SAĞLIK - 09 Kasım 2022 Çarşamba 10:45

Omurilik felcine ilk umut ışığı: Kuantum Sinyal Tedavisi

A
A
A
Omurilik felcine ilk umut ışığı: Kuantum Sinyal Tedavisi

Türkiye’de ve dünyada tıp literatürüne milli bir tedavi yöntemi olarak adını yazdıran “Kuantum Sinyali Tedavisi” omurilik felcine umut ışığı olacak bir vakada başarı sağladı. Sokakta başka bir köpek tarafından saldırıya uğrayan ve omuriliğinde büyük hasar meydana gelen Rus fino cinsi Kuki, “artık yürüyemez, uyutalım” denilmesine rağmen uygulanan Sinyal Tedavisi ile hem yürümeye başladı hem de sağlığına kavuştu.

Bir buçuk yıl önce sahibi Ali İhsan Altın tarafından akşam gezmesine çıkarılan 8 yaşındaki Rus fino cinsi Kuki, sokakta bulunan başıboş bir köpek tarafından saldırıya uğradı. Saldırı sonrası hemen hayvan hastanesine kaldırılan Kuki’nin kaburga ve omurgalarında parçalı kırıklar ile omuriliğinde büyük hasar tespit edildi. Omuriliğinde meydana gelen hasar sonucunda yapılan ameliyatlara rağmen ‘yürüyemez’ denilen ve 2 ay kadar yatağa mahkûm olan Kuki aynı zamanda yatak yaraları nedeniyle de acı çekmeye başladı. Kuki’nin hayatı hakkında artık umudunu yitiren sahipleri son çare olarak, kuantum biyolojisi alanında tedavisi olmayan hastalıklara yönelik bilimsel çalışmalar yapan ve ‘Kuantum Sinyali Tedavisi’ olarak bilinen tedavi ile adını duyuran AVB Biyoteknoloji merkezine başvurdu.

Omurilik felcine ilk umut ışığı: Kuantum Sinyal Tedavisi

Tedavinin ilk 6 saatinde ön ayakları, 45’inci saatinde de arka ayakları üzerinde durmaya başladı

AVB Biyoteknoloji bünyesinde kurulan Vetbiotech Biyoteknoloji şirketinin araştırma ve uygulama merkezlerinden biri olan Viapet Hayvan Kliniğinde veteriner hekimler eşliğinde tedavi altına alınan ve her gün sabah akşam sinyal tedavisi uygulanan Kuki, ilk 6 saatlik seansının ardından ön ayaklarının üzerine basmaya başladı. Sonrasında düzenli olarak devam edilen 45’inci saatin sonunda ise arka ayaklar işlev kazandı ve Kuki ayağa kalktı. Uygulanan tedavide sağlanan başarı hasta yakınları tarafından sevinçle karşılandı. Tedavi sonrasında ayağa kalkan Kuki’nin yatak yaraları da bu süreç içinde hızla iyileşme gösterdi.

Kuki, şu anda ön ayakları üzerinde rahat bir şekilde yürüyebiliyor fakat arka ayaklarını hissetmesine rağmen ön ayakları kadar rahat kullanamıyor. Çoklu omurga kırıkları nedeniyle girdiği ameliyat sonrasında omurgasında yanlış kaynama olduğu için son bir cerrahi müdahale gerektiren sorun da giderilince arka ayaklarını da işlevsel şekilde kullanabilecek.

Omurilik felcine ilk umut ışığı: Kuantum Sinyal Tedavisi

“2024’te tüm insanlık için bilimsel çalışmaları tamamlamış oluruz”

Şirket, 2020 yılında kuantum sinyali tedavisi ile bakteriler ve tüm virüs türleri üzerine etkili bir tedavi hedeflemişti. Herhangi bir ilaç veya kimyasal verilmeden sadece kuantum sinyali tedavisi ile enfeksiyonlar üzerinde kombine etkilere sahip etkin bir tedavi geliştirdikleri söyleyen AVB Biyoteknoloji Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Tunç aynı zamanda tedavide hiçbir yan etkinin görülmediği söyledi.

Serkan Tunç, “Sinir hücrelerinin onarım mekanizmasını keşfettiğimizde enerji dolu kuantum sinyallerinin sinir ve organ yenilenmesinde de etkili olacağını gördük. Sinir hücrelerinin yenilenmesi konusunda ilk hastamız omurilik felci üzerine geldi, vakayı rekor sayılabilecek bir sürede tedavi ettik. Kuki’nin yatak yaraları içinde acı içinde kalmasına ve uyutulmasına göz yumamazdık. Bu tedavi sisteminin ilk hastası olarak, birçok insan ve hayvanın tedavisine vesile olacağını düşünüyoruz” dedi.

Omurilik felcine ilk umut ışığı: Kuantum Sinyal Tedavisi

“Dünyada ilk bizim tarafımızdan literatüre girdi”

Kuantum Sinyali tedavisi hakkında da bilgilendirmelerde bulunan Tunç, “Bu yeni bir buluş ve dünyada ilk defa literatüre bizim tarafımızdan girdi. İnsan veya hayvan vücudunun enfeksiyonlar karşısında verdiği tepkilerin istatiksel bir zemini üzerinden hayata geçti ve bir teori oluşturduk. Bu teori zemininde araştırmalara başladık. İlk önce bakteriyel çalışmalar yaptık, sonra virüsler için gerçek hastalar üzerinde klinik çalışmaları gerçekleştirdik. Bu kinik çalışmalar sürecinde de sinir hasarlarının nasıl onarılabileceğini araştırmıştık ve hasarların onarımını gerçekleştirmeye başladık” dedi.

Artık omurilik felçlileri için de bilimsel araştırmaları tamamlamak adına çalışmaların devam edeceğini söyleyen Tunç, “Türkiye’de ortalama her yıl 20 bin kişi omurilik felci yaşıyor ve bu felcin yani sinir onarımı tedavisi neredeyse imkânsız olduğu için ciddi bir kitle, tekerlekli sandalyeye bağımlı veya yatalak olarak yaşıyor. Dünyada da bu rakam yıllık 200-500 binleri bulabiliyor. Şu anda da aktif olarak 20 milyondan fazla omurilik felçlisi olduğunu çeşitli kaynaklardan öğrenebiliyoruz. Bu bizim için bir vaka çalışmasıydı, bunu tabi ki bir üst seviyeye taşımak istiyoruz. Bu da zannediyorum 2023 yılı içerisinde olacaktır. 2024 yılında da tedavinin insanlarda hayata geçmesi için bütün bilimsel çalışmaları gerçekleştirmiş oluruz” diyerek sözlerini sonlandırdı.

“Yürüyemez denildi, şimdi 4 ayak üzerinde duruyor”

Veteriner Hekim Kübra Doymuş da tedavi öncesinden ve sürecinden bahsettiği açıklamada şunlara yer verdi:

Kuki’nin saldırı sonrasında çekilen MR ve tomografi sonucunda torakal lumballarda çökme ve ödem bulgularına rastlandı. Bu hasar ve ödem spinal kordta sinir iletimini engelliyordu. Elde edilen veriler sonrasında ‘yürüyemez uyutulması gerekiyor’ kararı verildi. Yaklaşık 2 ay boyunca bir hayvan hastanesinde operasyon ve tedavi süreci geçirdi. Biz de 5 gün boyunca günde iki kere 120-180 dakika tedavi uyguladık. Tedavinin ikinci gününde ön ayaklarını aktif bir şekilde kullanmaya başladı, arka ayaklarını ise ikinci haftanın sonunda hissetmeye başladı. Mamasını yerken 4 ayak üzerinde durabiliyor, küçük adımlar atabiliyor fakat skolyoz sorunundan dolayı arka ayaklarının üzerine basabilmesi adına cerrahi bir işleme ihtiyaç var.”

Omurilik felcine ilk umut ışığı: Kuantum Sinyal Tedavisi

“4 ayağı da felçli kalacak dendi”

Kuki’den hiçbir zaman vazgeçmeyen sahibi Ali İhsan Altın ise tekrar yürüyebileceğine çok fazla inanmadıklarını fakat kısa zaman içinde iki ayağının üzerine bastıkça tekrardan umut dolduklarını söyleyerek, “Hastane sürecinde doktorların söylediğine göre 4 ayağı da felçli olarak kalacak dendi. Başka bir seçenek yoktu ve biz de bu tedaviyi denemeye karar verdik. Bizim için bir umut oldu. Ameliyatları ve hastane masrafları için herkes ‘sonuçta bir köpek ne olacak bu kadar para harcanır mı’ dediler ama Kuki bizim evladımız gibi oldu. Hastaneden taburcu olduğunda ‘yürüyemez’ hatta ‘uyutalım’ dediler. Biz de her ihtimali değerlendirmek için deney aşamasında olan bu tedaviyi tercih ettik. İlk iki seanstan sonra önayakları üzerinde durması ile çok heyecanlandık. Sonrasında kuyruğunu oynatmaya, en sonunda da arka ayaklarına hissiyat gelince bu tedaviye tamamen inandık. Şu anda artık mutlu bir köpek. Hastaneden sonra, bu klinik sürecinde günden güne Kuki’yi çok iyi görmeye başladık. Çok büyük olan yatak yaraları bile iyileşti. Herkese tavsiye ediyorum” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Şeyda Ceylan Görgenç
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Nevşehir Alkollü sürücü aracı kendisinin kullanmadığını söyledi, kamera kayıtlarını izleyince ikna oldu Nevşehir’de kaza yapan alkollü sürücü, önce aracı arkadaşının kullandığını söyledi, Kent Güvenlik Yönetim Sistemi kamerası görüntüsünü izleyince de aracı kendisinin kullandığını itiraf etti. Daha sonra ise görüntü alan gazeteciye, “Abi siz bu saatte ne geziyorsunuz? Bu çektiklerini paylaşacak mısın? Bunu herkes görsün, su yola akmış. Su olmasaydı ben şu an Avanos’taydım” dedi. Kaza, gece saatlerinde 2000 Evler Mahallesi Zübeyde Hanım Caddesi Üniversite Kavşağı’nda meydana geldi. 1.33 promil alkollü olan Efe P., kullandığı 50 FE 378 plakalı Volkswagen marka otomobilin direksiyon hakimiyetini kaybetti. Araç önce orta refüje çıktı, daha sonra da karşı şeride geçen otomobil kaldırım taşlarına çarparak durdu. Kazayı gören vatandaşların ihbarı üzerine kaza yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Otomobili sürdüğünü iddia eden bir vatandaş ile otomobilde bulunan bir kişi herhangi bir yaralanmalarının olmadığı gerekçesi ile tedaviyi kabul etmedi. Kaza yerine gelen polis ekipleri inceleme yaparken araçta yolcu olarak bulunduğunu söyleyen Efe P.’nin konuşmalarından ve durumundan şüphelendi. Aracı sürdüğünü bir türlü kabul etmeyen alkollü gence polis ekipleri dakikalarca dil döktü. Aracın Efe P.’nin bir yakınının üzerine olması nedeniyle sürücünün Efe P. olabileceği ihtimali üzerinde duran polis ekipleri KGYS kameralarını inceledi. Yapılan kamera araştırması sonrası polis ekipleri aracı Efe P.’nin sürdüğünü tespit etti. Polis ekiplerinin kaza görüntüleri izletmesi sonrası aracı kendisinin kullandığını söyleyen 19 yaşındaki aday sürücü Efe P.’nin yapılan alkol kontrolünde 1.33 promil alkollü olduğu tespit edildi. Alkollü sürücü Efe P. uzun uğraş sonucu aracı kendisinin kullandığını itiraf ettikten sonra, “Ehliyet alalı iki yıl olmadı. Bu üçüncü kazam” dedi. Görüntü alan basın mensuplarına da, “Abi siz bu saatte ne geziyorsunuz? Bu çektiklerini paylaşacak mısın? Bunu herkes görsün, su yola akmış. Su olmasaydı ben şu an Avanos’taydım ifadelerini kullandı. Efe P., görüntü alan gazeteciye de "tamam" işareti yaptı. Sürücüye alkollü araç kullanmaktan 6 bin 439 lira ceza işlem uygulanırken, araç da trafikten men edildi.
Sinop Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Sinop’ta din görevlileriyle bir araya geldi Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “En çok ihtiyaç duyacağımız şey yüce bir ideal, adanmışlık ruhu ve bitmeyen bir heyecandır. Bu manada yüce dinimiz İslam’a ve insanlığa hizmet etmek en büyük idealimiz” dedi. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Sinop’ta din görevlileriyle bir araya geldi. Sinop Kültür Merkezi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen programda konuşan Başkan Erbaş, yaz Kur’an kurslarının önemine ilişkin, “Çocuklar küçük yaşlarda sizlerden öğrendiklerini asla unutmazlar. Eğer onların şu kalplerine, minicik körpecik zihinlerine İslam’ın güzelliklerinden birkaç hususu bile aktarabilirseniz sizin kurtuluşunuza vesile olur” dedi. Başkan Erbaş, gençleri, çocukları ve aileleri İslam’ın güzellikleriyle buluşturulması gerektiğini belirterek, camilerin, Kur’an kursların herkese açık olduğunu söyledi. “Rol model olmalıyız” Din görevliliğinde ihlas, samimiyet, aşk ve heyecanın olması gerektiğini dile getiren Başkan Erbaş, “Bunlar hocalara çok yakışıyor. Din samimiyettir ve aşk, heyecan Aşk, heyecan kalmadıysa muvaffak olamayız. Aşkımızı, heyecanımızı asla kaybetmeyelim. Rol model olmalıyız, bizi gören gençler, çocuklar bize heves etmeli” diye konuştu. “İslam’a ve insanlığa hizmet etmek en büyük idealimiz” Başkan Erbaş, din görevlilerinin aynı zamanda İslam’ı tebliğ noktasında yaşanılan çağın ve dünyanın öğretmenleri olduğunu belirterek, “En çok ihtiyaç duyacağımız şey yüce bir ideal, adanmışlık ruhu ve bitmeyen bir heyecandır. Bu manada yüce dinimiz İslam’a ve insanlığa hizmet etmek en büyük idealimiz. Bu uğurda adanmışlık ruhuyla çalışmak en büyük bahtiyarlığımız ve çalışmalarımızın meyvelerini görmek en büyük heyecan kaynağımızdır. Çalışmalarımızın meyvesini görmemiz lazım. O meyveler bizim heyecanımızı daha da arttıracak” ifadelerini kullandı. Programa, Sinop İl Müftüsü Paşa Bektaş da katıldı.
Muğla Bal paketleme tesisi yangınında milyonlarca liralık maddi hasar meydana geldi Muğla’nın Köyceğiz ilçesi sanayi sitesinde meydana gelen ve milyonlarca lira maddi hasara neden olan fabrika yangını büyük ölçüde kontrol altına alındı. Söndürme çalışmalarını yerinde takip eden Muğla Valisi İdris Akbıyık, yangını söndürmek için canla başla mücadele eden herkese teşekkür etti. Muğla’nın Köyceğiz ilçesinde sanayi sitesinde çöplükte çıkan yangın, bal paketleme tesisine sıçrayıp kısa sürede tüm tesisi ve çevresini sararak milyonlarca liralık maddi hasara sebep oldu. Yangını söndürmek için Muğla Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekiplerinin yanı sıra, Orman Bölge Müdürlüğü’ne bağlı orman yangını söndürme ekipleri, Dalaman Hava Limanı’na bağlı itfaiye ekibi, özel sektör tankerleri ve iş makineleri ve beton dökme mikserleri görev yaptı. Rüzgarın da etkisi ile kısa sürede büyüyen ve mücadelesi oldukça güç şartlar altında sürdürülen yangında iş yeri ile birlikte araçlar da yandı. Yaklaşık 2 saat süren çalışmanın ardından kontrol altına alınan yangında ilk belirlemelere göre 2 işletmede bulunan market ürünleri, 6 bin teneke bal, 10 ton zeytinyağı, 1 kamyon, 2 kamyonet, 1 forklift, 5 transpalet ve elektronik cihazlar yanarak zarar gördü. Çalışmaları yerinde takip eden Vali Akbıyık, canla başla mücadele eden herkese teşekkür etti Yangın çıktıktan kısa süre sonra Köyceğiz Toparlar Sanayi Bölgesi’ne gelerek çalışmaları bizzat yangın mahallinde takip edip ekiplerin müdahalesini koordine eden Muğla Valisi İdris Akbıyık, yangının saat 21.05 sıralarında henüz belirlenemeyen bir nedenle çöp alanında başlayıp iki iş yerine sıçradığını belirtti. Vali Akbıyık yaptığı açıklamada, “Saat 21.05 civarı Köyceğiz Toparlar mevkiinde bal fabrikası iş yerinde meydana gelen yangın, tesisin hemen yanındaki çöp dökme alanında başlayıp iş yerine sıçrıyor. Bütün kamu araçlarımız, Orman Bölge Müdürlüğü, AFAD, belediye itfaiye araçları hatta Dalaman Hava Limanı itfaiyeleri ve özel sektör, olabilecek en hızlı şekilde müdahaleye başladılar. Yangın kontrol altına alındı. 150 personel 50 civarında arazöz, tanker, beton mikseri ve iş makineleri canla başla mücadele etti. Allah’a şükür can kaybı yok, bir kişi dumandan etkilendi. Yangının yerleşim yerlerine sıçrama ihtimalini düşünmüyoruz ama hava rüzgarlı, tüm birimlerle müdahale devam ediyor. Kamu, özel sektör, kişi ve kurum söndürme çalışmalarına canla başla destek veren herkese teşekkür ediyorum” dedi.
Ankara Irak’ın kuzeyine düzenlenen hava harekatı ile 25 hedef imha edildi Milli Savunma Bakanlığı Irak’ın kuzeyinde bulunan Gara, Kandil ve Asos bölgelerindeki terörist hedeflerine hava harekatı düzenlendiğini ve 25 hedefin vurulduğunu açıkladı. Milli Savunma Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, PKK/KCK ve diğer terörist unsurları etkisiz hale getirerek Irak’ın kuzeyinden Türkiye’ye yönelik saldırıları bertaraf etmek ve hudut güvenliği sağlamak maksadıyla Birleşmiş Milletler Anlaşması’nın 51’inci maddesinden doğan meşru müdafaa hakkı doğrultusunda Irak’ın kuzeyinde bulunan Gara, Kandil ve Asos bölgelerindeki terörist hedeflerine hava harekatı düzenlendi. İcra edilen hava harekatıyla Bölücü Terör Örgütü (BTÖ) tarafından kullanılan ve içerisinde sorumlu düzeyde teröristlerin de bulunduğu değerlendirilen mağara, sığınak, barınak, depo ve terör örgütünün kullandığı tesislerden oluşan 25 hedef imha edildi. Bakanlıktan yapılan açıklamada terörle mücadelede kararlılık vurgusu yapılarak, “Asil milletimizin bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri, geçmişte olduğu gibi bugün de ülkemizin ve milletimizin beka ve güvenliği için terörle mücadeleye son terörist etkisiz hâle getirilinceye kadar azim ve kararlılıkla devam edecektir. Bu harekat sırasında; masum insanların, dost unsurların, tarihî ve kültürel varlıklar ile çevrenin zarar görmemesi için her türlü tedbir alınmıştır” ifadelerine yer verildi.