EKONOMİ - 05 Temmuz 2017 Çarşamba 15:34

Ödemeler dengesi ve uluslararası yatırım pozisyonu raporu açıklandı

A
A
A
Ödemeler dengesi ve uluslararası yatırım pozisyonu raporu açıklandı

Merkez'den açıklanan rapora göre, çekirdek gösterge olarak kabul edilen altın hariç ile enerji ve altın hariç cari işlemler dengesinde geçen yılın son çeyreğinde başlayan iyileşme eğilimi, 2017 yılının ilk çeyreğinde de devam etti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2017 yılı birinci çeyrek ödemeler dengesi ve uluslararası yatırım pozisyonu raporunu açıkladı. 2017 yılı Mart ayı itibarıyla 12 aylık cari işlemler dengesi 2016 yılının sonuna kıyasla bir miktar bozularak 32,7 milyar dolar olarak gerçekleşti. Öte yandan, çekirdek gösterge olarak kabul edilen altın hariç ile enerji ve altın hariç cari işlemler dengesinde geçen yılın son çeyreğinde başlayan iyileşme eğilimi, 2017 yılının ilk çeyreğinde de devam etti. Bu dönemde, mevsimsellikten arındırılmış verilere göre, cari işlemler dengesi, tüm alt göstergelerle birlikte iyileşme eğilimini sürdürdü.

Cari açıktaki daralma eğilimi temelde dış ticaret dengesindeki iyileşmeden kaynaklandı. Son yıllarda, altın hariç bakıldığında ihracatın ithalata kıyasla daha yüksek oranda büyümesi dış ticaret açığının daralmasında etkili oldu. 2017 yılının ilk çeyreğinde, altın hariç ihracat yıllık bazda yüzde 12,6 artarken, altın hariç ithalat yüzde 3,4 ile sınırlı bir artış gösterdi.

İhracatta gözlenen performansta, son dönemde dış talepteki güçlü seyrin yanı sıra ihracatçıların pazar değiştirme esnekliğinin de önemli rol oynadığı değerlendirildi. 2016 yılı başından itibaren küresel büyüme yatay bir seyir izlerken ihracat ağırlıklı büyüme artış gösterdi. Ayrıca, ihracatın yaklaşık yarısını gerçekleştirildiği Avrupa Birliği (AB) ülkelerindeki nihai yurt içi talep kaynaklı büyüme ve Türkiye'nin AB'ye ihracatının yaklaşık yüzde 60'ının yatırım ve tüketim malından oluşması ihracat artışlarında etkili oldu. Bunun yanı sıra, 2017 yılının ilk çeyreğinde ihracattaki yüksek artışta çevre ülkelerle normalleşen ilişkilerin de katkısı oldu.

2017 yılının ilk çeyreğinde, petrol ve diğer emtia fiyatlarındaki yükselişle birlikte ithalat fiyatlarının artması nominal ithalatı artırıcı etkide bulunurken, iç talepteki ılımlı seyir ve reel kurdaki değer kaybı bu artışları sınırlandırdı. TÜFE bazlı reel kur endeksi yılın ilk çeyreğinde 2003 yılından bu yana gözlenen en düşük değerini aldı. Bu dönemde ithalat fiyatları yıllık bazda yüzde 6,8 oranında, reel ithalat yaklaşık yüzde 1 civarında artış gösterdi. Altın ithalatı ise, geçen yılın son çeyreğindeki seyrini sürdürerek Ocak-Mart döneminde 2,7 milyar dolar oldu. Bu gelişmeler neticesinde, altın hariç ithalatta sınırlı bir artış gözlenirken toplam ithalat yıllık bazda yüzde 7,7 oranında arttı.

Cari açığı azaltıcı etkide bulunan ve 2016 yılında gerileyen seyahat gelirleri, 2017 yılı Ocak-Mart döneminde de düşüş eğilimini sürdürdü. Çevre ülkelerden gelen turist sayısı artarken, özellikle Avrupa'dan gelen turist sayısındaki gerileme devam etti. Ancak, seyahat giderlerinin bu dönemde gelirlerden daha hızlı azalması sonucu net seyahat gelirleri yıllık bazda artarak cari açığı düşürücü etkide bulundu.

Finans hesabı

ABD seçimleri sonrasındaki belirsizlik nedeniyle küresel piyasalarda ortaya çıkan dalgalanma 2017 ilk çeyreğinde sona erdi. ABD'de destekleyici maliye politikasıyla büyümenin ivme kazanacağı, bununla birlikte FED'in para politikasındaki sıkılaştırmayı daha uzun vadeye yayacağı beklentisi ile başta ABD olmak üzere küresel piyasalarda toparlanma görüldü. Öte yandan, bölgedeki jeopolitik siyasi gelişmelerin devam etmesi ve anayasa referandum süreci portföy ve diğer yatırım girişlerine bu dönemde etki eden Türkiye'ye özgü olumsuz ayrıştırıcı unsur oldu.

Ödemeler dengesi finans hesabına ana başlıklar itibarıyla bakıldığında, doğrudan yatırım girişlerinde bir süredir görülen gerilemenin bu dönem yerini yatay seyre bıraktığı görüldü. Öte yandan, gelişmekte olan piyasalara yönelik ortaya çıkan sermaye girişlerinin bir yansıması olarak, portföy yatırımları yükümlülük kalemi kaynaklı girişler görüldü. Diğer yatırım girişlerinde, döviz kurlarında bu dönemde yaşanan hareketliğinin de etkisi ile azalma gerçekleşmiş gerek bankacılık gerek diğer sektör kredi net geri ödeyici pozisyonunda oldu.

Doğrudan yatırımlar

Yurt dışı yerleşiklerin ülkemizde gerçekleştirdiği doğrudan yatırımlar temelde sermaye ve gayrimenkul yatırımlarından oluştu. Bir süredir azalma eğiliminde olan yurt içine doğrudan sermaye yatırımları bu eğilimini 2017 yılı ilk çeyreğinde yataya çevirdi. Jeopolitik siyasi gelişmelerin bölgemize yönelik risk algısını olumsuz yönde etkilemesi doğrudan yatırım girişlerinde bu dönemde ortaya çıkan, düşük platodaki, yatay seyrin temel nedenini oluşturdu.

2017 yılı ilk çeyreğinde, coğrafi olarak Avrupa en fazla sermaye yatırımının geldiği bölge olmaya devam ederken, hizmetler sektörü en fazla yatırım çeken sektör oldu. Öte yandan, yurt içine doğrudan yatırımların diğer önemli bileşeni olan gayrimenkul yatırımları, 2012 yılında yabancılara Türkiye'de mülk almayı kolaylaştıran ilgili yasanın değiştirilerek uygulama tebliğinin çıkarılması ile birlikte 2013 yılından başlayarak hızlı bir artış gösterdi. 2017 yılı ilk çeyreğinde gayrimenkul yatırımları, bir önceki yılın aynı dönemine göre aynı kalarak 1 milyar 61 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti.

Portföy yatırımları

Portföy yatırımlarının temel seyri yurt dışı yerleşiklerin yurt içinde yaptığı yatırımlar tarafından belirlendi. Portföy yatırımları yurt içi yerleşiklerin yurt dışındaki yatırımları (portföy yatırımları net varlık edinimi) ile yurt dışı yerleşiklerin yurt içindeki yatırımları (portföy yatırımları net yükümlülük oluşumu) toplamından oluştu. Bankalar ve diğer sektörlerin toplamından oluşan yurt içi yerleşiklerin yurt dışındaki portföy yatırımları, yılın ilk çeyreğinde bankaların likidite tercihlerinin bir sonucu olarak yurt dışı portföylerini azaltması nedeniyle düşüş gösterdi.

FED'in para politikası sıkılaştırmasını uzun vadeye yayacağı beklentisi ile gelişmekte olan ekonomilere yoğun, Türkiye'ye ise göreli olarak daha düşük düzeyde, portföy girişleri gerçekleşti. Enstrüman bazında bakıldığında, genel hükümetin yurt içinde ve yurt dışında ihraç ettiği borç senetlerinde kuvvetli giriş yönlü hareket gözlenirken, bankacılık sektörünün Mart ayında gerçekleştirdiği yurt dışı tahvil ihraçları ile olumsuz piyasa koşulları nedeniyle bir süredir ara verdiği yurt dışı piyasalardaki işlemlerini yoğunlaştırdığı görüldü. Diğer taraftan, bu çeyrekte hisse senetlerinde de toplamda giriş yönlü hareket gerçekleşti. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Atıl arazi seraya dönüştürüldü, öğrenciler tarımsal üretime başladı Kastamonu’da Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından başlatılan projeyle öğrenciler, atıl vaziyetteki alanı temizleyerek sera üretimine başladı. Kastamonu’da Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından Kastamonu Orman ve Tarım İl Müdürlüğü ile Kastamonu İl Özel İdaresi’nin destekleriyle “Yeni Nesil Permakültür Tarım Yöntemiyle Ata Tohumuna Sahip Çıkıyor” projesi başlatıldı. Proje çerçevesinde Kastamonu’da merkez Kuzyaka İlkokulu ve Ortaokulu yanında bulunan atıl vaziyetteki alan, okul idaresi, öğretmen, veli ve öğrenciler tarafından temizlendi. Daha sonra proje ekibi, öğrencilerin velilerinden ata tohumu salatalık, biber, patlıcan, marul, salatalık, patates gibi tohumlar topladı. Toplanan tohumlar öğretmen ve öğrenciler tarafından hem seraya hem de oluşturulan bahçeliğe dikildi. Ayrıca sera ve bahçede tamamen organik kompostlar kullanılarak ata tohumları yetiştirildi. Yetiştirilen ata tohumları, hasat yapıldıktan sonra tekrar öğrencilerin ailelerine verilecek. Projeyle hem öğrencilerin organik beslenmeleri hem de ata tohumuna sahip çıkmaları amaçlanıyor. Kuzyaka İlkokulu ve Ortaokulu’nda hayata geçirilen proje alanını ziyaret eden Kastamonu Milli Eğitim Müdürü Hasan Gümüş, proje çerçevesinde yetiştirilecek ata tohumlarının diğer okullara da dağıtılmasını hedeflediklerini söyledi. “Öğrencilerimizi toprakla bir araya getirmek, stresi de en aza indirmek istiyoruz” Tarımın önemine dikkat çeken Kastamonu İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Gümüş, “Bilindiği üzere tarım artık stratejik bir unsur. Biz de öğrencilerimizi mutlaka teknolojiyle buluşturuyoruz ama teknoloji ile buluştururken aynı zamanda dünyanın en önemli stratejik unsuru olan tarımı da ihmal etmemeleri için projeler hazırlıyoruz. Bugün de burada ‘termal kültür’ dediğimiz tamamen organik doğal bir şekilde sebzelerin ve meyvelerin yetiştirildiği bir alan oluşturdu öğretmenlerimiz. Bu alanın oluşturulması ile beraber öğrencilerimiz domatesin, salatalığın, biberin, fasulyenin, marulun nasıl yetiştirildiğini öğrenirken, aynı zamanda eğlenerek öğrenme faaliyeti gerçekleştiriyorlar. Dijital dünya içerisinde öğrencilerimiz ve velilerimiz dijital unsurlarla daha çok baş başa oluyorlar. Hem bu dijital unsurların zararlı etkilerinden korumak daha çok toprakla bir araya getirmek ve kendi bünyelerinde oluşan stresi de en aza indirmesi adına bu tür faaliyetlerin önemli olduğunu düşünüyoruz. Birçok sebzenin, birçok meyvenin üretimde hem açık alanda hem de sera ortamında yapılıyor. Burada tamamen organik kompostlar kullanılıyor. Bu kompostların elde edilmesinde de atık olan evsel ürünler burada değerlendiriliyor. Evsel ürünlerden yapılan kompost gübreleme ile de buradaki ürünler ortaya çıkıyor. Bu alanın oluşturulmasında paydaş kurumlarımızın destekleri de var. Tarım ve Orman İl Müdürümüze ve tüm ekibine çok teşekkür ediyoruz. Bundan sonraki süreçte de bu tür faaliyetlerin tüm okullarımızda yaygınlaştırılmasını istiyoruz. Özellikle öğrencilerimizin de ata tohumlarını geleceğe taşımaları noktasında bu tür faaliyetler oldukça önem arz ediyor. Ata tohumunun geleceğe taşınmasında buradaki gençlerimiz büyük bir unsur olacaklar. Biz eğitime bütüncül olarak bakıyoruz. Eğitim-öğretim faaliyetlerini sadece akademik anlamdaki başarı değil, sosyal, sportif, kültürel ve tarımsal faaliyetlerinde eğitimin bir parçası olduğunu düşünüyoruz. Bu bütüncül anlayışla geleceğimiz olan gençleri Türkiye yüzyılında daha güçlü bir şekilde hazırlayacağız ve dünyayla rekabet edilebilir boyutunda da tüm dünyanın örnek gösterdiği gençler şeklinde yetiştireceğiz” dedi. “Doğada var olan ahşap, taş, kaya gibi ürünler kullanılarak oluşturduğumuz alanlarda tarım yapıyoruz” Kuzkaya Ortaokulu Özel Eğitim Öğretmeni aynı zamanda proje sorumlusu Müberra Kalafatoğlu ise, “Bu alan daha önce atıl olan bir alandı. Biz müdürümüz, müdür yardımcımız, proje ekibimiz, öğretmen arkadaşlarımızla beraber bu alanı temizleyip, düzenledik. Daha sonra yükseltilmiş bitki yatağımızı oluşturduk. Daha sonra İhsangazi Özel İdare’nin yardımıyla dağlardan yükseltilmiş bitki yatağımızın topraklarını getirdik. Yine Özel İdare’nin yardımıyla taşlar, parkeler getirip düzledik. Daha sonra Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’nün yardımıyla seramızı kurduk. Sonra da velilerimiz ve öğrencilerimiz ile ektiğimiz tohum keselerimizi hazırladık, velilerimize dağıttık. Velilerimiz yıllardır kullandıkları ata tohumlarını bizlere gönderdiler. Biz de zamanı geldikçe seramızda ve yükseltilmiş bitki yatağında bu tohumları kullanarak tarım alanları oluşturduk. Yine sonbaharda kullandığımız tohumları da keselerle birlikte velilerimize göndereceğiz. Projemizin temelinde permakültür tarım yöntemi yer almaktadır. Permakültür tarım yöntemine göre dışarıdan ücret ödeyerek bir şeyler kullanmak yerine doğada var olan ahşap, taş, kaya gibi ürünler kullanılarak alanlar oluşturuluyor. Biz de permakültür felsefesinde tarımımızı yapıyoruz, ata tohumumuz çoğaltarak, çevremize, köylerimize, diğer okullarımıza, kurum ve kuruluşlarımıza dağıtmayı hedefliyoruz. Öğrencilerimize ata tohumunun önemini, hibrit tohumlar kadar verimli olmasa da, uzun vadede hastalıkların önüne geçecek bir organizasyon olduğunu anlatmaya çalışıyoruz” diye konuştu. “Atıl vaziyetteki alanın taşlarını tek tek elimizle ayıkladık” Kuzyaka İlkokulu Müdür Yardımcısı ve Proje Sorumlusu İsmail Dereli de, “Amacımız burayı atıl durumdan, öğrencilerimizin kullanabileceği bir yaşam alanına çevirmekti. Bunu başardığımıza inanıyoruz. Kompost alanımızda ürettiğimiz gübreyle daha verimli bitki yetiştirme amacımıza ulaşmış durumdayız. Gelişmelerde çoğalarak devam ediyor. Burayı el birliğiyle yaptık. Bizler memnunuz, çocuklarımızda memnun, ayrıca güzel bir görsellikte kattık okulumuza. Marul, tere, yeşil soğan, sarımsak, fasulye, domates, salatalık, patates gibi ürünler ektik. Burasını atıl vaziyetteyken neredeyse tüm okulumuzla birlikte hep bir el vererek tek tek taşlarını ayıkladık ve temizledik. Bütün düzenlemelerini öğretmenlerimizle ve öğrencilerimizle birlikte yaptık” şekline konuştu. "Bunları ekerken, çok mutluluk yaşadım” Alanda üretim yapan öğrencilerden Ebrar Sirkecioğlu ise, “Birçok ürün ektik. Burayı el birliğiyle yaptık. Burası eksiden çamurlu bir alandı. Burayı yaparken, çok güzel şeyler hissettim. Bunları her geçen gün büyütüyoruz. Burası için çok uğraştık. Bunları ekerken, çok mutluluk yaşadım” ifadelerini kullandı.
Kastamonu Özel bireylerin eğitim hayatına katkı sağlayacak çalıştay sona erdi Kastamonu’da düzenlenen “Türkiye Yüzyılı Kastamonu Özel Bireyler” çalıştayı sona erdi. Çalıştayın kapanışında konuşan Vali Meftun Dallı, "Özel çocuklarımıza bireylerimize vereceğimiz katkıları bir an önce yapmaya gayret edeceğiz” dedi. Kastamonu Valiliği tarafından Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nda düzenlenen “Türkiye Yüzyılı Kastamonu Özel Bireyler Çalıştayı” sona erdi. 2 gün süren çalıştayın kapanış programına Vali Meftun Dallı, AK Parti Kastamonu Milletvekili Serap Ekmekci, Kastamonu Belediye Başkan Vekili Hasan Fehmi Taş, KUZKA Genel Sekreteri Dr. Serkan Genç, İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Gümüş ve Kastamonu Özel Bireyler ve Aileleri Dayanışma Derneği Başkanı Huriye Boyraz ile sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve özel birey aileleri katıldı. “Türkiye, hem hukuki hem de pratik olarak büyük mesafeler kat etti” Türkiye’nin hem hukuki hem de pratik gelişmeler olarak büyük mesafeler kat ettiğini söyleyen Kastamonu Valisi Meftun Dallı, “Gönül isterdi ki çalıştığın başlangıcından itibaren saat saat takip edelim. Ancak Ankara’daydım, o sebeple katılamadım. Öncelikle bir hakkı teslim edeyim. Bu konunun fikri tamamen Milletvekilimizin. Serap hanıma teşekkür ediyoruz onun için. Daha sonra bizler de, süreci daha kolay yönetebilmek adına Valilik olarak katkıda bulunmaya çalıştık. Tabii unutmadan çalıştaya katılan katkı sunan hocalarımız başta olmak üzere bütün arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz. 1988 yılında başladım mesleğe. O taraftan bugüne baktığımda Türkiye bu konuda gerçekten çok büyük bir mesafe kat etti. Her alanda, özel bireylerimiz ile ilgili gerek hukuki boyut olarak, gerek pratik gelişmeler olarak baktığımızda mukayese edilemeyecek kadar mesafe kat ettiğimizi buradan söylemem lazım. İyinin hududu yoktur. Bunun iki boyutu var birincisi ulusal düzeyde birisi yerel düzeyde yaklaşmamız gereken üretmemiz gereken çözümler var” dedi. “Özel çocuklarımıza bireylerimize vereceğimiz katkıları bir an önce yapmaya gayret edeceğiz” Özel çocukların ve bireylerin verecekleri katkıları bir an önce yapmaya gayret edeceklerini belirten Vali Dallı, “İşin ulusal düzeydeki boyutu en çok hukuki. Onunla da Sayın Milletvekilimiz komisyonda da inşallah o noktada buradan çıkacak sonuçları taşıyacaktır. Eksikler giderilecek, uluslararası standartlara ulaşılması anlamında yapılacak gereken ne varsa yapılacaktır. Yerel düzeyde imkanlar çerçevesinde yapılabilecek iken ilgisizlikten bilgisizlikten her nedense imkansızlıklardan belki yapılamayan işler varsa bu çalıştayın bir sonucu olarak bize iletirseniz elimden gelen her türlü gayreti göstereceğim. Çok küçük dokunuşlarla çok küçük inisiyatiflerle özel çocuklarımıza bireylerimize vereceğimiz katkıları bir an önce yapmaya gayret edeceğiz. Bunun sözünü taahhüdünü buradan veriyorum. Sanki evinde bir özel birey olan ailenin bir ferdiymiş gibi konuya yaklaşacağımızdan bu hassasiyeti göreceğimizden buradan hepinize tekrar etmek istiyorum” diye konuştu. “Daha hassasiyetle yaklaşacağız” Özel bireylerle ilgili konulara daha hassasiyetle yaklaşacaklarını söyleyen Vali Dallı, “Yaklaşık 60 bin öğrencimizin içerisinde 4 bin 860 özel birey olarak tanımlanmış çocuğumuz var. Onlarla ilgili yapılabilecek her şey inşallah bundan sonra biraz daha hassasiyetle yaklaşarak yapacağız. Bu konuya daha yakından eğilmemize onları daha yakından takip etmemize çalıştayımızın vesile olmasını diliyorum” şeklinde konuştu. “Birlikte yürüyeceğiz ve birlikte başaracağız” AK Parti Kastamonu Milletvekili Serap Ekmekci ise, “Türkiye Yüzyılında Kastamonu Özel Bireyler Çalıştayımız bu akşam sona eriyor. Öncelikle iki gün boyunca gösterdiğiniz büyük emek için tüm çalıştay katılımcılarımıza kalbi şükranlarımı sunuyorum. Farklı kamu kurumları ve özel kuruluşlardan gelerek ahenkli bir ekip oluşturdunuz, gözbebeğimiz bir konu üzerine saatlerce kendinizi verdiniz, deneyim ve akademik birikiminizi harman ettiniz. Çalıştay bildirimiz hasadımız olacak. Eminim ki her birimizin onur, gurur ve kıvanç duyacağı bir çalışmaya imza atılmış olacak. Teşekkür ediyorum. Bu çalıştayımız bir son değil aksine başlangıç. Hem özel bireyler alanında hem de toplumsal hayatın merkezini oluşturan diğer yaşam alanlarına ilişkin çalıştay serimizi sürdüreceğiz. Şunu gördük ki ortak akıl, istişare ve imece ile taş üstüne taş koymak hem çok kolay hem de çok doğru. ’Türkiye yüzyılında Kastamonu Özel Bireyler Çalıştayı’ bildirimizin ardından eylem adımlarımızı oluşturacağız. Bütüncül bir plana varmak için yola çıkacağız. Yerelde yapacaklarımızı yerelde, bakanlıklar düzeyinde yapacaklarımızı bakanlıklarda bir bir atacağız. Gözbebeklerimiz için en doğru, güncel ve sürdürülür eğitim yöntemlerini birlikte arayacağız, bulacağız ve hizmete sunacağız. Heyecanımın katılımcılarımızın gözlerinde görmek ve kalp vuruşlarının sesinde hissetmek yolumuzun uzun olduğunun kanıtı. Birlikte yürüyeceğiz ve birlikte başaracağız” ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından programa katkı veren uzmanlara plaket takdim edildi.