarlara satıyoruz.” Mezata balık almaya gelen Ahmet Gül, “Burada ihale yöntemiyle satış olduğu için balığın ilk olarak açılış fiyatı oluyor. Mezatçımız fiyatı belirler ve daha sonra fiyatta artırıma gidilir. Buranın güzel tarafı da budur” diye konuştu. “Taleplerden memnunuz” Satış esnasında en yüksek parayı veren kişinin balığı aldığını kaydeden mezat çalışanı Necmettin Çakıroğlu, gelen taleplerden memnun olduğunu dile getirdi. Fiyatların uygun ve balıkların taze olması sebebiyle mezata balık almaya gelen Önder Batur ise balıkları kendi evine aldığını söyledi. Satışları takip ettiğini de vurgulayan Çakıroğlu, sürekli mezata gelip balık aldığını aktardı. “Kızım balığı çok seviyor. Buradaki balık daha taze ve balık alması zevkli oluyor” diyen alıcı Arzu Batur, “İstediğimiz balık türünü burada buluyoruz. Genelde kefal alıyorum. Tavsiye ediyoruz” ifadelerini aktardı. “Bazen fiyatı çok artırıyorlar ve balık alamıyorum” İlk başta balığı alamadığını fakat bir sonraki açık artırmada alabildiğini belirten Yüksel Yılmaz da şu sözlere yer verdi. “Buraya sık sık geliyorum. Açık artırmalara katılıp balık almaya çalışıyorum. Bazen balık alamıyorum çünkü diğer arkadaşla fiyatı çok artırıyor. Bugün 325 liraya çupra aldım.”
İstanbul Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu başkanını seçecek Fenerbahçe Kulübü’nde yarın yapılacak Seçimli Yüksek Divan Kurulu (YDK) toplantısında Şekip Mosturoğlu, Nihat Tokat ve Sevil Becan başkanlık için yarışacak. Fenerbahçe’de Seçimli Yüksek Divan Kurulu toplantısı yarın Faruk Ilgaz Tesisleri’nde gerçekleşecek. Oy verme işleminin saat 15.00’te sona ereceği YDK toplantısı için adaylar açıklamalarda bulunurken, kongre üyelerine de çağrı yapıldı. Adaylardan Şekip Mosturoğlu, "Yüksek ihtimalle sizinle tanışıyoruz. 3 Temmuz’u hep birlikte yaşadık. Mutlaka bizlere ya Metris’te, ya Çağlayan’da, ya da Bağdat Caddesi’nde destek oldunuz. Siz benim, geniş ailemin en değerli ferdisiniz. Bu vesileyle sizinle şahsen tanışmak, değerli fikirlerinizi birinci ağızdan dinlemek istiyorum. 26 Nisan Cuma günü 12.00-15.30 saatleri arasında Faruk Ilgaz Tesislerimizdeki seçim ofisindeyim. Yüksek Divan Kurulu üyemiz olarak sizi yeni dönemde daha yakından tanımayı, isteklerinizi dinleyip en kısa zamanda hayata geçirmeyi hedefliyorum. Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu sadece Fenerbahçe’nin değil, Türk sporunun kaptan köşkü olabilecek niteliklere sahip bir kuruldur. Biz bu potansiyeli mutlaka kullanmak, üyelerimizin kulübümüz ile olan bağlarını, sahip olduğumuz kulüpçülük tecrübesi vesilesiyle güçlendirmek ve Fenerbahçe’mize maksimum fayda sağlamak istiyoruz" ifadelerini kullandı. Nihat Tokat: "Fenerbahçe’nin aydınlık geleceğini inşa edeceğiz" Amaçlarının kulübün birlik ve beraberliğini güçlendirmek, taraftar ruhunu canlandırmak olduğunu belirten Nihat Tokat, "Yıllardır bu kulübün bir parçası olarak, sizinle birlikte Fenerbahçe sevgisini yaşadık, paylaştık ve büyüttük. Şimdi, birlikte daha da ileriye gitme zamanı geldiğine inanıyorum. Benim için önemli olan şey, her birinizin sesini duymak ve kulübümüzü hep birlikte daha da güçlü hale getirmek. Bu seçimde sizlerin desteğiyle Yüksek Divan Kurulu Başkanı olarak, Fenerbahçe’nin geleceğine hep birlikte yön vereceğiz. 27 Nisan’daki seçimde, katılımınızı ve desteklerinizi bekliyorum. Birlikte, Fenerbahçe’nin aydınlık geleceğini inşa edeceğiz" değerlendirmesinde bulundu. Sevil Becan: "Daha güçlü ve daha etkili bir YDK’yı hep birlikte oluşturacağız" Uzun yıllar birçok görevde Fenerbahçe’ye hizmet ettiğini vurgulayan Sevil Becan ise şunları kaydetti: "Fenerbahçe’mizin büyük değerlerinden oluşan Yüksek Divan Kurulumuzun geleceği için başkanlığa adayım. Birliği ve beraberliği destekleyecek, kulübümüzün gücüne güç katacak projelerimizle daha güçlü ve daha etkili bir YDK’yı hep birlikte oluşturacağız. Uzun yıllardır birçok görevle gönülden Fenerbahçe’mize hizmet ettim, bundan sonra da sizin desteğinizle YDK Başkanlığı görevi ile devam etmeye talibim."