GÜNDEM - 20 Ağustos 2018 Pazartesi 15:23

Minik Ece’nin adımları tüm ‘Ece’lere umut olacak

A
A
A
Minik Ece’nin adımları tüm ‘Ece’lere umut olacak

Yaklaşık 2 buçuk yıl önce SMA hastalığı tanısı konan ve teyzesinin başlattığı kampanya sayesinde tedavi sürecine giren minik Ece, gün geçtikçe daha iyiye gidiyor. Ece kullandığı ilaç sayesinde adım sayısını artırdı, ayakta durma süresini uzattı. Minik Ece’in bu gelişimi ‘Ece’lere Umut Ol’ hareketiyle bu hastalığa sahip binlerce çocuğu da umut olacak.

15 aylıkken ağır bir kas hastalığı SMA tanısı konan Ece Boyacıoğlu, o günlerde teyzesi İpek Badırgalı’nın başlattığı ‘Ece’ye Umut Ol’ kampayasıyla sesini tüm Türkiye’ye duyurmuştu. Şu anda 3 buçuk yaşında olan Ece, hastalılığın tedavisinde kullanılan değeri 2 milyon lirayı bulan 4 kutu ilaca Türk halıkının kenetlenmesi sonucu ulaşmış ve tedavi sürecine girmişti. İlaçların sayesinde Ece, hiç yapamadığı hareketleri bile yapar duruma geldi. Minik Ece’nin ayakta durma süreleri ve adım sayıları arttı. Hatta Ece kendi başına oyun bile oynar duruma geldi. Ancak bu gelişim sürmesi için minik Ece’nin bu ilaçları 4 ayda bir kullanması gerekiyor. 

Bir dozu 62 bin euro olan bu ilaçları Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) SMA Tip 1 hastaları için karşılıyor. Ancak Ece gibi Tip 2 olan ve Tip 3 hastaları için bir uygulama bulunmuyor.

“Bazen 40 adım atabiliyor” 

Ece’deki sevindirici gelişmeleri değerlendiren Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı baba Kamil Boyacıoğlu,”Ece 15 aylıkken SMA hastalığı tanısı almıştı. Daha sonra tedavi sürecinde Ece’ye Umut Ol kampanyasıyla halkımızın sayesinde ilacı alabildik ve tedaviye başladık. Üzerinden bir yıl geçti. Ece’nin durumu tedaviye başladığı zamandan çok daha iyi, yapamadığı bir çok hareketi yapabiliyor. Örneğin; emeklemiyordu şimdi yapabiliyor, tutup kendisini kaldırabiliyor. Sabit durabilme süreleri bir dakikadan 10 dakikaya kadar çıktı. Desteksiz yürüyebiliyor bazen 40 adıma kadar adım atabiliyor” dedi.

“Bu hastalığa sahip çocuklar mutlaka bu tedaviyi almak zorundalar” 

İlaçlardan sonra bu aşamaların kaydedildiğinin altını çizen baba Boyacıoğlu, “Eğer ilacı kullanmasaydı; şuan çok daha kötü durumda olacaktı. Bu hastalıkta ne kadar erken tedaviye başlanırsa çocuklar çok daha fazla fayda görüyorlar. Bu bilimsel olarak da kanıtlanmış. Çok iyi bir tıp dergisinde yayınlanan bir makalede bu ilacın SMA hastalığının tüm tiplerinin tedavisinde faydasının olduğu belirtiliyor.Bu hastalığa sahip çocuklar mutlaka bu tedaviyi almak zorundalar. Çünkü dünyada bu hastalığa karşı başka bir tedavi yöntemi bulunmuyor. Biz bunun faydasını da canlı olarak Ece’de görüyoruz. Bu tedaviyle inanıyorum ki çocuğum çok daha iyi yürüyüp hareket edecek” diye konuştu.

Tedaviye ilişkin daha iyi sonuçlar alınması için bu hastalığa sahip her çocuğun ve Ece’nin söz konusu ilacı kullanması gerektiğini belirten Boyacıoğlu, aksi takdirde bu çocukların hiçbir şanslarının olmadığının altını çizerek, “Belki 15-20 yıl sonra yeni tedavi olanakları çıkabilir ama şuan için başka şansları yok. Eğer bu ilaçları kullanmazsa Ece, kazandığı fonksiyonların hepsini kaybedecek” şeklinde konuştu.

“Devletimizin SMA hastalarının tüm tipleri için bu ilacı sağlamasını bekliyoruz” 

İlacın bu hastalığın her tipinde kullanılan bir ilaç olduğunu ve maliyetinin de şu anda 62 bin euro olarak belirlendiğini söyleyen baba Boyacıoğlu, “Bu ilacı normal bir insanın karşılaması mümkün değil, çünkü 4 ayda bir devamlı kullanılmak zorunda. O nedenle devletimizin SMA hastalarının tüm tipleri için bu ilacı sağlamasını bekliyoruz. Ece’nin Eylül ayında kullanması gereken ilacı kendi imkanlarımızla temin edeceğiz, ama ondan sonraki dozları nasıl elde ederiz bilmiyorum. Ocak ayında bir doza daha ihtiyacı var. Bu diğer hastalar için de geçerli” diye konuştu.

"İlaçlar çok pahalı, umudumuzu korumayı istiyorum" 

Ece'deki gelişimlerden dolayı umutlu olduğunu belirten anne Nur Boyacıoğlu, "Ece bundan bir yıl önce hiç adım atamıyordu. Şimdi onun adım attığını görünce umutlanıyorum. İlaçlardan önce Ece ayakta duramaz hale gelmişti. Sonrasında yapılan kampanya sonucu alınan ilaçlarla Ece önceden yapamadığı hareketleri bile yapabilir duruma geldi. Örneğin; elini tam olarak kaldıramıyordu artık kaldırabiliyor. Bu gelişmeleri gördükçe umutlanıyorum. Umudumuz var. Bu umudu ne kadar taşıyabiliriz onu bilmiyorum, ilaçlar çok pahalı. Umudumuzu korumayı istiyorum" dedi.

‘Ece’lere Umut Ol’ hareketi 

2 buçuk yıl önce ‘Ece’ye Umut Ol’ kampanyası şimdi ‘Ece’lere Umut Ol’ hareketine dönüştü. Hareketin kurucusu teyze İpek Badırgalı Ece’ye Umut Ol kampanyası sayesinde bir çok insana ulaştıklarını, Türkiye’de bu hastalığa farkındalık oluşturmak adına ‘Ece’lere Umut Ol’ hareketini başlattığını belirtti.

Badırgalı, “İlaçlar maalesef çok pahalıydı. O dönemde gereken tutar 2 milyon liraydı ve bunu 6 haftada topladık. Bu herkesin desteği ile oldu. Şimdi ben ‘Ece’lere umut olmak istiyorum. Ağustos ayı tüm dünyada SMA farkındalık ayı. Bu geçen sene ilan edildi. Dolayısıyla hastalık bilinmeyen bir hastalık. Zaten nadir hastalık olarak geçiyor. Aslında dünyada 2 yaşından küçük bebek ölümlerinin bir numaralı sebebi SMA. Öncelikle ben ‘Ece’lere Umut Ol’ diye bir youtube kanalı açtım. Oradan röportajlar şeklinde devam etmeyi düşünüyorum. Şimdi SMA farkındalık ayından dolayı bir video hazırladık. İki dakika içinde hastalığı, hastalığın tiplerini, her şeyi anlatan objektif bir video, bilgi veren bir video” diye konuştu.  

Burak Çubukçu - Ali Canberk Özbuğutu
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Giresun Giresun’un köyünden 50 ülkeye meyveli soda ihraç ediyorlar Giresun’un 200 nüfuslu İnişdibi köyü meyve aromalı maden suyu üretimi ile dikkat çekerken, yöredeki fabrikada işlenen meyveli sodalar dünyanın 50 ülkesine ihraç ediliyor. Giresun’un İnişdibi köyünde şifalı olarak bilinen kaynak suyun ekonomiye kazandırılmasıyla başlayan hikayeyi anlatan Giresun Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı ve Freşa Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Çakırmelikoğlu, bugün 200 nüfuslu bir köyden 50 ülkeye ihracat yaptıklarını söyledi. Gıda toptancılığı yaparken, markalarının doğuşunun bir sohbet ortamında başladığını anlatan Hasan Çakırmelikoğlu, “Bizim asıl işimiz gıda toptancılığı yapmaktı. 1997 yılında bir sohbet ortamında konuşurken yöremizde bir şifalı su olarak bilinen İnişdibi maden suyunu satın alma fikri ortaya çıktı. Yapılan incelemelerde mineral bakımında İnişdibi maden suyu dünyanın en kaliteli maden suları arasında olduğu tespit edildi. Biz de bu işe ilk olarak maden suyu olarak başladık. Daha sonra meyve aromalı maden suyuna geçiş yaptık. Tabi bunu pazarda kabul ettirmek hiç de kolay olmadı. Bir sektör çıkıyor ortaya ve kimse bilmiyor, gazoz desen gazoz değil, kola desen kola değil, herhangi bir konsepte ürünü yerleştiremiyorlar. Ancak, bugün meyve aromalı maden suyu olarak içecek sektöründe bir konsept oluştu. Hangi iş yapılırsa yapılsın gelişim olmadığı sürece yenilik sağlanamıyor. Ar-Ge çalışmalarımızla çeşitlerimizi artırmaya devam ediyoruz” dedi. Bugün 200 haneli bir köyden yurt içinin yanı sıra 50 ülkeye ihracat yaptıklarını da anlatan Çakırmelikoğlu, “Firmamız yöre insanına istihdam imkanı sağlamasının yanı sıra hem yöre hem de ülke ekonomisine katkı sağlamaktadır. Bugün 200 haneli bir köyde üretim yapan firmamızın Bursa’da da bir kolu vardır. Grup olarak bünyemizde 300 kişiye istihdam sağlamaktadır. Önceliğimiz yöre insanımızı istihdam etmektir. Giresun’da 200 haneli bir köyde doğan ürünlerimiz yurt içinde pazar lideri olmamızın yanı sıra içerisinde Avrupa Birliği, Uzak Doğu ve Orta Doğu ülkelerin yer aldığı 50’ye yakın ülkeye ihracat yapılmaktadır” diye konuştu. Başarılı olmanın sırrını da açıklayan Çakırmelikoğlu, ”Her şeyden önce bu işin sırrı sadece kaliteli ürün üretmekten geçmiyor. Ürettiğin bu ürünleri talepler doğrultusunda iyi bir pazarlama ağıyla müşteriye ulaştırmak da gerekiyor. İstediğin kadar kaliteli ürün üret eğer bunun dağıtımında sorun yaşıyorsa başarılı olamazsın. Tabi bizim kaliteli ürün üretmemizin başında ise maden suyumuzun dünyanın en kaliteli maden suları arasında yer aldığını da belirtmek gerekiyor” dedi.
İstanbul Tuzla’da 8. Yakma Resim Sergisi sanatseverlere kapısını açtı Tuzla Belediyesi Rumeli Kültür Merkezi’nde 23 ustanın hazırladığı 70 eserden oluşan ‘8. Yakma Resim Sergisi’ sanatseverlere kapılarını açtı. 11 Mayıs tarihine kadar açık kalacak serginin küratörlüğünü Yusuf Ziya Güreken üstlendi. Tuzla Belediye Başkanı Av. Eren Ali Bingöl, “Sanatçılarımızın eserlerini ve kültür sanatı, Tuzlalılarla buluşturmanın önemini biliyoruz. Tuzla, kültür sanat kenti olarak anılacak, bunu sağlayacağız” dedi. İstanbul’un farklı ilçelerinden yakma resim sanatçıları, Tuzla Belediyesi ev sahipliğinde bir araya geldi. Ahşap, deri, süs kabağının üzerine yapılan toplam 70 yakma eserin yer aldığı sergiye ilgi oldukça yoğundu. Rumeli Kültür Merkezi’nde düzenlenen açılış törenine, Tuzla Kaymakamı Ümit Hüseyin Güney, Tuzla Belediye Başkanı Av. Eren Ali Bingöl, sanatseverler ve çok sayıda vatandaş katıldı. “Keyif aldığımız, gurur duyduğumuz işler çıkmış” Tuzla Belediye Başkanı Av. Eren Ali Bingöl, “Tuzla’nın kültür ve sanatla buluştuğu alan sayısını artırmamız lazım. Bugün Rumeli Kültür Merkezi’ndeyiz; yakma sanatı üzerine mükemmel eserler inceliyoruz. Hakikaten keyif aldığımız, gurur duyduğumuz işler çıkmış. Kültür sanatı Tuzla’da daha güçlü hale getirmeliyiz, getireceğiz de. Yazın, kapalı alanlardan açık alana taşıyacağız, sahildeki alanı güçlendireceğiz. Sanatçılarımızın eserlerini ve kültür sanatı, Tuzlalılarla buluşturmanın önemini biliyoruz. Tuzla, kültür sanat kenti olarak anılacak, bunu sağlayacağız” dedi. “Tuzla’dan başlayarak İstanbul’un değişik semtlerinde sergiler düzenledim” Emekli olduktan sonra yakma resim sanatına odaklandığını belirten serginin küratörü Yusuf Ziya Güreken, “Karma Sergi yapmaya karar verdikten sonra sosyal medya sayfalarından bu sanatı yapan sanatçıları buldum, bir araya topladım. Tuzla’dan başlayarak İstanbul’un değişik semtlerinde sergiler düzenledim. Bu 8’inci sergimiz; çok rağbet görüyor ve ziyaret edenler çok memnun kalıyor. Sergimizin ilkini Tuzla’da yapmıştım, şimdi sonuncusunu da burada yapıyorum. Tuzla’da başladım, Tuzla’da bitirdim. İnşallah başkaları devralır ve ben onlara destek olurum” ifadelerini kullandı. “Bir şeyler yapmak, üretmek çok güzel bir duygu” Yakma resim sanatını çok sevdiğini söyleyen ve sergiye bir eserini getiren ev hanımı Yeliz Erdem ise, “Yusuf Bey’in daveti sonucunda sergiye katıldım. Yakma resim sanatını İSMEK’te öğrendim ve evde çalışarak kendimi geliştirdim. Elimin yatkın olduğunu fark ettikten sonra büyük bir zevk aldım, çok mutlu oldum. Bir şeyler yapmak, üretmek çok güzel bir duygu. Buraya bir resimle katıldım ama devamı gelecek. Ahşap yakma çok bilinen bir sanat olmadığı için bu tür sergilerin açılması çok büyük önem arz ediyor. Özellikle ev hanımlarının bu tür sanat dallarıyla ilgilenmesi ayrı bir mutluluk veriyor” şeklinde konuştu. “Kısa sürede baya bir yol kat ettiğimi söylediler” Makine Yüksek Mühendisi Meltem Göktaş’ın eserleri de sergide öne çıkan eserler arasındaydı. Sergi ile ilgili düşüncülerini paylaşan Göktaş, “Ahşap Yakma sanatıyla yaklaşık 2,5 yıldır uğraşıyorum, kısa sürede baya bir yol kat ettiğimi söylediler. İşin içinde sabır söz konusu ama ben sevgiyle daha fazla ilerletebileceğime inandım ve başardığımı düşünüyorum. Yakma sanatı bilindik bir sanat olmadığı için bu tarz sergilerin düzenlenmesi, ziyaretçilerin sergiyi daha yakından tanımasına ve bu sanata yönelmesini sağlıyor” dedi.
Hatay Evlilik kredisine başvurusu onaylanan ve eğitimi başarıyla tamamlayan 141 çiftin evlilik telaşı başladı HATAY (İHA) – Depremin vurduğu Hatay’da evlilik kredisi başvurusu onaylanan ve eğitimi başarıyla tamamlayan 141 çiftin evlilik telaşları başladı. Devlet desteğiyle yeni bir yuva kuran Yılmaz çifti, gençlerin evlilik kredisine başvurmalarını gerektiğini belirtti. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, evlenecek çiftleri desteklemek adına Aile ve Gençlik Fonunu kurmuştu. Fon tarafından desteklenen Evlenecek Gençlerin Desteklenmesi Projesi’nin ilk olarak deprem bölgesinde hayata geçirilmesi planlanmıştı. Proje çerçevesinde Hatay’da, 15 Şubat’ta başlayan evlilik kredisine 2 bin 321’den fazla çift projeye başvuruda bulundu. Başvurusu kabul edilen 141 çiftin evlilik öncesi eğitimleri Hatay’ın ilçelerinde başlamıştı. Eğitimlerini tamamlayan ve evlilik kredisi başvuru yapan çiftlerin ilk nikahları 15 Nisan tarihinden itibaren başladı. Başvurusu onaylanan ve eğitimleri tamamlanan 141 çiftin nikah süreçleri başladı. Deprem bölgesinde evlenecek gençlere umut olacak olan projeyle; evliliklerinin daha sağlam temeller üzerine kurulması ve gençlerin evliliğe teşvik edilmesi hedefleniyor. Evlenecek çiftin her ikisinin de aylık toplam brüt gelirinin 2 asgari geçmiyor olması, 18 - 29 yaş aralığında olunması ve başvuru tarihi itibariyle resmi nikah gününe en az 2 en fazla 6 ay kalmış olması başvuru şartlarının temel şartları arasında yer alıyor. “Gençlerin bu krediye başvurmalarını tavsiye ediyorum” Gençlerin evlilik kredisine başvurmalarını tavsiye eden Vecih Yılmaz, “Evlilik kredisi bize yardımcı oldu. Gençlerin bu krediye başvurmalarını tavsiye ediyorum. Yine de bir nebzede olsa yardımcı oldu. Evlilik kredisi başvuru sürecinde herhangi bir zorluğu yok. Başvuru yapıyorsunuz. 1,5 ay bekliyorsunuz. Sizi aradıktan sonra eğitimlere katılıyorsunuz. 3 eğitim aşamasından geçiyorsunuz. Nikah kıyıldıktan sonraki ay para hesabınıza yatıyor. Nikahtan sonra 2 eğitime katılıp süreci tamamlıyoruz” dedi. “Evlilik kredisinin miktarı çokta yüksek olmasa bile bize büyük bir desteği oldu” Evlilik kredisinin evlilik sürecinde büyük desteği olduğunu ifade eden Burcu Yılmaz, “Evlilik kredisinin miktarı çokta yüksek olmasa bile bize büyük bir desteği oldu. Evlilik aşamasında 150 bin TL’yi çok az bir miktar olarak görüyoruz ama çok yardımcı olduğu noktalarda oldu” şeklinde konuştu. “Evlilik kredisinin miktarının iyi olduğunu belirtip devletimize teşekkür eden çiftlerimiz oldu” Evlilik kredisi için başvuru yapan çiftlerin sayısının çok yükseldiğini belirten nikah memuru Niyazi Yalçın, “Yaz aylarına doğru giderken 2 hafta öncesine kadar evlilik kredisi öncelik olarak çok başvuru aldık. Evlilik kredisinde yüksek bir başvuru var. Pilot bölge olarak Hatay’dan başlamaları çok güzel oldu. Çiftlerimize özellikle evlilik kredisini soruyoruz. Çiftlerimiz için baya faydalı, bütçelerinin yarısından fazlasını karşıladığını ve bu miktarında iyi olduğunu belirtip devletimize teşekkür eden çiftlerimiz oldu. Bizde evlilik kredisini çiftlerimize anlatıyoruz. Devletimiz evlenen genç çiftlerimize böyle bir fon hazırladığını ve pilot bölge olarak Hatay’ı seçtiklerini söyleyerek tavsiye ediyoruz” ifadelerini kullandı.