ASAYİŞ - 14 Aralık 2016 Çarşamba 10:57

Oda TV davasında flaş gelişme!

A
A
A
Oda TV davasında flaş gelişme!

Gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık, Soner Yalçın ve eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın da aralarında bulunduğu 13 sanıklı Odatv davasında beklenen mütalaa açıklandı. Savcı, somut suç olgusu tespit edilemediği gerekçesiyle tüm sanıkların beraatlerine karar verilmesini istedi.

Gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık, Soner Yalçın ve eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın da aralarında bulunduğu 13 sanıklı Odatv davasının görülmesine devam edildi. İstanbul 18’inci Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada, tutuksuz sanık Yalçın Küçük, Muhammed Sait Çakır, Barış Pehlivan, Hanefi Avcı, Coşkun Musluk, Nedim Şener, Ahmet Şık, Şükrü Doğan Yurdakul ve Barış Terkoğlu ile sanık avukatları hazır bulundu. Duruşmanın başlamasının ardından mahkeme heyeti, duruşma savcısı Ali Kaya’nın mütalaasını hazırladığını açıkladı. Savcı Kaya mütalaasında, iddianamede sanıklara suçlama konusu yapılan yazı ve yorumların gazetecilik faaliyeti sınırını aşıp, suç örgütü faaliyetine ulaştığına dair somut deliller ortaya konulamadığını belirtti.

"Dokümanların Odatv bilgisayarında açılıp okunduğuna dair somut kanıt bulunmadı"

Sanıkların yönlendirme ve teşviki ile işlenmiş somut bir suç olgusuna da rastlanılamadığı kaydedilen mütalaada, suçlamaya dayanak gösterilen dokümanların da bir kısmının virüs yoluyla Odatv internet sitesi bilgisayarına gönderilmiş olabileceğine ilişkin bilirkişi raporu bulunduğuna vurgu yapıldı. Dava açılırken dahi suçlama konusu yapılan dokümanların sanıklar tarafından yazıldığı ya da Odatv bilgisayarında açılıp okunduğuna dair somut bir kanıt bulunmadığının belirtildiğine değinilen mütalaada, sanıkların suçlama konusu yazı ve yorumlarının mesleki açıdan siyasi duruşa göre eleştiri veya övgü konusu olabileceği ancak somut suç olgusu tespit edilemediği anlatıldı.

"Ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur"

Sanıkların üyesi oldukları iddia olunan ‘Ergenekon’ isimli terör örgütünün varlığı konusunda somut bir tespit yapılamadığı vurgulanan mütalada, "Bu davaya dayanak gösterilen İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin hükmünün Yargıtay 16’ıncı Ceza Dairesi’nin kararından ‘Ergenekon’ isimli bir terör örgütünün varlığına ilişkin somut yeterli deliller bulunmadığının tespitinin yapıldığı anlaşıldığından sanıkların üzerlerine atılı suçlardan ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur" denildi.

Ahmet Şık: "Beraat gerekçesi delil yetersizliği olmamalı"

Savcının mütalaasını açıklamasının ardından sanık Ahmet Şık söz alarak, mütalaada delil yetersizliğinden beraatlerinin istendiğini ancak beraat gerekçesinin suç oluşmadığından verilmesini gerektiğini ifade etti. Sanık Şık, "Savunma için süre istiyorum. Benim savunmamı üstelenen iki avukatım başka bir suçlama ve komplodan dolayı diğer 8 arkadaşımızla birlikte cezaevinde tutuklu bulunmaktadır" dedi. Bazı sanıklar ve avukatları da, mütalaaya karşın savunma hazırlamak için süre istedi.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tarafların savunmalarını hazırlamaları için süre taleplerini kabul ederek duruşmayı 15 Şubat 2017 tarihine erteledi.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız tarafından hazırlanan 134 sayfalık iddianamede, Ergenekon Silahlı Terör Örgütü yöneticisi olduğu iddia edilen Yalçın Küçük’e yönelik çalışmalar devam ettiği esnada, Küçük’ün Odatv isimli internet sitesinin imtiyaz sahibi Soner Yalçın ve Odatv çalışanları ile örgütsel irtibatının bulunduğu öne sürülmüştü. Soner Yalçın’ın da Ergenekon soruşturması kapsamında haklarında işlem yapılan şüphelilerden birçoğu ile irtibatlı olduğu belirtilen iddianamede, "Yalçın Küçük'ün talimatı ile örgütün internet medyasını oluşturan Odatv’de örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda yönlendirme amaçlı yayın yapıldığı ve bu doğrultuda kamuoyunun şekillendirilmeye çalışıldığı tespit edilmiştir" denilmişti.

Yalçın Küçük’e 41,5 yıla kadar hapis talebi

İddianamenin bir numaralı sanığı Prof. Dr. Yalçın Küçük’ün 'silahlı örgüt kurmak, halkı kin ve düşmanlığa tahrik, devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin, yasaklanan bilgileri temin, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve özel hayatın gizliliğinin ihlal' suçlarından 22 yıldan 41,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyordu. Soner Yalçın’ın 'Halkı kin ve düşmanlığa tahrik, yasaklanan bilgileri temin etmek, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs, Özel hayatın gizliliğini ihlal, kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetme' suçlarından 14 yıldan 34 yıla kadar, Ahmet Şık, Nedim Şener ve Hanefi Avcı’nın 'Ergenekon silahlı terör örgütüne yardım etmek' suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyordu.
Diğer sanıklar Sanık Barış Pehlivan’ın 10 yıldan 23 yıla kadar, Barış Terkoğlu’nun 8,5 yıldan 18 yıla, Doğan Yurdakul’un 9 yıldan 21 yıla, Müyesser Uğur’un 7,5 yıldan 15 yıla, Coşkun Musluk’un 8 yıldan 18 yıla, Muhammet Sait Çakır’ın “9 yıldan 21 yıla, İklim Ayfer Kaleli’nin 8 yıldan 20 yıla ve Ahmet Mümtaz İdil’in 8 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası isteniyordu.

Kaşif Kozinoğlu cezaevinde vefat etmişti

Davanın tutuklu sanıklarından MİT Dış Operasyonlar Dairesi eski başkanı Kaşif Kozinoğlu hakkında, 'Ergenekon silahlı terör örgütüne yardım etmekle örgüt üyesi kapsamında olduğu, niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgileri temin ettiği, yasaklanan bilgileri temin ettiği' iddiasıyla 11,5 yıldan 26 yıla kadar hapsi isteniyordu. Kozinoğlu, dava süreci devam ederken 13 Kasım 2011'de tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevinde vefat etmişti. Kozinoğlu'nun hayatını kaybetmesi üzerine, hakkındaki davanın, TCK'nın 'Sanığın veya hükümlünün ölümü'nü düzenleyen 64. maddesi uyarınca 2012 yılında düşürülmesine hükmedilmişti.
İddianamede davanın tek şikayetçisi olan ve şu anda 'terör örgütü üyeliği' suçundan tutuklu bulunan gazeteci Nazlı Ilıcak, dava sürecinde şikayetinden vazgeçmişti. 

Başak Akbulut
İSTANBUL 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Erzincan’da kurtlar ahıra girdi: 10 koyun telef oldu, 10 koyun yaralandı Erzincan’ın Otlukbeli ilçesinde kurtların ahıra girmesi sonucu 10 koyun telef oldu, 10 koyun yaralandı. Hayvan sahibi, kurtların yerleşim yerleri için tehdit oluşturduğunu söyledi. Otlukbeli ilçesinde yaşanan kurt saldırısı, hayvan yetiştiricilerini tedirgin etti. İlçede Yasin Yıldırım’a ait ahıra giren kurtlar, 10 koyunu telef ederken 10 koyunu da yaraladı. Edinilen bilgilere göre, kurtlar ahıra girerek kısa sürede büyük zarara yol açtı. Sabah saatlerinde hayvanlarının telef olduğunu gören Yıldırım, yaşanan durum karşısında büyük üzüntü yaşadı. Hayvan sahibi Yasin Yıldırım, kurtların artık insanlardan kaçmadığını belirterek, "Kurtlar köpeklerimizi bile kaçırıp öldürüyor. İnsanlara ve yerleşim yerlerine çok yakınlar. Doğaya salınan ve insanlara alışmış bu hayvanlar yıl boyunca bizim için ciddi bir tehdit oluşturuyor" dedi. Sürü sahibi Yasin Yıldırım açıklamasında şunları söyledi; "Erzincan Otlukbeli Küçük Otlukbeli’nde küçükbaş hayvancılık yapıyorum. 6 yıldır burada hayvancılık yapıyorum. İki senedir, bu son iki senedir bu yırtıcı hayvanlar yani kurtlara karşı mücadele veriyoruz ama mücadelemiz hep yarım kalıyor. Geçen sene iki defa çadırlarıma girdi. Biz bir şekilde uyandık çıkardık, yani üç beş tane telefat verdik. Köpeklerimizi alıp götürüyorlar, geçen sene iki tane köpeğimi götürdü. Şu an gördüğünüz gibi gece girip içeriye girmiş. 10’a yakın hayvanım telef oldu. 10’a yakın hayvanım da içeride, onlar da yaralı yani onların kurtulma şansları da yok. Biz bir türlü bunlara önlem alamıyoruz. Önlem alamamamızın sebebi sopayla kovalıyoruz çünkü bunların avlanması, vurulması yasak. Ama yani biz baş edemiyoruz çünkü meraya gittiği zaman hayvanımız, haftada 3-4 tane hayvanımızı çalıp götürüyorlar. Köpekler baş edemiyor, çok akıllı hayvanlar oldukları için bir tanesi köpekleri alıp götürüyor, bir tanesi çobanı oyalıyor, diğeri de hayvanı alıp götürüyorlar. Yani yaklaşık ben diyeyim, iki yılda benim 200-300 hayvan varlığım yani üç beş üç beş şeklinde katledildi ve öldürüldü. Şu anda gördüğünüz gibi içeride de 15-20 tane hayvanım telef oldu. Yani 10 tane telef oldu, 10 tane de yaralı, onlar da telef olacaklar. Biz buna karşı bir önlem alamıyoruz. Aldığımız önlem şurada, bu sene 3 tane çadır Ankara’dan sipariş ettik. İşte bunlarda sıkıntı yok ama o diğerlerinde maliyetin altında olduğumuz için yani maliyeti çok yüksek olduğu için biz bir türlü yani bunu da seneye artık evvelki seneye bir şekilde toparlamaya çalışacağız ama yetkililerden bir önlem istiyoruz. Yoksa durumumuz kötü çünkü bugün bunu yaptı, yarın bir daha gelecek, öbür gün bir daha gelecek. Şimdi biz de sabahtan akşama kadar hayvanla uğraşıyoruz, akşam da işte yorgun düşüp yatıyoruz. Gece de nöbet tutuyoruz ama bu her gün böyle gidemez." Bölgede benzer olayların sıkça yaşandığını ifade eden Yıldırım, yetkililerden önlem alınmasını talep ederek, hem hayvanların hem de vatandaşların can güvenliğinden endişe duyduklarını sözlerine ekledi.
Trabzon Türk sinemasının usta ismi Hülya Koçyiğit Trabzon’da Türk sinemasının usta ismi Hülya Koçyiğit, "Trabzon Film Festivali" dolayısıyla geldiği Trabzon’da Kadın Yaşam ve İstihdam Merkezi’ni ziyaret etti. Burada atölyeleri gezen Koçyiğit’e Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in eşi Arzu Genç eşlik ederken, Koçyiğit, kadınların sergilediği ürünleri hayranlıkla inceledi. Koçyiğit, Karadeniz yöresinin geleneksel ve yöresel dokumaları arasında yerini alan yaklaşık bir asırdan beri kullanılan coğrafi işaretli keşanı dokumaya çalışması dikkat çekti. Koçyiğit, Trabzon’a ilk kez 5 yaşında geldiğini belirterek, "Trabzon’a ilk kez 5 yaşındayken gelmiştim ve ömür boyu birçok kez geldim. O nedenle bu gelişim ilk değil ama Trabzon’da ilk kez bir Film Festivali düzenleniyor. ’İlk’ demek biraz cesaret demek. Dilerim başladığı gibi bol bereketiyle inşallah hem şehrimize hem de sinemamıza çok büyük katkılarda bulunur bu festival. O nedenle bugün buradayım, çok da mutluyum. İyi ki bu seferki gelişimde böylesine faydalı bir mekânı ziyaret etmişim. Her biri birbirinden değerli geleneksel el sanatlarımız burada tekrardan hayat buluyor. Genç kadınlar burada bu mesleği, bu sanatı öğreniyor ve yaşatmaya devam ediyorlar. Bu beni çok gururlandırdı. Hepsinin ellerine, emeklerine sağlık. Burası bir yaşam merkezi. Buradan istifade eden bütün kadınları sevgiyle selamlıyorum. Daha nice nice kadınımızın bu imkânlardan yararlanmasını diliyorum" dedi.