GÜNDEM - 30 Ocak 2017 Pazartesi 14:00

'Nanoteknoloji uygulamalarıyla araç bakımı ve temizliği kolaylaştı'

A
A
A
'Nanoteknoloji uygulamalarıyla araç bakımı ve temizliği kolaylaştı'

Araç temizliğinde işlem yapılan yüzeylere renk doygunluğu ile parlaklık kazandırdığı öne sürülen nanoteknoloji uygulamasının, araç bakımı ve temizliğini kolaylaştırdığı belirtildi.

Cleanartnano Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Esen, nanoteknoloji uygulamasının araç bakımı ve temizliği kolaylaştırdığı belirtti. Esen, araç sahibi olmak kadar sahip olunan otomobile iyi bakmanın önemli olduğunu vurulayarak “Yılda bir kez de olsa hepimizin arabasının bakımını yaptırma gibi bir görevi olur.Harcadığımız para ve zaman tamamen otomobillerimizin yüksek performanslı, düzgün ve sağlıklı bir biçimde çalışması içindir. Nanoteknoloji, 'geleceğin teknolojisi' olarak bilim dünyasında uzun yıllardır yankı uyandıran, her geçen gün verilen önemin arttığı, hayatımızın hemen hemen her noktasına ulaşmış ve kullanım alanlarının artışı dünyanın gelişim hızına doğrudan etki eden bir araştırma-geliştirme teknolojisidir. Uzmanların ve gelecek bilimcilerinin verdiği bilgilere göre; elektrik, araba, telefon, internet vb. buluşlar gibi nanoteknoloji de dünyayı değiştirmektedir ve gelecekte nanoteknoloji içermeyen sektör olmayacağını öngörmektedirler” dedi.

Yüzeylerin nano yüzey koruma uygulama sonrası gösterdikleri değişen özelliklere 'Akıllı Yüzey Koruma Katman Teknolojisi' de denildiğini söyleyen Esen “Çok geniş kullanım alanında sahip olan nanoteknoloji yelpazesinin içinde yalnızca küçük bir alandır. Nano boyuttaki parçacıklar, günümüz makro dünyadan bildiğimiz özelliklere sahip değildirler aksine yakın geçmişe kadar bilmediğimiz ve her geçen saniye keşfettiğimiz farklı özelliklere sahiptirler. Uygulama esnasında yüzey üzerinde oluşturulan nano ölçekli ultra ince katman sayesinde, bu keşfedilen farklı özellikler yüzeylere kazandırılabilmektedir” diye konuştu.
“Clean Art Nanoteknoloji yüzey koruma ürünleri yoğun ilgi görüyor”

“1 nanometre (nm), 10-9 metre olarak tanımlanmaktadır. Diğer bir deyişle metrenin milyarda biri bir nanometreye eşittir ve bir saç telinin çapının yaklaşık 80 bin defa küçültülmesiyle ulaşılabilecek bir uzunluktur. Bu ölçekte günlük hayatta aşina olduğumuz klasik fizik yasaları geçerli değildir” diyen Esen, “Nanoteknoloji, maddenin atomik ve moleküler seviyede kontrolüdür. National Nanotechnology Initiative‘nin ‘En az bir boyutunun büyüklüğü 1’den 100 nanometreye kadar olan maddenin kontrolü’ ifadesi en genel tanım olarak kabul görmektedir. Nanoteknoloji Yüzey Koruma/Kaplama olarak ifade edilen bu yeni teknoloji, uygulama yapılan yüzeylerin elle tutulabilirliği, hava ve ışık geçirgenliği vb. orijinal özelliklerini değiştirmeden mekanik ve kimyasal etkilere karşı direncini arttırmaktadır. Uygulama yapılan yüzeylere renk doygunluğu, parlaklık kazandırır. Antibakteriyel özellik, küf ve korozyona karşı direnç, su tutmaz özellik, kir oluşumunu engelleme vb. pek çok özelliği insan sağlığı ve çevreye karşı duyarlı olarak kazandırmaktadır. İnsan saçından çok daha ince ve göz ile görülmeyen nanoteknolojik bu katman, fiziki olarak yüzey ile çok sağlam bağ kurmaktadır ve sadece yüksek mekanik aşınma ile yok edilebilmektedir. Endüstriyel üretim esnasında ya da son ürün aşamasında, istenilen yüzeye tercih edilen nanoteknoloji yüzey koruma özelliği kazandırılabilmektedir” şeklinde konuştu.

Nanoteknoloji yüzey koruma ürünleri Uygulamaları nerelerde kullanılır?

Nanoteknoloji Yüzey Koruma Ürünleri çok farklı özelliklere sahip yüzeylere uygulanabildiğini dile getiren Esen konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Farklı teknikler kullanılarak pürüzlü, pürüzsüz, boyalı, boyasız, parlak veya emici yüzeylere sahip doğal ve yapay malzemelere üretim esnasında ya da sonrasında uygulanabilir.

Clean Art Nanoteknoloji yüzey koruma ürünleri faydaları

Uzun süreli koruma sağlamaktadır. Uygulanan yüzeyin orjinalliğini korumaktadır. Çizilme vb. mekanik etkilere karşı yüksek performanslı koruma sağlamaktadır. Yüksek ısıya karşı dayanıklıdır. Zift, yağmur suyu vb. kimyasal etkilere karşı yüksek performanslı koruma sağlamaktadır. Kir, yağ ve su itici özellik sağlamaktadır. Kolay temizlenebilme özelliği ile avantaj sağlamaktadır. Herhangi bir kimyasal temizleyiciye ihtiyaç duyulmaz. Parlaklık ve renk doygunluğu kazandırır. Ultraviyole (UV) ışınlarının zararlı etkilerine karşı tam koruma sağlamaktadır. Pas oluşumu, küf oluşumu ve korozyona karşı dirençlidir. Antibakteriyel özellik kazandırır. İnsan sağlığı ve çevreye karşı duyarlıdır. Clean Art Nanoteknoloji Yüzey Koruma Ürünleri Koruma Süresi, Nanoteknoloji Yüzey Koruma katmanın dayanıklılık süresi; çevre koşulları, temizlik periyodları ya da yüzey şartlarına göre değişiklik göstermektedir. Koruma süresinin geçerliliği için önerilen kullanım ve temizlik kurallarına uyulması temel ilkedir. Uygun kullanım ve temizlik ilkeleri ile yapılan uygulamaya göre yüzey koruması 2 yıl ile 5 yıl arasında değişmektedir; hatta bazı özel uygulamalarda 10 yıl ve fazlasına ulaşabilen koruma süresi sağlamak mümkündür.

Bayilikler verilecek

Türkiye genelinde bayilikler verileceğini söyleyen Cleanartnano Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Esen, “Clean Art Nano, son yıllarda günlük hayatta da sıkça kullanılmaya başlayan 'Franchising' daha özet bir ifade ile sözleşmeye dayalı, bütünleşmiş pazarlama sistemi ile çalışan bir kuruluştur. Franchising, Türkçe'de bayilik kelimesi ile birçok benzer özelliğe sahip olsa da daha sistematik ve ciddi bir sistemdir. Franchising kelimesini Türkçe'de bir kelime ile ifade etmek mümkün olmadığından Clean Art Nano Uygulama Merkezleri'mize 'Bayilik, İş Ortağı' ünvanlarını daha uygun bulmaktayız. Clean Art Nano Uygulama Merkezi kurmayı talep eden siz değerli iş ortaklarımıza kurulum, teknik destek, reklam desteği vb. konularda ilk andan itibaren yardımcı olmaktayız. İş ortaklarımız ile ilişkilerimizin tamamını Kazan-Kazan Yaklaşımı'na göre kurmaktayız. İş ortaklarımız ile aynı oranda büyümemizi ve ilerlememizi sağlayan bu yaklaşım kuruluşumuzun temelinde var olan bir felsefedir”. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Garanti BBVA, yıla güçlü başladı Türkiye Garanti Bankası ilk çeyrek finansal tablolarını açıkladı. Bankanın konsolide finansal tablolarına göre, yılın ilk 3 ayında, net kârı 22 milyar 479 milyon 583 bin TL oldu. Aktif büyüklüğü 2 trilyon 462 milyar 474 milyon 815 bin TL seviyesinde gerçekleşti. Türkiye Garanti Bankası A.Ş., 31 Mart tarihli finansal tablolarını açıkladı. Bankanın konsolide finansal tablolarına göre, yılın ilk 3 ayında, net kârı 22 milyar 479 milyon 583 bin TL oldu. Aktif büyüklüğü 2 trilyon 462 milyar 474 milyon 815 bin TL seviyesinde gerçekleşirken, ekonomiye nakdi ve gayri nakdi krediler aracılığıyla sağladığı destek ise 1 trilyon 853 milyar 956 milyon 245 bin TL oldu. Fonlama bazını dinamik bir şekilde yöneten Garanti BBVA’nın fonlama kaynakları içindeki en büyük ağırlığı yüzde 71 ile müşteri mevduatları oluşturmaya devam etti. Müşteri mevduat tabanı yılın ilk 3 ayında yüzde 9,3 büyümeyle 1 trilyon 750 milyar 964 milyon 135 bin TL oldu. Güçlü sermaye odağını koruyan Bankanın sermaye yeterlilik oranı yüzde 15.4, özkaynak kârlılığı yüzde 36.0, aktif kârlılığı ise yüzde 3.9 seviyelerinde gerçekleşti. Konuyla ilgili bilgi veren Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, “2024, ekonomide bir önceki yıl başlayan dengelenmenin devamı niteliğinde olurken, yılın ilk üç ayında parasal sıkılaştırma politikalarının doğal sonuçları bilançoyu etkiledi. Kredi büyümeleri regülasyonun belirlediği sınırlar içinde kalırken, fonlama maliyetleri üzerindeki baskı devam etti. Yılın geri kalanı enflasyonla mücadele ve sadeleşmelerin daha ön plana çıktığı bir dönem olacak. Enflasyonla mücadele ortamında yüksek faiz oranları devam etse de doğru ve sağlıklı politikaların sonuçlarının özellikle yılın ikinci yarısında görülmesini bekliyoruz. Enflasyonun, Merkez Bankası’nın hedeflediği seviyelere düşmesi durumunda mevcut sıkılaştırma adımlarının kontrollü şekilde gevşetilebileceğini düşünüyoruz. Ekonomide atılan doğru adımlar neticesinde artan öngörülebilirlik yabancı yatırımcı ilgisini de olumlu etkiliyor. Bilançolarımızda önemli bir ağırlığa sahip olan KKM’deki çözülmenin, TL mevduat faizlerindeki yüksek getiri ve kurdaki makul seviyeler sayesinde artarak devam edeceğini düşünüyoruz” dedi. Recep Baştuğ sözlerini şöyle sürdürdü: “Şubat ayında uluslararası yatırımcılardan büyük ilgi gördüğümüz 500 milyon dolarlık sermaye benzeri tahvil ihracını gerçekleştirdik. Bu işlem; ABD tahvili + 409 bps (yüzde 8,375) seviyesine gelen fiyatlamasıyla son yıllarda bir bankanın gerçekleştirdiği en uygun maliyetli ‘sermaye benzeri borçlanma’ oldu. Türkiye’deki diğer bankaların da artan yurtdışı borçlanmalarını ve yabancıların taleplerini sektör açısından pozitif bir gelişme olarak değerlendiriyoruz. Banka olarak, sürdürülebilirlik konusuna odaklanıyoruz ve bu alanda iki ana başlık öne çıkıyor: iklim kriziyle mücadele ve kapsayıcı büyüme. Yeşil dönüşümü teşvik etmek ve bu alandaki farkındalığı artırmak öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor. Ayrıca, yenilenebilir enerji yatırımlarına sağladığımız kümülatif finansman tutarı 6 milyar doları aşarken, bugün her 4 rüzgar enerji santralinden biri bankamız tarafından finanse ediliyor; bu da bizi bu alanda pazar lideri konumuna getirdi. 2006’dan bu yana kadın girişimcileri destekleme kararlılığımız, bankacılık sektöründe ve diğer endüstrilerde yeni programların ilham kaynağı oldu. Kadın girişimcilere yönelik programlar kapsamında sağladığımız finansman desteği son 5 yılda 200 milyar TL’yi aştı. Stratejik önceliklerimizden biri olan girişimcilik alanına büyük önem veriyoruz ve bu alan kadın girişimciliğinden teknoloji girişimciliğine kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Sürdürülebilirlik stratejimizi, dijitalleşmenin desteğiyle toplumun tüm kesimlerine yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Aktif dijital müşterilerimizin sayısı 15.5 milyona ulaşırken, ana işlem adetlerinde şube dışı kanalların payı yüzde 98’e kadar yükseldi. Gelecekte ise yapay zekânın sektörü müşteri odaklı ve kişiselleştirilmiş hizmetler sunma noktasında daha güçlü bir konuma taşıyacağını öngörüyoruz. Güçlü sermaye yapımız ve sürdürülebilir büyüme stratejimizle, Garanti BBVA olarak Türkiye’nin ekonomik ve sosyal gelişimine katkı sağlamaya devam edeceğiz. Bankamızın yılın ilk çeyreğinde ulaştığı sonuçlarda emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarıma, bize güvenen ve destekleyen tüm paydaşlarımıza teşekkür ederim.” Hesap dönemine ait faaliyet sonuçlarına ilişkin özet finansal bilgiler şöyle açıklandı: Ortalama aktif kârlılığı yüzde 3.9 oldu. Ortalama özkaynak kârlılığı yüzde 36.0 seviyesinde gerçekleşti. Ekonomiye nakdi ve gayri nakdi krediler aracılığıyla sağladığı destek 1 trilyon 853 milyar 956 milyon 245 bin TL oldu. Toplam canlı krediler, TL krediler ve YP krediler pazar payları sırasıyla yüzde 10.8, yüzde 11.4 ve yüzde 9.6 seviyesinde gerçekleşti. Yılbaşından bu yana toplam müşteri mevduatları yüzde 9.3 büyüdü ve pazar payı yüzde 10.8 seviyesine geldi. Vadesiz mevduatların, toplam mevduatlar içindeki payı yüzde 43 olarak gerçekleşti. Sermaye yeterlilik oranı yüzde 12.1 olan yasal limitlerin üzerinde yüzde 15.4 seviyesinde gerçekleşti. Donuk alacak oranı yüzde 1.9 seviyesinde gerçekleşti.
Trabzon Karları eriyen Sis Dağı misafirlerini ağırlamaya başladı Trabzon’un Şalpazarı ilçesine bağlı Sis Dağı Yaylasında kış aylarında yağan yoğun karın erimesiyle birlikte yayla misafirlerini ağırlamaya başladı. Baharın gelmesiyle eriyen karların ardından yaz mevsimine doğru yayladaki turizm faaliyetlerinin artması bekleniyor. Trabzon’un Şalpazarı ilçesi ile Giresun’un Eynesil ilçesi sakinleri tarafından yoğun olarak kullanılan ve deniz seviyesinden 2 bin 182 metre yüksekteki Sis Dağı Yaylası üzerindeki kar örtüsünü büyük ölçüde attı. Yayla yoğun yapılaşmayla gündeme gelse de her mevsim farklı bir güzellik ile ziyaretçilerini ağırlıyor. Trabzon-Giresun sınırında yer alan Sis Dağı yaylası Nisan ayının son günlerinde vatandaşların ilgisini çekmeye başlayarak adeta sezona "Merhaba" dedi. Her yıl Temmuz ayının dördüncü cumartesi günü Sis Dağı Şenlikleri’nin de yapıldığı yayla ziyaretçilerini bekliyor. 41 yıl sonra yeniden Sis Dağı’nda Yaylada karların erimeye başlaması ile yaylaya çıkan vatandaşlar arasında yer alan Ramazan Akat, 41 yıl sonra Sis Dağı’na çıktığını söyledi. Akat "Daha önce de gelmiştim buraya gençliğimde. 1983 yılında bu bölgeye gelip ilk elektrik trafosunun açılışında bulunmuştum. O günden beri bildiğim ve beğendiğim bir bölge burası. Doğal güzellik çok güzel bir şey, tertemiz hava, güzel tabiat. Herkesin içine bir sıcaklık ve güzellik duygusu aşılıyor. Deniz kenarlarında yanmaktansa bu yaylalarda efil efil esen bir rüzgarın altında yanmak çok daha güzel bence" dedi. Ankara’dan ilk defa Sis Dağı’na geldiğini ifade eden Emine Akat, "Trabzonluyum ancak Ankara’da yaşıyorum. Buraya ilk defa geldim. Çok beğendim gerçekten ve çok güzel. Anlatılmaz yaşanır derler ya tam olarak öyle işte. İnsan çok duygulanıyor. Şehir merkezinde sıcacık hava var ama buraya geliyorsunuz bu kar, toprak ve suyu görünce çok mutu oldum. Kesinlikle bir daha gelmek isterim. Zaten çocuklarım da artık bu tarafa taşınmayı düşünüyorlar. Ben son zamanlarda Karadeniz belgeselleri izliyorum. Herkesi buraya gelmeye davet ediyorum. Bu tarihlerde bu karı burada görmek çok güzel" diye konuştu. Sahilden 40 dakikada Sis Dağı’na çıkabilirsiniz Vakfıkebir’den geldiğini belirten Yavuz Cömert ise "Çocuklarla birlikte geldik, onları böyle dağlara ’Çıkaralım’ dedik. Tepelerde parça parça kar olsa da artık onlar da 5-10 gün içinde erir. Bu vakitten sonra burası Trabzonluların, Giresunluların bir numaralı yeri. Burası olsun, tepe tarafının olsun her hafta sonu ziyaretçileri oluyor. Sis Dağı 2 bin 182 rakımlı bir yayla. Bu civarın en yüksek dağı. Burada hafta içi, hafta sonu, özellikle yaz aylarında çayınızı içecek, mangalınızı yapacak yer bulamıyorsunuz. Gelecek olanlar sahilden yaklaşık 40 dakikada buraya gelebilir ve yayla havasını alabilirler. Günübirlik çok rahat gelinip gidilebilecek bir yer" ifadelerini kullandı.