SAĞLIK - 29 Ocak 2022 Cumartesi 10:01

Mide baypass ameliyatı oldu, 177 kilodan 59 kiloya düştü

A
A
A
Mide baypass ameliyatı oldu, 177 kilodan 59 kiloya düştü

Almanya’da yaşayan 27 yaşındaki hemşire Şeyma Burcu Kayacık, Samsun’da olduğu gastrik bypass ameliyatı sonrasında 118 kilo vererek, 177 kilodan 59 kiloya düştü. Şeyma’nın kilo verdiğini gören ablası, erkek kardeşi ve annesi de Almanya’dan Samsun’a gelerek aynı doktora ameliyat oldu.

Aşırı kiloları nedeniyle sağlık sorunları yaşamaya başlayan Şeyma Burcu Kayacık, hem güzel bir dış görünüşe kavuşmak hem de sağlığını geri kazanmak için gastrik bypass ameliyatı olmaya karar verdi.

Almanya’da daha önceden kilolu olan bir tanıdığını gören ve nasıl zayıfladığını soran Kayacık, Medicana International Samsun Hastanesi’nde tedavi gördüğünü söyleyen tanıdığından operasyonu gerçekleştiren Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Kerim Güzel’in bilgilerini alarak Samsun’da gelerek ameliyat olmaya karar verdi.

177 kiloya kadar çıkan Şeyma Burcu Kayacık, ailesinin rızası olmamasına rağmen Samsun’da gastrik bypass ameliyatı oldu. Ameliyatın ardından sağlığına kavuşan ve 177 kilodan 59 kiloya düşen Kayacık’ı gören obezite hastası ablası, annesi ve erkek kardeşi de Almanya’dan Samsun’a gelerek gastrik bypass ameliyatı oldu.

Mide baypass ameliyatı oldu, 177 kilodan 59 kiloya düştü

“177 kilodan 59 kiloya kadar düştüm, çok mutlu ve huzurluyum”

Ameliyat sonrası 118 kilo veren Şeyma Burcu Kayacık, “2 sene önce 177 kilo ağırlığa ulaşmıştım. Almanya’da hemşireyim. İşte çalışırken nefes alma gibi sağlık problemleri yaşamaya başladım. Tanıdıklarım Samsun’da tedavi olabileceğimi söyledi. 2 sene önce ameliyat oldum ve 177 kilodan 59 kiloya kadar düştüm. Çok mutluyum ve huzurluyum. Ameliyat olmaya karar verdiğimde ailem çok karşı çıktı. Televizyonda gördüğü haberlerden dolayı ameliyat olmama olumsuz bakıyorlardı. Annemle beraber Samsun’a gelip ameliyat oldum. Benim kilo verdiğimi görünce ablam da buraya gelip ameliyat oldu. O da ameliyatın ardından 60 kilo verdi. İkimizin kilo verdiğini görünce annem ve abim de ameliyat olmaya geldi ve ameliyat oldu. Yani ailemden ben, ablam, annem ve erkek kardeşim Doç. Dr. Kerim Güzel tarafından tedavi edildik. Bu ameliyatı olmak isteyenlere tavsiyem, hiçbir şeyden korkmasınlar. Ameliyat sanıldığı kadar zor değil” dedi.

Anne Kayacık: “Şeyma’nın kilo verdiğini görünce önce Fatma sonra ben ve oğlum da ameliyat olduk”
Kızlarından görüp ameliyat olmaya karar veren Naziker Kayacık, “10 senedir diyabet hastasıyım. Kızım fazla kilolarından dolayı metabolik cerrahi operasyonu geçirmek istiyordu. Duyduğum kötü haberlerden dolayı ameliyat olmasına sıcak bakmıyordum. Sonrasında kızım Şeyma Samsun’da ameliyat oldu. Şeyma zayıflamaya başlayınca öbür kızım Fatma da zayıflamak için ameliyat olmak istedi. Dr. Kerim Güzel diğer kızımı da ameliyat etti. Diğer kızım da kilo verdi. Şeker hastası kilolu bir komşum vardı. Onun zayıfladığını gördüm. Samsun’da ameliyat olduğunu söyledi. Oğlum Resul ile birlikte Samsun’a gelerek bizler de gastrik bypass ameliyatı olmaya karar verdik. Ameliyat öncesi şekerim 500’e kadar çıkıyordu. Ameliyat sonrası şekerim 100’lere kadar düştü. Yapılan operasyonlardan çok memnunuz. Tüm hastane burada bizlerle çok ilgilendiler” diye konuştu.

Mide baypass ameliyatı oldu, 177 kilodan 59 kiloya düştü

Resul Kayacık: “Ablalarım zayıfladı, ben de 150 kilodan 80 kiloya düşmek istiyorum”

Ablalarının zayıfladığını gören ve kendisi de annesi ile birlikte zayıflamak için Samsun’a ameliyat olmaya gelen 150 kilo ağırlığındaki Resul Kayacık (22), “2 ablam Samsun’da mide baypass ameliyatı oldu. Ben de kaç senedir bu ameliyatı istiyordum ama bir yandan da korkuyordum. Ben de ablalarım gibi Samsun’da ameliyat oldum. Ameliyattan birkaç gün sonra hiç ağrım kalmadı. Şu anda 150 kilo ağırlığındayım. 2 ablam ve annem de benimle aynı ameliyatı oldular. Benim hedefim ameliyat sonrasında 80 kiloya kadar düşmek. Benden önce ameliyat olan ablalarımdan biri 118, biri de 60 kilo verdi. Ameliyat öncesi zor nefes alıyordum. Ameliyatın ardından nefes almam ve diğer sağlık sorunlarımda bariz bir iyileşme yaşandı” şeklinde konuştu.

“Şeyma’nın zayıfladığını görünce aynı aileden 3 kişiye daha gastrik bypass ameliyatı yaptık”

Cerrahide güven duygusunun esas alındığını ifade eden Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Kerim Güzel, “Kayacık ailesinde ilk ameliyata Şeyma ile başladık. Şeyma’nın aşırı kiloları vardı. Daha sonradan aynı aileden 3 kişiyi daha ameliyat etme fırsatımız oldu. Obezite bir halk sağlığı sorunu. Hareketsizlik, yeme alışkanlıklarındaki değişiklik ve yeme sektörünün değişimi nedeniyle obezite aldı başını gidiyor. Obezite aynı zamanda metabolik sendrom, hiper tansiyon, diyabet ve kanser demek. O yüzden mutlaka tedavi edilmesi gerekiyor. İlk olarak Şeyma’nın tedavisi ile işe başladık. Şeyma Kayacık tedavi için bize geldiğinde 177 kiloydu. Şeyma ameliyatın ardından 59 kiloya kadar düştü. Onun zayıfladığını gören anne ve 2 kardeşi de bize gelerek ameliyat oldular. Biz aileye gastrik bypass ameliyatı yaptık. Şeyma ve Fatma’nın başarılı ameliyat ve kilo vermelerinin ardından anne Naziker ve erkek kardeşleri Resul Kayacık’ı da mide bypass ameliyatı yaptık” ifadelerini kullandı.

Mide baypass ameliyatı oldu, 177 kilodan 59 kiloya düştü

Gastrik bypass ameliyatının korkulacak bir yanının olmadığına dikkat çeken Doç. Dr. Kerim Güzel, şunları söyledi:
“Ailede anne ya da babada obezite varsa çocuklarda obezite olma şansını 2 katına çıkartıyor. Yeme alışkanlığı ailede çocukken kazanılıyor. Ailede birinde obezite varsa diğerlerinde de obezite olma ihtimali çok yüksek. Her ameliyatta sonuç olarak risk vardır. İnsanlar ameliyat sözünü duyunca çekiniyorlar. Çevresinde ameliyat olmuş ve problem yaşamayan kişileri gördüklerinde daha kolay şekilde ameliyat oluyorlar. O yüzden empati yapmak lazım. Çoğu insan da aynı davranışı sergileyebilir. Obezitede ilk seçeneğin cerrahi operasyon olmadığını çok iyi bilmek gerekiyor. Biz Kayacık ailesinde mevcut tedavilerde diyet ve egzersiz programına uysak da kilo veremedik. Sağlık problemleri oluşmaya başlayınca da cerrahi işlem yaptık. Cerrahi işlem bizi obezite ve obezitenin yol açacağı diğer hastalıklardan korudu. O yüzden cerrahiden çok fazla korkmasınlar. Bu ameliyatlarda merkezin, ekibin ve cerrahın deneyimi çok önemlidir. Bu ameliyatlarda sıkıntı çıkma oranı binde 3 ile yüzde 1 arasında değişen küçük bir riske sahip. Yeter ki deneyimli merkezler ve komplike merkezlerde bu ameliyatlar olunsun.”
Şeyma Kayacık’ın 118 kilo verdiğini gören ablası Fatma Kayacık’ta 129 kiloyken olduğu ameliyatın ardından 64 kilo birden vererek, 65 kiloya kadar düştü. Resul Kayacık, 150 kilodan 80 kiloya kadar düşmeyi hedeflerken, anne Naziker Kayacık da 99 kilodan 65 kiloya düşmeyi hedefliyor.

Erdi Demür
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Düzce Üniversitesi’nin ilk akredite bölümü DÜZCE(İHA) – Düzce Üniversitesinin ilk akredite bölümü Peyzaj Mimarlığı değer üretmeye ve değer katmaya devam ediyor. Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Engin Eroğlu, Dünya Peyzaj Mimarlığı Ayı ve Ulusal Peyzaj Mimarlığı Gününde önemli açıklamalarda bulundu. Peyzaj Mimarlarının, ekolojik sürdürülebilirliği, peyzajların kalitesini ve işleyişini sağlamak, kolektif hafızayı, mirası ve kültürü canlı tutmak için estetik ve bilimsel ilkeleri uygulayarak, doğal, kırsal ve kentsel çevreleri planlandıklarını, tasarladıklarını ve yönettiklerini belirten Eroğlu, “Peyzaj Mimarları, diğer disiplinleri yönlendirerek, koordine ederek, iklim değişikliği ve ekosistemlerin istikrarı, sosyo-ekonomik iyileştirmeler, toplum sağlığı, refahı ile ilgili uyum ve azaltma gibi doğal ve kültürel ekosistemler arasındaki ilişkileri planlarlar ve yönetirler” ifadelerini kullandı. Peyzajı farklı ekosistemlerin birleşiminden oluşan bir mozaik şeklinde nitelendiren Eroğlu, “Bu mozaikte insan ve doğa arasındaki etkileşimlerin dengeli bir şekilde yönetilmesinde Peyzaj Mimarlarına ihtiyaç bulunmaktadır. 1968 yılında Peyzaj Mimarlığı eğitiminin ülkemizde başlamasının 56. yılı, Peyzaj Mimarlığı Bölümü’nün Düzce’de eğitime başlamasının 30. yılında, Düzce Üniversitesi’nin ilk akredite olmuş bölümü olarak ilimizde, bölgemizde ve ülkemizde değer üretmeye ve değer katmaya devam ediyoruz” dedi.
Tokat Tırın önünde metrelerce sürüklenip burunları bile kanamadan kurtuldular Emniyet Müdürlüğü Kent Güvenlik Yönetim Sistemi (KGYS) kameralarınca Mart 2024 tarihinde Tokat’ta meydana gelen kazalar paylaşıldı. Kaydedilen görüntülerde bir otomobil tırın önünde metrelerce sürüklendi. Araç içerisinde bulunanlar şans eseri burunları bile kanamadan kurtuldular. Türkiye’nin birçok ilinde farklı tarihlerde meydana gelen trafik kazalarının görüntüleri, Emniyet Müdürlüğü Kent Güvenlik Yönetim Sistemi (KGYS) kameralarınca kaydedildi. Tokat’ta şubat ayında meydana gelen 4 ayrı kaza da kameralar tarafından an be an kaydedildi. Emniyet Genel Müdürlüğü, 2024 yılının Mart ayında Kent Güvenlik Yönetim Sistemi (KGYS) kameralarının kaydettiği farklı illerdeki trafik kazalarının görüntülerini paylaştı. Paylaşılan görüntülerde Tokat’ta 4 ayrı kaza kameralara yansıdı. Dikkatsizlik ve geçiş üstünlüğüne dikkat etmeyen sürücüler kazalara neden oldu. “Metrelerce sürüklendi” İlk görüntüde Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi önündeki caddede meydana geldi. Görüntüde bir otomobil aynı yönde ilerleyen tırın sıkıştırması ile yan döndü ve metrelerce sürüklendi. Kazada şans eseri otomobilde bulunanlar yara almadan kurtuldu. “Otobüs hızını alamadı” İkinci görüntüde ise şehir içi Özel Halk otobüsü durmayarak kırmızı ışıkta duran arabalara arkadan çarptı. Kaza nedeniyle araçlarda maddi hasar meydana geldi. “Yine kavşak yine kaza” Paylaşılan diğer iki kaza da şehirdeki farklı kavşaklarda meydana geldi. Geçiş üstünlüğüne dikkat etmeyen araçlar çarpıştı. Çarpmanın etkisiyle araçlarda maddi hasar meydana geldi.
Sivas 58 yıldır gerçek kimliğini arıyor Sivas’ta yaşayan 58 yaşındaki Raziye Şimşek, doğduğu günden bu yana gerçek kimliğine kavuşamadı. Hikâyesiyle filmlere konu olacak olayın aydınlatılması için Şimşek’in biyolojik babasının mezarı açılarak DNA örneği alındı. Sivas kent merkezinde yaşayan Raziye Şimşek, 1 yaşında annesini kaybettikten sonra yaşadığı dramatik hayat hikâyesiyle duyanları derinden etkiliyor. Şimşek, annesinin vefatının ardından babası tarafından 1 yaşındayken yurda verildi. İddiaya göre, o dönemdeki yurt müdürü Şimşek’i kaydettirmeden resmi olmayan şekilde bir aileye verdi. Bu aile de sahte kayıtlarla Şimşek’i öz çocuklarıymış gibi nüfusa kaydettirdi. Şimşek, evlendikten sonra evlat edinen aile tarafından reddedilerek evlatlıktan düşürüldü. Evlat edinen ailenin çıkarttığı kimlik kartı numarası ve kendisinin mecburiyetten çıkarttığı kimlik kartı numarası bulunan Şimşek, bu nedenle resmi bir kimliğe sahip olmadığı için devlet kurumlarına gittiğinde kimlik eksikliği nedeniyle birçok sorunlarla karşılaşıyor. “Ölünce mezarıma yazılacak bir baba adım yok” Yaklaşık 3 yıldır bu durumun çözümü için mücadele eden Şimşek, “Ben bir yaşımdayken annem vefat etti. Bana bakan olmadığı için beni yurdun kapısının önüne bırakıyorlar. O dönemin yurt müdürü beni el altından yurda kaydetmeksizin beni büyüten aileye veriyor. Onlarda sahte kayıtla beni kendilerinin üzerine geçiriyorlar. 18, 19 yaşına gelip evlendiğimde beni üzerlerinden düşürüyorlar. Bunlarda olmadığı için benim bir kimliğim yok. Hiç bir resmi kurumlarda kaydım yok. Ölünce mezarıma yazılacak bir baba adım dahi yok. Bunun zorluğunu hep yaşıyorum. Benim ablalarım bütün aile fertlerim beni kabul ediyor ama daha büyük aile bireylerimiz olmadığı için Hâkim Bey DNA testine karar verdi. 2,5 yıldır çok büyük zorluklarla uğraşıyorum. Hem maddi hem de manevi sıkıntılar yaşıyorum. Sürekli mahkemelere gidip geliyorum. Yaşadığım şeyleri tekrar tekrar yaşıyorum” dedi. Resmiyette gözükmüyor, iki farklı kimlik numarası bulunuyor Adına iki farklı kimlik numarası olduğunu ifade eden Şimşek, “Geçmiş yakamı bırakmıyor ki rahat edeyim. 1965 yılından bu yana bu hayatı yaşıyorum ama hiçbir yerde resmiyette görünmüyorum. Şuanda benim adıma iki farklı TC kimlik numarası var. Birisi onların üzerine diğeri de benim şuan mecburiyetten kullandığım sahte TC kimlik kartı numarası. Devlet kurumlarına gittiğim zaman ‘kayıtlarda böyle birisi yok’ diyorlar. ‘Sadece baba adı var alt soy üst soy yok’ diyorlar. Hastanelere falan gittiğimde eşimin üzerine muayene olduğum için pek sorun yaşamadım ama yine de ben bu durumdan da rahatsız oluyorum. Her zaman elim yüreğimde. İnşallah son mahkeme olur, bu konudan dolayı hem maddi hem manevi çok yoruldum. 58 yaşındayım 25 yıl olmuştu ben unutalı. Ama ben 2,5 yıldır bu durumu mahkeme kapısında tekrar tekrar yaşıyorum, geçmiş yakamı bırakmıyor” şeklinde konuştu.
Rize Doğu Karadeniz’de 2024 yılı yaş çay sezonu açıldı Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (ÇAYKUR) tarafından Doğu Karadeniz’de 2024 yılı yaş çay sezonu açıldı. Çay alım sezonunun açılması ile birlikte çay üreticileri de çay bahçelerine girerek çaylarını toplamaya başladı. 2024 yılının yaş çay sezonu için çay müstahsilleri, ÇAYKUR’a çay satabilmek için çaylık arazilerinde budama işlemi yaparak bakımlara başladı. Çay budamalarının hemen ardından üreticiler tarafından arazilerde gübreleme işlemi gerçekleştirilirken, yaş çay kampanyası için üreticiler hazırlıklarını tamamladı. Hazırlıklarını tamamlayan üreticiler bugün sabah saatlerinde çay bahçelerine girerek çay hasadına başladı. Çay müstahsili şimdi ise yaş çay taban fiyatının açıklanmasını bekliyor. “Kontenjan uygulaması olacağını düşünerek çaya girmeye başladık” Kontenjan uygulaması yapılabileceğinden erkenden çaylarını satmak istediklerini ifade eden Rizeli çay üreticilerinden Hüseyin Can Şişman, “Biz sezonun iyi olmasını bekliyoruz. Çay satmakta zorlanmamak için önceden çaya başladık. Kontenjan uygulaması olacağını düşünerek çaya girmeye başladık. Çayda kontenjan uygulaması olabileceğinden ötürü çayımızı daha rahat satabilmek için erkenden kesmeye başladık. Çayın 20 liradan aşağı olmaması lazım. Heyecanla devlet büyüklerimizden çayımıza iyi bir fiyat vermesini bekliyoruz” şeklinde konuştu. Çay sezonunun güzel geçeceğine vurgu yapan Emirhan Şişman ise “Her yılın hasadı gibi bu yılda çok iyi. Ben Kırklareli’nde üniversite okuyordum. Çay zamanı geldi. Bizim de buraya gelmemiz gerekti. Birinci sürümde bizde burada bulunuyoruz. Ne kadar alımlar geç başlarsa o kadar yoğunluk olur. Erken başlarsa yoğunluk olmaz. Eski yıllara göre topladığımız çay oranı düşük. Ailecek topladığımız için sohbet eşliğinde güzel geçeceğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı. “Bu seneki çay sezonu şenlik içerisinde geçeceğine inanıyorum” Çaylarını işçi almadan kendilerinin topladıklarını belirten Nurcan Şişman ise “Yeni sezon herkese hayırlı ve uğurlu olsun. Yaş çay fiyatını sabırsızlıkla bekliyoruz. Kalite olarak çay iyi. 5-6 kişi toplanıyoruz. Birbirimize çay topluyoruz. Biz işçi almıyoruz. Çayımızı kendimiz topluyoruz. Birbirimizin işini görmüş oluyoruz. Bu seneki çay sezonu şenlik içerisinde geçeceğine inanıyorum. Biz hepimiz komşuyuz. Birlik içerisinde çayı topluyoruz” dedi.