TEKNOLOJİ - 13 Eylül 2019 Cuma 13:32

ODTÜ Teknokent Kuluçka Merkezi meyvelerini veriyor

A
A
A
ODTÜ Teknokent Kuluçka Merkezi meyvelerini veriyor

ODTÜ Teknokent ATOM kuluçka merkezinde oyun geliştirme üzerine faaliyetler sürdüren Woordy Games firması yeni bir oyun geliştirdi.

Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Animasyon Teknolojileri ve Oyun Geliştirme Merkezinde (ATOM) Woordy Games firması ‘BastackBall’ isimli bir oyun üretti. Oyunun geliştiricilerinden Bilgisayar Mühendisi Mehmet Gökhan Okumuş, hiper gündelik kategorisinde ürettikleri oyun hakkında açıklamalarda bulundu. Oyun geliştirmenin ilk etapta çok fazla maddi götürüsü olmadığını anlatan Okumuş, en büyük sermayenin zaman ve hayal gücü olduğunu söyledi.

ODTÜ ATOM’da geliştirilen oyunların mobil pazarlara sunduklarını söyleyen Okumuş, ‘BastackBall’ adlı oyun hakkında, “Çıkartmış olduğumuz oyunun adı ‘BastackBall’ markette bulunan diğer hiper gündelik oyunlar gibi basit bir oyun. Kullanım ömrü kısa bir oyun. BastackBall, Google Play ve Appstore’de yayına girdi. Şu an için kullanıcı verilerini takip ediyoruz. Bizim için iyi bir tablo söz konusu. Muadili birçok oyun var. Geliştirmiş olduğumuz versiyonda bütün oyun bölümleri tasarlanarak gidiyor. Çoğunlukla birçok mobil gündelik oyunda bu durum gelişigüzel bir şekilde ilerliyor ya da belli bir bölümden sonra tekrar ediyor. Biz, oyunumuzu baştan sona bütün ayrıntıları tasarlayabileceğimiz şekilde geliştirdik. Pazarda belirli bir mekanik araştırması yaptık. Oyun mekaniğinin nasıl olması gerektiğine dair. Kendi ekibimizle bunun tartışmalarını sürdürdük. En sonunda aldığımız veriler doğrultusunda da keyifli bir mekanik olduğu konusunda dönüt aldık. Daha sonra geliştirmeye başladık. Oyunun çizimlerini yapan arkadaşımız, insanların bilinçaltında iyi etkiler oluşturan renkleri çoğunlukla kullandı. Çizim aşamasında tefsirlerine önem verdik. Aynı zamanda mekanik aşamasında da bu durum bu şekilde devam etti” açıklamasında bulundu.

Oyun üretimi konusunda bilgiler veren Okumuş, 4 kişilik ekibinden de bahsetti. Kendisiyle beraber; Ali Turan Ayaz, Onur Özüpek ve Batuhan Dikmen’den oluşan Woordy Games ekibinin geniş çaplı bir çalışma yürüttüğünü söyleyen Okumuş, “Oyun üretmeye başlamadan önce geniş çaplı bir araştırma yapmak gerekiyor. Oyun üretmek geniş bir süreç olduğu için bu sürecin sonucunda her şey boşa da gidebilir, çok da iyi olabilir. Önemli olan başlangıçta temeli iyi atabilmek ve iyi veri okumak. Bizim ekibimiz 4 kişiden oluşuyor. Aynı zamanda serbest çalıştığımız ekip arkadaşlarımızda olabiliyor. Ekip küçük olduğu için herkes birden fazla işe el atmak durumunda kalabiliyor” ifadelerini kullandı.

Mobil cihazların kullanım alanının genişlemesiyle birlikte dijital oyunların gündelik yaşamda daha büyük bir etkiye sahip olduğunu söyleyen Okumuş, “Dijital oyunlar günlük hayatta artık daha fazla oynanıyor. Mobil cihazların artması ve pazarların genişlemesi, uygulamaların gündelik yaşamdaki problemlere çözümler getirmesi doğrudan talep oluşturdu. Dijital oyunların da kullanım alanları devreye girmiş oldu. Mesela eğitim için oyun üretiliyor, tedavi alanlarında oyun üretiliyor. Mesela; kas hastalığı bulunan, eklem hastalığı bulunan insanlar belirli cihazlarla oyun oynayarak alıştırma yapıyor. Bu tarz uygulamalara ihtiyaçların bulunması, bizlerin de bağlantılı bulunduğumuz sektör üzerinde böyle bir yönlendirme yapıyor. Çocukluğumuzdan bu yana sürekli oyun oynamamız, çizgi filmler izlememiz de bizi bu yöne itiyor. Birçok geliştiricinin oyuna dair hikayesi bu şekilde başlıyor. Oynar, bir şeyleri beğenir, beğendikten sonra kendini gerçekleştirmek ister, kendi ürettiğini görmek ister” diye konuştu.

Türkiye’de oyun geliştiriciliğinin son zamanlarda popüler olduğunu söyleyen Okumuş, geliştirici açısından en büyük maliyetin oyunu pazarlama safhasında geliştiğini vurguladı. İnsan gücü ve zamanın da oyun gelişimi için harcanan maliyetlerden olduğunu söyleyen Okumuş, “Özellikle bizim gözlemlediğimiz bir ilgi artışı var. Aynı zamanda çok fazla döviz getiren ve yurt dışı pazarını hedefleyen oyunlar çok fazla. Özellikle mobil platformlarda ilerliyor bu çizgi. Çok net bir büyüme söz konusu çünkü bir maliyet durumu yok. Tek maliyet insan gücü ve zaman. Maliyet olmadan bir ürün ortaya koyma çabası geliştirici açısından daha da cezbedici oluyor. Çok fazla kuluçka merkezi var. Daha da çabalayarak özellikle birkaç yıl içerisinde Türkiye’de oyun geliştiricileri çok daha ciddi başarılar elde edeceğiz” dedi.

Emin Kuvat - İbrahim Berat Yılmaz
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Yağmurlu havalarda ıslanmak istemeyen depremzede Meriç’in sesini duyan sağlıkçı Havva’dan afetzede aileye sıcak yuva Hatay’da depremin ilk günlerinde enkaz altındaki vatandaşları yaşatmak amacıyla görev alan sağlıkçı Havva Aydanur Ertuğrul, yağmurlu havada bir daha ıslanmak istemeyen 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesini sıcak yuvasına kavuşturmayı başardı. Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay yerle bir olmuş, 25 bine yakın insan vefat etmişti. Afetin ilk saatlerinden itibaren Türkiye’nin dört bir yanından kurtarma ekipleri ve sağlık çalışanları bölgeye yardıma koşmuştu. Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgedeki afetzede vatandaşları hayata tutundurmak için mücadele etti. Sağlık personeli Ertuğrul, depremin yaralarını sarmak için kurucusu olduğu Ülkem Kitap Okuyor Derneği aracılığıyla afet bölgesine 21 çadır okul açtı ve 7 bin 700’den fazla öğrenciye 100 binden fazla kitap ulaştırdı. ATT Ertuğrul, depreme Antakya ilçesi Karaali Mahallesi’nde yakalanan 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesinin isteği üzerine afetzede aileye yuva yapabilmek için çalışma başlattı. Dernek aracılığıyla Altunay ailesine ev yaptırmayı başaran Ertuğrul, 2 odası ve 1 salonu olan evi Altunay ailesine teslim etti. "Yeterli maddi destek sağladığında yıl sonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz" Ülkem Okuyor Derneği olarak 2’nci evi teslim ettiklerini ifade eden Ertuğrul, "Depremin 37’nci gününde çadır okul açmıştık. Bugün ev yaptığımız öğrencimiz de o çadır okula gelen ilk öğrencilerimizden biriydi. Talent ve Meriç okulu açtığımızda koşa koşa gelmişti. Bu enkazlar bir gün kalkıp Hatay normale dönecek dememize neden oldular. Biz 2 aydır ev yapıyoruz. Öğrencilerimiz ve depremzede çocuklarımızın yaşam koşullarını düzeltmeye dert edindik. Çadırda ve barakada yaşayan öğrencilerimize ev yaparak hak ettikleri yaşamları sürmelerini istiyoruz. Bu depremden en çok çocuklar etkilendi. 15 aydır baktıklarında enkaz görüyorlar. Çadırda yaşıyorlar. Deprem üzerine oyunlar kuruyorlar. O yüzden buradaki çocukların daha iyi yaşam koşullarından yaşamaları için emek veriyoruz. ‘Ülkem Okuyor Derneği’ olarak ev yapmaya devam edeceğiz. Haftaya 4 ve 5’inci evlerimizin temelini atacağız. Durmadan yorulmadan Hatay’daki son çocuğun yüzünü güldürene kadar güldürmeye devam edeceğiz. Yeterli maddi destek sağladığında yılsonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz” dedi. "Yeni evim için çok heyecanlıyım ve çok mutluyum" Yeni evlerine kavuşan anne Esmeray Altunay, "Depremde evimiz yıkıldı. Çok kötü bir durumdaydık. Havva abla çocuklara mont ve ayakkabı getirmişti. Okula çağırdı. Oğlum Meriç’in doğum günüydü. O esnada Havva ablayı tanıdım. Eşimle beraber çadırdan suları dışarı atmaya çalışıyorduk. Ellerimiz, ayaklarımız ve çocuklar berbat bir haldeydi. Çocuklar sırılsıklamdı. Çocukların ayaklarında ne ayakkabı ne de çorap vardı. Yeni evim için çok heyecanlıyım. Çok mutluyum" ifadelerini kullandı.
Elazığ Başkan Şerifoğulları, Kent Müzesi’ni inceledi Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, Elazığ’ın kültür ve turizmine yeni bir değer olarak hayata geçirilecek olan Kent Müzesi’nin sona gelinen çalışmalarında incelemelerde bulundu. Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, ‘Müzeler Şehri Elazığ Projesi’ kapsamında hayata geçirdiği Harput Musiki Müzesi, Basın Müzesi ve Hoca Hasan Hamam Müzesi’nin ardından Kent Müzesi’ni de kente kazandırmaya hazırlanıyor. 1896 yılında dönemin Elazığ Valisi Enis Paşa tarafından Çarşı Mahallesi’nde inşa edilen ve geçmişte hükümet konağı olarak hizmet veren, Osmanlı döneminin izlerini taşıyan tarihi bina, çalışmaların ardından kent belleğinin kayıt altına alındığı, toplumsal hafızayı canlı tutacak Kent Müzesi olarak faaliyet gösterecek. Kent Müzesi bünyesinde, şehrin tarihi dönemleri, coğrafi, sosyal ve ekonomik yapısı, unutulmaya yüz tutmuş meslekler bölümü ile geleneksel yaşam kültürü bölümleri yer alacak. Başkan Şerifoğulları, müzede devam eden çalışmaları inceledi. Yetkililerden bilgi alan Başkan Şerifoğulları; “Aziz Şehrimiz Elazığ’ımızın kültür ve turizmine katkı sağlama adına Müzeler Şehri Elazığ projemiz doğrultusunda Harput Musiki Müzesi, Basın Müzesi ve Hoca Hasan Hamam Müzesi’ni kentimize kazandırmanın onurunu ve gururunu yaşamıştık. Şehrimizin kadim kültür ve medeniyetini, övündüğümüz tarihini geleceğe taşımanın bilinciyle, geleceğimizi inşa etme hedeflerimize adım adım ilerliyoruz. Bu kapsamda Elazığ’ın tarihi ve kültürel değerlerinin geleceğe aktarılması, yaşatılması, ve korunması için kent belleğinin nesilden nesile aktarabileceği Kent Müzemize ilişkin çalışmalarımızın sonuna gelmiş bulunmaktayız. Şehir merkezimizde hayata geçireceğimiz bu Kent Müzemiz, hem kıymetli hemşehrilerimize, hem de farklı illerden şehrimizi ziyaret edecek olan vatandaşlarımıza kentimizin geçmişine dair önemli bir deneyim yaşatacaktır. Kent Müzemizi de geleceğimize kazandırmış olmanın gururunu hep birlikte yaşayacağız” dedi.