DÜNYA - 17 Ağustos 2021 Salı 16:11

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'den Afganistan açıklaması!

A
A
A
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'den Afganistan açıklaması!

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Taliban'ın kontrolü yeniden ele geçirmesi gibi bir riskin farkında olduklarını ancak kimsenin Afgan hükümeti, güvenlik güçleri ve vilayetlerinin bu kadar çabuk çökeceğini öngöremediğini söyledi. Basın toplantısına katılan muhabirlerden biri Stoltenberg’e gözyaşları içinde “20 yıl boşa mı gitti?” diye sordu.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Taliban’ın kontrolü ele geçirdiği Afganistan hakkında basın toplantısı düzenledi. Stoltenberg toplantıda yaptığı açıklamada, "Afganistan'da durum son derece ciddi, endişe verici ve tahmin edilemez. Kabil düştü ve Taliban ülkenin çoğu bölgesinde kontrolü ele geçirdi. Afganistan’ın çöküşünü gördüğüm için derinden üzgünüm. NATO şu anda ülkeden ayrılmak isteyen personeli, müttefik ülkelerin personelleri ve onlara yardımcı olan Afganları güvenli bir şekilde tahliye etme konusunda çalışıyor. NATO, Kabil Havalimanı’ndaki operasyonları sürdürüyor. Yaklaşık 800 NATO personeli, hava trafiği ve iletişim alanlarındaki temel fonksiyonları çok zor şartlar altında yürütmeye devam ediyor, onlara teşekkür etmek istiyorum” dedi.

Türkiye, ABD ve İngiltere’nin havalimanının güvenliği ve tahliyesini organize etme konusunda kilit rol oynadığını belirten Stoltenberg, “Özellikle Türkiye, ABD ve İngiltere’ye teşekkür etmek istiyorum” diye konuştu.
NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, ABD’nin çekilme kararı almasının ardından diğer NATO üyelerinin Afganistan'da kalmasının mümkün olmadığını, 30 üyenin anlaşarak birliklerini ülkeden çekmeye karar verdiğini söyledi. ABD ve diğer NATO üyelerinin geri çekilme kararının ardından Taliban'ın ülkede güç kazanması riskinin bilincinde olduklarını vurgulayan Stoltenberg, “ABD Taliban'la birlikleri geri çekme konusunda anlaştığında tüm müttefikler hemfikirdi. Afganistan'da sonsuza kadar kalma gibi bir niyetimiz hiç olmadı. Taliban'ın kontrolü yeniden ele geçirmesi gibi bir risk hep vardı. Şu anda bölgede hiç askerimiz yok ve durumun nasıl geliştiğine bakın. NATO olarak bunca yıl biz de ağır bir bedel ödedik. Riskleri görmüştük ama kimse Afgan hükümeti, güvenlik güçleri ve vilayetlerin bu kadar çabuk çökeceğini öngörememişti. Son haftalarda beklenmedik hızla hem ordu hem de siyasi mekanizma çöktü” ifadelerini kullandı.

“Bizim eğitim verdiğimiz askerlerin nasıl bu kadar çabuk çöktüğünü sorgulamak gerek”

NATO'nun Afganistan görevini gözden geçirmesi gerektiğini ve öğrenilmesi gereken dersler olduğunu belirten Stoltenberg, “Afganistan’da uzun vadede faydası olacak yerel kapasiteyi inşa ettiğimizi düşünüyorduk ama bizim eğitim verdiğimiz ve donattığımız askerlerin nasıl bu kadar çabuk çöktüğünü sorgulamak gerekiyor. Şu an önceliğimiz tahliyeleri tamamlamak, daha sonra öğrenilmesi gereken dersleri gözden geçirmeliyiz” dedi.
NATO'nun Afganistan'da olduğu yıllar boyunca güçlü sesler yükseldiğini ve önemli bir ilerleme olduğunu dile getiren Stoltenberg, Afganistan'da kadın hakları başta olmak üzere insan haklarıyla ilgili durumu yakından izlemeye devam edeceklerini bildirdi. 2001'de terör tehdidi nedeniyle Afganistan'a gidildiğini ifade eden Stoltenberg, şimdi yönetimi devralanların sorumluluğunun terör örgütlerinin tekrar yuvalanmasına izin vermemek olduğunu söyledi.

"Havalimanını açık tutmak önceliğimizdi. Sadece kendi çalışanlarımız için değil, ülkede risk altında bulunan Afganların da tahliyesine yardımcı olmak için havalimanının çalışmaya devam etmesini sağlamak çok önemliydi. Bu insanlara yardımcı olmayı başardık, müttefikler hala havalimanında ve havalimanı şu anda çalışır durumda" diyen Stoltenberg, şu anda önemli olanın iktidar devrinin barışçıl şekilde gerçekleştirilmesi olduğunu vurguladı. Stoltenberg, barışçıl bir geçiş ve tüm grupların temsil edildiği bir yönetim olması halinde uluslararası toplumun Afganistan'a destek vereceğini belitti.

“Göçmen akını gibi konularda da Afganistan'ın istikrarı için çalışmaya devam edeceğiz”

NATO’nun, Afganistan’daki askeri görevini bitirse de diğer alanlarda, uluslararası kuruluşlarla birlikte insan hakları gibi alanlarda ülkeye yönelik desteklerini sürdüreceğini kaydeden Stoltenberg, NATO Liderler Zirvesi sonrasında verilen mesajın da bu yönde olduğunu aktardı. Artık ortada bir Afgan hükümeti kalmadığı için mali desteklerin durdurulduğunu dile getiren Stoltenberg, göçmen akını gibi konularda da güvenlik riskleri nedeniyle Afganistan'ın istikrarı için çalışmaya devam edeceklerini ifade etti.

Stoltenberg, Taliban’ın, birliklerin geri çekilmesine yönelik anlaşmada ülkede hiçbir terör örgütünün yuvalanmasına ve NATO üyelerine saldırı düzenlenmesine izin vermeyeceğine söz verdiğini hatırlattı.

Muhabirden Afganistan tepkisi: “20 yıl boşa mı gitti?”

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, konuşmasının ardından toplantıya video konferans yöntemiyle katılan muhabirlerin sorularını yanıtladı. Muhabirlerden birinin duygusal çıkışı dikkat çekti. Muhabir, NATO ve yabancı birliklerin Afganistan’dan çekilmesinin kadın ve çocuk hakları açısından ne anlama geldiğini ve 20 yılın boşa mı gittiğini sorarak, “Bir kadın olarak bu ülkenin geleceğini nasıl gördüğünüzü soruyorum” dedi. Muhabir, gözyaşları içinde Taliban’ı tanımamaları için uluslararası topluma çağrıda bulundu.

Stoltenberg muhabirin sorusuna verdiği yanıtta, NATO ve yabancı birliklerin geri çekilmesine yönelik tepki ve öfkeyi anladığını belirterek, “Afganistan’dan çekilme kararını vermek çok zordu çünkü ben de acınızı paylaşıyorum. Öfkenizi anlıyorum. Afganistan’a 2001’de ABD ile birlikte girdik, çıkmaya da birlikte karar verdik. Zor bir karardı ama sorumluluklarımız var. Afganistan'da sonsuza kadar kalmak gibi bir niyetimiz hiç olmadı” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Fitness sporcusu sağlık çalışanı kadının başarı hikayesi görenleri hayran bıraktı Elazığ’da vücut geliştirme ve fitness şampiyonu eşi sayesinde spora başlayan sağlık çalışanı Tuba Yıldırım, 4 yıldır hem yaptığı spor hem de yaşam stiliyle dikkat çekiyor. Elazığ’da yaşayan 1 çocuk annesi Tuba Yıldırım, özel bir hastanede yıllardır sağlık çalışanı olarak görev yapıyor. Yıldırım, dünya vücut geliştirme ve fitness şampiyonluğu ve ikinciliği bulunan eşi Uğur Yıldırım ile ’sporcu beslenmesi’ farklılığı nedeniyle spora başladı. Yaklaşık 4 yıldır profesyonel vücut geliştirme ve fitness ile ilgilenen 34 yaşındaki Yıldırım, yaşam stili ve yaptığı sporla dikkat çekiyor. Aynı zamanda sağlık sektöründe çalışan Yıldırım, şampiyon eşi ile birlikte açtıkları salonda hem genç sporcu yetiştiriyor hem de önümüzdeki aylarda düzenlenecek olan Türkiye Vücut Geliştirme ve Fitness Şampiyonası’na hazırlanıyor. "Elazığ’da vücut geliştirme alanında kadın sporcu olarak tekim" Eşinin vesilesiyle bu spor başladığını ifade eden Tuba Yıldırım, "Yaklaşık 4 yıldır profesyonel olarak bu sporu yapıyorum. Eşimle tanıştıktan sonra bu spora başladım ve ondan sonra profesyonel olarak devam etmeye çalışıyoruz. Elazığ’da vücut geliştirme alanında kadın sporcu olarak bir ilkim. İnşallah bunu da şampiyonlukla taçlandıracağız. Önceliğimiz şampiyonluk ardından da dünyaya açılmak niyetindeyiz. Son yıllarda bir artış var ama kadın sporcu olmak biraz zorlu bir süreç oluyor. Kadınların biraz daha ilgisinin artmasını temenni ediyoruz. Ben sağlık çalışanıyım. Eşimle de bu meslekle vesilesiyle tanıştık ve ondan sonra eşim beni spora teşvik etti. Bu spor, sadece vücut geliştirme ya da kas oranı yükseltme anlamında değil, sağlık açısından çok önemli" dedi. 14 yıldır vücut geliştirme sporuyla ilgilenen eşi 33 yaşındaki Uğur Yıldırım ise, "Dünya şampiyonluğu ve dünya ikinciliğim var. Yaklaşık 5 senedir de kendi spor kulübümüzü işletiyoruz. Burada gençlere örnek olmaya ve insanları spora teşvik etmeye çalışıyoruz. Şu anki en büyük hedefimiz de birkaç şampiyonluk daha alıp gençlere daha çok örnek olmak, sporu ve sağlıklı yaşamı insanlara daha çok lanse edebilmek. Eşim bu spora beni görerek teşvik oldu. İlk tanıştığımız zaman kendisi sporla ilgilenmiyordu. Kendisi benden gördükçe hoşuna gitti. Ayrıca sporcu beslenmesi farklı olduğu için evde biraz uyumsuzluk oluyordu. Ya ben ona uyum sağlayacaktım ya o bana. Eşim şu anda Elazığ’da bu spor branşında eğer şampiyon olursa, bu dereceye ulaşmış ilk kadın sporcu olacak. Bu konuda kendisiyle gerçekten gurur duyuyorum. Bu zor bir spor. Kendisi çok iradeli. İnşallah, 14 hafta sonra bunu bir Türkiye şampiyonluğu ile taçlandıracağız” diye konuştu.
Hatay Evladından depremden bu yana haber alamayan anne: “Batuhan olsaydı gelirdi, öperdi hediyesini verirdi” HATAY (İHA) – Hatay’da asrın felaketinden bu yana 25 yaşındaki evladı Batuhan Güleç’ten haber alamayan Sema Güleç, bu yıl Anneler Günü’nü evladı olmadan geçirmenin burukluğunu yaşıyor. Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay’da 25 bine yakın insan vefat etmiş ve çok sayıda vatandaştan depremden sonra haber alınamamıştı. Asrın felaketinin üzerinden 16 aydan fazla süre geçmesine rağmen yakınlarından gelecek haberi bekleyen vatandaşların da umutlu bekleyişi devam ediyor. Bu insanlardan biri de Hatay’ın İskenderun ilçesinde yaşayan Sema Güleç. Acılı anne mimarlık bölümü mezunu 25 yaşındaki evladı Mustafa Batuhan’dan aylardır haber alamıyor. Depreme İskenderun ilçesi Numune Mahallesi Güleryüz Apartmanı’nda yakalanan Mustafa Batuhan, asrın felaketinin ardından adeta yok oldu. Acılı anne Sema Güleç, evladından gelecek haberi aylardır umut içerisinde bekliyor. “Deprem anında evden dışarıya çıktık, zaten ilk önce oğlum aklıma geldi” Evladının yaşadığı binaya depremden 20 dakika sonra gittiğini dile getiren 53 yaşındaki Sema Güleç, oğlu Batuhan’ı nüfustan düşürmek istemediğini belirterek “6 Şubat depreminden sonra oğlum Mustafa Batuhan Güleç’e hiçbir şekilde ulaşamadım, oğlumu arıyorum. Deprem günü oğlum iş yerinin üzerindeki yine diğer evimizde kalıyordu, tekti. Ben de buradaydım, kendi diğer evdeydi. Deprem anında evden dışarıya çıktık, zaten ilk önce oğlum aklıma geldi. Dedim Batuhan’ın yanına gidelim, kızımla, damadımla birlikte o tarafa gittik ve binanın yıkıldığını gördük. Bina yıkıldıktan 20 dakika sonra ordaydım. Depremin ardından ben çok kaygılandım, araştırma yaptım daha bir şey çıkmadı, yani nüfustan düşürme olayı olmadı. Fakat bu kimilerinde miras konusu oluyor bazı işlemlerden dolayı isteğe karşı isteğe karşılıklı düşürülüyormuş nüfustan onu öğrenince biraz rahatladım. Ben daha evladımı arıyorum. Ben oğluma nüfustan düşürme ya da gaiplik verilmesini istemiyorum. Daha arıyorum, yani vefat ettiyse bana mezarını versinler. Yoksa ben kabul etmiyorum, nüfustan düşürmeyi, gaiplik verilmesini onu asla kabul etmiyorum” dedi. “Batuhan olsaydı gelirdi, öperdi hediyesini verirdi” Anneler Günü yaklaştıkça içini burukluk kapladığını dile getiren Sema Güleç, “Anneler Günü yaklaştıkça benim içimi bir burukluk kaplıyor. Benim diğer çocuklarım var ama hiçbiri birinin yerini tutmuyor. Hepsi ayrı ayrı Batuhan olsaydı gelirdi, öperdi hediyesini verirdi. Beraber geçirirdik, gerçekten Anneler Günü’nün yaklaşmasını istemiyorum. Oğlum yanımda olmadığı için artık Anneler Günü’nün gelmesini istemiyorum. Oğlum olmadığı için çok zor bir durum” şeklinde konuştu.
Hatay 25 yaşındaki evladından depremden bu yana haber alamayan anne, “Batuhan olsaydı gelirdi, öperdi hediyesini verirdi” Hatay’da asrın felaketinden bu yana 25 yaşındaki evladı Batuhan Güleç’ten haber almayan Sema Güleç, bu yıl Anneler Günü’nü evladı olmadan geçirmenin burukluğunu yaşıyor. Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay’da 25 bine yakın insan vefat etmiş ve çok sayıda vatandaştan depremden sonra haber alınamamıştı. Asrın felaketinin üzerinden 16 aydan fazla süre geçmesine rağmen yakınlarından gelecek haberi bekleyen vatandaşların da umutlu bekleyişi devam ediyor. Bu insanlardan biri de Hatay’ın İskenderun ilçesinde yaşayan Sema Güleç. Acılı anne mimarlık bölümü mezunu 25 yaşındaki evladı Mustafa Batuhan’dan aylardır haber alamıyor. Depreme İskenderun ilçesi Numune Mahallesi Güleryüz Apartmanı’nda yakalanan Mustafa Batuhan, asrın felaketinin ardından adeta yok oldu. Acılı anne Sema Güleç, evladından gelecek haberi aylardır umut içerisinde bekliyor. “Deprem anında evden dışarıya çıktık, zaten ilk önce oğlum aklıma geldi” Evladının yaşadığı binaya depremden 20 dakika sonra gittiğini dile getiren 53 yaşındaki Sema Güleç, oğlu Batuhan’ı nüfustan düşürmek istemediğini belirterek “6 Şubat depreminden sonra oğlum Mustafa Batuhan Güleç’e hiçbir şekilde ulaşamadım, oğlumu arıyorum. Deprem günü oğlum iş yerinin üzerindeki yine diğer evimizde kalıyordu, tekti. Ben de buradaydım, kendi diğer evdeydi. Deprem anında evden dışarıya çıktık, zaten ilk önce oğlum aklıma geldi. Dedim Batuhan’ın yanına gidelim, kızımla damadımla birlikte o tarafa gittik ve binanın yıkıldığını gördük. Bina yıkıldıktan 20 dakika sonra ordaydım. Depremin ardından ben çok kaygılandım, araştırma yaptım daha bir şey çıkmadı yani nüfustan düşürme olayı olmadı. Fakat bu kimilerinde miras konusu oluyor bazı işlemlerden dolayı isteğe karşı isteğe karşılıklı düşürülüyormuş nüfustan onu öğrenince biraz rahatladım. Ben daha evladımı arıyorum. Ben oğluma nüfustan düşürme ya da gaiplik verilmesini istemiyorum. Daha arıyorum, yani vefat ettiyse bana mezarını versinler. Yoksa ben kabul etmiyorum, nüfustan düşürmeyi gaiplik verilmesini onu asla kabul etmiyorum” dedi. “Batuhan olsaydı gelirdi, öperdi hediyesini verirdi” Anneler günü yaklaştıkça içini burukluk kapladığını dile getiren Sema Güleç, “Anneler günü yaklaştıkça benim içimi bir burukluk kaplıyor. Benim diğer çocuklarım var ama hiçbiri birinin yerini tutmuyor. Hepsi ayrı ayrı Batuhan olsaydı gelirdi, öperdi hediyesini verirdi. Beraber geçirirdik, gerçekten anneler gününün yaklaşmasını istemiyorum. Oğlum yanımda olmadığı için artık anneler günün gelmesini istemiyorum. Oğlum olmadığı için çok zor bir durum” şeklinde konuştu.