KÜLTÜR SANAT - 08 Şubat 2018 Perşembe 15:52

Onur Barış, Sait Faik okurlarına 'Benden Hikayesi' belgeseliyle 'Hişt Hişt' diyor

A
A
A
Onur Barış, Sait Faik okurlarına 'Benden Hikayesi' belgeseliyle 'Hişt Hişt' diyor

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hayatı belgesel oldu. Senaristliğini ve yönetmenliğini Onur Barış'ın üstlendiği 'Benden Hikayesi'nde Sait Faik kendi hikayeleriyle izleyiciyle buluşacak.

 Belgeselin görüntü yönetmenliğini Hikmet Merdan yaparken, usta yazar Sait Faik'i genç oyuncu Mert Er canlandırdı. Yönetmen yardımcılığını Merve Azade Barış’ın yaptığı belgeselin müziklerini Osman Çınar yaparken,sanat yönetmenliğini İbrahim Can üstlendi. Göksel Keşen’in “Vefalı Göksel” olarak yer aldığı, Ara Güler’in röportajına da yer verilen belgeselin ilk gösterimi usta yazarın ölüm yıldönümü olan 11 Mayıs'ta Baba Sahne'de gerçekleşecek.

Sait Faik Abasıyanık'ın hayatını hikayeleri eşliğinde işleyen ve yaşama bıraktığı izleri perdeye yansıtan "Benden Hikayesi" belgeselinin yönetmen ve senaristi Onur Barış ve ekibi, sinema yorumcusu Güneş Coşkun’un sorularını cevapladı.

Onur Barış, Sait Faik okurlarına 'Benden Hikayesi' belgeseliyle 'Hişt Hişt' diyor

“Sait Faik”i filmleştirmek benim hayattaki en büyük arzularımdan biriydi”

Türk sanatında birçok yazar, şair varken neden Sait Faik’i seçtiğine dair konuşan yönetmen ve senarist Onur Barış, düşüncelerini, “Sait Faik benim edebiyata ve sinemaya yönelmemde önemli bir şahsiyet ve onu filmleştirmek en büyük arzularımdan biriydi” şeklinde ifade ederek, “Çocuk yaşlarda Sait Faik’i okumaya başladığımda, onun bize bıraktığı izler ve onun bende oluşturduğu dünyayla iç içe bir şey sunabileceğimi düşündürdü bana. Sait Faik, kendisini ilk okuduğum zamanlardan itibaren benim de edebiyat ve sinema yapabileceğimi hissettiren bir karakterdi. Yaşama bıraktığı izler onu diğerlerinden ayırıyordu. Yaptığı edebiyat, insanlara yaklaşımı, insanlara duyduğu sevgi ve bununla birlikte yazdığı eserler her zaman için bana yakın gelmiştir. Kendime çok yakın hissettiğim bir karakterdi. İstanbul ile kurduğu ilişki, sanatla kurduğu ilişki yüzünden Sait Faik’i filmleştirmek benim hayattaki en büyük arzularımdan biriydi. 'Benden Hikayesi'yle de bunu biraz olsun gerçeğe dönüştürmüş olduk” dedi.

Onur Barış, Sait Faik okurlarına 'Benden Hikayesi' belgeseliyle 'Hişt Hişt' diyor

“Sait Faik 'Bir insanı sevmekle başlar' diyor, benim de ilham kaynağım yine bu söz”

“'Bir insanı sevmekle başlar' diyor Sait Faik, 'Alemdağ’da Var Bir Yılan' hikayesinde. Bu söz Zülfü Livaneli'den Mazhar Alanson'a kadar birçok sanatçının da şarkılarına ilham kaynağı olmuş bir sözdür” diyen Onur Barış, kendisine de bu belgeselde ilham kaynağının yine bu söz olduğunu belirterek, “Sait’in sanatçı duruşu anlamında biricik bir insandır ben de bu biriciklikten etkilenmiş birisiyim. Türk edebiyatında ve Türk sanatında şöyle bir kırılma var bence, Sait Faik’ten sonra Sait Faik gibi bir edebiyatçı olmak gibi bir algı oluştu. Çünkü Sait Faik yaşadığını yazan, yaşadığı gibi bir edebiyat yapan, doğal, çok samimi bir sanatçı.Bizim algımızda düşündüğümüz bir sanatçının sosyokültürel durumundan daha farklı bir yaşayışı olan bir insan. Sokakta gördüğü kestaneciden simitçiye kadar herkesle iletişim kuran ve bu kurduğu iletişim üzerinden bir öykü, bir edebiyat yapıp insanlara sunan bir kişi” şeklinde konuştu.

Onur Barış, Sait Faik okurlarına 'Benden Hikayesi' belgeseliyle 'Hişt Hişt' diyor

“Sait Fail mal varlığını ve telif haklarını Darüşşafaka Cemiyetine bağışlamış, bu parayla bugüne kadar bine yakın öğrencinin eğitimi karşılanmıştır”

“Sait Faik mal varlığını ve telif haklarını Darüşşafaka Cemiyetine bağışlamıştır. Bugüne kadar bine yakın öğrencinin eğitimi karşılanmıştır” diyen Onur Barış, buna dair anıyı da şu sözlerle anlattı:
“Sait Faik bir gün Darüşşafaka’ya annesiyle birlikte bir edebiyat etkinliği için gidiyor. Darüşşafaka’da öğrencilere sunulan imkanlar, oradaki atmosfer ve çocukların gözlerinde gördüğü parıltı çok hoşuna gidiyor. Edebiyat etkinliği bitince annesine, 'biz öldükten sonra ardımızda bıraktığımız bazı şeyleri bu kuruma bırakabilir miyiz' diye soruyor. Bu Sait Faik’in bir nevi vasiyeti oluyor annesine. Annesi de bu vasiyeti yerine getirerek Burgaz adadaki ev başta olmak üzere, birçok mülklerini Darüşşafaka’ya bağışlıyorlar. Burgaz adadaki evi Darüşşafaka bir Sait Faik Müzesi haline getiriyor.”

Onur Barış, Sait Faik okurlarına 'Benden Hikayesi' belgeseliyle 'Hişt Hişt' diyor

“Sait’in genel yaşama dair perspektifini de sunduğu öykülerden bir tanesi ‘Hişt Hişt’ öyküsü"

Onur Barış, Sait Faik’in ‘Hişt Hişt’ öyküsünü, “Sait Faik’in bize bıraktığı en değerli ve genel yaşama dair perspektifler sunduğu öykülerden bir tanesidir 'Hişt Hişt' öyküsü. O öyküde Sait Faik bir ses duyar ve o sesin peşinden gider, o sesin varlığına inanır, olmasa da o sesi duyabilme ihtimalini bile sever. Aslında bu yaşamın bize güzellikler sunduğunu anlatan, aslında dışarıya, etrafa baktığımızda her yerden bir 'hişt' sesi duyduğumuzu bize anlatan bir betimlemedir. Biz de aslında yaşamda bu sesin peşinden gitmeliyiz biraz. Bir kuşta, bir ağaçta, etrafımızda gördüğümüz bir seyyar satıcıda ya da herhangi bir etrafta gördüğümüz şeylerden aslında ortak bir ‘hişt’ sesi vardır. Bu sesin farkında olup yaşamımızı buna göre kurup hem doğaya, hem de insana buna göre yaklaşmalıyız. O sesin varlığını bilmek benim için değerli ne mutlu ki Sait bana bu sesin varlığını hissettiren insanlardan biri oldu” sözleriyle ifade etti.

Onur Barış, Sait Faik okurlarına 'Benden Hikayesi' belgeseliyle 'Hişt Hişt' diyor

Sait Faik'ten Ara Güler’e: “Ne ulan geberiyorum diye fotoğrafımı mı çekmeye geldin?”

Belgeselde Sait Faik’i son gören insanlardan biri olan fotoğrafın ustası Ara Güler ile röportaja da yer veren Onur Barış, Güler’in Sait Faik’le olan küçük bir anısını, “Ara abinin Sait'le ilginç hatıraları var ve onun duygu dünyasına iz bırakmış bir insan Sait Faik. Mesela, Ara Güler Sait Faik’i hasta yatağında gören son insanlardan bir tanesi. Bir gün onu hastaneye ziyarete gidiyor durumunun kötü olduğunu duyuyor. Bir arkadaşı vesilesiyle beraber gidiyorlar. Sait odada yatıyor, biraz durumu ağır ve Ara Güler içeriye giriyor arkadaşıyla birlikte. Sait toparlanıyor Ara Güler’e bakıyor, muhtemelen boynundaki fotoğraf makinesine bakıyor. Ara Güler oraya bir fotoğraf çekme edasıyla gidiyor. Bir iz toplama, fotoğraflamak, Sait’i hasta yatağında fotoğraflayarak bir iz toplamak için gidiyor ama Sait Faik Ara Güler’e dönüp diyor ki, ‘ne ulan geberiyorum diye fotoğrafımı mı çekmeye geldin.’ Bu dışavurum hali, bu rahatlık, doğallık Ara Güler’i o kadar etkilemiş ki Ara abi o gün bir daha fotoğraf çekemedim diyor” şeklinde ifade etti.

“Mark Twain Cemiyeti fahri üyeliğine seçilmiş iki insan vardır; Sait Faik ve Mustafa Kemal Atatürk”

“Dünya Edebiyatına verdiği hizmetten ötürü Sait Faik’e Mark Twain Cemiyeti fahri üyeliği verilmiştir. Atatürk’ten sonra ikinci kişi ve son kişi olma özelliği taşıyor” diyen Barış, “Biz aslında Sait Faik’i yeterince tanıdık mı, bildik mi ülke olarak biraz soru işaretlerim var. Ama Sait Faik dünyada hatırı sayılır bir saygınlığı kazanmış bir edebiyatçımız. Çok insan bilmez aslında ama Sait Faik, Mark Twain Cemiyeti tarafından fahri üyeliğe seçilmiş bir edebiyatçı. Bu üyeliğe Türkiye’de layık görülmüş bir insan daha var, o da Mustafa Kemal Atatürk. Sait Faik aslında dünyaca tanınan sevilen,üslubu farklı görülen saygı duyulan bir şahsiyettir. Bence bizim onu biraz okumamız, onu birazcık algılamamız lazım diye düşünüyorum. Bu fahri üyelik de sanatçının önemini anlamamız ve değer vermemiz açısından önemlidir” ifadelerine yer verdi.

“Sait Faik’in kitaplarıyla yatıp kalktık”

Belgeselde yönetmen yardımcılığı yapan Merve Azade Barış ise belgesele dair duygularını, “Böyle bir belgesel olduğunu öğrenince çok mutlu oldum. Direk araştırmaya başladık. Sait Faik ile ilgili dokümanları çıkardık ve onun yaşadığı yerlerde gittik, çekimler yaptık. Ekibimiz çok güzeldi ve aile gibiydik. Sait Faik’in kitaplarıyla yatıp kalktık.Biz bir yerden sonra artık okumayı bıraktık,okuduktan sonra etrafa bakıp Sait gibi kafamızdan bir şeyler döndürüp döndürüp birbirimize yazmaya başladık” şeklinde dile getirdi.

“Ortaya neredeyse 8-9 parça çıktı”

Belgesel müziklerini yapan Osman Çınar da belgeselin müzik kısmını oluştururken zorlandığını belirterek,“Bu belgeselde hem çok güzel, hem de çok etkili olan ve alışılmadık bir anlatım tarzı olacak. Müzikleri yaparken hem Onur’un anlatımını,hem de Sait Faik’in anlatım üslubunu desteklemeliydim. Aslında hikayelerin hepsi başka bir dünyayı başka bir derdi anlatıyordu bu yüzden biz her hikayeye her birinin anlatımına uygun ve onları destekleyen farklı müzikler yazdık. Ortaya neredeyse 8 9 parça çıktı. Belgeseli hiç izlemeseniz, sadece müzikleri dinlerseniz bile müzikler hikayeleri anlatıyor” dedi.

“Biz aslında biraz Sait Faikleştik”

Sanat yönetmenliğini yapan İbrahim Can ise, “Sait Faik’i okuduk, Sait Faik’i izledik. Projenin içine dahil olduktan sonra da biz aslında biraz Sait Faikleştik” şeklinde söyleyerek, “Ajansa giderken bir park vardı. Parkta bir amcayla tanıştık. Sadece adamın görevi, 7-8 civarı parka geliyor ve biz kendisini işe giderken görüyoruz. Amca kuşlara yem atıyor, dikkatimizi o çekiyor. Normal şartlarda kimin dikkatini çeker böyle insanlar” dedi. 

Yönetmen Onur Barış sözü alarak, “Bu belgesel sürecinden sonra yaşamı izlemeye başladık. Sait Faik filmde belki de bize bunu anlattı. Birazcık izlememiz gerekiyor, birazcık anlamlandırmamız gerekiyor. Yaşam öyle sadece günlük rutinlerimizden ibaret bir şey değil o yüzden bize bu anlamda bir katkısı da oldu” dedi.

“Toprağı üstünden atmışız ve öyle ortaya çıkmış gibi”

'Vefalı Göksel' olarak belgeselde yer alan Göksel Keşen ise, Sait Faik’in ilk İstanbul’a geldiği yer olan Vefa’ya dair röportajına yer verildiği belgesel hakkında,“Hikayeye başlıyoruz dedikten sonra; ilginç karakterler, ilginç insanlar,ilginç yerler, hatta mevkiler sanki bizimle buluşmayı bekliyormuş gibi, üstünde sanki bir gizlilik varmış da biz sanki onu silmişiz, toprağı üstünden atmışız ve öyle ortaya çıkmış gibi onu yakaladık” dedi. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Kocaeli İtfaiyesi, AFAD’ın en üst düzey arama kurtarma akreditasyonunu aldı Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi, kapsamlı hazırlık ve tatbikatların ardından AFAD’ın ağır seviye arama kurtarma akreditasyonunu kazanarak afetlere karşı tam donanımlı hale geldi. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı, uzun süreli hazırlıklar ve kapsamlı saha çalışmaları sonucunda AFAD’ın uluslararası standartlardaki en zor seviyesi olan "Kentsel Arama Kurtarma Ağır Seviye Ekip" Akreditasyon sınavını başarıyla tamamladı. Bu kapsamda büyükşehir itfaiyesi, zorlu süreci tamamlayarak iki ayrı enkaz alanında 10 gün boyunca kesintisiz görev yapabilme kapasitesine sahip ağır seviye akredite ekipler arasına girdi. AFAD standartlarında en üst yeterlilik seviyesi AFAD’ın uluslararası akreditasyon kuralları doğrultusunda oluşturduğu sistem kapsamında, Türkiye genelindeki arama kurtarma ekipleri ortak bir operasyon dili ve koordinasyon anlayışıyla sınava tabi tutuluyor. Ekipler; hafif, orta ve ağır olmak üzere üç seviyede sınıflandırılırken, ağır seviye akreditasyon arama kurtarma alanında ulaşılabilecek en üst yeterlilik olarak kabul ediliyor. Bu kapsamda büyükşehir itfaiyesi, bu zorlu akreditasyon testine katılarak, yetkinliğini ve başarısını bir üst seviyeye taşıdı. Tüm birimler sürece tam destek verdi Akreditasyon sürecinde büyükşehir belediyesinin ilgili tüm birimleri koordinasyon içerisinde görev aldı. Buna göre Afet İşleri ve Risk Yönetimi Dairesi Başkanlığı, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı, Yol Yapım Bakım ve Onarım Dairesi Başkanlığı, Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı, Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanlığı, Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı ve Antikkapı Hızır 41 ekipleri süreç boyunca tüm imkanları ile destek verdi. Ana kamp alanı kuruldu Akreditasyon kapsamında oluşturulan ana kamp alanında ekiplerin tüm ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde kapsamlı bir kamp altyapısı kuruldu. Ana kamp alanında; yönetim ve haberleşme çadırları, sanitasyon ve arındırma alanları, banyo ve tuvaletler, 120 kişilik barınma alanı, yemekhane ve dinlenme alanları, arama kurtarma köpeği alanı ve köpek tedavi ünitesi, sağlık alanı ve bulaşıcı hastalık izolasyon bölgesi ve çay ocağı yer aldı. Gerçeği aratmayan zorlu saha uygulamaları Sahada gerçekleştirilen uygulamalarda ekiplerin teknik kapasitesi ve koordinasyon kabiliyeti test edildi. Gerçeği aratmayan zorlu saha çalışmaları kapsamında; 5 tonluk enkaz kütleleri domuz damı yöntemiyle kaldırılarak vinçle taşındı. Beton, çelik ve ahşap elemanları kesim yapılarak kontrollü şekilde ayrıldı. Oksijen-asetilen ile sıcak kesim uygulamaları yapıldı. İple erişim teknikleri kullanılarak yatay ve dikey kazazede tahliyeleri gerçekleştirildi. Temiz ve kirli çalışma yöntemleriyle beton kütlelerde enkaza giriş boşlukları 60x60 ölçülerinde açıldı. Güvenli çalışma için ahşap tahkimat ve destekleme yöntemleri uygulandı. Yaslama, kapı, pencere ve eğik tavan tahkimatları ile t-spot tahkimat uygulamaları başarıyla tamamlandı. Tüm bu zorlu aşamaları başarıyla tamamlayan ekipler AFAD’ın en üst yeterlilik seviyesine ulaştı. Büyükşehir afetlere karşı güçlü ve hazır Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin tüm birimlerinin birbirleriyle koordine şekilde yürüttüğü bu süreç, Kocaeli’nin ağır seviye arama kurtarma kapasitesini güçlendirirken, afetlere karşı kurumsal hazırlık ve müdahale seviyesini en üst noktaya taşıdı. Türkiye’de afetlere karşı güçlü ve her daim hazır bir kent olarak bilinen Kocaeli, büyükşehir ekipleri sayesinde bu niteliğini bir kez daha ortaya koydu.
İstanbul İleri yaş grubuna uygulamalı spor aktivitesi Yakın Doğu Üniversitesi ile Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği iş birliğiyle düzenlenen etkinlikte, egzersizin sağlıklı yaş alma sürecindeki kritik rolü bilimsel veriler ve uygulamalı çalışmalarla ele alındı. Sağlıklı yaş alma sürecine bütüncül bir bakış sunmak amacıyla düzenlenen "Sağlıklı Yaş Alma Yolculuğunda Egzersiz" etkinliği, Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi ile Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği iş birliğinde, Lefkoşa Türk Belediyesi ev sahipliğinde Merkez Lefkoşa’da gerçekleştirildi. Akademisyenler ve uzmanların katılımıyla düzenlenen etkinlikte, egzersizin yaşlanma sürecindeki önemi teorik bilgiler ve uygulamalı çalışmalar eşliğinde ele alındı. Egzersiz yaşlanma sürecini yavaşlatıyor Etkinlik, Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adile Öniz Özgören ile Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği Başkanı Prof. Dr. Hatice Jenkins’in açılış konuşmalarıyla başladı. Konuşmalarda, artan yaşlı nüfusla birlikte sağlıklı yaş alma kavramının giderek daha fazla önem kazandığı vurgulandı. Prof. Dr. Adile Öniz Özgören, sağlıklı yaş almanın yalnızca fiziksel değil, zihinsel ve sosyal boyutları da kapsadığını belirterek "Sağlıklı yaş almak; bedeni, zihni ve ruhu birlikte koruyabilmekten geçer. Doğru yaklaşımlar benimsendiğinde ileri yaşlar daha üretken ve anlamlı bir yaşam dönemine dönüşebilir" dedi. Beslenmenin sağlıklı yaş alma sürecindeki rolüne de değinen Prof. Dr. Özgören, dengeli ve bilinçli beslenmenin kronik hastalık riskini azaltmada belirleyici olduğunu vurguladı. Akdeniz diyetinin yaşlılık döneminde en uygun beslenme modellerinden biri olduğunu ifade eden Özgören, düzenli ve basit egzersizlerin kas-iskelet sistemi sağlığını koruduğunu ve yaşam kalitesini artırdığını söyledi. Kas gücü bağımsız yaşamın anahtarı İnsan ömrünün uzadığını ancak bu uzamanın büyük ölçüde yaşlılık döneminde gerçekleştiğini belirten Prof. Dr. Hatice Jenkins, bu sürecin sağlıklı geçirilmesinin bilinçli tercihlere bağlı olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Hatice Jenkins, "Ne kadar yaşadığımızdan çok, uzayan bu yılları nasıl yaşadığımız önemlidir. Yaş aldıkça kaslarımızı nasıl çalıştıracağımızı bilmek hayati önem taşıyor. Kas gücünün korunması, bireyin bağımsızlığını ve yaşam kalitesini doğrudan etkiler" diye konuştu. Son 30 yılda insan ömrünün ortalama 10 yıl uzadığına dikkat çeken Jenkins, gerçekleştirilen etkinliğin temel amacının, bireylerin yaşlanma sürecini daha sağlıklı ve aktif geçirebilmeleri konusunda farkındalık oluşturmak olduğunu belirtti. Teorik bilgiler uygulamayla desteklendi Etkinlik kapsamında, Kıbrıs Türk Fizyoterapistler Derneği Genel Sekreteri ve Yakın Doğu Üniversitesi öğretim üyesi Uzm. Fzt. Yelda Kıngır, "Kas-iskelet sistemi yaşa bağlı emekli olur mu?" başlıklı sunumunda, yaşlanmayla birlikte kas ve iskelet sisteminde meydana gelen fizyolojik değişimleri bilimsel veriler ışığında değerlendirdi. Kıngır, düzenli ve doğru egzersizin hareketsizliğin olumsuz etkilerini azalttığını ve fonksiyonel bağımsızlığın korunmasında kritik rol oynadığını vurguladı. Etkinliğin uygulamalı bölümünde ise Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğretim Üyesi Fzt. Nima Jabri, "Aktif Yaş Almada Egzersiz" başlığı altında katılımcılarla birlikte grup egzersizleri gerçekleştirdi. Jabri, ileri yaş bireyler için güvenli ve etkili egzersizlerin nasıl planlanması gerektiğini uygulamalı olarak gösterdi.
Düzce Düzce itfaiyesi 700 yangına müdahale etti Düzce Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü 2025 yılı boyunca bildirilen 1700 ihbarın 857 adedi için ekip yönlendirdi, 700 yangına müdahale etti. İtfaiye Müdürlüğü bir yıl boyunca yürüttüğü çalışmaların içeriği hakkında bilgi verdi. Ekipler toplamda bin 700 çağrıyı yanıtladı. Acil durumlara müdahale süreci kapsamında toplam 857 yangın ihbarına ekip yönlendirilirken bu ihbarlardan bina, atölye, motorlu araç, depo ile ormanlık alandan oluşan 696 adedi fiilen söndürüldü. Ayrıca 2025 yılı boyunca toplam 540 insan ve hayvan kurtarma çalışması, 90 trafik kazası ihbarında 58 adet kurtarma çalışması yapıldı. Yine evrak çalışmaları kapsamında müdürlük tarafından bin 200 adet yangına uygunluk ruhsatı düzenlendi. Bunların yanı sıra 180 kez su tahliye çalışması ve 61 adet baca temizleme denetimi gerçekleştirildi. 116 kez tatbikat ve eğitim düzenlendi Acil durumlara müdahale kapasitesinin artırılması ve vatandaşların bilinçlendirilmesi amacıyla yoğun bir eğitim süreci planlayan Düzce İtfaiyesi 2025 yılı boyunca 116 kez tatbikat ve eğitim organize etti. İtfaiye’nin görevlerinin öğrenilmesi, ekipmanlarının tanıtılması amacıyla yürütülen eğitimler kapsamında 4 bin kişiye birebir teorik ve pratik eğitim programı düzenlenerek sertifika verildi. Dış görevlerde Düzce farkı Özellikle yaz aylarında yoğun şekilde meydana gelen orman yangınlarına müdahale için de dış görevlere katılan Düzce İtfaiyesi 2025 yılı boyunca toplam 22 ekip ile dış görev çağrılarına yanıt verdi, müdahale çalışmalarına destek oldu.