ASAYİŞ - 29 Temmuz 2021 Perşembe 15:00

MSB'den Afganistan açıklaması

A
A
A
MSB'den Afganistan açıklaması

Milli Savunma Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği Plan Subayı Binbaşı Pınar Kara,Türkiye'nin Afgan halkı istediği sürece yanlarında olacağını ve TSK'nın Afganistan’da meşru müdafaa dışında herhangi bir operasyonel görevde bulunmayacağını belirterek, Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının halihazırda altı yıldır sürdürdüğü ve Afganistan için son derece kritik olduğu bilinen Kabil Hamid Karzai Uluslararası Havaalanı'nın emniyetle işletilmesi görevine devam etme durumu söz konusudur dedi.

Milli Savunma Bakanlığında yer alan Şehit Gazeteci Hasan Tahsin Basın Bilgilendirme Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Milli Savunma Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği Plan Subayı Binbaşı Pınar Kara, Milli Savunma Bakanlığının tüm birlik ve kurumlarının kara, deniz ve hava ile 84 milyon vatandaşın huzur ve güvenliğini sağlamak, Türkiye’nin hak, alaka ve menfaatlerini korumak maksadıyla yurt içinde ve dışında terör örgütlerine karşı mücadelesini en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar fedakarlık ve kahramanlıkla yürütmeye devam ettiğini söyledi.

Terörle mücadelenin artan bir şiddet ve tempoda kararlılıkla devam ettiğini belirten Binbaşı Kara, son iki ay içerisinde yurt içi ve sınır ötesinde PKK/KCK/PYD-YPG ve FETÖ başta olmak üzere DEAŞ de dahil terör örgütlerine karşı mücadele edildiğini ve 10’u büyük, 30’u orta çaplı olmak üzere 40 operasyonun icra edildiğini ifade ederek, “24 Temmuz 2015’ten bugüne kadar toplam 18 bin 296, bu yılın başından itibaren ise bin 595 terörist etkisiz hale getirilmiştir” dedi.

“Pençe-Şimşek ve Pençe-Yıldırım operasyonlarının başlangıcından bu yana 215 terörist etkisiz hale getirilmiştir”

23 Nisan’da Irak’ın kuzeyindeki Metine ve Avaşin-Basyan bölgelerinde eş zamanlı olarak başlayan Pençe-Şimşek ve Pençe-Yıldırım operasyonlarının planladığı şekilde başarı ile devam ettiğini dile getiren Binbaşı Kara, “Operasyonların başlangıcından bu yana 215 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Ayrıca 300’e yakın mağara/sığınak, 600’den fazla mayın/EYP tespit edilerek imha edilmiş; çok sayıda silah, mühimmat ve yaşam malzemesi ele geçirilmiştir” ifadelerini kullandı.

Binbaşı Kara, hudutların güvenliğinin insan yoğunluklu sistemler yerine teknoloji yoğunluklu sistemlerle sağlandığını vurgulayarak, “İran sınır hattında 2019 yılında yasa dışı hudut geçiş teşebbüsünde bulunan 74 bin 447 şahıs engellenmiş, 5 bin 16 şahıs yakalanmış, 2020 yılında 127 bin 434 şahıs engellenmiş, 185 şahıs yakalanmış, 2021 yılında ise 56 bin 994 şahıs engellenmiş, 542 şahıs yakalanmıştır” diye konuştu.

“Son iki ayda hudutlarımızdan yasa dışı yollarla geçmeye çalışan 40’ı FETÖ olmak üzere toplam 74 terörist yakalanmıştır”

Alınan ilave ve etkin tedbirler sayesinde son iki ayda Türkiye’nin sınırlarından yasa dışı yollarla geçmeye çalışan 16 bin 786 şahsın yakalandığının, 31 bin 545 şahsın ise hududu geçemeden engellendiğinin altını çizen Binbaşı Kara, “Bu şahıslar arasında 40’ı FETÖ olmak üzere toplam 74 terörist yakalanmıştır” dedi.

MSB'den Afganistan açıklaması

“TSK’nın Kabil Hamid Karzai Uluslararası Havaalanı'nın emniyetle işletilmesi görevine devam etme durumu söz konusudur”

Binbaşı Pınar Kara, uzun süredir Afganların huzuru ve refahı için yanlarında olan Türkiye'nin Afgan halkı istediği sürece de yanlarında olacaklarını belirterek, “Gelinen noktada diğer NATO üyesi ülkelerin silahlı kuvvetlerinin Afganistan’dan çekilme kararı almaları üzerine Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının halihazırda altı yıldır sürdürdüğü ve Afganistan için son derece kritik olduğu bilinen Kabil Hamid Karzai Uluslararası Havaalanı'nın emniyetle işletilmesi görevine devam etme durumu söz konusudur” dedi.
Hava Muhabere Binbaşı Kara, NATO görevi ve ikili anlaşmalar kapsamında 20 yıldır sürdürülen danışmanlık ve eğitim faaliyetleri sonlandırılırken sadece havalimanı işletilmesine yönelik görevin sürdürülmesine ilişkin diğer ülke ve Afganistan yetkilileri ile görüşmelerin devam ettiğini söyledi.

“TSK, Afganistan’da en başından beri olduğu gibi muharip bir görevi olmayacak, meşru müdafaa dışında herhangi bir operasyonel görevde bulunmayacaktır”

Gerekli koşullar sağlandığı takdirde Afgan halkı ve Afganistan’ın ilişkileri açısından büyük katkı sağlayan, şu anda Türkiye’nin icra ettiği söz konusu görevi yerine getirmeye devam edecekleri bilgisini veren Binbaşı Kara, “Göreve devam edilmesi durumunda Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının Afganistan’da en başından beri olduğu gibi muharip bir görevi olmayacak, meşru müdafaa dışında herhangi bir operasyonel görevde bulunulmayacaktır” diye konuştu.

Suriye harekat alanlarında terörden arındırılan bölgelerdeki mayın/EYP temizliği ile hayatın normalleşmesi maksadıyla insani yardım, altyapı ve günlük hayatı destekleme faaliyetlerinin ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile koordineli olarak devam ettiğini belirten Binbaşı Kara, şöyle devam etti:

“Rejimin Barış Pınarı bölgesi dışında yaşayan halkı cezalandırarak ülkemizi zor durumda bırakma gayretlerine rağmen Barış Pınarı bölgesi için yaptığımız sayısız katkıya yenisini eklemek adına Tel Abyad ve Resulayn’a Türkiye'den elektrik verilmesi maksadıyla yapılan çalışmalarda sona yaklaşılmıştır. Ayrıca güvenlik ve huzur ortamını bozmaya yönelik taciz ve saldırı girişimleri birliklerimiz tarafından engellenmektedir. Bu kapsamda son iki ayda Suriye harekat alanlarında kahraman komandolarımız tarafından DEAŞ terör örgütü mensupları dâhil olmak üzere 229 terörist etkisiz hâle getirilmiştir.”

“500 yıllık tarihi kardeşlik bağlarımız olan Libya’da birliklerimiz tarafından Libyalı kardeşlerimize askeri eğitim, mayın/EYP temizliği desteği verilmektedir” diyen Hava Muhabere Binbaşı Kara, Libya halkının huzur ve güvenliğine katkı sağlanması amacıyla bugüne kadar 3 bin 541 mayın/EYP ve patlamamış mühimmatın tespit edilerek etkisiz hale getirildiğini aktardı.

“Yunanistan, tüm olumlu ve yapıcı çabalarımıza rağmen provokasyona, hukuk dışı ve saldırgan söylemlerine devam etmektedir”

Türkiye’nin sismik araştırma ve sondaj gemilerinin faaliyetlerini deniz ve hava kuvvetleri unsurlarının refakat ve kontrolünde sürdürdüğünü hatırlatan Binbaşı Kara, şunları söyledi:

“Yunanistan, tüm olumlu ve yapıcı çabalarımıza rağmen provokasyona, hukuk dışı ve saldırgan söylemlerine devam etmektedir. Yunanistan’ın 1988 tarihli Türk-Yunan Atina Mutabakat Muhtırası'nda belirtilen 'Moratoryum Periyodu (15 Haziran-15 Eylül)' dikkate alınmadan 2021 yılının tamamını kapsayan ve Ege Denizi'nde deniz geçiş faaliyetlerini olumsuz yönde etkileyecek şekilde üç adet daimi saha ile 1976 Bern Mutabakatı'na aykırı olarak Ege Denizi’nde araştırma faaliyetlerinde bulunmak üzere navtex/notmar/notam ilan etmesi ise bu tavır ve yaklaşımının bir örneğidir.”

“Yunanistan’ın moratoryumu ihlal eden uygulamalarına mütekabiliyet çerçevesinde aynıyla karşılık verme zorunluluğu doğmuştur”

Binbaşı Kara, Yunanistan’ın Türkiye’nin moratoryuma saygılı tutumu ve diplomatik girişimlerine rağmen moratoryuma uymayarak hukuk tanımaz tavrına devam ettiğini ifade ederek, “Konuya ilişkin gösterdiğimiz tüm yapıcı ve olumlu gayret ve girişimlerimizden maalesef sonuç alınamamış, Yunanistan’ın moratoryumu ihlal eden uygulamalarına mütekabiliyet çerçevesinde aynıyla karşılık verme zorunluluğu doğmuştur. Bu kapsamda, 22 Haziran 2021 tarihinde yayımlanan seyir duyuruları (notmar) ile Ege Denizi uluslararası sularında eğitim sahalarımız ilan edilmiştir” diye konuştu.

“1 Ocak - 28 Temmuz arasında FETÖ ile mücadele kapsamında 2 bin 713 personel kamu görevinden çıkarılmıştır”

MSB’nin tüm birimleri ile hassasiyet ve belirlenen kriterler çerçevesinde FETÖ ile mücadelenin kararlılıkla sürdüğünü belirten Binbaşı Kara, “15 Temmuz 2016’dan itibaren 23 bin 427 personel ihraç edilmiş, bin 869 personel hakkında ise idari süreç devam etmektedir. 1 Ocak - 28 Temmuz arasında; 2 bin 713 personel kamu görevinden çıkarılmış, 501 emekli personelin rütbesi geri alınmış, 112 personel göreve iade edilmiş, 13 emekli personelin rütbesi/unvanı iade edilmiştir” dedi.

Mustafa Cenik - Engin Yağcı
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak: Gençlik ve spor Bakanı Osman Aşkın Bak, "Gençlerimizi tehdit eden bu süreci yakından takip ediyoruz ve özellikle de bu yıl sadece bağımlılıkla mücadeleyle ilgili araştırma yapan üniversitelerdeki akademisyenlere ve sivil toplum kuruluşlarına ve STK’lere 200 milyon TL civarında bir proje desteği vereceğiz yani sahadayız" dedi. Bak, 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bak, gençlerle ilgili projelerden bahsederek, "Burada, özellikle şunu ifade etmek istiyorum: Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla beraber ortaklaşa yürüttüğümüz proje çerçevesinde geçtiğimiz dönemde 10 bin istihdam sağlayan projeler gerçekleştirdik. Burada yaklaşık 150 tane fabrikanın kurulmasını Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla beraber sağlamış olduk. Yine, gençlerin, özellikle üniversitedeki gençlerimizin kendilerini ifade edebilmeleri için, hayalini kurdukları projelerini gerçekleştirmeleri için; sosyal, toplumsal değerlerini yükseltmeleri için "ÜNİDES" adını verdiğimiz proje çerçevesinde yani üniversitedeki öğrenci kulüplerini destekleme projesi çerçevesinde geçtiğimiz yıl sadece 360 milyon gibi bir rakamı öğrenci kulüplerine tahsis ettik ve bu gençlerimiz inanılmaz projeler ortaya çıkardı. Kimisi hasat zamanı çiftçilerle beraber oldu, kimisi çevre çalışmalarında oldu, kimisi köylere gidip okulları boyadılar, okulları yaptılar, kimileri teknoloji projesi yaptı. Dolayısıyla, gençlerimizin bu çerçevede aktif bir şekilde katılmasını sağlıyoruz. Yine, bu yıl da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla yaklaşık 1,2 milyar TL’lik bir yatırımı yine gençlerin istihdama katılması çerçevesinde gündeme alıyoruz ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla 50 tane fabrikanın kurulumu ve bu çerçevede de iş istihdamının artırılması noktasında çalışma yürütüyoruz" dedi. Bak, bağımlılıkla ilgili olarak bilgi vererek, "Bizim bağımlılıkla ilgili süreç içerisinde 12 bakanlıktan oluşan Bağımlılıkla Mücadele Kurulu üyesi olarak Gençlik ve Spor Bakanlığı görev yapıyor. Bizim bütçemizde teknik olarak 59 milyon gözüküyor ama bizim Bakanlığımızın -biraz evvel de ifade ettiğim gibi- yaptığı çalışmaların büyük bir kısmı hem gençlik merkezlerinde verdiğimiz eğitimler hem yurtlarda verdiğimiz eğitimler, gençlerimize psikososyal destek olarak verdiğimiz eğitimler, bağımlılıkla mücadele için verdiğimiz eğitimler, formatör eğitimleri, Yeşilayla, sivil toplum kuruluşlarıyla beraber yaptığımız eğitimlerin her birinde bağımlılıkla mücadele ana eksenimiz. Dolayısıyla biz de farkındayız, gençlerimizi tehdit eden bu süreci yakından takip ediyoruz ve özellikle de bu yıl sadece bağımlılıkla mücadeleyle ilgili araştırma yapan üniversitelerdeki akademisyenlere ve sivil toplum kuruluşlarına ve STK’lere 200 milyon TL civarında bir proje desteği vereceğiz yani sahadayız. Yine örnek vereyim: Bağcılar’da, İstanbul’da, Edirne’de, işte, diğer ilçe ve illerde yapılan mücadelelerde muhtarlarımızla, amatör spor kulüplerimizle, kaymakamlıklarımız ve sivil toplum kuruluşlarımızla beraber çok ciddi şekilde mücadele ediyoruz. Tabii, sporun birleştirici gücüne inanıyoruz, sporun iyileştirici gücüne inanıyoruz çünkü biz de büyüdüğümüz yerde, spora gittiğimiz zaman çocuk enerjisini atıyor, enerjisini gideriyor. Düşünün, bir evde uyuşturucu kullanan bir çocuk var, bir de spor yapan çocuk var. Dolayısıyla, biz spora teşvik etmek yönünde çaba harcıyoruz" dedi.
Van Türkiye’de barışın toplumsal, siyasal ve ekonomik boyutları masaya yatırıldı Van Ticaret ve Sanayi Odası (Van TSO) tarafından düzenlenen "Türkiye’de Barış Nasıl Tesis Edilir?" konulu söyleşi programı gerçekleştirildi. Van TSO ev sahipliğinde düzenlenen programda, çözüm sürecinin hukuk, demokrasi ve iş dünyasına yansımaları ele alındı. Programın moderatörlüğünü Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Suvat Parin yaptı. Söyleşide, Türkiye’de barışın toplumsal, siyasal ve ekonomik boyutları farklı perspektiflerden değerlendirildi. Söyleyişide bir konuşma yapan Van TSO Başkanı Necdet Takva, amacının süreci ekonomik bir perspektiften ele almak olduğunu belirtti. Başkan Takva, "Özellikle ‘Milli Birlik ve Dayanışma’, ‘Terörsüz Türkiye’ ya da ‘Barış süreci’ gibi farklı adlarla ifade edilen; bölgemizi yakından hatta doğrudan ilgilendiren bu meseleye, Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar yaşananlar ve bundan sonra nasıl bir yol izlenmesi gerektiği üzerinden ekonomik değerlendirmeler yapmaktır. Burada bulunma sebebim de budur. Bölgemiz, neredeyse tüm reel verilerde sürekli olarak son sıralarda yer almıştır. Ekonomi, sağlık ve eğitim başta olmak üzere birçok alanda bölgelerimiz, Türkiye’nin en geri kalmış bölgeleri olarak öne çıkmakta; mevcut parametreler ise gerçekten son derece olumsuz bir tablo ortaya koymaktadır. 2022 yılında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yapılan araştırma çerçevesinde, Türkiye genelinde geri kalmış olarak tanımlanan 121 ilçenin 90’ının bölgemizde yer aldığı tespit edilmiştir. Van ilinde ise Edremit, Tuşba ve İpekyolu ilçeleri hariç olmak üzere 8 ilçe bu 90 ilçe arasında bulunmaktadır. Yani Türkiye genelindeki 121 geri kalmış ilçenin 90’ı bölgemizde yer almakta, Van’daki 8 ilçe ise bu listenin en alt sıralarında bulunmaktadır. 2024 yılında yapılan bir başka araştırmada ise Türkiye’nin en gelişmemiş 50 ilçesinin 49’unun bölge illerinde olduğu ortaya konmuştur" dedi. Bölgede işsizlik oranlarının Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde seyrettiğini vurgulayan Takva, "1963 yılından bugüne kadar 18 defa teşvik uygulaması gündeme gelmiş ve bu konuda çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. Ancak ne istihdamda ne de eğitimde yer alan gençlerin oranına bakıldığında, hem kadınlarda hem de erkeklerde Türkiye ortalamasının iki katının üzerine çıkıldığı görülmektedir. TÜİK verilerine göre işsizlik oranı Van’da yüzde 16,7; Ağrı’da yüzde 13,1; Hakkari’de yüzde 18,3; Muş’ta ise yüzde 13,1 seviyesindedir. Odamız tarafından yapılan bir araştırmada ise Van’da genç işsizlik oranının yaklaşık yüzde 36 seviyesinde olduğu tespit edilmiştir" diye konuştu. Bölgemizde yapılan güvenlik harcamalarının Batı illerine yapılan güvenlik harcamalarının üç katından fazla olduğunun altını çizen Takva, "Uzmanlar tarafından TRT’de yapılan bir hesaplamaya göre, bu süreçte harcanan yaklaşık 2 trilyon dolarlık kaynakla 196 adet İstanbul Yeni Havalimanı ya da bin 176 adet Marmaray projesi yapılabilecek imkân bulunmaktadır" şeklinde konuştu. Van’ın yüzölçümünün yaklaşık yüzde 64,7’sinin mera alanı olmasına rağmen yayla yasakları nedeniyle hayvancılığın ciddi sorunlar yaşadığını söyleyen Takva, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tarım ve hayvancılık açısından bakıldığında, Van ilinin yüzölçümünün yaklaşık yüzde 64,7’si mera alanıdır. Türkiye’deki toplam mera varlığının yaklaşık yüzde 10’u bu il sınırları içerisindedir. Yaklaşık 21 bin kilometrekare yüzölçümüne sahip olan bir kentte yaşıyoruz ve bu alanın neredeyse yüzde 65’i mera niteliği taşımaktadır. Ancak yayla yasakları ve çeşitli kısıtlamalar nedeniyle hayvancılık bu anlamda ciddi sorunlar yaşamaktadır. Mesele, tüm bu süreçleri sebep-sonuç ilişkisi içerisinde ele alan, samimi ve gerçekçi bir bakış açısıyla değerlendirmek ve buna uygun çözümler üretmektir." Katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği program, konuşmaların ardından yapılan değerlendirmelerle sona erdi.
Bursa Bursaspor sahasında Aliağa FK ile golsüz berabere kaldı TFF 2. Lig Kırmızı Grup 17. hafta maçında Bursaspor, Atatürk Spor Kompleksi Matlı Stadyumu’nda konuk ettiği Aliağa FK ile 0-0 berabere kaldı. TFF 2. Lig Kırmızı Grup’un 17. haftasında Bursaspor, Atatürk Spor Kompleksi Matlı Stadyumu’nda Aliağa FK’yı konuk etti. İlk yarının kapanış niteliği taşıyan karşılaşmada iki ekip te yakaladığı fırsatları değerlendiremezken, mücadele golsüz eşitlikle sona erdi. Karşılaşmaya kontrollü başlayan iki takım, ilk yarıda zaman zaman etkili ataklar geliştirdi. Bursaspor, özellikle kanatlardan bulduğu pozisyonlarla gole yaklaşsa da kaleci Ahmet Pekgöz ve Aliağa savunması kritik anlarda gole izin vermedi. İlk 45 dakika 0-0 eşitlikle tamamlandı. İkinci yarıda tempo yükseldi İkinci yarıya oyuncu değişikliğiyle başlayan Bursaspor, oyunun kontrolünü ele almaya çalıştı. Yeşil-beyazlı ekip, İlhan Depe, Hamza Gür ve Musa Çağıran ile net gol pozisyonları yakaladı ancak bu fırsatları değerlendiremedi. Konuk ekip Aliağa FK da özellikle son bölümde etkili oldu. Ahmet İlhan Özek’in ortasında Harun Kavaklıdere’nin vuruşunda savunmaya çarpan top kornere giderken, mücadeledeki en net pozisyonlardan biri kaçtı. Karşılaşmanın sonuna eklenen 7 dakikalık uzatma bölümünde de skor değişmezken, mücadele 0-0 eşitlikle tamamlandı. Kadrolar Bursaspor: Anıl Atağ, Ertuğrul Ersoy, Hamza Gür, Muhammet Demir, Hakkı Türker, Alperen Babacan, Murat Akyüz, Barış Gök, Ertuğrul İdris Furat, Ali Kerim Yıldız, Ahmet Hakan Atış, Muhammet Zeki Dursun Aliağa FK: Ahmet Pekgöz, Oktay Kancı, Hasan Kılıç, Mertcan Akıkgöz, Ahmet İlhan Özek, Harun Kavaklıdere, Oğuzhan Yıldırım, Göktuğ Yılmaz, Necati Özdemir, Erhan Kartal, Yusuf Erdem Gümüş
Bursa Bursa, suyunu konuştu Bursa Kent Konseyi’nin ‘Bursa Suyunu Konuşuyor’ temasıyla düzenlenen 92. Olağan Genel Kurulu’nda, kentin geleceğini doğrudan etkileyen su kaynakları ve iklim değişikliği konuları tüm yönleriyle ele alındı. Bursa’da katılımcı demokrasinin yaygınlaşması adına önemli görevler üstlenen Bursa Kent Konseyi’nin 92. Olağan Genel Kurulu, ‘Bursa Suyunu Konuşuyor’ başlığıyla Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. Programa, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik, Bursa Kent Konseyi Genel Sekreteri Elvan Atay Özkan, BUSKİ Genel Müdürü Mehmet Ercihan Subaşıoğlu, Bursa Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyeleri, meclislerin ve çalışma gruplarının temsilcileri ile çok sayıda gönüllü katıldı. Kent konseylerinin önemine vurgu Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, kent konseylerinin vatandaşlar ile resmi kurumlar arasında köprü vazifesi gördüğünü söyledi. Kent konseylerinin halkın sorunlarına duyarlılık gösterdiğini, takibini yaptığını ve sonuçlarını paylaştığını anlatan Başkan Mustafa Bozbey, halkın çıkarları doğrultusunda çalışmaların sürdürüldüğünü ifade etti. "Su kaynakları azaldı" Dünyanın ciddi bir iklim kriziyle karşı karşıya kaldığını belirten Başkan Mustafa Bozbey, tüm bunlara rağmen Bursa’da gerekli önlemlerin alınmadığını vurguladı. Suyun bir yaşam kaynağı olduğunu hatırlatan Başkan Mustafa Bozbey, "Geldiğimiz noktada çevremizi ve suyumuzu kirlettik. İklim krizinden dolayı da su kaynakları azaldı. Bu süreçte Bursa Ovası’nda suyu fazla tüketen işletmelere de izin verildi. Bu, geleceği iyi okumamanın sonuçlarıdır" dedi. "Bursa ovasında su seviyesi 250 metrenin altına indi" Su kesintileri yapmak zorunda kaldıkları dönemde bazı tepkiler aldıklarını belirten Başkan Mustafa Bozbey, "Ama bu sayede farkındalığı başardık. Şu anda Bursalılar suyu tasarruflu kullanıyor. Kesinti yapmadan önce 510 bin metreküp civarında kullanım vardı, kesintilerin ardından 430 binlere düştü. Kesintileri kaldırdık ve hala bu seviyelerde izliyor. Bizim halkı doğru bilgilerle bilgilendirme sorumluluğumuz var. Bursa artık su şehri değil. Bursa Ovası’nda su seviyesi 250 metrenin altına indi. Bilim insanları, Bursa Ovası’nın her sene 6 santim çöktüğünü açıkladı. Bunun sebepleri araştırılmalıdır. Aralık ayının 20’si oldu ve Uludağ’da hala doğru düzgün kar yok. Gerekli tedbirleri almaya devam etmeliyiz" diye konuştu. "Günlük 500 bin metreküp suya ihtiyacımız var" Çınarcık Barajı’ndaki arıtma tesisi için çalışmaların yoğun biçimde devam ettiğini dile getiren Başkan Mustafa Bozbey, "Göreve gelir gelmez çalışmaları başlattık. Bu yaz bu sıkıntının çekileceğini biliyorduk. Baypass hattı yaparak 100 bin metreküp suyu aktardık. Bunu yapmasaydık daha önceden su kesintileri yapmak zorunda kalabilirdik. Ama bizim günlük 500 bin metreküp suya ihtiyacımız var. Yaz aylarında daha da artacaktır. Artık bahçelerin işlenmiş suyla sulanmaması lazım. Tarımda yeni çözümler üretmeliyiz. Daha az suya ihtiyaç duyan ürünlere yönelmeleri lazım. Yanlış politikalar, Bursa’nın daha vahim su sıkıntısı yaşamasına sebep olabilir" dedi. Başkan Mustafa Bozbey’e teşekkür Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, suyun sadece çevresel başlık olmadığını, sosyal, ekonomik ve hayati bir mesele olduğunu ifade etti. İklim krizinin etkilerinin yerel ölçekte daha görünür hale geldiğini belirten Aksoy, su politikalarının katılımcı ve bilimsel temelde yeniden ele alması gerektiğini vurguladı. Genel kurulda su kriziyle ilgili çözüm önerilerinin geliştirilmesini amaçladıklarını anlatan Aksoy, yerel yönetimlerin, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve vatandaşların birlikte hareket etmesinin önemine değindi. Tüm paydaşlarla birlikte kent için önemli çalışmalar yürüttüklerini belirten Aksoy, her alanda kendilerine destek veren Başkan Mustafa Bozbey’e teşekkür etti. Açılış konuşmalarının ardından oturum bölümüne geçildi. Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hayrettin Kuşçu ‘Tarımsal kuraklık, su verimliliği ve etkin sulama yöntemi’, Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Doç. Dr. Aslıhan Katip ‘İklim değişikliği ve sürdürülebilirlik çerçevesinde su kaynakları’, BUSKİ Genel Müdür Yardımcısı Ali Alper Makam ‘İklim değişikliğinin Bursa ve su kaynakları üzerindeki etkisi’, Bursa Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi Murat Demir ‘İklim krizi ve su hakkı’ konularında sunumlar yaparak önemli bilgiler paylaştı.