SAĞLIK - 04 Kasım 2011 Cuma 15:23

Minik Ece Lösemiyi yendi

A
A
A
Minik Ece Lösemiyi yendi

Antalya'da yaşayan Mehmet- Saadet Atalay çiftinin sekiz yaşındaki kızları Ece Ayşe Atalay, iki yıllık lösemi tedavisinin ardından sağlığına kavuştu.

İSA AKAR-İSMET ERSOY
ANTALYA

Mehmet Atalay, 8 yaşındaki kızları Ayşe Ece'nin iki yıl önce aniden rahatsızlandığını, kilo kaybettiğini ve ateşinin yükseldiğini anlatarak, kızlarını götürdükleri Atatürk Devlet Hastanesi'nde yapılan tetkikler sonunda Akut Myeloid Lösemi (AML) olduğunu öğrendiklerini söyledi. Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ne sevk edilen Ayşe Ece için zorlu bir mücadele başladığını söyleyen Atalay, iki yıllık mücadelelerinde doktorların ve Lösemili Çocuklar Vakfı'nın (LÖSEV) desteğiyle Ece'nin hastalığı yenmeyi başardığını belirtti.

ÇOCUK DOKTORU OLMAK İSTİYOR

Sağlığına kavuştuğu için mutlu olduğunu söyleyen Ayşe Ece, tedavi süresince kullandığı maskesinden kurtulduğunu, parklarda oynayıp istediği sporu yapabildiğini belirterek, "Hastane yemeklerini fazla sevmediğim için annemin yemeklerini özlemiştim. İyileşmeye başlayınca doktorlar artık okuluma gidebileceğimi söyledi. Okula başladım. Bale ve tiyatro kursuna gidiyorum. Kendimi çok iyi hissediyorum. Maske takmıyorum. Saçım kısaydı şimdi uzadı. O yüzden çok mutluyum" dedi.

Büyüdüğünde çocuk doktoru olmak istediğini belirten Ece, şunları söyledi: "Ben lösemiyi yendim. Çocukları çok seviyorum ve ben de çocuk doktoru olacağım."

Kızının hastalığını bir saat içinde öğrendiklerini kaydeden anne Saadet Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kızım 2009 yılının Ekim ayında yüksek ateşinin ardından yapılan tahliller sonucunda Atatürk Devlet Hastanesi'nden acil olarak Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ne sevk edildi. Yeniden tahlil yapıldı. Hepsi bir saatin içinde oldu. Doktorlar tahlil sonrası kızımızın lösemi hastası olduğunu ve yüzde 50 yaşama şansı olduğunu söylediler. Bu kadar kısa süre içinde hayatın sonu sandık. Hiçbir psikolojik desteğimiz yok, lösemi hakkında hiçbir bilgimiz yok. İnsan başına gelmeyince ne olduğunu anlamıyor."

ANNE SENİ YALNIZ BIRAKMAYACAĞIM

Hastalığın ilk altı aylık döneminde her günlerinin ölümle burun buruna geçtiğini ifade eden anne Saadet Atalay, sözlerine şöyle devam etti: "Günlerimiz hep hastanede geçiyordu. Bir geceliğine de olsa moral olsun diye Ece'yi eve getirirdik. Bu süre zarfında LÖSEV hep bizim yanımızda oldu. Hastalığa alışabilmemiz 3 ayı buldu. Ece çok güçlü bir kız. Hep hayat doluydu. Biz ne kadar dışarıda ağlasak da, Ece'nin yanında hep gülüyorduk. Ece, 'Anneciğim sen hiç merak etme ben, seni asla yalnız bırakmayacağım. Ölmeyeceğim. Ben bu hastalığı yeneceğim. Ben, seni hiç ağlatmayacağım' diyerek bize moral veriyordu."

Hastalığı tam olarak yendik diyebilmeleri için 5 yıllık bir süre konduğunu da anlatan anne Saadet Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz 1 yılı geçirdik, 4 yılımız kaldı. Ama şu an her şey yolunda. Ece okula gidiyor. Spor yapıyor, tiyatro ve baleye gidiyor. Herkesin desteğiyle sevgimizle, hepimiz birlikte başardık. Ece'nin diğer çocuklardan hiçbir farkı kalmadı. Maske de takmıyor. Çok emek verdik. Bize desteğini esirgemeyen LÖSEV'e sonsuz teşekkürlerimizi iletiyoruz."

PES ETTİĞİNİZ AN YENİLİRSİNİZ

Hastalık sürecinde kardeşinin yanında olan 29 yaşındaki abla Esra Çetin de Ece'nin hayata bağlı olması nedeniyle hastalığı kısa sürede yenmeyi başardıklarını belirtti. Hastane sürecini anlatan abla Esra Çetin, şöyle konuştu: "Hastanede her zaman en zor anlarımızda bile gülüyorduk. Mutlu olmak için hep bir nedenimiz oldu. Ece, hastalığıyla mücadelesinde hiç pes etmedi. Bizi de bu zor anlarımız motive etti. Hastalığı atlattı, koruma dönemindeyiz. Okulda derslerinde devam ediyor. Hasta olmak hayatın durması anlamına gelmiyor. Pes ettiğiniz anda bu hastalığa yenilirsiniz. Biz ailecek pes etmeden mücadeleye devam ettik. 5 yılın sonunda inşallah her şey daha iyi olacak."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Kaymakam Dalak’ı duygulandıran kara kalem portre Sarıgöl Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği’nin Kaymakam Halil Dalak’a gerçekleştirdiği ziyarette hediye edilen kara kalem portre, duygu dolu anlara sahne olurken, Sarıgöl’ün kültürel mirası bir kez daha gündeme taşındı. Sarıgöl Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği (SADER) Başkanı Salih Yapıcı ve yönetim kurulu üyeleri, Sarıgöl Kaymakamı Halil Dalak’ı makamında ziyaret etti. Ziyarette derneğin yürüttüğü kültürel ve tarihî çalışmalar hakkında bilgi verildi. Ziyaret sırasında, Sarıgöl İlçe Devlet Hastanesi’nde 30 yılı aşkın süre başhekim olarak görev yapan emekli Operatör Doktor Cengiz Başkaya tarafından çizilen Kaymakam Halil Dalak’a ait kara kalem portre, Dernek Başkanı Salih Yapıcı tarafından takdim edildi. Anlamlı hediye, ziyarette duygusal anların yaşanmasına neden oldu. Kaymakam Halil Dalak, kendisi için hazırlanan kara kalem portrenin makam odasında sürekli sergileneceğini belirterek, dernek yönetimine teşekkür etti. SADER Başkanı Salih Yapıcı ise yaptığı açıklamada, "Dernek olarak Sarıgöl ve çevresindeki tüm kültürel değerleri bağış yoluyla topluyor ve gelecek kuşaklara aktarıyoruz. Arşivimizde binlerce doküman bulunuyor ve bağışçılarımızın sayısı her geçen gün artıyor" dedi. Yapıcı, geçmişe ait binlerce eski fotoğrafın Sarıgöl Üzüm Festivali süresince etnografya müzesinde sergilendiğini belirterek, bu çalışmalarla geçmişten geleceğe ışık tutmanın mutluluğunu yaşadıklarını sözlerine ekledi.