GÜNDEM - 16 Eylül 2015 Çarşamba 14:12

MHP'li Başkan'dan İskilipli Atıf Hoca'ya ağır hakaret

A
A
A
MHP'li Başkan'dan İskilipli Atıf Hoca'ya ağır hakaret

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, teröre tepki yürüyüşünde yaptığı konuşmada İskilipli Atıf Hoca'ya ağır sözler söyledi.

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Sözlü İskilipli Atıf Hoca'yı eleştirerek;"Milli mücadele döneminde de bu millet gevşek din adamları görmüştür. Şeyh Sayitleri, Seyit Rızaları, işbirlikçi İskilipli Atıf Hocaları görmüştür. Onlar gibi kalleş ve kancık ruhlu olmayın. Atatürk'ün arkasında olup milli mücadele için Anadolu'yu adım adım arşınlayan ve camilerde hutbe okuyan İslam alimi, İstiklal Marşı'mızın şairi Mehmet Akif'i kendinize örnek alın" dedi.

İSKİLİPLİ ATIF HOCA KİMDİR?

Babası Akkoyunlu aşiretinin İmamoğulları ailesinden gelen Hasan Kethüdaoğlu Mehmed Ali Ağa, annesi Mekke'den göç etmiş, Arap Ben-î Hattab aşiretinden Nazlı Hanım'dı. 1875 yılında, Bayat'ın Toyhane köyünde doğdu. Altı aylıkken öksüz kalan Mehmed Âtıf, dedesi Hasan Kethüda'nın himayesinde yetişti.

Köy hocasından başladığı tahsiline 1891'den itibaren iki sene İskilip'te devam etti. 1893'ün Nisan ayında İstanbul'a gelerek medrese eğitimine burada devam etti. 1902'de medresedeki öğrenimini tamamladı.
1905 yılında, İstanbul'daki Fatih Camii'nde ders vermeye başladı. Bir ara Şeyhülislam tarafından Bodrum'a sürüldü. Burada para toplarken ihbar edilmesi üzerine, eski medrese arkadaşlarından Kırımlı İbrahim Efendi'nin pasaportuyla Kırım'a kaçtı. II. Meşrutiyet'in ilanından sonra İstanbul'a döndü ve sonraları katıldığı 31 Mart İsyanı'nda tutuklandı. 1913'te, Mahmud Şevket Paşa'nın öldürülmesi olayında suçlu bulunarak 5,5 yıllığına Sinop'a sürüldü. Serbest kaldıktan sonra müderrisliğe devam eden Mehmed Âtıf Hoca, 15 Şubat 1919'da kurulan Cemiyet-i Müderrisin'in kurucuları arasında yer aldı.

Atıf Hoca, şapka devriminden önce yayımlamış olduğu Frenk Mukallitliği ve Şapka risalesinde Müslümanları amel-iman bütünlüğüne davet ediyordu. Müslümanların Müslüman olmayanların kılık kıyafet ve kültürel alışkanlıklarına benzemeye çalışmasının caiz olmadığını söylüyordu. Bir Müslüman ile Hıristiyanın veya bir Yahudinin kılık kıyafetinden ayırt edilebileceğini, hatta edilmesi gerektiğini savunuyordu. Kendi ifadeleriyle "Batı medeniyeti ancak insanın hayvani ve cismani yönüne hizmet ediyor"du.

26 Aralık 1925'te, risaleyi yayınlayan ve dağıtanlarla birlikte, 13 kolluk kuvveti gözetiminde Ankara'ya gönderildi. 26 Ocak 1926 Salı günü Ankara İstiklal Mahkemesinde yargılandı. Risaleyi kanunun çıkarılmasından önce yayınlamış olduğunu, içerikleriyle ilgili görüşlerinden vazgeçmemiş olduğunu, bununla birlikte kanuna karşı bir harekette bulunmadığı şeklinde bir ilk savunma yaptı. Mahkeme başkanının şapka ve sarığı karşılaştırarak, ikisinin de bez parçasından ibaret olduğunu söylemesine karşılık, hakimin arkasındaki bayrağı göstererek onun hammaddesinin de İngiliz bayrağının hammaddesiyle aynı olduğunu söyleyerek cevap verdi.

Savcı, İskilipli Âtıf Hoca için 3 yıl hapis cezası istedi. Mahkeme, müdafaa için bir gün sonraya bırakıldı. Ancak Atıf Hoca savunma haklarından tümüyle vazgeçtiğini belirtti. Ertesi gün, mahkeme reisi Ali Çetinkaya, savunma yapmaya gerek görmeyen Atıf Hoca'yı idama mahkûm etti. Atıf Hoca 1 hafta sonra Ankara Samanpazarı Meydanı'nda asıldı.

Ölümünden sonra Ankara'da bulunan mezarı, 2009 yılı başında bulunduğu park yerinden alınarak İskilip Gülbaba mezarlığına taşınmıştır. Mezar yeri değişikliği 2010 yılı başında kamuoyunun bilgisine sunulmuştur.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İhracat birim değer endeksi yüzde 1,3 arttı İhracat birim değer endeksi Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1,3 arttı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Kasım ayı Dış Ticaret Endeksleri’ni açıkladı. Buna göre, ihracat birim değer endeksi Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1,3 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde yüzde 12,3 arttı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 5,0 arttı, yakıtlarda yüzde 10,1 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 0,1 arttı. İhracat miktar endeksi yüzde 4,1 azaldı İhracat miktar endeksi Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4,1 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre gıda, içecek ve tütünde yüzde 12,0 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 0,7 azaldı, yakıtlarda yüzde 16,3 azaldı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 1,4 arttı. İthalat birim değer endeksi yüzde 3,3 arttı İthalat birim değer endeksi Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3,3 arttı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde yüzde 6,2 arttı, yakıtlarda yüzde 1,6 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 4,6 arttı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 0,9 arttı. İthalat miktar endeksi yüzde 0,4 azaldı İthalat miktar endeksi Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,4 azaldı. Endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, gıda, içecek ve tütünde yüzde 4,6 azaldı, ham maddelerde (yakıt hariç) yüzde 9,1 arttı, yakıtlarda yüzde 10,6 arttı, imalat sanayinde (gıda, içecek, tütün hariç) yüzde 0,7 azaldı. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ihracat miktar endeksi yüzde 3,5 arttı Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ihracat miktar endeksi; 2024 Ekim ayında 146,0 iken 2024 Kasım ayında yüzde 3,5 oranında artarak 151,2 oldu. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise ihracat miktar endeksi; 2023 yılı Kasım ayında 156,9 iken 2024 yılı Kasım ayında yüzde 0,2 oranında azalarak 156,6 oldu. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ithalat miktar endeksi yüzde 0,9 arttı Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ithalat miktar endeksi; 2024 Ekim ayında 125,1 iken 2024 Kasım ayında yüzde 0,9 oranında artarak 126,2 oldu. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise ithalat miktar endeksi; 2023 yılı Kasım ayında 122,1 iken 2024 yılı Kasım ayında yüzde 2,7 oranında artarak 125,5 oldu. Dış ticaret haddi 2024 yılı Kasım ayında 84,9 olarak gerçekleşti İhracat birim değer endeksinin ithalat birim değer endeksine bölünmesiyle hesaplanan ve 2023 yılı Kasım ayında 86,5 olarak elde edilmiş olan dış ticaret haddi, 1,6 puan azalarak, 2024 yılı Kasım ayında 84,9 oldu.
İzmir Seyit Mehmet Özkan: “Hareketsiz toplumlar yok olmaya mahkumdur” Kulüp televizyonuna açıklamalarda bulunan Altınordu Başkanı Seyit Mehmet Özkan, “Hareketsiz toplumlar yok olmaya mahkumdur. Hareketli toplumlar kendilerini geliştiren, meraklı olan, kıpır kıpır toplumlar daha çok ileriye giderler” dedi. Altınordu Başkanı Seyit Mehmet Özkan, bir etkinlik sırasında kulüp televizyonuna önemli ve samimi açıklamalarda bulundu. İşlerinin öncelikle bu toprakların çocuklarına sporu sevdirmek olduğunu vurgulayan Özkan, “Spor toplumumuzda aslında olmazsa olmaz sosyal yaşam alanlarından başında geliyor. Ama ülkemizde maalesef spor çok yapılmıyor. Yani amatör lisanslı oyuncu sayısına bakarsanız 85-90 milyon olduk. Sadece futboldan bahsetmiyorum tabii. Yani atletizm başta olmak üzere, yüzme, voleybol, basketbol birçok spor dalı var. Ama lisanslı oyuncu sayımız çok az. Beden eğitimi, milli eğitimde mutlaka daha önde olmaktı. Yani matematik tabii ki çok önemli, matematik bilmeyen hayatını yönlendiremez. Ama bunun yanında da hareketsiz insanlar, hımbıl, tombul, obez insanlardan oluşan bir toplum da bence gerçekten zayıf bir toplum olur” dedi. “Görevimiz spor yaptırmak ve sevdirmek” Altınordu Futbol Kulübü olarak sosyal görevlerinin bu toprakların çocuklarına spor yaptırmak olduğunu söyleyen Başkan Seyit Mehmet Özkan, “Sosyal görevimiz bu topraklarda çocuklarımıza spor yaptırmak ve de onları sporu sevdirmek. Gelecekte hepsi tabii ki profesyonel oyuncular olmayacak. Birçoğu en azından sportmen bireyler olacaklar. Sportmen birey olduğu zaman bu çocuklar yenmeyi ve yenilmeyi öğreniyorlar. Yani hem sevinmeyi öğreniyorlar hem de üzülmeyi öğreniyorlar. Oynarken sosyalleşiyorlar. Takım oyunlarında antrenörünün sözünü dinliyor. Arkadaşıyla pas yaparken, birlikte oynarken onunla bir etkileşime giriyor. Bunların hepsi çocukların sosyal yönlerini çok geliştiriyor. Toplumlarda zaten ne kadar sosyalleşme gelişirse o kadar daha gelişmiş toplumlar oluyor. Yani bu anlamda spor çok önemli” diye konuştu. “Türkiye’nin Altınordu’suyuz” Türkiye’de futbolun yavaş oynandığını da belirten Başkan Özkan, “Avrupa’da daha hızlı oynanıyor. Çünkü herkes için bu meslektir. Bu mesleğe saygısı var. O yüzden Allah ne verdiyse diye kimse girmiyor. Herkesin rakibine karşı bir saygısı var. Respect diye bir şey var yani. Koskoca bir kelime bu. FIFA’nın üstüne durduğu en önemli kelime. Sadece Altınordu için değil, bütün kulüplerimize çocuk yetiştiriyoruz. Biz Türkiye’nin Altınordu’suyuz. Biz İzmir’den çıktık ama lütfen kimse bizi İzmir kulübü olarak görmesin. Biz Türkiye’nin kulübüyüz. Biz herkesin ikinci takımıyız. Biz herkese, her takıma, yani Türkiye’de ne kadar futbol okulu yapıyorsak oradaki bütün çocuklar aslında aynı zamanda da o kentinin kulübünün de oyuncusu olarak görmeyi düşünüyoruz. Çünkü bizim zaten A takımımızda oynatacağımız oyuncu sayısı 20-21. Yani onu zaten biz kendimiz sağlarız. Ama şu anda 20 bin çocuğa spor yaptırıyoruz. Ve bu giderek iyiye doğru gidiyor. Görüyorum ki oyun olarak iyi gelişiyoruz. Çok oyuncu çıkar böyle gidersek. Tabii sadece biz yapmıyoruz zaten futbol okullarını. Birçok kulüp yapıyor. Ama herkesin belli bir kurumsal ilkeler çerçevesinde yapmasını öneriyorum. Yenici olmaktan ziyade oyun odaklı olmayı, antrenörlerin kendilerinin tatmin ettiği değil, çocukların mutlu olacağı dakikaları da düşünerek yapmalarını istiyorum. Hayat böyle devam edecek bize. Biz çok iyi bir şey yapıyoruz. Allah bugünleri bize gösterdi. Şükürler olsun. Daha da iyi yapmak için çabalayacağız. Bu topraklar, bu vatan, burada doğduk. Son nefesimizi de burada vereceğiz. Allah da bana son nefesimi böyle bu çocuklarla birlikte olurken bana vermeyi nasip etsin. Çünkü ben gerçekten her değdiğimiz çocuğun gerçekten çok şeyler, çok şeyler kattığını düşünüyorum. Bunun iç huzuruyla hayata devam ediyoruz” diye konuştu.
Ankara Kore restoranında yemekleri "Squid Game" dizisinin karakterleri servis ediyor Ankara’da Kore mutfağından yemeklerin piştiği restoranda, izlenme rekorları kıran "Squid Game" dizisinin karakterleri yemeklerin servisini yapıyor. "Squid Game" (Kalamar Oyunu) dizisi, dünya çapında izlenme rekorları kırarak büyük bir beğeni topladı. Güney Kore yapımı dizi, kültürel açıdan da dünyanın farklı noktalarına ihraç edildi. Ankara’da Kore mutfağında hizmet veren bir restoranda, dizideki oyuncu karakterleri yemek servisi yapıyor. Önce diziye ait bir müzik müşterilere dinletiliyor. Ardından yüzlerinde üçgen ve daire simgeleri taşıyan dizi karakterleri sahneye çıkıyor. Karakterler, dizideki davet kartlarını müşterilerin masasına bırakıyor. Ardından müşteriler dizinin etkisiyle gerilirken karakterlerin sipariş edilen yemekleri getirmesinin ardından derin bir nefes alıyor. Lezzetin ve dizinin buluştuğu restorana, Kore mutfağına ve kültürüne ilgi duyan çok sayıda vatandaş katılım gösteriyor. Yemeklerini yiyen vatandaşlar, dizinin karakterleriyle de fotoğraf çekinerek o anları ölümsüzleştiriyor. "Kore trendi yükseldi" Restoranın sahibi Sefa Gülhan, İHA muhabirine açıklamasında, "Son zamanlarda Kore trendi yükseldi. Squid Game ile beraber tavan seviyeye çıktı. Restoranımızda böyle bir hizmet vermek istedik. Muhafızlarımız belli aralıklarla gelip yemeklerini dağıtıyorlar ve müşterilerin çok beğendiğini gördük. Bu da bizim müşterimizin hoşuna gitti" ifadelerini kullandı. "Fotoğraf çekindikleri için yemeklerini dağıtamıyorlar" Vatandaşların ilgisinden memnun duyduklarını söyleyen Gülhan, "Bizim sıkıntımız fotoğraf çekindikleri için yemeklerini dağıtamıyorlar. Biraz problem oluyor ama biz memnunuz. Gelen müşteriler ’ne zaman gelecekler’ diye soru soruyor. Kore yemeklerini sevenleri bekleriz. Dizinin de finalinin daha güzel olacağını düşünüyoruz" diye konuştu. "Çelik çomak oynayacağız" Müşterilerden Önder Somuncu ise açıklamasında, "Arkadaşlara söylüyorum burası Türkiye, çelik çomak oynayacağız. Kore’nin yerel oyunu değil. Türkiye’de çocukların oynadığı yakar top, çelik çomak gibi oyunlar oynarsak varız" ifadesini kullandı. "Paranın insanları neye dönüştürdüğü gösteriyor" Diziyi izleyen çocuklardan Tuna İsmet Akyol ise "Bu oyuncuları karşımda görünce biraz korktum açıkçası. Ben biraz korktum ve heyecanlandım. İkinci sezonda en sevdiğim karakter ’Thonos’du. Ölmesine çok üzüldüm. Dizi de çok kötü yerde sonlandırıldı. Kesinlikle izlenmesi gerekiyor dizi. Paranın insanları neye dönüştürdüğü gösteriyor" diye konuştu. "Uzak doğu ülkelerinin yemeklerine bayılıyorum" Çocuklardan Kayra Gökalp ise "Fotoğraf çekildim hepsini paylaşacağım internette. Çok güzel oldu. Uzak doğu ülkelerinin yemeklerine bayılıyorum. Çok yiyor ve seviyorum. İkinci sezonun sonu biraz saçma bitti. Orada kesmemeleri gerekti. 3’üncü sezon bu sene çıkacağı için heyecanlıyım. Çocuklardan Ceren Yüksel ise "Arkadan şarkı çaldı. Ben aşırı gerildim, biraz korktum. Sonra fotoğraf çekindik" dedi.