ASAYİŞ - 31 Ocak 2019 Perşembe 12:45

Öldürülen Ecem’in annesi intihar mektubunda kızını affetmedi

A
A
A
Öldürülen Ecem’in annesi intihar mektubunda kızını affetmedi

Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde ormanda gömülü halde cesedi bulunan 17 yaşındaki Ecem Balcı cinayetiyle ilgili görülen davada, annesine ait olduğu iddia edilen mektupta kızını affetmeyeceğini yazdığı ortaya çıktı. Avukatları ise mektubun baskı altında yazıldığını iddia ederek incelenmesini talep etti.

Gölcük'te yaşayan Ecem Balcı adlı genç kız, kaybolduktan bir süre sonra ormanlık alanda cesedi gömülü halde bulundu. Ecem Balcının kaybolması sonrasında annesi Esra Ercömert'in de intihar etmesinden şüphelenen polis ekipleri Ecem'in annesinin arkadaşı Süleyman K. ve akrabalarını gözaltına aldı.

Gözaltına alındıktan sonra Ecem'i öldürüp gömüldüğü yeri tarif eden Süleyman K. ise tutuklandı. Cinayetin ardından Kocaeli 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 3. duruşmanın anne Balcı'nın intihardan önce kızına yazdığı mektup ortaya çıktı. Mahkemede okunan mektupta anne Esra Ercömert'in kızı Ecem'i affetmeyeceğini yazdığı ortaya çıktı. 

İntihar eden annenin kızına yazdığı son mektup şüphe uyandırdı

Kocaeli Adliyesinde görülen duruşmaya Bandırma 2 Nolu T Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan sanık Süleyman K., SEGBİS aracılığıyla katılırken, daha önceden karakol ifadeleri alınan ve tutuksuz olarak yargılanan Y.K.,N.K., K.A. ve İ.D., Ecem'in babası Gökhan Balcı ve ailesi salonda hazır bulundu. Davada ilk olarak mahkeme heyetinin talebi üzerine Ecem Balcı’nın annesi Esra Ercömert’in intihar etmeden önce bıraktığı anlaşılan mektup okundu. Mektupta anne Ercömert’in kızı Ecem Balcı’yla ilgili, “Ecem yıllarca bana acı çektirdin, seni hiç affetmeyeceğim. Evladım olsan dahi” ifadeleri dikkat çekti.

Balcı'nın avukatları mektubun baskı altında yazıldığını iddia etti

Duruşmaya katılan Ecem’in babası Gökhan Balcı’nın avukatı, anne Ercömert’in intihar mektubunu yazdığı sırada sanık Süleyman K.’nın baskısı altında olduğunu iddia ederek konunun incelenmesini talep etti. Mahkeme heyeti ise talebi reddetti. Duruşmaya SEGBİS aracılığıyla katılan tutuklu sanık Süleyman K. baskı iddialarını kabul etmedi. Sanık Süleyman K.’nın avukatı ise Ecem Balcı’nın günlüğünden alınan bir kağıttan yazdığı bir metni okudu. Günlüğünde teyzesinin eşi tarafından cinsel istismara uğradığını yazan Ecem’in kuzeni olduğu belirtilen A.A.’nın tanıklık yapması için mahkemeye çağrılmasını istedi.

"Ne yaparlarsa yapsınlar aklayamayacaklar kendilerini"

Mahkeme heyeti ise savunmaların ardından sanık Süleyman K.’nın tutukluluk halinin devamına karar vererek tanıkların dinlenmesi ve resmi evrakların tamamlanması gerekçesiyle mahkemeyi ileri bir tarihe erteledi. Duruşma sonunda adliyenin önüne basın açıklaması yapan Ecem Balcı’nın babası Gökhan Balcı, “Nereye kadar uzatacağını bende bilmiyorum. O mektubun ne olduğunu zaten televizyon programında da beyan etmiştik. Ruh halinin sarsıntılı olduğu zaten belliydi. Ecem’i suçluyordu Ne yaparlarsa yapsınlar aklayamayacaklar kendilerini" dedi.

"Davayı uzatmaya yönelik beyanlarına devam ettiler"

Ecem Balcı’nın avukatı Aslıhan Şen ise, “Soruşturma aşamasında polisler tarafından baskı gördüğünü söyledi sanık. Ancak vekil olarak bir soru sormak geldi aklımıza. Eğer böyleyse Ecem’in dağların tepelerin arasındaki yerini nasıl biliyordu. Davayı uzatmaya yönelik beyanlarına devam ettiler, takipçisiyiz” diye konuştu.  

Kübra Topçuoğlu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli "Masum" görünen beğeniler tazminat ödetebilir Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, evli bir kişinin sosyal medyada karşı cinse ait fotoğrafları düzenli olarak beğenmesini ’güven sarsıcı davranış’ kabul ederek boşanma davasında tazminat gerekçesi saydı. Kararı değerlendiren Avukat Burak Evci, sadakat yükümlülüğünün artık dijital dünyayı da kapsadığını ve bu tür etkileşimlerin yargı aşamasında kusur olarak nitelendirilebileceğini vurguladı. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, sosyal medya kullanımının evlilik birliği üzerindeki etkilerine ilişkin verdiği emsal nitelikteki kararında, evlilik devam ederken karşı cinse ait fotoğrafları beğenmenin güven sarsıcı davranış olduğunu değerlendirdi. Söz konusu karar, Kayseri’de görülen bir boşanma davasında, eşlerden birinin sosyal medyada başka kadınlara ait fotoğrafları düzenli şekilde beğenmesi üzerine verildi. Yerel mahkeme erkeği ağır kusurlu sayıp tazminat ödenmesine de hükmetti. Yerel mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları Yargıtay tarafından onandı, bu davranışın evlilik birliğini temelinden sarstığı kabul edildi. Karara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Avukat Burak Evci, şöyle konuştu: "Yargıtay’ın bu kararı, sadakat yükümlülüğünün yalnızca fiziksel davranışlarla sınırlı olmadığını açıkça ortaya koymaktadır. Sosyal medyada yapılan beğeniler, paylaşımlar ve etkileşimler artık evlilik hukukunun doğrudan konusu haline gelmektedir. Dijital ortamda sergilenen bu tür davranışlar, boşanma davalarında kusur tespitinde belirleyici rol oynamaktadır." Evci, kararın özellikle sosyal medya kullanımının yaygınlaştığı günümüzde önemli bir uyarı niteliği taşıdığını belirterek, "Evlilik birliği içerisinde ’masum’ olarak görülen dijital davranışlar, hukuken ciddi sonuçlar doğurabilmektedir. Bu nedenle eşlerin sosyal medya kullanımında daha dikkatli ve özenli davranmaları gerekmektedir" dedi.
Ankara ASO Başkanı Ardıç: "2026 yılından umutlarımız büyük, beklentilerimiz yüksek" Ankara Sanayi Odası (ASO) Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Ardıç, "2026 yılından umutlarımız büyük, beklentilerimiz yüksek. Diliyorum ki 2026, sadece temennilerimizi değil, emeklerimizi ve beklentilerimizi de karşılayan; ülkemiz için daha öngörülebilir, daha istikrarlı ve daha güçlü bir yıl olur" dedi. ASO yılın son Meclis Toplantısını, Meclis Başkanı Celal Koloğlu başkanlığında yaptı. ASO Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Ardıç, yaptığı konuşmada, küresel ekonomik ve politik düzlemde yaşanan dönüşüm ekseninde 2025 yılını değerlendirdi. Toplantıda ASO’nun 2025 Faaliyet Raporu, 2026 Çalışma Raporu ve 2026 bütçesi de oy birliği ile kabul edildi. "2026 yılından umutlarımız büyük, beklentilerimiz yüksek" Ardıç, konuşmasına 2026 yılı için net 28 bin 75 lira olarak belirlenen asgari ücreti değerlendirerek başladı. Asgari ücretin tüm çalışanlara ve işverenlere hayırlı olmasını dileyen Ardıç, "Enflasyonla mücadele politikalarının kararlılıkla uygulanması ve fiyat istikrarının sağlanmasıyla tüm çalışanların alım gücünün kalıcı biçimde artmasını ve refah artışının sürdürülebilir hâle gelmesini umuyorum. 2026 yılından umutlarımız büyük, beklentilerimiz yüksek. Diliyorum ki 2026, sadece temennilerimizi değil, emeklerimizi ve beklentilerimizi de karşılayan; ülkemiz için daha öngörülebilir, daha istikrarlı ve daha güçlü bir yıl olur" ifadelerini kullandı. "Ülkeler teknolojilerde ‘koruma kalkanları’ inşa ediyor" Ticaretin jeopolitik bloklar etrafında kümelendiği, ülkelerin benzer siyasi pozisyonlara sahip partnerlerle daha yoğun, karşı bloklarla ise daha sınırlı ilişki kurduğu bir dönemin içinde olunduğunu belirten Ardıç, "Ülkeler kritik gördükleri sektörlerde ve teknolojilerde ‘koruma kalkanları’ inşa ediyor. Tedarik zincirleri yalnızca maliyet ve verimlilik hesaplarıyla değil; güvenlik, ittifak ilişkileri ve politik riskler üzerinden tasarlanıyor. Jeoekonomik parçalanmanın, bloklaşmanın ve kiminle ne kadar entegre olunacağına ilişkin politik tercihlerin belirleyici olduğu bir dünyadayız" değerlendirmesinde bulundu. Dünyanın yeni bir döneme girdiğini söyleyen Ardıç, ABD, Çin ve Avrupa Birliği artık politikalarını 3 temel varsayım üzerine kurduğunu belirterek şöyle devam etti: "Bunların ilki, teknoloji güçtür. İkincisi bağımlılıklar tehlikeli bir silaha dönüşebilir. Üçüncüsü ise öğrenme ve ölçeklenme ticaretin kazananını belirler. ABD; ileri teknolojilerde liderliğini sürdürmeyi, başta Çin olmak üzere rakiplerinin kritik eşiklere ulaşmasını engellemeyi ve müttefiklerini kendi sistemine entegre etmeyi hedefliyor. Ucuz işçilikle daha fazla yol alamayacağını gören Çin, devlet destekli kalkınma modeliyle yüksek teknolojiye ve ölçek ekonomilerine yönelerek küresel lider olmayı planlıyor. En büyük ticaret partnerimiz Avrupa Birliği ise düzenlemelerle sanayisini dönüştürmenin, iklim politikası üzerinden yeni rekabetçilik kuralları yazmanın ve bağımlılık riskini düşürmenin peşinde. Asıl mesele; hangi teknolojileri kimin geliştireceği, hangi standartların belirleneceği, hangi verinin nerede, kimin kontrolünde olacağı ve üretim yapılarının iklim ile güvenlik baskılarına ne ölçüde dayanaklı olacağıdır." "Çin’in ABD pazarından kayan ihracatı da dünyanın geri kalanına yöneliyor" Küresel üretimde hakimiyeti daha da belirginleşen Çin’in dış ticaret fazlasının bir önceki yıla göre yüzde 23 artarak 1.2 trilyon dolar ile rekor seviyeye ulaştığını belirten Ardıç, "Projeksiyonlara göre 2030 yılına gelindiğinde dünyada satılan her iki üründen biri Çin menşeli olacak. Trump’ın gümrük tarifeleri nedeniyle Çin’in ABD pazarından kayan ihracatı da dünyanın geri kalanına yöneliyor" şeklinde konuştu. "Düzenlemenin otomotiv sektöründe yerlilik payının artırılmasıyla başlaması öngörülüyor" Avrupa Birliği’nin; kamu alımlarından teşviklere, teknik mevzuattan çevresel kriterlere kadar uzanan geniş bir yelpazede yerli sanayisini desteklemeyi amaçladığını ifade eden Ardıç, "Düzenlemenin otomotiv sektöründe yerlilik payının artırılmasıyla başlaması öngörülüyor. Ardından da batarya, makine ve endüstriyel otomasyon, savunma ve enerji teknolojileri gibi stratejik sektörlere yayılması bekleniyor. Dış ticaretimizin yüzde 50’ye yakınını Avrupa Birliği ülkeleri ile yapıyoruz ve tabii ki en çok etkilenecek ülkelerden birisi de biz olabiliriz. Sanayi ve ticaret politikalardaki bu yön değişimlerine seyirci kalmamalıyız. Sanayimizi korumak, geleceğin dünyasında aktif bir oyuncu olmak için yeni, hedefli ve proaktif politikaları gecikmeden devreye almak zorundayız. Bu süreç sadece biz sanayicilerin bireysel olarak standartlara uyumu ile değil; sivil toplum ve meslek kuruluşları, diaspora, üniversiteler ve en üst düzey kamu otoritesinin aktif katılım ve iş birliği ile yürütülmelidir" dedi. "Üretim hacmimiz artıyor ama reel olarak büyüyemiyoruz" Yaklaşık 1 yıldır ticari kredi faizlerinin ortalama yüzde 60’ın üzerinde seyrettiğini, aynı dönemde politika faizi ortalamasının ise yüzde 43 civarında olduğunu vurgulayan Ardıç, "Aradaki marj 17 puana ulaştı. Beklenen enflasyona göre değerlendirildiğinde bu marj daha da artıyor. Politika faiziyle uyumlu ilerlemeyen ticari kredi faizleri ve krediler üzerindeki kısıtlamalar, sanayicimizin finansmana erişimini daraltıyor; üretim gücünü ise her geçen gün zayıflatıyor. Maliyetlerimiz hızla artarken, satış fiyatlarına aynı hızda ve aynı ölçüde yansıtmamız her zaman mümkün olmuyor. Yani, üretim hacmimiz artıyor ama reel olarak büyüyemiyoruz" ifadelerini kullandı. Bu yılın üçüncü çeyreğinde ekonominin yıllık yüzde 3,7, sanayi büyümesinin ise yüzde 6,5 olmasına karşın birçok işletmenin, ayakta kalabilmek için kısa vadeli nakit akışına odaklandığını, yatırımı ve teknoloji yenileme kapasitesini ötelediğini belirten Ardıç, "Manşet rakamı güçlü görünen sanayi büyümesi tabana yayılmış bir üretim artışından değil, belirli sektör ve firmaların performansından kaynaklanıyor" dedi. "Kısacası mesele ‘büyümek’ değil, ne ile nasıl büyüdüğümüzdür" Son 30 yılda Gayrisafi Yurt İçi Hasıla içinde sanayinin payının yüzde 31’den yüzde 20’ye düştüğüne, hizmetler sektörünün ise yüzde 55’ten yüzde 73’e yükseldiğine dikkat çeken Ardıç, "Bu tablo, bizlere ekonomimizin giderek, ‘üreten’ özelliğini kaybedip ‘hizmet ağırlıklı’ bir yapıya kaydığını gösteriyor. Sanayisizleşerek sağlıklı büyüyemeyiz, tabana yayılmış bir şekilde zenginleşemeyiz. Gerçek büyüme, üretimden gelen büyümedir. Kalıcı refah; tarımda verimlilik, sanayide teknoloji ve ölçek, hizmetlerde ise üretimi destekleyen nitelik dönüşümüyle mümkündür. Kısacası mesele ‘büyümek’ değil, ne ile nasıl büyüdüğümüzdür" diye konuştu. ASO Başkanı Ardıç, konuşmasını, "Yeni yıldan beklentimiz; sanayinin üretim gücüyle büyümeyi sürdürdüğümüz, dışa bağımlılığımızın adım adım azaldığı ve tüm vatandaşlarımızın daha mutlu, müreffeh bir yaşam sürdüğü güçlü bir Türkiye’dir" sözleriyle tamamladı. ASO 2026 bütçesi oy birliği ile kabul edildi ASO Aralık ayı Meclis Toplantısı, Genel Sekreter Prof. Dr. Mehmet Cansız’ın, 2025 Faaliyet Raporu, 2026 Çalışma Programı ve 2026 Bütçesi’ne ilişkin sunumuyla devam etti. Ardından yapılan oylamada, ASO’nun 2026 bütçesi oy birliği ile kabul edildi. ASO Başkanı Seyit Ardıç, yaptığı teşekkür konuşmasında, "2026 yılı bütçemizin; Odamız, sanayicilerimiz, Ankara’mız ve ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum. Sizlerden aldığımız güç ve destekle önümüzdeki dönemde de; Ankara’nın sanayi ve teknoloji yolculuğunu ileri taşıyacak, ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasına katkı sunacak çalışmaları kararlılıkla sürdüreceğiz" ifadelerine yer verdi. Genç sanayiciler meclis toplantısına katıldı ASO’nun Aralık ayı Meclis Toplantısı’na, yeni kurulan Gelecek Nesil Sanayiciler Derneği Başkanı Çağatay Yakın ile Yönetim Kurulu Üyeleri Didem Akçakoca Özok, Seda Çakmak, Burcu Osmanbeyoğlu, Beril Özden ve Elif Kocaadam da konuk olarak katıldı. Dernek Başkanı Yakın, yaptığı konuşmada, derneğin kuruluşuna öncülük eden ASO Başkanı Seyit Ardıç’a teşekkür etti.
Diyarbakır 41 bini aşkın öğrenci "Oku Kitabını, Al Armağanını" yarışmasında buluştu Diyarbakır İl Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından, Diyarbakır Valiliği himayelerinde düzenlenen "Oku Kitabını, Al Armağanını" kitap okuma yarışması, bu yıl il genelinde büyük bir katılımla gerçekleşti. Yarışma kapsamında 348 okuldan toplam 41 bin 326 öğrenci, kitap okuma alışkanlığını geliştirmek ve okuma kültürünü yaygınlaştırmak amacıyla yarışmaya katıldı. İlkokul, ortaokul ve lise kademelerinde düzenlenen yarışma, öğrencilerin akademik ve kültürel gelişimlerine katkı sunmayı hedefliyor. Yarışmanın birinci aşama sınavı 24 Aralık 2025 tarihinde yapıldı. İkinci aşama sınavı ise 14 Ocak 2026 tarihinde yapılacak. İlk aşamada dereceye giren öğrenciler, il genelinde düzenlenecek ikinci aşama sınavında yarışma hakkı elde etti. İki aşamalı olarak planlanan yarışma sonunda dereceye giren öğrenciler çeşitli ödüllerle teşvik edilirken, yüksek katılım sağlayan okullar da ödüllendirildi. Yetkililer, yarışmanın öğrencilerin okuma becerilerini geliştirmesinin yanı sıra kitapla kurdukları bağı güçlendirdiğini vurguladı. Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, tüm öğrencilere başarılar dileyerek yarışmaya katkı sunan öğretmen, okul yöneticileri ve velilere teşekkür etti. Kayapınar İlçesi Hantepe Eğitim Şehitleri İlkokulu Müdürü Osman Aydın, "Oku Kitabını, Al Armağanını" sloganı ile 348 okulda toplam 41 bin 326 öğrenci ile sınav yapıldığını söyledi. Aydın, "Oku, anla, kazan yarışması devam ediyor. Kitap okuması yarışması sonucunda öğrencilerimiz sınava giriyorlar. Sınavda başarı gösteren öğrencilerimizi İl Milli Eğitim Müdürlüğüne gönderiyoruz. Orada final yarışması yapılacak. İnşallah öğrencilerimiz o sınavda başarı göstereceklerdir. Bizim okulumuzda toplam 555 öğrenci sınava katılıyor. Kitap okuma yarışmasına çok önem veriyoruz. Oku, anla ve kazan yarışması devam edecek. Sınavı kazanan birinci olan öğrencilerimizi de biz ödüllendireceğiz. Amacımız bugünün küçükleri, yarının büyükleridir. Bol bol kitap okunmasını tavsiye ediyoruz öğrencilerimize" dedi. Öğretmenlerden Handan Şero, Milli Eğitim İl Müdürlüğünün yazdan beri düzenlediği kitap okuma yarışmasını düzenlediklerini söyledi. Şero, "3 aydır çocuklar büyük bir heyecanla 3 adet kitabı okudular. Şuan sınavdalar. Bütün öğrencilerde okuma sevinci arttı. Okudukları kitaplar sayesinde yeni şeyler öğrendiler. Büyük bir heyecanla yarışmanın belli olmasını bekliyorlar" diye konuştu. Yarışmaya katılan öğrencilerden Mustafa Efe Ortaç ise gayet heyecanlı olduklarını yaz boyunca tüm kitapları okuduklarını söyledi. Ortaç, "Birinci olmak istiyorum ama önemli olan birinci olup kazanmak değil. Bu kitapları okumak. Finallere gitmek için hepimiz uğraşıyoruz. En iyi şekilde tüm kitapları okuduk inşallah kazanacağız" şeklinde konuştu. (MAK-YRT