POLİTİKA - 17 Ocak 2023 Salı 11:07

MHP lideri Devlet Bahçeli'den seçim çağrısı: Mayıs ayında bu işi bitirelim

A
A
A
MHP lideri Devlet Bahçeli'den seçim çağrısı: Mayıs ayında bu işi bitirelim

 Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, seçim tarihine ilişkin "Mayıs ayı içinde bu işi bitirelim, sözü ve kararı hep birlikte aziz milletimizin kutlu iradesine tevdi edelim" dedi.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi grup toplantısında konuştu. Bahçeli’nin gündeminde seçim tarihi, HDP’nin kapatılması ve Ali Babacan’ın insansız hava araçlarıyla ilgili yaptığı açıklama vardı.

“Mayıs ayı içinde bu işi bitirelim, sözü ve kararı hep birlikte aziz milletimizin kutlu iradesine tevdi edelim”
Sandıktan korkmanın, millet iradesinden kaçmanın hiç kimseye yararı olmayacağını dile getiren Bahçeli, “Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümüne yakışır ve yaraşır bir seçim atmosferinin tesisi için elinden gelen tüm demokratik sabır, katkı ve tahammülü gösterecektir. Seçimlerin şölen havasında yapılması hepimizin görevidir. Sandık er meydanıdır. Sandık milli iradenin tecelli meyanıdır.

Muhalefet partilerinin çekinecek ve ürkecek bir durumları yoksa, gerçekten de demokrasinin vazgeçilmez ilkelerine bağlı olduklarını iddia ediyorlarsa, buyursunlar Halep oradaysa arşın Meclis’tedir. Gazi Meclisimiz Türk milletinin demokratik hükmü, iradesinin onuru, 103 yıllık medarı iftiharıdır. Konuşarak, tartışarak, uzlaşarak, anlaşarak, görüş birliği vasatını oluşturarak Türkiye’mizi hep birlikte seçime taşıyalım, kaldı ki Mayıs ayı içinde bu işi bitirelim, sözü ve kararı hep birlikte aziz milletimizin kutlu iradesine tevdi edelim” ifadelerini kullandı.

“HDP’nin kapatılması bir adalet ve demokrasi onurudur”

HDP’nin kapatılmasının bir demokrasi onuru olduğunu söyleyen Bahçeli, “Teröre yardım ve yataklık yapan, bu çerçevede odak haline gelen HDP kapatılmasın da Kandil’e milletimizin vergileri mi aktarılsın? Daha çok mermi almaları mı sağlansın? Daha çok ihanet etmeleri mi teşvik edilsin? HDP’nin kapatılması bir adalet ve demokrasi onurudur. Bu onur yere düşemez, düşürülemez. Bu onurun çiğnenmesini isteyen Kılıçdaroğlu CHP’yi HDP’nin eline rehin bırakmış, PKK’nın güdümüne girmiştir. Akıl tutulması yaşayıp CHP’li Ülkücülerden bahseden Kılıçdaroğlu bilsin ki, hiçbir namuslu ve şahsiyet sahibi Ülküdaşım PKK’yla, HDP’yle, Türk’e kefen biçmek için fırsat kollayan alçaklarla yan yana gelmez, aynı hizada bulunmaz” diye konuştu.

“Baykar şirketini suçlayan selamsız Babacan, yabancıların etki ajanlığı pozisyonunda sabitlenmişlerdir”

Bahçeli konuşmasına şöyle devam etti:

“Kılıçdaroğlu, yolu doğru olanın yükü ağırdır, ne var ki senin ne sözün sözdür, ne siyasetin siyasettir, ne de yolun yoldur. Türk Silahlı Kuvvetleri komuta kademesinin yalanı, dolanı ve iftiraları alkışladığını küstahça ileri süren CHP Genel Başkanı ve milli silah sanayine çamur atan, Baykar şirketini suçlayan selamsız Babacan, yabancıların etki ajanlığı pozisyonunda sabitlenmişlerdir. Bu acınası gerçeği de aziz Türk milletinin şamarını yediklerinde anlayacaklardır. 27 ülkeye ihracat yapan, kuruluşundan buyana gelirlerinin yüzde 75’ini ihracattan kazanan bir Türk şirketini karalamak terbiyesizlik ve gayri milliktir. Öyle ceket çıkarıp konuşmakla adamlık olmaz, altılı masaya meydan okumakla da adaylık olamaz. Türk ordusuna kimyasal silah kullandı iftirasını atan sicili ve cibiliyeti bozuk Tabipler Birliği Başkanı’nı ziyaret edip destek mesajları veren Babacan’ın HDP’den siyaset yapmaya, ihanet kampanyasının azılı bir mensubu olmaya hazır olduğu da ayan beyan ortadadır. İhalarımız uçacak, zillet ittifakı, tıpkı dağdaki eşkıyalar gibi saklanacak delik arayacaktır. Türkiye yükseldikçe yükselecek, Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümü cumhurun irade zaferiyle şahlanıp zilleti sandığa gömecektir.”

Oğuzhan Halil Özbek - Evren Doğru
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yenidoğan Çetesi davasında sanıkların yargılanmasına devam edildi İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın 7. duruşmasına devam edildi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’ne yönelik düzenlenen 2. dalga operasyona ilişkin geçtiğimiz günlerde iddianame hazırlanmıştı. Çete lideri olduğu iddia edilen Fırat Sarı ile birlikte hareket ettikleri belirlenen şahıslara yönelik hazırlanan ve ana dava dosyası ile birleştirilen iddianame ile sanık sayısı 61’e yükselmişti. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nce adliyenin konferans salonunda görülen 7. duruşmanın 2. gününde devam edildi. Duruşmaya, 6’sı tutuklu bir kısım tutuksuz sanık ile tarafların avukatları hazır bulundu. Bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ise duruşmaya, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Duruşmada, sanıklar yoklamalarının ardından savunma yaptı. Duruşmada savunma yapan ve iddianamede ismi örgüt lideri olarak geçen tutuklu sanık Fırat Sarı, "Tutukluluğumuz 20 aydır, soruşturma ise 3 yıldır sürüyor. Hayatını çocuklara adamış insanlar burada bebek katili oldu. Ben 20 aydır içerideyim, beni sonsuza kadar burada mı tutacaksınız? Elinizde bir taş yani somut bir delil var mı?" ifadelerini kullandı. "Herkes bizi potansiyel bebek katili zannediyor" Savunmasının devamında sanık Sarı, "Bu dosya medyaya çok farklı lense edildi, medyada bu dosyayı korkunç bir biçimde cinayet işler gibi ele aldı ve biz bu durumdayız. Halime bebek, beyin ölümü ile doğmuş bir bebektir. Ben hastaya ne yapmışım, ben canavarım, korkunç bir hekimim ya hani, ben Halime bebeğe tomografi çektirmeye gönderdim. 20 dakika boyunca canlandırmakla uğraştım. Ben bebeğe MR çektirmediğim için suçlandım. Bebeğin beyin ölümü gerçekleşmiş canlandırmaya çalışıyoruz neyin MR’ını çekelim, hastanın damar yolu kalmadı. Bunu sorgulamadılar. 112 bu bebeği neden Çorlu Reyap Hastanesine sevk etti? Herkes bizi potansiyel bebek katili zannediyor. Emrullah Erdinç’in uyuşturucudan gözaltına alınması tesadüf değildir. Seher Cuhadar ve Erol Vural gibi isimler çıktı şimdi ortaya. Ben bu insanları tanımıyorum, hayatım boyunca da görmedim. Ben bu duruşmada ev hapsi talep ediyorum, bunu ilk kez istiyorum" şeklinde konuştu. Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Zeki Ötünç, "Bebek için gerekli olan her şeyi yaptım, ihmal yok. Annelerin içi rahat edebilir. Bunu mahkemeye kanıtlayacağım. 1986 yılından beri doktorluk yapıyorum. 18 yıldır yenidoğan yoğun bakıma bakıyorum. Bana, cinayet işlediğim söyleniyor. Bunun basında çıkan haberlerin etkisi olduğunu düşünüyorum. Cezaevine girdiğimde çok sinirlenmiştim, diğer mahkumlar neden buradasın dediğinde duvarlara vurarak ’bebek öldürmüşüm ben’ demiştim. Bunun ne kadar kötü bir durum olduğunu bilemezsiniz. Bebekler anne karnından doğar doğmaz biz görmüyoruz. Doktorlar doğum işlemi sonrası bize teslim ediyor. Bu yüzden doğum sırasında yaşanan bir ihmal olmuş mu ya da başka bir durum oldu mu bilemiyoruz. Biz doğum sonrası ortaya çıkan olaylardan sorumluyuz. Bu bebeklerin sorunlarının doğum sırasında meydana gelmediğini nereden biliyoruz? Ben yenidoğan doktoruyum ve bir bebeği öldürmekle suçlanıyorum, bunu da para için yaptığım söyleniyor. Bu korkunç bir şey, kimseyi öldürme kastım yoktur" dedi. Savunma yapan tutuklu sanık Hakan Doğukan Taşçı ise, "Opara bebek hakkında ismimin geçtiği tek yer var, o da bebeğin ölüm bilgisini aile ile paylaşmak. Bunu da şu şekilde açıklıyorum; bebeğin ölüm bilgisini aile ile paylaşacak doktorun olmaması. Ben sorumlu hemşireyim, gece vefat eden bir bebeğin ölümünü ben haber veremem mesai saatimin dışında. Ne yaparsam yapayım ömür boyu bu dosyadan kurtulamayacakmışım gibi hissediyorum. Herkes çocuklara ben müdahale etmedim diyor, bu çocuklara kim müdahale etti ben çok merak ediyorum. Şeyhmus Çelik, 44 gün yatan bebek için ben görmedim dedi, 60 yaşına gelmiş adam bunu söyledi" şeklinde konuştu. Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına ve eksik hususların giderilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, sanıkların savunmalarının alınmasına devam etmek için duruşmayı yarın saat saat 10.00’a erteledi.
Sinop Batı Karadeniz’de fırtına uyarısı: Soğuk ve kar kapıda Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Batı Karadeniz için fırtına ve ardından etkisini artıracak soğuk hava dalgasına karşı uyardı. Yapılan son değerlendirmelere göre bölgede rüzgâr bu geceden itibaren doğu ve kuzeydoğudan 6 ila 8 kuvvetinde (50–75 km/saat) fırtına şeklinde esecek; fırtınanın Perşembe akşam saatlerinden sonra etkisini kaybetmesi bekleniyor. Yetkililer, ulaşımda yaşanabilecek aksamalar başta olmak üzere olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmasını istedi. Öte yandan 26 Aralık Cuma gününden itibaren bölge genelinin soğuk ve yağışlı havanın etkisi altına girmesi öngörülüyor. Yağışların iç kesimlerde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacağı tahmin edilirken, halen mevsim normalleri civarında seyreden sıcaklıkların bölge genelinde 4 ila 10 derece azalacağı bildirildi. Soğuk havanın önümüzdeki hafta boyunca da etkisini sürdürmesi bekleniyor. Bu süreçte özellikle gece ve sabah saatlerinde sıcaklıkların düşmesine bağlı olarak iç kesimlerde buzlanma ve don olaylarının görülebileceği, buna bağlı olarak kara, hava ve deniz ulaşımında aksamalar yaşanabileceği değerlendiriliyor. Tarımsal faaliyetlerin sürdüğü bölgelerde ise soğuk hava ve don olaylarının zirai don riskini artırarak ürün kayıplarına yol açabileceği uyarısı yapıldı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü, 26 Aralık 2025 ile 2 Ocak 2026 tarihleri arasında bölgeye bağlı il merkezlerinde en düşük hava sıcaklıklarının eksi değerlere kadar düşebileceğini belirterek, yayımlanacak tahmin ve meteorolojik erken uyarıların yakından takip edilmesinin önem taşıdığını vurguladı.