SPOR - 14 Mayıs 2019 Salı 17:41

Mustafa Cengiz: 'Bizim alnımız açık, yaptığımız yanlış yok'

A
A
A
Mustafa Cengiz: 'Bizim alnımız açık, yaptığımız yanlış yok'

Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, hem Türkiye Kupası’nda hem de ligdeki şampiyonluk yürüyüşlerine ilişkin algı yönetimi yapıldığını söyledi.

Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, gündeme dair Türk Telekom Stadyumu’nda düzenlenen basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. İstanbul Başakşehir Futbol Kulübü Başkanı Göksel Gümüşdağ’ın Galatasaray mücadelesine ilişkin yaptığı açıklamalarda yer verdiği ‘saha dışı etken’ sözcüğü hakkında görüşlerini aktaran Cengiz, “Özellikle Göksel beyin saha dışı sözcüğüne karşılık geleyim. Biz işin uzmanı değiliz.

Elinde herhangi bir belge var ise açıklasın, yanıt veririz. Bizim alnımız açık. Bizim yaptığımız yanlış yok. Türk futbolunu dizayn ettiğini ve yönettiği psikozunu, havasını yayan bir kardeşimiz, varsa elinde açıklasın. Ama ben aldığım duyumları açıklarsam üzülürüz” ifadelerini kullandı.

“Alemi sersem milleti de kör zannetmeyin”

Fenerbahçe Başkanvekili Semih Özsoy’un, Çaykur Rizespor-Galatasaray maçının ardından müsabakadaki hakem hatalarına ilişkin; ‘20 yıldır oynanan tiyatronun son perdesiydi’ açıklamasıyla ilgili olarak da Cengiz, şunları söyledi:

“İkincisi, 20 yıldır aynı tiyatro Allah aşkına ben bunun neresinden tutayım ya. Bunu dememek gerekiyor. O 20 yılda Fenerbahçe'nin de, Beşiktaş'ın da, Bursaspor'un da, Trabzonspor'un da aldığı şampiyonlukları lekelemek olur. 20 yılda Fenerbahçe kaç şampiyonluk aldı. 20 yılda bu oldu, peki 80 yılda ne oldu? 100 yıllık kulüpleriz değil mi? Abdurrahim beyin açıklaması, anlık duygusal bir tepkiydi. Ben Fenerbahçe 2. Başkanı’nın ne söylediğiyle ilgilenme pozisyonunda değilim. Dediğine katılmıyorum. Abdurrahim Albayrak’ın tepki verdiği maçı hatırlayın, iki tane hata. Eğer önceden belli olduysa şampiyonluk oynamayalım anlamında. Eğer Galatasaray da önceden tespit ediliyorsa oynamayalım. Ama bunu derseniz; alemi sersem milleti de kör zannetmeyin.”

“Toplumun dostluğa ihtiyacı var”

Beşiktaş Başkanı Fikret Orman’ın, Galatasaray mücadelelerindeki hakem hatalarına yönelik söylemlerine de değinen Başkan Cengiz, “Ben seçime yönelik popülist bir söylem olarak görüyorum. Söylediği çok söz ver. Hiçbirine katılmıyorum. Ağızdan çıkana dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Kitleler bundan etkileniyor ve genç taraftarlar birbirine düşman oluyor. Belge olmadan kendi taraftarına şirin görünecek söylemlerden kaçınalım. Bu toplumun dostluğa ihtiyacı var. Bütün renkler bizim. Biz sivil toplum örgütleri olarak herkesi kucaklamalıyız” şeklinde konuştu.

“Çıkış yolu arıyorlar”

‘Kura ile hakem atama’ önerilerinin o süreçte diğer kulüpler tarafından esprilerle karşılandığını hatırlatan Mustafa Cengiz, “Keşke MHK ile görüşmemiz televizyondan yayınlansaydı. Biz diyoruz ki; Türk hakemleri kalite olarak kendini aşmalı ve genç hakemlere fırsat verilmeli. Ben genç hakemlerin adını bile bilmiyorum. Hayatım boyunca ne bir hakemle telefonla görüştüm ne yüz yüze geldim. Türk halkı futbolla yatıp, kalkıyor, ne kadar şeffaf olunursa o kadar iyi. Biz dedik ki yeterlilik düzeyi olan hakemler torbaya konsun ve herkesin huzurunda kura çekilsin. Buna esprilerle itiraz ettiler. Oysa biz safihane itiraz ettik. Niye bundan rahatsız oluyorsunuz. Buna nasıl şiddetle itiraz ettiler. Şimdi aynı kişiler çıkış yolu arıyor. Ama sen; ‘Hakemler de insan hata yapar’ deyip bildiri yayınlatıp, telefon ederek diğer kulüplere bunu imzalamaları için ararsan o bildiriyi dönüp okuman lazım. Sen bunu özellikle Galatasaray'a karşı kutsal cephe gibi yapmaya kalkarsan, o yaptığın eylem 'men dakka dukka' sonunda seni bulur” dedi.

Mustafa Cengiz, yabancı hakemlerin Süper Lig’de maç yönetme fikriyle alakalı olarak ise şu ifadeleri kullandı:
“Bunu hepimiz düşündük. Ben Türkiye liginin değerli olduğuna inanıyorum. Bizim cesaretle bu işin üstüne gitmemiz kısa vadede kura gibi ve uzun vadede de alttan genç hakemleri cesaretle sahaya sürmeliyiz. Kötü niyetli olmasınlar yeter ki. Korkmadan, cesaretle çalsınlar. Bunlar hakem eğitimiyle olur. Şu anda 3 takımın da şampiyonluk şansı var. Ben Beşiktaş şampiyon olursa da tebrik ederim.”

“Şampiyonluk yürüyüşümüze algı yönetimi yapılıyor”

Galatasaray lehine hata yapan hakemlerin kariyerlerinin büyük ölçüde sekteye uğratıldığını savunan Cengiz, “Bizim şampiyonluk yürüyüşümüze iki kulvarda birden algı yönetimi yapılıyor. Biz sesimizi ancak buradan duyuruyoruz. Bu görüntüleri buradan yayınlıyoruz sonra yayıncı kuruluş bir takım telefonlar aldığını söylüyor ve bu yayınları kaldırın diyor. Bizi GS TV’den başka ve bir-iki yorumcudan başka savunan yok. Televizyonlara bakıyoruz; ağırlıklı Beşiktaşlı ve Fenerbahçeli yorumcular var. Bu haksızlık. Orada yayınlanmadığı için ben burada yayınlıyorum. Benim 5 pozisyonumu üst üste Ali Palabıyık vermiyorsa ben bunda dış etmen ararım. Bence bu normal davranış değil, çünkü öyle bir hakem değil. Peki ne oldu; 2 hafta sonra maça verdiler. Hani Galatasaray kollanıyordu. Bizim lehimize hata yapan hakemleri bitirdiler, bizim aleyhimize yapanı maça verdiler. Ben objektif yorumdan yanayım” diye konuştu.

“Bizim koridorlarda ne yapıyorlar?”

Cengiz, Medipol Başakşehir Teknik Direktörü Abdullah Avcı’nın; ‘Galatasaray maçına gelen hakemler ve kurullar umarım koridorlara da kulübelere de hakim olurlar’ açıklamasının hatırlatılması üzerine ise şöyle konuştu: “Ben hiç soyunma odasına inmedim. Koridorlarda da bulunmadım. Bugüne kadar Galatasaray koridorlarında ne olmuş, bu nasıl algı yönetmektir. Bizim koridorlarda ne yapıyorlar, ben de merak ediyorum. Milli Takım Teknik Direktörü olmuş bir kardeşimiz nasıl böyle söylemde bulunur. Bence asıl saha dışı etmen bu.” 

“Ç.Rizespor Başkanı, Rizesporluları tahrik etti”

Çaykur Rizespor maçında Rizespor Başkanı Hasan Kartal’ın protokol tribününde taraftarlarını tahrik ettiğini dile getiren Mustafa Cengiz, “Biz Rize’de bir takım olaylar yaşadık. Rize halkı, Rizespor taraftarı Türkiye’nin en centilmen seyircilerinden. Rize tribünlerinde hiçbir şey olmadı. Maç sonunda benimle fotoğraf çektirdiler. Ama protokol tribününde benim hayatımda görmediğim olaylar gördüm. Rizespor Kulüp Başkanı maalesef sırtını da sahaya dönerek protokol tribünündeki Rizesporluları kışkırttı. Ben Osman Aşkın Bak’a, Rize Valisi’ne, Belediye Başkanı’na, Cumhuriyet Başsavcısı ve Emniyet Müdürü’ne teşekkür ederim.

Ama benin ikinci başkanımın oğlu yumruk yemekten kurtulamadı. Ben Abdurrahim beyin Rize’ye neler yaptığını biliyorum. Biz hiç yakıştıramadık. Bir spor kulübünde olmaması gereken davranışlar. Kınıyoruz” dedi.
Taraftarlarına da teşekkür eden sarı-kırmızıların başkan, “Bu yürüyüşte taraftarımıza teşekkür ediyorum. Yağmur, kar demeden her şartta bizi desteklediler. Eğer biz bugün bu mücadeleyi sürdürüyorsak onların çok büyük katkısı var” ifadelerini kullandı.  

Bozhan Memiş

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Atıl arazi seraya dönüştürüldü, öğrenciler tarımsal üretime başladı Kastamonu’da Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından başlatılan projeyle öğrenciler, atıl vaziyetteki alanı temizleyerek sera üretimine başladı. Kastamonu’da Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından Kastamonu Orman ve Tarım İl Müdürlüğü ile Kastamonu İl Özel İdaresi’nin destekleriyle “Yeni Nesil Permakültür Tarım Yöntemiyle Ata Tohumuna Sahip Çıkıyor” projesi başlatıldı. Proje çerçevesinde Kastamonu’da merkez Kuzyaka İlkokulu ve Ortaokulu yanında bulunan atıl vaziyetteki alan, okul idaresi, öğretmen, veli ve öğrenciler tarafından temizlendi. Daha sonra proje ekibi, öğrencilerin velilerinden ata tohumu salatalık, biber, patlıcan, marul, salatalık, patates gibi tohumlar topladı. Toplanan tohumlar öğretmen ve öğrenciler tarafından hem seraya hem de oluşturulan bahçeliğe dikildi. Ayrıca sera ve bahçede tamamen organik kompostlar kullanılarak ata tohumları yetiştirildi. Yetiştirilen ata tohumları, hasat yapıldıktan sonra tekrar öğrencilerin ailelerine verilecek. Projeyle hem öğrencilerin organik beslenmeleri hem de ata tohumuna sahip çıkmaları amaçlanıyor. Kuzyaka İlkokulu ve Ortaokulu’nda hayata geçirilen proje alanını ziyaret eden Kastamonu Milli Eğitim Müdürü Hasan Gümüş, proje çerçevesinde yetiştirilecek ata tohumlarının diğer okullara da dağıtılmasını hedeflediklerini söyledi. “Öğrencilerimizi toprakla bir araya getirmek, stresi de en aza indirmek istiyoruz” Tarımın önemine dikkat çeken Kastamonu İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Gümüş, “Bilindiği üzere tarım artık stratejik bir unsur. Biz de öğrencilerimizi mutlaka teknolojiyle buluşturuyoruz ama teknoloji ile buluştururken aynı zamanda dünyanın en önemli stratejik unsuru olan tarımı da ihmal etmemeleri için projeler hazırlıyoruz. Bugün de burada ‘termal kültür’ dediğimiz tamamen organik doğal bir şekilde sebzelerin ve meyvelerin yetiştirildiği bir alan oluşturdu öğretmenlerimiz. Bu alanın oluşturulması ile beraber öğrencilerimiz domatesin, salatalığın, biberin, fasulyenin, marulun nasıl yetiştirildiğini öğrenirken, aynı zamanda eğlenerek öğrenme faaliyeti gerçekleştiriyorlar. Dijital dünya içerisinde öğrencilerimiz ve velilerimiz dijital unsurlarla daha çok baş başa oluyorlar. Hem bu dijital unsurların zararlı etkilerinden korumak daha çok toprakla bir araya getirmek ve kendi bünyelerinde oluşan stresi de en aza indirmesi adına bu tür faaliyetlerin önemli olduğunu düşünüyoruz. Birçok sebzenin, birçok meyvenin üretimde hem açık alanda hem de sera ortamında yapılıyor. Burada tamamen organik kompostlar kullanılıyor. Bu kompostların elde edilmesinde de atık olan evsel ürünler burada değerlendiriliyor. Evsel ürünlerden yapılan kompost gübreleme ile de buradaki ürünler ortaya çıkıyor. Bu alanın oluşturulmasında paydaş kurumlarımızın destekleri de var. Tarım ve Orman İl Müdürümüze ve tüm ekibine çok teşekkür ediyoruz. Bundan sonraki süreçte de bu tür faaliyetlerin tüm okullarımızda yaygınlaştırılmasını istiyoruz. Özellikle öğrencilerimizin de ata tohumlarını geleceğe taşımaları noktasında bu tür faaliyetler oldukça önem arz ediyor. Ata tohumunun geleceğe taşınmasında buradaki gençlerimiz büyük bir unsur olacaklar. Biz eğitime bütüncül olarak bakıyoruz. Eğitim-öğretim faaliyetlerini sadece akademik anlamdaki başarı değil, sosyal, sportif, kültürel ve tarımsal faaliyetlerinde eğitimin bir parçası olduğunu düşünüyoruz. Bu bütüncül anlayışla geleceğimiz olan gençleri Türkiye yüzyılında daha güçlü bir şekilde hazırlayacağız ve dünyayla rekabet edilebilir boyutunda da tüm dünyanın örnek gösterdiği gençler şeklinde yetiştireceğiz” dedi. “Doğada var olan ahşap, taş, kaya gibi ürünler kullanılarak oluşturduğumuz alanlarda tarım yapıyoruz” Kuzkaya Ortaokulu Özel Eğitim Öğretmeni aynı zamanda proje sorumlusu Müberra Kalafatoğlu ise, “Bu alan daha önce atıl olan bir alandı. Biz müdürümüz, müdür yardımcımız, proje ekibimiz, öğretmen arkadaşlarımızla beraber bu alanı temizleyip, düzenledik. Daha sonra yükseltilmiş bitki yatağımızı oluşturduk. Daha sonra İhsangazi Özel İdare’nin yardımıyla dağlardan yükseltilmiş bitki yatağımızın topraklarını getirdik. Yine Özel İdare’nin yardımıyla taşlar, parkeler getirip düzledik. Daha sonra Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’nün yardımıyla seramızı kurduk. Sonra da velilerimiz ve öğrencilerimiz ile ektiğimiz tohum keselerimizi hazırladık, velilerimize dağıttık. Velilerimiz yıllardır kullandıkları ata tohumlarını bizlere gönderdiler. Biz de zamanı geldikçe seramızda ve yükseltilmiş bitki yatağında bu tohumları kullanarak tarım alanları oluşturduk. Yine sonbaharda kullandığımız tohumları da keselerle birlikte velilerimize göndereceğiz. Projemizin temelinde permakültür tarım yöntemi yer almaktadır. Permakültür tarım yöntemine göre dışarıdan ücret ödeyerek bir şeyler kullanmak yerine doğada var olan ahşap, taş, kaya gibi ürünler kullanılarak alanlar oluşturuluyor. Biz de permakültür felsefesinde tarımımızı yapıyoruz, ata tohumumuz çoğaltarak, çevremize, köylerimize, diğer okullarımıza, kurum ve kuruluşlarımıza dağıtmayı hedefliyoruz. Öğrencilerimize ata tohumunun önemini, hibrit tohumlar kadar verimli olmasa da, uzun vadede hastalıkların önüne geçecek bir organizasyon olduğunu anlatmaya çalışıyoruz” diye konuştu. “Atıl vaziyetteki alanın taşlarını tek tek elimizle ayıkladık” Kuzyaka İlkokulu Müdür Yardımcısı ve Proje Sorumlusu İsmail Dereli de, “Amacımız burayı atıl durumdan, öğrencilerimizin kullanabileceği bir yaşam alanına çevirmekti. Bunu başardığımıza inanıyoruz. Kompost alanımızda ürettiğimiz gübreyle daha verimli bitki yetiştirme amacımıza ulaşmış durumdayız. Gelişmelerde çoğalarak devam ediyor. Burayı el birliğiyle yaptık. Bizler memnunuz, çocuklarımızda memnun, ayrıca güzel bir görsellikte kattık okulumuza. Marul, tere, yeşil soğan, sarımsak, fasulye, domates, salatalık, patates gibi ürünler ektik. Burasını atıl vaziyetteyken neredeyse tüm okulumuzla birlikte hep bir el vererek tek tek taşlarını ayıkladık ve temizledik. Bütün düzenlemelerini öğretmenlerimizle ve öğrencilerimizle birlikte yaptık” şekline konuştu. "Bunları ekerken, çok mutluluk yaşadım” Alanda üretim yapan öğrencilerden Ebrar Sirkecioğlu ise, “Birçok ürün ektik. Burayı el birliğiyle yaptık. Burası eksiden çamurlu bir alandı. Burayı yaparken, çok güzel şeyler hissettim. Bunları her geçen gün büyütüyoruz. Burası için çok uğraştık. Bunları ekerken, çok mutluluk yaşadım” ifadelerini kullandı.
Kastamonu Özel bireylerin eğitim hayatına katkı sağlayacak çalıştay sona erdi Kastamonu’da düzenlenen “Türkiye Yüzyılı Kastamonu Özel Bireyler” çalıştayı sona erdi. Çalıştayın kapanışında konuşan Vali Meftun Dallı, "Özel çocuklarımıza bireylerimize vereceğimiz katkıları bir an önce yapmaya gayret edeceğiz” dedi. Kastamonu Valiliği tarafından Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nda düzenlenen “Türkiye Yüzyılı Kastamonu Özel Bireyler Çalıştayı” sona erdi. 2 gün süren çalıştayın kapanış programına Vali Meftun Dallı, AK Parti Kastamonu Milletvekili Serap Ekmekci, Kastamonu Belediye Başkan Vekili Hasan Fehmi Taş, KUZKA Genel Sekreteri Dr. Serkan Genç, İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Gümüş ve Kastamonu Özel Bireyler ve Aileleri Dayanışma Derneği Başkanı Huriye Boyraz ile sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve özel birey aileleri katıldı. “Türkiye, hem hukuki hem de pratik olarak büyük mesafeler kat etti” Türkiye’nin hem hukuki hem de pratik gelişmeler olarak büyük mesafeler kat ettiğini söyleyen Kastamonu Valisi Meftun Dallı, “Gönül isterdi ki çalıştığın başlangıcından itibaren saat saat takip edelim. Ancak Ankara’daydım, o sebeple katılamadım. Öncelikle bir hakkı teslim edeyim. Bu konunun fikri tamamen Milletvekilimizin. Serap hanıma teşekkür ediyoruz onun için. Daha sonra bizler de, süreci daha kolay yönetebilmek adına Valilik olarak katkıda bulunmaya çalıştık. Tabii unutmadan çalıştaya katılan katkı sunan hocalarımız başta olmak üzere bütün arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz. 1988 yılında başladım mesleğe. O taraftan bugüne baktığımda Türkiye bu konuda gerçekten çok büyük bir mesafe kat etti. Her alanda, özel bireylerimiz ile ilgili gerek hukuki boyut olarak, gerek pratik gelişmeler olarak baktığımızda mukayese edilemeyecek kadar mesafe kat ettiğimizi buradan söylemem lazım. İyinin hududu yoktur. Bunun iki boyutu var birincisi ulusal düzeyde birisi yerel düzeyde yaklaşmamız gereken üretmemiz gereken çözümler var” dedi. “Özel çocuklarımıza bireylerimize vereceğimiz katkıları bir an önce yapmaya gayret edeceğiz” Özel çocukların ve bireylerin verecekleri katkıları bir an önce yapmaya gayret edeceklerini belirten Vali Dallı, “İşin ulusal düzeydeki boyutu en çok hukuki. Onunla da Sayın Milletvekilimiz komisyonda da inşallah o noktada buradan çıkacak sonuçları taşıyacaktır. Eksikler giderilecek, uluslararası standartlara ulaşılması anlamında yapılacak gereken ne varsa yapılacaktır. Yerel düzeyde imkanlar çerçevesinde yapılabilecek iken ilgisizlikten bilgisizlikten her nedense imkansızlıklardan belki yapılamayan işler varsa bu çalıştayın bir sonucu olarak bize iletirseniz elimden gelen her türlü gayreti göstereceğim. Çok küçük dokunuşlarla çok küçük inisiyatiflerle özel çocuklarımıza bireylerimize vereceğimiz katkıları bir an önce yapmaya gayret edeceğiz. Bunun sözünü taahhüdünü buradan veriyorum. Sanki evinde bir özel birey olan ailenin bir ferdiymiş gibi konuya yaklaşacağımızdan bu hassasiyeti göreceğimizden buradan hepinize tekrar etmek istiyorum” diye konuştu. “Daha hassasiyetle yaklaşacağız” Özel bireylerle ilgili konulara daha hassasiyetle yaklaşacaklarını söyleyen Vali Dallı, “Yaklaşık 60 bin öğrencimizin içerisinde 4 bin 860 özel birey olarak tanımlanmış çocuğumuz var. Onlarla ilgili yapılabilecek her şey inşallah bundan sonra biraz daha hassasiyetle yaklaşarak yapacağız. Bu konuya daha yakından eğilmemize onları daha yakından takip etmemize çalıştayımızın vesile olmasını diliyorum” şeklinde konuştu. “Birlikte yürüyeceğiz ve birlikte başaracağız” AK Parti Kastamonu Milletvekili Serap Ekmekci ise, “Türkiye Yüzyılında Kastamonu Özel Bireyler Çalıştayımız bu akşam sona eriyor. Öncelikle iki gün boyunca gösterdiğiniz büyük emek için tüm çalıştay katılımcılarımıza kalbi şükranlarımı sunuyorum. Farklı kamu kurumları ve özel kuruluşlardan gelerek ahenkli bir ekip oluşturdunuz, gözbebeğimiz bir konu üzerine saatlerce kendinizi verdiniz, deneyim ve akademik birikiminizi harman ettiniz. Çalıştay bildirimiz hasadımız olacak. Eminim ki her birimizin onur, gurur ve kıvanç duyacağı bir çalışmaya imza atılmış olacak. Teşekkür ediyorum. Bu çalıştayımız bir son değil aksine başlangıç. Hem özel bireyler alanında hem de toplumsal hayatın merkezini oluşturan diğer yaşam alanlarına ilişkin çalıştay serimizi sürdüreceğiz. Şunu gördük ki ortak akıl, istişare ve imece ile taş üstüne taş koymak hem çok kolay hem de çok doğru. ’Türkiye yüzyılında Kastamonu Özel Bireyler Çalıştayı’ bildirimizin ardından eylem adımlarımızı oluşturacağız. Bütüncül bir plana varmak için yola çıkacağız. Yerelde yapacaklarımızı yerelde, bakanlıklar düzeyinde yapacaklarımızı bakanlıklarda bir bir atacağız. Gözbebeklerimiz için en doğru, güncel ve sürdürülür eğitim yöntemlerini birlikte arayacağız, bulacağız ve hizmete sunacağız. Heyecanımın katılımcılarımızın gözlerinde görmek ve kalp vuruşlarının sesinde hissetmek yolumuzun uzun olduğunun kanıtı. Birlikte yürüyeceğiz ve birlikte başaracağız” ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından programa katkı veren uzmanlara plaket takdim edildi.