EKONOMİ - 19 Ocak 2019 Cumartesi 10:38

Gram altın 300 lirayı aştı

A
A
A
Gram altın 300 lirayı aştı

Jeopolitik riskler çerçevesinde altın fiyatları hızla artışını sürdürüyor. İç piyasada gram altın 300 lirayı aştı, çeyrek altın ise 495 liradan alıcı buluyor.

ABD ile İran arasındaki ciddi gerilimler altın piyasasını da yukarı yönlü baskılıyor. Altın fiyatları geçtiğimiz haftadan itibaren yükseliş hareketini sürdürüyor. Spot piyasada altının ons fiyato yüzde 1,59’luk artışla bin 576 dolar oldu. İç piyasada ise gram altın 301 liraya ulaşırken, çeyrek altın 495 liradan satılıyor.

Güncel altın fiyatları:

24 ayar gram altının satış fiyatı 301 lira olurken, çeyrek altın 495 lira, yarım altın 991 lira, tam altın 1943 lira, Cumhuriyet altını 1999 liradan satılıyor.

Uğur Çetin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bilal Erdoğan’dan "Filistin yürüyüşü" çağrısı: "Bir ’İnsanlık İttifakı’na her zamankinden daha çok ihtiyacımız var" İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan ve TÜGVA Başkanı İbrahim Beşinci, 1 Ocak 2026 tarihinde Galata Köprüsü’nde gerçekleştirilecek Filistin’e destek yürüyüşü için vatandaşlara buluşma çağrısında bulundu. İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan açıklamasında, "Bu mesele, bir siyaset meselesi değil. Mesele siyaset üstü, insanlık vicdanını ilgilendiren bir mesele. Bu yüzden bir ’İnsanlık İttifakı’na her zamankinden daha çok ihtiyacımız var" dedi. Milli İrade Platformu tarafından, 1 Ocak’ta Galata Köprüsü’nde gerçekleştirilecek Gazze’ye destek gösterisine ilişkin Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenlendi. "Sinmiyoruz, Susmuyoruz, Filistin’i Unutmuyoruz" ve "Şehitlerimize rahmet, Filistin’e destek" sloganlarıyla 1 Ocak saat 08.30’da yapılacak yürüyüş için ortak çağrı yapıldı. Toplantıya TÜGVA Genel Başkanı İbrahim Beşinci, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan’ın yanı sıra Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Beşiktaş Başkanı Serdal Adalı, Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan, Fenerbahçe yönetim kurulu üyesi Ertan Torunoğulları ile çok sayıda sivil toplum kuruluşunun temsilcisi katıldı. "Bir ’İnsanlık İttifakı’na’ her zamankinden daha çok ihtiyacımız var" Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan meselenin siyaset üstü olduğunu belirterek, "Bunun bir soykırım olduğunu nice kuruluşlar, çeşitli bağımsız mahkemeler söylediler. Hatta İsrail’in kendi insan hakları örgütleri dahi Filistin’de gerçekleşenin bir soykırım olduğunu şüpheye yer bırakmayacak şekilde söyledi. Dolayısıyla bu mesele, bir siyaset meselesi değil. Mesele siyaset üstü, insanlık vicdanını ilgilendiren bir mesele. Bu yüzden bir "İnsanlık İttifakı’na" her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Bu soykırımın arkasındaki İsrail Nazizm’inin yeniden hortlamaması için şu anda bir ateşkes dönemindeyiz ama bu ateşkes gerçek bir ateşkes olmadı. Gazze’de gerçek bir ateşkes olmadığı gibi Batı Şeria’daki sivillere yönelik saldırılar da hiçbir zaman olmadığı kadar artmış durumda. Bunu da bütün uluslararası kuruluşlar yerinde tespit ediyorlar. Onun için bu İsrail Nazizm’inin hortlamaması için ve bu bölgede gerçek bir barışın tesis edilmesi için, suçlunun sorumlu tutulması, bunun da savaş tazminatı ödemeye İsrail’in mahkum edilmesiyle ancak mümkün olacağını düşünüyoruz. Gazze’nin yeniden inşasının bu işin kabahatlisi konumunda olan ve bu soykırımı gerçekleştiren İsrail Nazizm’ine yaptırılmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. Hızlı bir şekilde bu bölgede iki devletli çözümün hayata geçirilmesiyle ilgili de uluslararası toplumun hareket etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Biz Cumhurbaşkanımızın bu konudaki samimi gayretine, güçlü liderliğine çok değer veriyoruz. Gerçekten bütün İslam ülkeleri bu liderlik etrafında, bu duruş etrafında keşke durabilseydi bugüne kadar diye değerlendiriyoruz. Yine ben bütün katılan sivil toplum kuruluşlarımıza, bütün medya kuruluşlarımıza teşekkür ediyorum. 1 Ocak sabahı dünyaya yeniden güçlü bir ses vermek için Galata Köprüsü’nde buluşmak üzere diyorum" şeklinde konuştu. "Gazze barış planının ilk aşaması, fiilen asla uygulanamadı" TÜGVA Genel Başkanı İbrahim Beşinci ise, "Bu vatan topraklarını canı pahasına koruyan aziz şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum. Hürriyet mücadelesi veren cesur Filistin halkını ve mazlum coğrafyaları tüm benliğimle selamlıyorum. Bugün, burada 400’e yakın sivil toplum kuruluşumuz ile Milli İrade Platformu ve İnsanlık İttifakı olarak; tarihe üçüncü kez not düşmek üzere toplandık. Filistin’de devam eden sistematik zulme karşı sessiz kalmayı, çifte standartlı açıklamaları, geciktirilen kınamaları, sessizliği, kayıtsızlığı, reddettiğimizi duyurmak üzere toplandık. 7 Ekim’den bu yana; yani 27 aydır Gazze’de yaşananlar, bütün dünyanın gözü önünde bir halkın adım adım, yavaşlatılmış bir şekilde yok edilme projesidir. O günden bugüne Gazze topraklarına; 210 bin ton bomba atıldı. 70 bin kişiyi aşkın şehit, 200 bin kişi yaralı düştü. 2 bin 600 ailenin tamamı nüfustan silindi. 5 bin aileden geriye sadece 1 kişi kaldı. 45 bine yakın Filistinli sakat kaldı. 20 binden fazla Filistinli gözaltına alındı. 12 bin Filistinli keyfi olarak tutuklandı. Konutların yüzde 92’si yıkıldı. Okulların yüzde 95’i bombalandı. Şehrin tamamının yüzde 87’si hasar gördü. Kağıt üzerinde imzalanan sözde ateşkes başladı. Sözde diyoruz çünkü ateşkes hala sürerken bile Gazze topraklarında ölüm, bir an bile durmadı, durmuyor. Sadece bu ateşkes sürecinde; 500’e yakın sivil vatandaş öldürüldü. Tıbbi tahliye bekleyen bin 92 hasta hayatını kaybetti. İnsanların yaşam alanları 413 kez bombalandı. Gazze şeridine girmesi gereken yaklaşık 42 bin yardım tırı yerine yalnızca 14 bin yardım tırı girebildi. Temel insani haklara erişimi konuşmuyoruz bile. Aslında 20 maddelik Gazze barış planının ilk aşaması, fiilen asla uygulanamadı. Çünkü görüyoruz ki katil İsrail bu süreçte; ölümü durdurmadı, yıkımı durdurmadı, kuşatmayı durdurmadı. Ve tüm bunlar yaşanırken soykırımcı, katil Netanyahu ve savaş suçluları hala bağımsız ve adil bir mahkeme önünde yargılanmadı. Sekiz aylık bir bebek, soğuktan çadırında donarak ölüyorsa hangi sistemden hangi insaniyetten hangi adaletten bahsedebiliriz. Bir tencere pilav binlerce kişiye paylaştırılmaya çalışılıyorsa hangi hakkaniyetten bahsedebiliriz. Hiçbir gerekçe olmadan binlerce insan üstleri başları soyularak tutuklanıyor ve türlerce işkenceye maruz bırakılıyorsa hangi hürriyetten bahsedebiliriz. Bunlar ve daha fazlası yaşanırken tamamına seyirci kalan hangi dünya düzeninden, hangi kurum ve kavramdan bahsedebiliriz" dedi. "Bizler adaletin temsilcisi, vicdanların sesi olmalıyız" Dünya barışının, Batı’nın kukla liderlerinin insafına, hırsına, çıkarına ve kaprislerine terk edilmemesi gerektiğini söyleyen Beşinci, "Merhametini yitirmiş bir çağda bizler adaletin temsilcisi, vicdanların sesi olmalıyız. Tam da bu yüzden; Galata Köprüsü, mazlumun feryadını ümmetin vicdanına taşıyan bir şahitlik çizgisine dönüşüyor. Farklı şehirlerden, farklı dillerden, farklı hayatlardan katılanlara, tarihin önünde kurulmuş bir vicdan kürsüsü oluyor. Bu bir etkinlik ilanı değil; bir şahitlik çağrısıdır. Galata köprüsü, iki yakayı bağlayan bir geçit değil; bir vicdan çizgisidir. O çizgide durmak ’tarafsızlık’ değil; insan olabilmek, insan kalabilmektir. Orada yürümek, kalabalık olmak değil; tarihe ’Buradayım’ diye not düşmektir. Başkaldırmaktır. Dünyaya 5’ten büyük olduğunu göstermek demektir. 1 Ocak 2026 sabahı saat 08.30 da ’Unutmayız’ demekle yetinmediğimizi; unutmadığımızı ve unutturmayacağımızı göstermek için Galata Köprüsü’ne gelin. Anneler, Babalar, Gençler. Suskunluğun duvarını yıkmaya, alışkanlığın zincirini kırmaya; Vicdanın merhametin temsilcisi olmaya gelin. Vakıflar, dernekler, cemiyetler, camialar. Kınama cümlelerinin ötesine geçin; sahaya, sokağa, şahitliğe gelin. Basın mensupları, fenomenler, sanatçılar. Bir manşet değil, bir hakikat taşıyın; mazlumun sesini satır satır dünyaya duyurmaya, tarihe vicdan kaydı düşmeye gelin. Gelin ki yeni yılın ilk mesajını tüm dünyaya hep beraber verelim. Sinmediğimizi, susmadığımızı, Filistin’i, unutmadığımızı, tüm dünyaya hep beraber gösterelim" şeklinde konuştu. 4 büyük kulüpten ortak çağrı Toplantıda konuşan Galatasaray Başkanı Dursun Özbek ise "Filistin’de yaşananların, Filistin’deki zulmün dünyaya duyurulmasında çok büyük destek olacak, bir etkinlik için buradayız. Galatasaray Spor Kulübü olarak Filistin’de yaşananların başladığı birinci gününden itibaren kulüp olarak hassasiyetimizi stattaki etkinlikte göstermiştik. Burada yaşanan insanlık dramına Galatasaray Spor Kulübü olarak duyarsız kalmamız mümkün değil. Temsil ettiğimiz kurumlar olarak da biz de Sayın Cumhurbaşkanımızın bu yöndeki çalışmalarına destek vermek zorundayız" dedi. Beşiktaş Başkanı Serdar Adalı ise, "Bu zulmün Filistin’deki soykırımın başladığı ilk günden itibaren gerek kulüp olarak gerek taraftar grubu olarak gerek derneklerimiz olarak bu konuda elimizden ne geliyorsa yapmaya çalıştık. Bundan sonrada yapmaya devam edeceğiz. Maalesef bu ateşkes sözcüğünün çok açık şekilde yerine gelmediğinin farkındayız. Bunu gündemde tutmamız lazım. Taze tutmamız lazım ve mücadeleye devam etmemiz lazım" diye konuştu. Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan, "Bu gerçek anlamda bir insanlık suçudur, yıllardır süren katliam var, dünyanın hiçbir yerinde örneği yok. Bir şekilde bu insanlık suçunun bu çağda durdurulması gerekiyor, herkesin bu tepkiyi ufağına büyüğüne bakmadan vermesi gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu. Fenerbahçe Yönetim Kurulu üyesi Ertan Torunoğulları ise, "Sayın Cumhurbaşkanımızın ve devletimizin bu konuda yapacağı bütün etkinliklerde camia olarak yanlarında olacağız. Bizler camiamız, diğer camialar hep birlikte 1 Ocak’ta dünyaya da güzel bir resim vererek gündeme getireceğiz" dedi.
Hakkari Şemdinli’de 24 sınıflı okul ile aile sağlığı merkezi açıldı Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde yapımı tamamlanan 24 sınıflı Cumhuriyet İlk ve Ortaokulu ile aile sağlığı merkezi törenle hizmete açıldı. Şemdinli ilçesinde yapımı tamamlanan Cumhuriyet İlk ve Ortaokulu’nun yeni hizmet binası, düzenlenen törenle hizmete açıldı. 5 katlı ve 24 sınıflı okulun açılışında konuşan Hakkâri Valisi Ali Çelik, eğitimin bir ülkenin geleceği açısından taşıdığı öneme dikkat çekerek. "Eğitim meselesi, bir ulusun yarınlara güvenle bakabilmesi için en hayati meseledir. Öğrenci ve öğretmenlerimizin en iyi fiziki şartlarda eğitim faaliyetlerini sürdürebilmeleri, sosyal, kültürel ve sportif etkinlikler gerçekleştirebilecekleri mekânlara kavuşmaları için ilimiz genelinde çalışmalarımız kararlılıkla devam ediyor" dedi. Türkiye’nin son yıllarda eğitim alanında büyük bir dönüşüm yaşadığını vurgulayan Vali Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde hayata geçirilen eğitim yatırımlarının meyvelerini verdiğini belirterek, "İlimizde en büyük yatırım, insana yapılan yatırımdır anlayışıyla hareket ediyoruz. Bu modern eğitim yapıları sayesinde çocuklarımız daha nitelikli ortamlarda eğitim alırken, öğretmenlerimiz de öğrencileriyle daha verimli mekânlarda buluşma imkânı buluyor" diye konuştu. Hakkâri’de son 15 yılda yapılan eğitim yatırımlarına dikkat çeken Vali Çelik, özellikle son üç yılda inşa edilen yeni okul binalarıyla birlikte sınıf mevcutlarının 22 seviyesine düştüğünü ifade etti. Bu gelişmenin eğitim kalitesine doğrudan katkı sunduğunu belirten Vali Çelik, Milli Eğitim Bakanlığına teşekkür etti. Açılışın ardından okul binasını gezen Vali Çelik, sınıfları ziyaret ederek öğrencilerle hedefleri üzerine sohbet etti, öğretmenler odasında ise eğitimcilerle bir araya geldi. Vali Çelik, daha sonra beraberindekilerle yapımı tamamlanan Moda Aile Sağlığı Merkezi’nin açılışına katıldı.
Muğla Eseriyle 19 ülke arasından seçildi, barışın renkleri Muğla’dan yükseldi Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin 2024 yılında üyesi olduğu Mayors for Peace (Barış için Belediye Başkanları) tarafından düzenlenen 2025 Çocuk Resim Yarışması’nda Muğlalı Elif Kayra Taşkaya ’Mayors for Peace Genel Sekreteri Ödülü’nü kazandı. Dünya’nın barış üzerine çalışan en büyük kurumlarından biri olan, 2024 yılında Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin üyesi olduğu ve aktif şekilde çalışmalarına katkı sağladığı Mayors for Peace" Barış için Belediye Başkanları ağı 2025 yılında Çocuk Resim Yarışması düzenledi. Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından duyurusu yapılan "Peaceful Towns" 2025 Çocuk Resim Yarışması’na Muğla’dan Elif Kayra Taşkaya katıldı ve uluslararası jüri tarafından yapılan değerlendirme sonucunda yarışmanın en prestijli, özel ödüllerinden biri olan "Mayors for Peace Genel Sekreteri Ödülü"ne layık görüldü. Yarışmaya 19 ülke, 153 şehir 8 bin 79 eserle katıldı. Elif Kayra Taşkaya’nın eseri 8 bin 79 eser arasından seçilerek önemli bir başarıya imza attı. Mayors for Peace üyesi şehirler tarafından yürütülen yarışmada en önemli ödüllerden birini alan Elif Kayra Taşkaya ödül alan eseri ile ilgili "Okyanuslarla çevrili Japonya’nın turuncu balıkları, ormanlarla çevrili Muğla’nın simgesi hâline gelmiş bacaların kardeşleridir. Balıklar özgürlüğe doğru yüzerken, kollarımdaki saf güvercinlerle barışa olan inancımı göstermek istedim. Sevgi, barış ve dostluk adına bu dileğin dünyadaki tüm ülkelerde gerçekleşeceğine inanıyorum" dedi. Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras dünyanın her coğrafyasında barışın yaşanması için mücadele eden Barış için Belediye Başkanları ağının önemli çalışmalara imza attığını söyledi ve bu ağın düzenlediği resim yarışmasında ödül alan Muğlalı Elif Kayra Taşkaya’yı tebrik etti. Başkan Aras; "Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ’Yurtta Barış Dünya’da Barış’ sözünü şiar edinen bizler 2024 yılında Mayors for Peace (Barış için Belediye Başkanları) ağına üye olduk. Bu ağın dünya genelinde barış için yaptığı çalışmalara aktif katılıyoruz. Barış için Belediye Başkanları Ağı 2025 yılında ’Peaceful Towns’ Çocuk Resim Yarışması düzenledi. Bu yarışmaya Muğla’mızdan Elif Kayra Taşkaya çok anlamlı bir resimle katılarak ’Mayors for Peace Genel Sekreteri Ödülü’nü kazandı. Muğlalı evladımızın çizgileri ile barışı resmetmesi, Muğla’nın bacaları ile Japonya’nın turuncu balıklarının kardeş olduğunu beyaz güvercinlerin kanatları altında anlatması geleceğimiz çocukların ne kadar güçlü, pozitif, yapıcı düşüncelere sahip olduğunu gösteriyor. Elif Kayra Taşkaya bizleri hem gururlandırdı hem de çok mutlu etti. Tertemiz düşünceleri, kıtaları barış ve sevgiyle birleştiren resmi için evladımızı bir kez daha kutluyorum. Sevgi ve mutluluğun hakim olduğu, yurtta ve dünyada barış için her platformda elimizden gelen çabayı göstermeye devam edeceğiz" dedi.
Kastamonu Kastamonu Üniversitesi, 2000 yılından sonra kurulan devlet üniversiteleri arasında Türkiye ikincisi Yükseköğretim Kurulu tarafından hazırlanan Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu’nda Kastamonu Üniversitesi, 2000 yılı sonrası kurulan üniversiteler arasında Türkiye’de ikinci, Karadeniz Bölgesi’nde birinci oldu. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından hazırlanan Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025 yayımlandı. Raporda yer alan göstergeler doğrultusunda Kastamonu Üniversitesi, 12 farklı alanda Türkiye genelinde ilk 20 üniversite arasında yer alırken, 2000 yılından sonra kurulan 74 devlet üniversitesi arasında Türkiye genelinde 2. sırada yer alma başarısı gösterdi. Bu sıralamada ilk sırada İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa yer aldı. Rapora göre Kastamonu Üniversitesi, Karadeniz Bölgesi’nde 2000 yılından sonra kurulan devlet üniversiteleri arasında 1. sırada yer alarak, bölge üniversiteleri arasında ilk 20’de en fazla göstergede yer alan üniversite olarak öne çıktı. 12 göstergede Türkiye ilk 20’de yer aldı YÖK tarafından, eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme, uluslararasılaşma, sürdürülebilirlik ile topluma hizmet ve sosyal sorumluluk başlıkları altında değerlendirilen raporda Kastamonu Üniversitesi, öğrencilerin yaptığı endüstriyel/sektörel projelerin sayısı, Teknokent/TTO projelerine katılan öğrenci sayısı, yarışmalarda alınan ödül sayısı, TÜBİTAK tarafından sağlanan ulusal ve uluslararası proje ve destek sayısı, sanayi ile ortak yürütülen ulusal Ar-Ge projeleri, uluslararası değişim programları kapsamında gelen öğretim elemanı sayısı, sosyal sorumluluk projeleri, Engelsiz Üniversite Ödülleri, dezavantajlı gruplara yönelik faaliyetler, erişilebilirlik envanteri gibi 12 farklı göstergede Türkiye genelinde ilk 20 üniversite arasında yer aldı. Kastamonu Üniversitesi, öğrenciler tarafından yürütülen sosyal sorumluluk projeleri sayısında Türkiye 10’uncusu, üniversite tarafından yürütülen projelerde ise 16’ncı sırada yer aldı. Engelsiz Üniversite Ödülleri göstergesinde 44 ödül ile Türkiye 3’üncüsü oldu. Ar-Ge ve TÜBİTAK desteklerinde Türkiye ilk 10’da Araştırma-geliştirme alanında sanayi-üniversite iş birliğini merkeze alan çalışmalarıyla dikkat çeken Kastamonu Üniversitesi, sanayi ile ortak yürütülen ulusal Ar-Ge projeleri sayısında Türkiye 9’uncusu oldu. TÜBİTAK tarafından sağlanan ulusal ve uluslararası proje ve destek sayısında ise 465 destek ile Türkiye genelinde 7’inci sırada yer aldı. Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, YÖK İzleme ve Değerlendirme Raporu’na ilişkin değerlendirmesinde, Kastamonu Üniversitesi’nin 2000 yılından sonra kurulan devlet üniversiteleri arasında Türkiye ikincisi, Karadeniz Bölgesi’nde ise birinci olmasından duyduğu memnuniyeti ifade etti. Rektör Topal, bu başarının ortaya çıkmasında emeği geçen öğrencilere, akademisyenlere ve idari personele teşekkür ederek, eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme, topluma hizmet ve uluslararasılaşma alanlarında yürütülen çalışmaların rapor göstergeleri doğrultusunda kararlılıkla sürdürüleceğini belirtti.