DÜNYA - 24 Ekim 2025 Cuma 22:34 | Son Güncelleme : 25 Ekim 2025 Cumartesi 10:10

NATO Genel Sekreteri Rutte: "Putin’in parası, askerleri ve fikirleri tükeniyor"

A
A
A

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, "Putin’in parası, askerleri ve fikirleri tükeniyor. Başkan Trump, çok doğru söyledi. Şimdi oldukları yerde durmalılar. Şimdi, Rusya üzerindeki baskıyı artırmanın tam zamanı" dedi.

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen, Hollanda Başbakanı Dick Schoof ve NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, İngiltere’nin başkenti Londra’da gerçekleştirilen Gönüllüler Koalisyonu toplantısının ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Basın toplantısında İngiltere Başbakanı Starmer, Ukrayna’nın sadece kendisi için değil İngiltere ve Avrupa halklarının tamamının özgürlüğü ve güvenliği için savaştığını söyledi. Gönüllüler Koalisyonu’nun Ukrayna’nın ve ABD Başkanı Donald Trump’ın arkasında birleştiğini söyleyen Starmer, çatışmaların durması ve müzakerelerin mevcut cephe hattından başlamasına destek verdiklerini ifade etti. ABD Başkanı Trump’ın Rus petrol şirketlerine yaptırım uygulamakta haklı olduğunu da sözlerine ekleyen Starmer, İngiltere ve Avrupa Birliği’nin (AB) de son dönemde benzer yaptırımlar kabul ettiğine dikkat çekti. Starmer, "Şimdi yapmamız gereken şey, bu baskıyı devam ettirmek" şeklinde konuştu. Starmer, "Bu savaşı durdurmak istemeyen tek kişi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’dir" dedi.

İngiliz lider, Rusya’nın son dönemde sivilleri hedef alan saldırıları artırması ve barışı reddetmesinin bunu açıkça ortaya koyduğunu savundu. "Putin savaşı bitirme fırsatını defalarca reddetti" diyen Starmer, Putin’i müzakere masasına oturmaya zorlamak için Rus petrol ürünlerinin piyasadan çıkarılması yönünde adım atacaklarını duyurdu.

Zelenskiy: "Rusya, enerji sistemimiz aleyhinde bir terör seferberliği yürütüyor"

Zelenskiy de, Avrupalı liderlere Ukrayna’ya destekleri için teşekkür etti. Dün Brüksel’deki AB Liderler Zirvesi ve bugün Londra’daki Gönüllüler Koalisyonu toplantısında önemli kararlar alındığını söyleyen Zelenskiy, "Bugün, tüm partnerlerimiz kritik önem taşıyan finansal destek dahil olmak üzere Ukrayna’yı önümüzdeki yıl desteklemeye devam edeceklerini teyit ettiler" dedi.
Rusya’yı kış mevsimini Ukrayna halkına eziyet için bir araç olarak kullanmakla suçlayan Ukraynalı lider, "Rusya, enerji sistemimiz aleyhinde bir terör seferberliği yürütüyor" dedi.

"Hedefleri değişmedi. Direncimizi kırmak istiyorlar. Yaptıkları her şeyi, Ukrayna’nın direncini kırmak için yapıyorlar" ifadelerini kullanan Zelenskiy, Rusya üzerinde baskı oluşturmak için yaptırımların kritik önemde olduğunu belirtti. Rus petrol şirketlerine yönelik yaptırımların büyük bir adım teşkil ettiğini de sözlerine ekleyen Zelenskiy, ABD Başkanı Trump ve bu yaptırımları uygulayan diğer müttefiklere teşekkür etti.

Rus şirketleri ve gölge filoya baskının artırılması gerektiğini söyleyen Zelenskiy, "Barış, saldırgana baskı yapılmasıyla mümkün olur. Bu nedenle de bu adımları atmaya devam etmeliyiz" şeklinde konuştu.

NATO Genel Sekreteri Rutte: "Putin’in parası bitiyor"

Basın toplantısında NATO Genel Sekreteri Rutte ise ABD’nin Rusya’nın en büyük petrol şirketlerine yönelik yaptırımlarının Putin üzerindeki müzakere baskısını artıracağını söyledi. ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’da savaşı sona erdirme ve kalıcı bir barışın tesisi konusunda kararlı olduğunu kaydeden Rutte, "Putin, Ukrayna’daki savaş alanında oldukça küçük toprak kazanımları elde ediyor. Bu marjinal kazanımlar, büyük bir bedele mal oluyor ve Putin’in hezeyanlı saldırganlığı, binlerce Rus vatandaşının ölümüne neden oluyor" dedi.

Rutte, "Ukrayna, kendini cesur bir şekilde savunmaya devam ediyor ve onlara sağladığımız destek işe yarıyor. Gerçek şu ki, Putin’in parası, askerleri ve fikirleri tükeniyor. Başkan Trump, çok doğru söyledi. Şimdi oldukları yerde durmalılar. Şimdi, Rusya üzerindeki baskıyı artırmanın tam zamanı" açıklamasını yaptı.

Danimarka Başbakanı Frederiksen: "Putin, öldürmeye son vermek istemiyor"

Basın toplantısında Putin’in Ukrayna’da barış istediğine dair hiçbir işaret bulunmadığını söyleyen Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen ise "Putin, öldürmeye son vermek istemiyor" ifadelerini kullandı.
Frederiksen, Gönüllüler Koalisyonu liderlerinin Rusya üzerinde baskıyı artırma, uzun vadeli finansmana bağlı kalma ve Ukrayna’nın savunma sanayisini güçlendirme konusunda anlaştıklarını söyledi. AB ve ABD’nin yeni yaptırım paketleriyle önemli adımlar attığını vurgulayan Frederiksen, "Ukrayna ve tüm Avrupalılara sözümüz şudur; devam etmeye kararlıyız" dedi.

Hollanda Başbakanı Schoof: "Ukrayna’yı savaşabilir konumda tutmalıyız"

Basın toplantısında Hollanda Başbakanı Dick Schoof ise diğer liderlerin açıklamalarını yinelemenin ardından Ukrayna’ya desteğin en üst seviyeye çıkarılması ve Rusya’ya karşı savaşı sürdürebilir konumda tutulması gerektiğini söyledi. Putin’in müzakerelere ikna etmenin tek yolunun ekonomik baskıyı artırmak olduğunu savunan Schoof, Rusya’nın Ukrayna’nın enerji altyapısını hedef alan saldırılarının ardından ülkesi Hollanda’nın kış aylarında Ukrayna’ya enerji desteğini artıracağı vaadinde bulundu.

"Dondurulmuş Rus varlıklarıyla ilgili karar bekleniyor"

Danimarka Başbakanı Frederiksen, dondurulmuş Rus varlıkları kullanılmak suretiyle Ukrayna’ya tedarik edilmek istenen "tazminat kredisinin" iyi bir fikir olduğunu fakat yanıtlanması gereken teknik sorunlar bulunduğunu söyledi. Frederiksen, dondurulmuş Rus varlıklarıyla ilgili kararın 24 Aralık tarihine denk gelen "Noel arifesinde" beklendiğini açıkladı.

"Tomahawk füzelerine ilişkin karar ABD’ye ait"

Ukrayna’’nın ABD’den Tomahawk seyir füzesi talebine ilişkin soru üzerine NATO Genel Sekreteri Rutte, hangi silahların tedarik edileceğine ilişkin kararın müttefik ülkelere ait olduğunu söyledi. ABD’nin halihazırda Ukrayna’ya geniş bir yelpazede silah sistemleri tedarik ettiğine dikkat çeken Rutte, "Temmuz ayında silah tedarikinde yavaşlamaya ilişkin bir risk vardı. Fakat Trump, baraj kapaklarını açtı ve sadece ABD’nin tedarik edebileceği silahların teminini mümkün kıldı" şeklinde konuştu.

"AB, Rus petrolüne karşı adım atmakta çok gecikti"

AB’nin Rus petrolü aleyhinde adım atmakta gecikip gecikmediği sorusu üzerine Frederiksen, "Evet, çok gecikti. Fakat bu, savaş sırasında Rus petrolü konusunda hiçbir şey yapmadığımız manasına gelmiyor" dedi.

İbrahim Aydoğan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen 2026 Merkezi Yönetim ve 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerine sunum yaptı. Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin iyileştirilmeye, geliştirilmeye her zaman açık bir sistem olduğunu söyleyerek, "İhtiyaçtan yeni ihtiyaçlar ortaya çıktıkça yeni değerlendirmeler yapıldıkça, dinamik bir şekilde kendini geliştiren bir yapı olduğunu ifade etmek isterim" ifadelerini kullandı. Demokratik sistemlerde farklı yönetim biçimlerinin olduğunu belirten Yılmaz, "Bunların hepsi demokratiktir ama yönetim sistemi olarak farklılık arz ederler. Başkanlık sistemi de vardır, parlamenter sistem de vardır, yarı başkanlık sistemi de vardır. Üçü de demokratik dünyada görülen sistemlerdir. Her birinin de farklı alt versiyonları olduğunu biliyoruz. Örneğin İngiltere’deki parlamenter sistemle kıta Avrupa’sındaki parlamenter sistem arasında da belli farklılıklar olduğunu biliyoruz. Nitekim bizim de önceki sistemimizin farklı bir parlamenter sistem olduğunu hep birlikte biliyoruz. Çok çeşitli zaafiyetler içeren bir sistem olduğunu biliyoruz. Halkımızın referandumda onayıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dediğimiz Türkiye’nin özel koşullarına uygun, kültürüne uygun bir yapılanmayı gerçekleştirmiş durumdayız. Bu sistem yeni sistem birçok testten başarıyla geçti. Kim ne derse desin. Son beş altı yıl özellikle bir taraftan dünyada belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Risklerin belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Bölgemizde jeopolitik gelişmelerin, savaşların, çatışmaların yoğunlaştığı bir dönem oldu. Pandemi gibi tüm dünyayı sarsan bir hadisenin yaşandığı bir dönem oldu. İçeride yine asıl afeti dediğimiz tarihimizin en büyük afetini yaşadık. Ekonomik şartlarla ilgili yine çeşitli süreçler yaşandı. Bütün bu süreçlerde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin avantajını gördüğümüzü, yaşadığımızı rahatlıkla ifade edebilirim. Hızlı karar alan, uygulayan, etkin bir sistem olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kendisini ispat etmiştir. Ama hep altını çiziyorum. Bugün de ifade edeceğim. Bu daha iyileştirilemeyeceği anlamına da gelmiyor. Daha da iyiye, daha gelişmiş bir yapıya doğru dönüşmeyeceği anlamına da gelmiyor. Tam aksine tecrübelerle yaşadığımız süreçlerle birlikte sistem iyileştirilmeye de her zaman açık bir sistem" şeklinde konuştu. Yılmaz, şöyle konuştu: "İyi ki bu küresel ve bölgesel fırtınalı dönemde Cumhur İttifakı gibi güçlü bir ittifakımız var. İyi ki Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü, dirayetli, tecrübeli bir liderimiz var. Liderlik her zaman önemlidir. Ama fırtınalı zamanlarda zor zamanlarda bir kat daha önemlidir. Bugün Türkiye siyasi istikrarıyla dünyadan birçok alanda pozitif ayrışan bir ülkedir. Sorunlarımız da elbette var ama bu sorunları aşma kapasitemiz de var. Bunu da birçok vesileyle ortaya koymuş durumdayız. Cumhurbaşkanlığı’yla ilgili saray ifadesini kullanıyor değerli arkadaşlarımız muhalefetten. Tabii ki saray değil orası. Milletin evi. Biz milletin evi olarak görüyoruz ve orası bir gelip bir gün görürsünüz belki. Ziyaret ederseniz nasıl bir, kurgu var zihninizde bilmiyorum ben, ama orası bir çalışma mekanı. Orada bürokratlarımız var. Çalışanlarımız var. Kamu görevlileri var. Gece gündüz bir mesai harcanıyor. Birçok durumda mesai kavramına bakılmadan bu ülkenin ihtiyaç duyduğu çalışmalar, faaliyetler yürütülüyor. Orası hiçbir partiye ait değil. Hiçbir kişiye de ait değil. Milletin evidir. Milletin gönlüne giren külliyenin kapısından da girer. Milletin gönlüne giremeyen oranın bir saray olarak hayalini kurar." Yılmaz, "Bugünkü Cumhurbaşkanlığımız geçmişteki Cumhurbaşkanlığı değil, bazen karıştırılıyor. Sanki o eski sistemimizdeki Cumhurbaşkanlığı makamıymış gibi değerlendiriliyor. Öyle değil. Bugün yönetimimizin merkezi Cumhurbaşkanlığı. Yasamada milli iradenin tecelli Türkiye Büyük Millet Meclisi’miz, gazi Meclisimiz. Yürütmede de milli iradenin tecelli ettiği makam Cumhurbaşkanlığı makamı. Eskiden doğrudan seçilmiyordu biliyorsunuz. Artık doğrudan halkımızın sandığa gidip seçtiği bir Cumhurbaşkanımız var. Milli iradenin doğrudan yansıdığı bir makam var. Ve burada yürütme makamı olarak Cumhurbaşkanlığı eski sistemdeki Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığının birleşmiş hali. Eskiden iki tane ayrı makam vardı biliyorsunuz. Dolayısıyla ayrı maliyetler, masraflar vardı. Aslında yeni sistem bunları sadeleştirmiş durumda. Yıllar itibariyle fark etmekle birlikte geçmişte Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığı bütçelerini birleştirirseniz toplam bütçenin binde üçüne dördüne denk gelirdi geçmişteki masrafla. Bugün binde biri seviyesinde. Binde bir, binde bir nokta bir, binde bin nokta iki seviyesinde. Geçmişe göre çok daha düşük maliyetle çalışan bir merkezden bir karargahtan bahsediyoruz. Yönetim sistemimizin kalbinden bahsediyoruz. Son derece makul düzeylerde bir maliyetle bu stratejik görevin yerine getirdiğini ifade etmek isterim" diye konuştu. Anayasa konusunda Yılmaz, "Burada bizim yaklaşımımız açıktır. Yeni sivil bir anayasayı savunuyoruz. Seçim beyannamemizde de var. Parti programımızda da var. Aslında bütün partilerin seçim beyannamelerinde bu var. Yani millete böyle daha iyi bir anayasa vaadi hemen hemen tüm partilerin seçim beyan namelerinde, politika belgelerinde var. Biz de bu yönde bir çalışmayı, mutfak çalışmasını sürdürüyoruz. Bütün partilere de çağrı yapıyoruz" dedi. Anayasada vesayetçi zihniyetin etkileri büyük oranda giderildiğini söyleyen Yılmaz, "Hala bazı kalıntıları olduğunu görüyoruz. Ancak çok sayıda değişiklikle iç tutarlılığı bir ölçüde zayıfladığını iç yapısında yeni daha tutarlı bir yaklaşımın faydalı olacağını düşünüyoruz. Bunlardan da belki daha önemlisi gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz. Bu anayasa hem devletin kurumlarını daha etkin çalıştıran daha uyumlu çalıştıran bir anayasa olmalı, hem de birey devlet ilişkilerini daha özgürlükçü, daha hak, hukuk temelli tanımlayan bir anayasa olmalı diye inanıyoruz. Ama bu bizim tek başına yapabileceğimiz veya Cumhur İttifakı olarak yapabileceğimiz bir konu değil. Diğer partilerle birlikte en geniş mutabakatı sağlayarak yapmamız gereken bir alan hem sistem eleştirileri yapıp hem de anayasa çalışmalarına girmeyiz diyenlerin çok tutarlı olduğunu ifade edemem doğrusu. Yani eğer gerçekten burada daha iyi bir anayasa, daha iyi bir sistem istiyorsanız buyurun çağrı yapıyoruz; gelin birlikte çalışalım, ortak akılla çalışalım" ifadelerini kullandı.