POLİTİKA - 01 Ekim 2020 Perşembe 14:20

MHP'li Yalçın: 'Türk milleti de, tarih de affetmeyecektir'

A
A
A
MHP'li Yalçın: 'Türk milleti de, tarih de affetmeyecektir'

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın: "MHP varken Türk milliyetçilerine başka hedef ve misyon biçmeye kalkanları Türk milleti de, tarih de affetmeyecektir”

MHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın, yaptığı açıklamada "Milli Düşüncesizlik Merkezi" adlı odağın son günlerde kendini “Türk milliyetçiliği davasının fikir mahfili” veya “kanaat önderleri çatısı” yerine koyarak çekim gücü oluşturma gayreti içine girdiğine şahit olunduğunu belirterek, “MHP’yi ve Ülkücü Hareket’i güçten düşürmek isteyen bu bölücü merkezin son dönemdeki rol çalma çabasının arkasında, zillet değirmenine dolap beygiri olup elde edilecek mahsulden pay kapma hesabı yatmaktadır. Milliyetçi-Ülkücü camiada ayrılıkçı faaliyetlerine hız verdiği gözden kaçmayan bu muzır ve bozguncu mahfil, Türk milliyetçiği davasının elde ettiği tarihî kazanımları ve topluma mal olma açısından aldığı mesafeyi yok farz ederek kitleleri ümitsizlik ve yeise sürükleme gayretindedir. Bu çıkar odağının amacı, milliyetçi camiayı derbeder, dağınık ve rehbersiz göstermeye çalışarak, Milliyetçi-Ülkücü Hareket ve MHP’nin üstlendiği misyonu liyakatle yerine getiremediği algısını yerleştirmektir. Burada saf tutanlar, başarabilirlerse kendilerini alternatif hareket olarak kabul ettirecekler, bir cazibe merkezi oluşturarak milliyetçi camiada ön almaya çalışacaklardır. Bu merkezi sevk ve idare edenlerin geçmişteki marifetlerine bakıldığında, hangi niyet ve tıynette oldukları daha net anlaşılacaktır. Adı geçen düşüncesizlik merkezinin başını çeken kişi, merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in sağlığında da tefrika çıkarmaya ve bir grup tilmiziyle birlikte MHP’yi ele geçirmeye çalışmış, ‘Türkeşsiz Türk milliyetçiliği’ senaryosunu sahneye koyanlarla birlikte hareket etmiştir. Başbuğumuzun ebediyete irtihalinden sonra ülkücü iradenin tecellisiyle bayrağı devralan Genel Başkanımız Devlet Bahçeli, buna rağmen kucaklayıcı ve kaynaştırıcı bir tavırla bahse konu kişiye MHP’nin kapılarını açmış, hatta partimizin ortak olduğu 57. hükümette görev almasını sağlamıştır. Buna karşılık aynı kişi, kendinde keramet vehmederek parti içinde fitne ve tefrika çıkarmaktan geri durmamıştır. Sadi Somuncuoğlu, Ahmet Bican Ercilasun ve İskender Öksüz gibi geçmişte tefrika, bozgunculuk ve dalaletleri tescillenenlerin, bugün yeniden kendilerine kanaat önderliği misyon biçmesi trajikomiktir. Milliyetçi-Ülkücü Hareket ile MHP’nin verdiği siyaset ve fikir mücadelesinde geçen 50 yılı aşkın sürede köprülerin altından çok sular akmıştır. MHP ve Ülkücü Hareketin verdiği kutlu mücadele sayesindedir ki Türk milliyetçiliği hem millet bekasının sigortası, hem kamu vicdanının müracaat mercii, hem de devlet politikalarının ilham kaynağı, itici gücü ve meşruiyet dayanağı hâline gelmiştir. MHP ve Ülkü Ocakları sayesindedir ki Türk milliyetçiliği ülküsü çoktan maşeri vicdana sinmiş, Türk toplumu ve devleti tarafından kabul görmüştür” ifadelerini kullandı.

MHP’nin Türk siyasi hayatında bir güneş gibi doğduktan sonra Türk milliyetçiliği ülküsünün yegâne siyasi temsilcisi olduğunu kaydeden Yalçın, “Türk milliyetçileri, aradıkları aksiyon, enerji ve temsil kabiliyetini MHP’de bulmuşlardır. Türk milliyetçilerini kolektif şuur etrafında birleştirmeyi başaran Ülkücü Hareketin kültürel ve sosyal anlamdaki temsilcisi hâlen Ülkü Ocakları, siyasi temsilcisi de MHP’dir. Ülkücü Hareket, Cumhuriyet nesillerinin Türklük şuuru kazanmasında ve toplumun milliyetçilik ülküsünü benimseyip içselleştirmesinde en büyük katkıyı veren ekoldür. Ülkücü Hareket, Türk’ün Kızılelma hedeflerine yürümesi için gereken fikir ve insan gücünü üreten temiz ve nurlu bir enerji kaynağıdır. Bu tarihî misyonun devamına dönük faaliyetleri hâlen diri ve dinamik surette yürüten MHP varken, Ülkücüler arasında dağınıklık ve görüş ayrılıkları olduğu iddiasını dillendirmek ve bu hususta toplumsal algı oluşturmak, densizlik ve hadsizliktir. Üç hilale ve bozkurda sevdalı milyonlarca seçmenden oluşan bir tabana, yüzbinlerce gençten meydana gelen Ülkücü bir gençlik kitlesine sahip bir siyasi hareketi görmezden gelmek, gaflet ve dalalettir. Kirli faaliyetlerine bilimsel araştırma süsü vererek Türk milliyetçiliği davasına sözde alternatif üretmeye kalkışmak düpedüz ihanettir. 12 Eylül'ün hemen arifesinde Suudi Arabistan’a giden İskender Öksüz orda ne yapmıştır? Türk milliyetçiliği fikir sistemini Arabistan’da mı geliştirmiştir? Kutsiyetini, verdiği binlerce şehitten alan ve milletin vicdanına sinen bir hareketi görmezden gelme ve onu küçük düşürme çabaları en hafif tabirle alçaklıktır. Evet, milliyetçi-Ülkücü camiada bazı ayrılıklar yaşanmıştır. Ancak bunlar fikir, inanç ve bağlılıkta ayrışmadan değil; aksine aidiyet hissi yokluğu, mensubiyet şuuru eksikliği, dünya nimeti hevesi, cehalet ve bozgunculuk yüzünden vuku bulmuştur. Ülkücü olmanın, kendini Ülkücü hissetmenin değerini hazmedemeyen, MHP’li olmanın şeref ve erdemini taşıyamayarak zaaflarına yenik düşen kimselerin girdiği yanlış yolu, Türk milliyetçileri için ayrılık ve dağınıklık gibi göstermek bühtandır. Bu gibiler kısa sürede marjinalleşmeye eğilimli, girdikleri her kabın şeklini almaya, geçici çıkar ve heveslerinin peşinde koşmaya müsait mahdut gruplardır ve hepsi de zamanla Türk milliyetçiliği davasıyla bağlarını kopararak karanlık ufuklara savrulmuşlardır. Bugün MHP’den ve Ülkü Ocaklarından ayrı baş çeken bazı minimal ve marjinal gruplar Ülkücü Hareketin mücadelesine omuz vermiyorsa, bunda Millî Düşüncesizlik Merkezi gibi bozguncu mahfillerde yuvalanarak fitne tohumu ekenlerin günahı ve vebali vardır” açıklamasını yaptı.

“Türk milliyetçiliği davasının Türkiye’deki en etkin ve güçlü temsilcisi konumundaki MHP ve Ülkücü Hareket sanki hiç yokmuş gibi kendi kendilerine gelin güvey olmaya, kendileri çalıp kendileri köçekçe oynamaya çabalayanlar, gülünç olmaktan öteye geçemez” diyen Yalçın, sözlerini şöyle noktaladı:

“Bu çirkin mahfilin zillete uşaklık etmesi, Türk milliyetçiliği fikrinin mehabetini ve Ülkücülerin saffetini istismar etmeye kalkışması, kararlılığımıza, davamıza ve duruşumuza asla zarar veremez. MHP ortadayken kendine Türk milliyetçiliği davasının temsilcisi veya kanaat önderi süsü veren bu nevi aymazların bir takım süslü isimlerle kurdukları bölücü çatılar, yıkılmaya mahkûmdur. MHP varken, Türk milliyetçilerine başka hedef ve misyon biçmeye kalkanları, onların gücünü tüketmeyi kendine görev bilenleri Türk milleti de tarih de affetmeyecektir. Milliyetçi-Ülkücü irade, onu parçalamaya çalışanları uzak mazide ve yakın geçmişte ezip geçmiştir. Fasık, facir ve bozguncuların akıbeti bundan böyle de değişmeyecektir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Vali Hatipoğlu: "Ampute olan yaralılarımız var ama yaralıların genel durumları iyi" Tokat Valisi Numan Hatiboğlu, el yapımı patlayıcı nedeniyle hastanede tedavileri devam eden 5’i jandarma görevlisi olmak üzere 7 kişiyi ziyaret etti. Kentteki hastanelerde tedavi altına alınan yaralıları ziyaret eden Vali Hatipoğlu gazetecilere açıklamalarda bulundu. Yaralılar hakkında bilgiler veren Tokat Valisi Numan Hatipoğlu, "Bölgede devriye ekibimize sözlü olarak ulaşan bir vatandaşımızın evinin önündeki sandıkla ilgili ihbarına devriyemiz kendisi gidiyor. Akabinde olay yerinde gerçekleşen patlamanın sonucunda 5 jandarma personelimiz ve 2 vatandaşımız yaralanıyor. Bunlardan hafif durumda olan iki vatandaşımız Erbaa Devlet Hastanesi’nde müşahede altında. 2 yaralımız Tokat Devlet Hastanesinde şu an tedavileri devam ediyor. Bir sivil vatandaşımız ve jandarma personelimizin durumları iyi. Ameliyatlı olan sivil vatandaşımız var. Yine jandarma personelimizin operasyonu da aynı şekilde devam ediyor. Diğer yandan 3 vatandaşımızın ikisi jandarma personeli, biri sivil vatandaşımız Tokat Gaziosmanpaşa Eğitim Araştırma Hastanesi’nde şu an itibariyle tedavileri devam ediyor. Bir vatandaşımızın jandarma personelimizin gözünde sıkıntımız var. Yine bir personelimiz diz kapağı altından ampute edildi. Bu arada olayla ilgili olarak gerekli araştırmayı, soruşturmayı, ekiplerimiz ivedi bir şekilde gerçekleştirdiler ve inşallah en kısa zamanda tüm failler olayın gerçekleştirenleri adaletin karşısında bulunacaklar. Gerekli cezaya çarptırılacaklar diye umut ediyoruz. Gözaltılar var. Şu an itibariyle çalışmalar devam ediyor" dedi. "Genel olarak durumları iyi" Ampute olan personellerin olduğunu söyleyen Vali Hatipoğlu, "Ameliyatta olan vatandaşlarımız var. Jandarma personelimiz var. Bunlardan ampute durumu olanlar var. Dolayısıyla da ama genel olarak durumları iyi" diye konuştu.
İzmir İzmir’de motosiklet belediye otobüsüne çarptı: 1 ölü, 1 ağır yaralı İzmir’in Balçova ilçesinde garaja girmekte olan belediye otobüsüne çarpan motosikletin sürücüsü olay yerinde hayatını kaybetti. Motosiklette yolcu konumunda bulunan kişi ise ağır yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Kaza saat 00.30 sıralarında Haydar Aliyev Bulvarı ESHOT garajı girişinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Balçova’dan Konak istikametine seyir halinde olan Muhammed Tevfik Sarı idaresindeki 35 BVE 287 plakalı motosiklet, ESHOT’a ait garaja girmeye çalışan 35 DA 740 plakalı belediye otobüsüne çarptı. Çarpmanın etkisiyle motosiklette bulunan Muhammed Tevfik Sarı ve Melih Ç., savrularak metrelerce sürüklendi. Kazayı görenlerin ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Balçova İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri ve trafik polisi yolda güvenlik önlemleri alırken, sağlık ekipleri yerde yatan 2 kişiye müdahale etti. Sağlık ekipleri tarafından yapılan kontrolde motosiklet sürücüsü Muhammed Tevfik Sarı’nın kaza yerinde hayatını kaybettiği belirlendi. Motosiklette yolcu konumunda bulunan Melih Ç. ise ağır yaralı olarak Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Melih Ç.’nin hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi. Meydana gelen kazada hayatını kaybeden Muhammed Tevfik Sarı’nın cenazesi yapılan incelemenin ardından İzmir Adli Tıp Kurumu Morgu’na kaldırılırken, otobüs sürücüsü ifadesi alınmak üzere emniyete götürüldü. Kazayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.