GÜNDEM - 20 Nisan 2015 Pazartesi 10:11

Oktay Sinanoğlu hayatını kaybetti

A
A
A
Oktay Sinanoğlu hayatını kaybetti

Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu ABD’de yaşamını yitirdi.

Geçtiğimiz günlerde ABD’de rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan Türk Einstein olarak bilinen Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu’nun ölüm haberini Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu verdi.

Çavuşoğlu Twitter hesabından yaptığı açıklamada "Prof. Oktay Sinanoğlu'na Allah'tan rahmet diliyorum. Cenazesinin ülkemize nakli için Miami Başkonsolosluğumuz gereken işlemleri takip ediyor" açıklamasını yaptı.

Oktay Sinanoğlu hayatını kaybetti

OKTAY SİNANOĞLU KİMDİR?

Babasının (Nüzhet Haşim Sinanoğlu) Türkiye Başkonsolosluğunda görev yapmakta olduğu Bari'de doğdu. 1939 yılında İtalya'da II. Dünya Savaşı'nın başlamasının ardından ailesiyle Türkiye'ye döndü.
Oktay Sinanoğlu, sonradan TED Koleji olan Ankara Yenişehir Lisesi'ne burslu öğrenci olarak girdi ve 1953 yılında bu okulu birincilikle bitirdi. Okulun bursuyla Kimya Mühendisliği okumak üzere ABD'ye gitti. 1956'da ABD Kaliforniya Üniversitesi Berkeley Kimya Mühendisliği'ni birincilikle bitirdi.
1957'de Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nü sekiz ayda bitirerek yüksek kimya mühendisi oldu. "Alfred Sloan" ödülünü aldı. 1959'da Kaliforniya Üniversitesi Berkeley'de kuramsal kimya doktorasını tamamladı. 1960'ta Yale Üniversitesi'nde öğretim üyesi (asistan profesör) oldu.

1960-1961 yıllarında atom ve moleküllerin çok-elektronlu kuramı ile "Doçent" oldu. 1963'te 50 yıldır çözülemeyen bir matematik kuramını bilim dünyasına kazandırarak 28 yaşında "tam profesör" unvanını aldı. 20. yüzyılda Yale Üniversitesi'nde bu sanı kazanan en genç öğretim üyesidir

1962 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi mütevelli heyeti yalnız Oktay Sinanoğlu'na mahsus olmak üzere kendisine Danışman Profesör ünvanını verdi. Yale Üniversitesi'nde ikinci bir kürsüye daha profesör olarak atandı. 1973'de Almanya'nın en yüksek "Aleksander von Humboldt Bilim Ödülü"nü ilk kazanan kişi oldu. 1975'de Japonya'nın "Uluslararası Seçkin Bilimci Ödülü"nü kazandı; yine 1975 yılında özel kanunla Oktay Sinanoğlu'na ilk ve tek Türkiye Cumhuriyeti Profesörü ünvanı verildi. 1976'da Japonya'ya Türkiye Cumhuriyeti Özel Elçisi olarak gönderildi. Kendisi Türk-Japon kültür, bilim ve eğitim ilişkilerinin temellerini atmıştır. Amerikan Bilim ve Sanat Akademisinin ilk ve tek Türk üyesidir. Meksika hükümeti tarafından yüksek Bilim Ödülü "Elena Moshinsky" ile ödüllendirildi.
Dünyada yeni kurulmaya başlayan moleküler biyoloji dalının ilk profesörlerinden biri oldu. DNA sarmalının çözelti içinde o biçimde nasıl durduğuna açıklama getirdi. Dünyanın pek çok yerinde buluşları ve kuramları ile ilgili konferanslar verdi.

1980'li yıllarda çalışmalarını kimya biliminin basit bir şekilde öğretilmesine yönelik bir kuramsal çerçeve üzerinde yoğunlaştırdı. Ancak 1988'de yayımlanan çalışmaları akademik dünyada ilgi görmedi. 1993'te Yale Üniversitesi'ndeki profesörlük görevlerinden erken sayılabilecek bir yaşta emekliye ayrıldı. Aynı yıl Türkiye'ye dönerek Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü'nde profesörlüğe atandı. 2002 yılında bu görevden de emekliye ayrıldı.

Türkiye'de bulunduğu dönemde çalışmalarını daha çok Türk ulusal kimliği ve Türk diliyle ilgili milliyetçi görüşlerini yaymaya adadı. Eğitim dilinin resmi dil olması gerektiğini ve yabancı dilin takviyeli olarak öğretilmesinin gerektiğini savunmaktadır. Matematiksel yapısından dolayı Türkçe'nin en iyi bilim dili olduğunu söylemektedir

Yaşamı boyunca Kuantum mekaniği'ne birçok katkıda bulunmuş bir bilim adamıdır. P.A.M. Dirac'in de üzerinde uğraştığı ancak çözümleyemediği bir problemi, "Kuantum mekaniği"nde, Hilbert uzayının topolojisi ve içerdiği yüksek simetrileri çözdü. Böylece Kimya bilimini bu topolojik inceleme ile sağlam bir temele oturttu.

19 Nisan 2015 tarihinde hayatını kaybetti

Ünlü sanatçı Esin Afşar'ın ağabeyidir.
Tüm akademik çalışmaları içinde en önemli 5 kuramı şöyledir:
• Many Electron Theory of Atoms and Molecules (1961) – Atom ve moleküllerin çok elektronlu kuramı[6].
• Solvophobic Theory (1964) – Çözgeniter kuramı[7].
• Network Theory (1974) – Kimyasal tepkime mekanizmaları kuramı[8].
• Microthermodynamics (1981) – Mikrotermodinamik
• Valency Interaction Formula Theory (1983) – Değerlik kabuğu etkileşim kuramı.[9].
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul (Düzeltme) ‘BAU Gastronomi’ öğrencilerine 2 altın madalya Türkiye Aşçılar ve Şefler Federasyonu (TAŞFED) tarafından 22’ncisi düzenlenen "Uluslararası İstanbul Mutfak Günleri" etkinliğinde Bahçeşehir Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencileri "Yılın En İyi Üniversite Ekip Yarışması" ve "Modern Türk Mutfağı Ekip Yarışması" kategorisinde altın madalya kazandılar. Türkiye’nin en kapsamlı gastronomi yarışması ve festivallerinden olan "Uluslararası İstanbul Mutfak Günleri" Bahçeşehir Kongre Merkezi’nde düzenlendi. TAŞFED’in "Dünya Aşçılar Birliği" (WASC) iş birliğiyle düzenlediği festivale ülkemizden ve dünyanın farklı ülkelerinde davetliler katıldı. Dünya mutfağı ve Türk mutfağını bir araya getiren etkinlik farklı coğrafyalardan lezzetleri de İstanbul’a taşıdı. İki ekip iki altın madalya Bu yıl 22’cisi organize edilen ve WASC tarafından "Kıtalar arası" unvanına sahip etkinlikte, öğrenci ve genç şefler uluslararası düzeyde yarışma şansı da buldu. Yaklaşık 1500 yarışmacının katıldığı ve 120 jüri üyesinin bulunduğu organizasyonda Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Gastronomi ve Mutfak Sanatları öğrencileri de yarışmacı olarak katıldı. "Yılın En İyi Üniversite Ekip Yarışması" kategorisinde Yağmur Uslu, Majid Al Zoubi ve Ayberk Çil, "Modern Türk Mutfağı" kategorisinde ise Yusuf Can Gümüş, Özgür Özyurt ve Ekin Yüce BAU’yu temsil etti. Altın madalya kazandılar "Yılın En İyi Üniversite Ekip Yarışması"na katılan BAU’lu öğrenciler; kestane püreli kış sebzeleri ile servis edilen miso glaze, ördek göğüs ve vişne sos eşliğinde servis edilen balkabaklı risotto, tatlı olarak ise pancar cipsi üzerinde maldon tuz eşliğinde makademya fındığından dondurma hazırladılar. BAU’lu öğrencilerin ekip çalışması ve büyük bir özenle hazırladıkları yemeklerle altın madalya kazanmayı başardılar. ‘Kuzu ciğerden mantı, madalyon kebap ve aşure ile ikinci altın madalya "Modern Türk Mutfağı" kategorisinde yarışan öğrenciler ise başlangıç yemeği olarak; isli yoğurt üzerine kızılcık sosu, muhammara ve maydonoz köpüğü eşliğinde kuzu ciğeri dolgulu mantı hazırladılar. Ana yemek olarak, firik keşkek üzerine madalyon kebap servis ettiler. Tarçından hazırlanmış toprak üzerinde nar, kuru kayısı, kuru incir, fındık, antep fıstığı, kuş üzümü ve buğday dondurmasıyla sunulan aşureyle de final yaptılar. Öğrenciler hazırladıkları yemeklerle BAU’ya ikinci altın madalyayı kazandırdı. Kendilerine özgü yorum Etkinlikte öğrencilerin başarılarıyla ilgili konuşan BAU Meslek Yüksekokulu Müdürü ve BAU Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Kazım Ozan Özer şunları söyledi: "22 yıl aralıksız bir şekilde böyle kapsamlı bir organizasyonu düzenlemek eminim ki kolay değildir. O yüzden öncelikle Uluslararası İstanbul Mutfak Günleri Festivali’ni düzenleyen ve bugüne kadar katkıda bulunan herkese teşekkür ederim. Bu yılki etkinlikte yer almaktan keyif aldık, öğrencilerimiz iki kategoride yarışmalara katıldılar. Hazırladıkları tabaklarda öğrencilerimizin alışılmış çerçevelerin dışına çıkma gayretini, kendilerine özgü yorumlarını görmekse çok keyifliydi. Yılın "En İyi Üniversite Ekip " ve "Modern Türk Mutfağı Ekip" yarışmalarında altın madalya aldılar. Her iki ekibimizi de tebrik ediyorum."
Ankara Türkiye’den Şam’a kritik ‘3+3’ ziyareti: Güvenlik, DEAŞ ve yeniden inşa masada Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın ile Suriye’nin başkenti Şam’a bir çalışma ziyareti gerçekleştirecek. Dışişleri Bakanlığı kaynakları, Dışişleri Bakanı Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın ile birlikte 22 Aralık tarihinde Şam’a çalışma ziyaretinde bulunacağını duyurdu. Kaynaklara göre, ziyarette Cumhurbaşkanı Şara ve Suriyeli yetkililerle yapılacak görüşmelerde, Esad rejiminin devrildiği 8 Aralık’ın birinci yıl dönümünü izleyen dönemde Türkiye-Suriye ilişkilerinin siyasi, ekonomik ve güvenlik boyutlarıyla kapsamlı şekilde ele alınması öngörülüyor. Görüşmelerde ayrıca, Türkiye’nin ulusal güvenliği açısından önem taşıyan 10 Mart Mutabakatı’nın uygulanma sürecinin değerlendirileceği belirtildi. Güvenlik, DEAŞ ve Suriye’nin yeniden imarı ele alınacak Ziyaret kapsamında İsrail’in saldırganlığı nedeniyle Suriye’nin güneyinde ortaya çıkan güvenlik risklerinin de gündemde olacağını kaydetti. Kaynaklar, Türkiye ve Suriye’nin ortak çıkarları ile Suriye’nin DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu’na (DMUK) ahiren katılımı çerçevesinde, sahadaki olası kırılganlıklardan yararlanmak isteyen DEAŞ’ın yeniden canlanmasının önlenmesine yönelik iş birliği imkanlarının da görüşüleceğini aktardı. Güvenlik başlıklarının yanı sıra, Suriye’nin yeniden inşasına yönelik ikili projelerin, Suriye Hükümeti’nin kurumsal kapasite inşası çabalarına destek verilmesine ilişkin çalışmaların da ele alınmasının planlandığı ifade edildi. Nuh Yılmaz da yeni görev yerine gidecek Kaynaklar ayrıca, Türkiye’nin Şam Büyükelçisi olarak atanan Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz’ın da söz konusu ziyaret vesilesiyle Şam’a intikal edeceğini bildirdi. Türkiye-Suriye’nin 3+3 formatındaki toplantıları İki ülke arasında 3+3 formatında gerçekleştirilen görüşmelerin bu süreçte önemli bir yer tutarken Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani’nin 15 Ocak tarihinde üst düzey bir heyetle Türkiye’yi ziyaret etti. Söz konusu temaslarda Bakan Fidan, Bakan Güler ve MİT Başkanı Kalın’ın Suriyeli muhataplarıyla bir araya gelmişti. Bu toplantıyı takiben, Bakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Güler ve MİT Başkanı Kalın’ın 13 Mart tarihinde Suriye’ye bir çalışma ziyareti gerçekleştirmiş, iki ülke arasındaki güvenlik iş birliği ve bölgesel gelişmelerin ele alındığı bir diğer 3+3 formatındaki toplantının ise 12 Ekim 2025’te Ankara’da düzenlenmişti.