SPOR - 04 Aralık 2021 Cumartesi 22:50

Necati Ateş: 'Cüneyt hoca maçın önüne geçti'

A
A
A
Necati Ateş: 'Cüneyt hoca maçın önüne geçti'

Galatasaray Yardımcı Antrenörü Necati Ateş, Altay mücadelesinden sonra yaptığı açıklamada, karşılaşmanın hakemi Cüneyt Çakır'ın maçın önüne geçtiğini söyledi.

Spor Toto Süper Lig’in 15. haftasında Galatasaray evinde karşı karşıya geldiği Altay ile 2-2 berabere kaldı. Müsabakanın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulanan Galatasaray Yardımcı Antrenörü Necati Ateş, "Geçen hafta Emre’nin pozisyonunda hakeme sorduk. Pozisyonda darbe var, ‘Önce topa vurdu’ dedi. ‘Tamam’ dedik. Geçmişte Dünya Kupası’nda kafasından sekip koluna gelen topa penaltı vermedi. Böyle bir pozisyonda penaltı veriyor.

Kendi kararlarına yenik düşüyorsun. Vücudundan sekiyor, kola geliyor. Kurallar bize gelince farklı. Oyun bizim elimize geçmiş, coşkuyu almışız, gol atmış. Böyle bir kararla oyun dönüyor. Önüne geçiyorlar. Çok şey söylemek istiyorum ama fazla söylemek mi söylememek mi doğru. Hocaya verilen cezalar inanılır gibi değil. Tamam anladık, hep perşembe açıklıyorsunuz. Ülkemizde adına bir maça çıkımız. Cuma açıklasanız ne olur ne değişir. Zaten yüksek veriyorsunuz. Tahkime gitse de düşmeyeceğini biliyoruz. Bize verilen cezalar yüksekten, rakiplere alttan. Garip bir oyunun içerisindeyiz. Görüyoruz bir şey yapıyoruz. Oynadığımız oyun bizi ilgilendirir. Biz kendi yorumumuzu yaparız. Maçın hakemi oyunun önüne geçmemeli. Bana göre Cüneyt hoca oyunun önüne geçti" diye konuştu.

Penaltı pozisyonunu hakem Cüneyt Çakır ile konuştuklarını ifade eden Ateş, "Maç bittikten sonra soyunma odasına giderken konuştuk. Bu kuralların değiştiğini söyledi. Örnek vereyim. Sivas maçında Fenerbahçe’de Kim’in eline çarptı. Destek el dediler. Kural bize gelince kural garip bir şekilde değişme giriyor" şeklinde konuştu.

Güçlü oyunlarını devam ettireceklerini belirten Necati Ateş, "Biz iyi oynuyoruz biliyoruz. Bazen iyi oyunu skorla birleştiremiyoruz. Çok pozisyona girdik. Bu maçı tamamına yakını çok güçlü oynadık. Kazanmamız da gerekiyor. Bu oyun bizi ilgilendiriyor. Hakemin oyunun önüne geçmemesi gerekiyor. Çok geri düştük. Elimizden geleni yapacağız tekrar yukarı çıkmak için. Toplamda 20 üzerinde maç var. Gerçekten bir seri yakaladığımız zaman biz gelebiliriz arkadan. Bu güçlü oyun gösteriyor bize. Devre arası transferleri de olacak" ifadelerini kullandı.

"Biz Galatasaray’ız, hiçbir zaman bırakmayacağız"

Kendilerinin de böyle puan kaybı beklemediklerini söyleyen Ateş, "Hem Avrupa’da hem ligde mücadele etmek genç takımla bazı sıkıntılar verebilir. Güçlü oyun ilerisi için umutlu ediyor. Çok ciddi gol pozisyonlarına giriyoruz. Önemli ve genç oyuncularımız var. Bunları hepsi ileriye dönük olarak Galatasaray’a alındı. Kolay değil bu kadar genç takımlar hem ligde hem Avrupa’da mücadele etmek. Biz Galatasaray’ız, hiçbir zaman bırakmayacağız. Mücadelemizi sonuna kadar vereceğiz. Cüneyt hoca çok yakın vermedi. VAR’ın çağırmaması gerekiyor. Kendi görüyor. VAR her şeye bazen müdahale ediyor, etmiyor" değerlendirmesinde bulundu. Altay’da ilk profesyonel maçına çıktığını söyleyen Necati Ateş, siyah-beyazlıların Süper Lig’de kalıcı olmasını temenni etti.

Oğuzhan Ort - Ozan Buğra Koşar

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul “Hayat pahalılığı ile mücadele etmek için rekabet yasasının değişmesi gerekiyor” Son zamanlarda yapılan fahiş zamlardan dolayı rekabet gücünün düştüğünü söyleyen İstanbul Arel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Özgöker 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un değişmesi gerektiğini vurguladı. Pandeminin ardından devam eden ekonomik sıkıntılardan sonra Türkiye’de hayat pahalılığının her geçen gün daha da arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Uğur Özgöker özellikle zincir marketlerin açık ve gizli anlaşmalar yaparak tüketiciyi mağdur ettiğini belirtti. Aynı zamanda Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Derneği Başkanı olan İstanbul Arel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Uğur Özgöker açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı; “Bilindiği üzere bütün dünyayı derinden etkileyen Covid-19 Pandemisi sonrasında ülkemizde tüketicileri doğrudan ilgilendiren, hayati mal ve hizmet fiyatlarında ekonominin normal gereklerinin çok ötesinde fahiş zamlar yapılmaktadır. Ayrıca piyasada pandemi sonrası tekrar canlanan talep nedeniyle bazı mal ve hizmetler tedarik edilememekte, karaborsada satılmakta, normal karların bazı mallarda piyasa fiyatının 10 katı kadar ahlaksız, iktisadi realiteden çok uzak zamlar yapılmaktadır. Özellikle zincir marketler aralarında açık veya gizli anlaşmalar yaparak (Kartel oluşturarak) ya da piyasada hâkim durumda olan teşebbüsler bu hakimiyetlerini mevcut ve potansiyel rakipleri ile tüketiciler aleyhine istismar ederek (tekel/monopol haline gelerek) piyasayı bozmakta, serbest rekabeti ihlal etmekte ve özellikle de bireysel tüketicileri mağdur etmektedirler.” “4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un değişmesi elzemdir” Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da bazı değişikliklerin şart olduğunu da söyleyen Prof. Dr. Uğur Özgöker, “Piyasa dengelerinin bozularak serbest rekabetin kısıtlanması ya da tamamen engellenmesi, ücretli çalışan ve emeklilerin hayatlarının çok zorlaştırılması, geçim sıkıntısı çekmeleri ve zaruri tüketim mallarını bile tedarik etmekte çok zorlanmaları ve nihai olarak bu enflasyonist ortamı bahane eden kötü niyetli dış güçler ve işbirlikçileri bazı iç siyasilerin bunu istismar ederek ülkemizin istikrarını bozarak siyasi ve ekonomik kaosa sokmak çabalarını önlemek için Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da bazı değişiklikler elzem olmuştur” şeklinde konuştu. “Yeni kanunda hapis cezaları ve çok yüksek para cezaları verme hükümleri de eklenmelidir” Prof. Dr. Uğur Özgöker sözlerine şöyle devam etti: “Her ne kadar Anayasa’nın 172. maddesi uyarınca ‘Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder’ ile piyasaların denetimi ve dış ticaretin düzenlenmesi ile ilgili 167. Maddesi uyarınca ‘Devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır; piyasalarda fiili veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler’; hükümleri devlete görev vermesine rağmen; 13 Aralık 1994 tarihinde yürürlüğe giren RKHK ‘ da mevcut haliyle rekabeti en fazla bozan Devlet Yardımlarının Düzenlenmesi ve Denetlenmesi’ ne ilişkin (Teşvikler) ve doğrudan tüketiciyi koruyan hükümler yoktur. Mevcut kanunun hükümlerinde rekabeti ihlal eden teşebbüslere bir önceki yılın cirosu üzerinden yüzde 10 gibi sembolik bir oranda para cezası verilmesi yetkisi çok yetersiz kalmaktadır. Rekabeti ihlal ederek yüzde 500-1000 gibi fahiş oranlarında haksız kazanç sağlayan teşebbüsler çok cüzi cezalar karşısında rekabeti ihlal etme ve tüketiciyi istismar etmeyi sürdürmektedirler. Yeni kanunda ABD Rekabet Kanunun’da olduğu gibi hapis cezaları ve çok yüksek para cezaları verme hükümleri de eklenmelidir.” “Rekabet Kurumu bünyesinde Tüketici ve Rekabet Akademisi kurulmalıdır” Prof. Dr. Özgöker ayrıca Rekabet Akademisi önerisi ile ilgili de, “Ayrıca 4054 sayılı kanunun kuruma görev olarak verdiği ‘Rekabet Savunuculuğu’nu yürütecek yani ‘Rekabet’ kavramı ilgililere ve kamuoyuna anlatacak, bilgilendirecek, eğitecek ve sertifikalandıracak bir birim de kurum organizasyon yapısında öngörülmemiştir. Türk vatandaşlarının yaşam standartlarının ve refah seviyelerinin artırılması için RK bünyesinde ekonominin kalbi İstanbul’da Rekabet Kurumu İstanbul Temsilciliği binasında mukim bir "Tüketici Ve Rekabet Akademisi" kurulmalıdır. İstanbul merkezli bu akademi: Anayasamızda da yer alan devletin hem ‘Tüketiciyi Koruma’ hem de mal ve hizmet piyasalarında; ‘Rekabeti Koruma’ fonksiyonlarını birlikte yürüterek ekonomimizi geliştirecek, uluslararası rekabet gücümüzü artıracak ve vatandaşlarımız için eğitim, bilgilendirme, uluslararası sertifikasyon faaliyetlerini ifa edecektir. Bunların yanı sıra; Rekabetin ve Tüketicilerin Korunması, Haksız Rekabet, Damping, Sübvansiyon, Patent ve Fikri Mülkiyet Hakları, Kalite ve Standardizasyon gibi Uluslararası Ticaret Kurallarını ihlal eden ve ticari ahlaktan yoksun, teşebbüsleri tespit edecek, uyaracak ve gerekirse cezalandırılmaları için Rekabet Kurumu ve adli makamlara doğrudan sevk edebilecek yetkilerle donatılmalıdır” dedi. Son olarak tavsiylerini devam ettiren Özgöker sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bu üç hususla ilgili maddeler yeni Rekabetin Korunması Hakkında Kanun tasarısına derç edilmelidir. Yeni Kanun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla kanunu uygulamayla görevli mevcut ‘Rekabet Kurulu Üyeleri’nin görevleri sona erer ve yeni üyeler atanır maddesi de eklenmelidir. Konunun çok önemli milli bir mesele olması hasebiyle de yeni rekabet kurulu üyeleri de hemşerilik, akrabalık veya başka siyasi mülahazalarla değil tamamıyla liyakat esasına göre konunun uzmanları arasından belirlenip atanmalıdırlar.”