KÜLTÜR SANAT - 05 Mart 2019 Salı 10:08

’Organ Bağışı’ temalı kısa film yarışması ödülleri sahiplerini buldu

A
A
A
’Organ Bağışı’ temalı kısa film yarışması ödülleri sahiplerini buldu

Organ bağışının önemine dikkat çekmek ve toplumsal bir bilinç oluşturmak için harekete geçen Hayata Bağış Derneği’nin düzenlediği üniversiteler arası organ bağışı temalı kısa film yarışmasının kazananları belli oldu.

Hayata Bağış Derneği’nin organ bağışında farkındalığı arttırmak için düzenlediği ’Organ Bağışı’ temalı kısa film yarışmasının ödülleri sahiplerini buldu. Tören, Hayata Bağış Derneği Başkanı Hüseyin Yıldırımoğlu ev sahipliğinde bir AVM’de düzenlendi. ’Organ Bağışı’ temalı yarışmaya Türkiye’nin farklı illerinden 5’i özel 18’i kamu olmak üzere 23 üniversiteden 34 yarışmacı katıldı. Jüri üyelerinin değerlendirilmesi sonucu 24 kısa film değerlendirmeye alındı. Jüride ise Sarp Apak, Cengiz Bozkurt, Onur Buldu, Haki Biçici, Hakan Algül ve Memorial Şişli / Ataşehir / Bahçelievler Hastaneleri Göğüs Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adnan Sayar yer aldı. Törene organ bağışı bekleyen, organ nakli olan, yakınının organlarını bağışlayanlar, üniversiteli gençler, Türkiye Motosiklet Platformu üyeleri, organ nakli cerrahları ve ünlü isimler katıldı.

Yarışma hakkında bilgi veren Memorial Şişli / Ataşehir / Bahçelievler Hastaneleri Göğüs Cerrahisi Bölüm Başkanı ve Hayata Bağış Derneği’nin Onursal Başkanı Prof. Dr. Adnan Sayar, "Etkinliği organ başını arttırmaya yönelik yaptık. Kısa film yarışmasını üniversiteler arasında düzenleyerek üniversiteli gençlerinin buna katılımını sağlamak istedik. Jüri üyelerinin tamamı herkesin yakından tanıdığı sanat dünyasından insanlar. Jüridekiler, filmleri hem sanatsal açıdan değerlendirmek hem de organ bağışıyla ilgili yapabileceği etkiyi ortaya koyabilmek açısından profesyonel insanlar. 23 film yarıştı, 3 tanesi seçildi, 1 tane Jüri Özel Ödülü ve 1 tane de mansiyon ödülü verildi" dedi

"Milyon başına 5 civarında bir bağış oranıyla ülkenin ihtiyacını karşılamakta çok uzağız"
Ülkemizde organ bağışını değerlendiren Prof. Dr. Sayar, "Organ bağışında bazı ülkelere göre iyi olmakla birlikte AB ülkelerine göre oldukça gerideyiz. Milyon başına 5 civarında bir bağış oranıyla ülkenin ihtiyacını karşılamakta çok uzağız. Bu oranları arttırmak, bekleyen binlerce hastanın umudu olacaktır. Bu konuda farkındalık organ bağışının medyada yer almasıyla artacaktır. Bu tür yarışma ve faaliyetlerin bu tür amaca hizmet edeceğini umuyoruz. Örneğin; böbrek için 20 binlerin üzerinde bekleyen hasta var. Karaciğer için binlerle ifade ediliyor. Akciğer için yılda 500’ün üzerinde nakil olması lazım, ama kadavradan yapılan sayısı çok az. Dolayısıyla yapılan bağışlar, ihtiyacı karşılamaktan çok uzak. Ne yazık ki AB ülkelerinin aksine ülkemizde canlıdan nakil daha fazla yapılmaktadır. Bu tercih edilebilecek yol değildir, ancak başka çare olmadığı için bu yöntem yapılmaktadır. Herkes kendi yakını için organ bağışlama eğiliminde. Normalde olması geren vefattan sonra organ bağışlayabilmektir. Kadavradan donör sayısını arttırabilmek" şeklinde konuştu.

"Organ bağışının önemini vurgulamak için buradayız"
Projeye destek veren ünlü oyuncu Cengiz Bozkurt, "Dernek başkanı Hüseyin Beyin sayesinde projeye dahil olduk. Yönetmenimiz Hakan Algül, oyuncular olarak ben, Sarp Apak, Onur Haki ve diğer oyuncu arkadaşlarımız var. Bizi kısa filmlerin jürisine layık gördüler. Kısa filmleri izledik. Genç arkadaşlarımızın son derece üretici ve çok emek verdiği filmleri tek tek izledik, sonrada ilk 3’ü seçtik. Bunun dışında özel ödüller verdik. Burada amaç, organ bağışının ne kadar önemli olduğunu topluma duyurabilmekti. Aynı zamanda duyarlılık ve farkındalık oluşturmaktır’’ diye konuştu.

"Yakınımızın başına gelince önemini anlıyoruz"
Herkesin organlarını bağışlaması gerektiğine vurgu yapan oyuncu Onur Buldu, "Başımıza gelmediği zaman çok anlamıyoruz ama başına gelmiş insanları gördükten sonra daha iyi anlıyoruz. Gaziantep’te bu durumla tanıştım. Murat ağabeyimiz vardı, böbrek nakline ihtiyacı vardı. Haber yaptırmaya çalışmıştık. Tanıdığınız birinin başına gelince bu durumun ne olduğunu anlıyorsunuz. Organ bağışının çok önemli olduğunu belirtmek isterim. Bizde kadavradan naklin çok az olduğunu öğrendim. Genelde akrabalar birbirine canlıyken organ veriyormuş. Kadavra naklini arttırmamız lazım. Buna destek veren bütün projelere de yardımcı olmamız lazım" açıklamasında bulundu.

Ödül kazanalar
1’incilik Ödülü Giresun Üniversitesi’nden ’Kalp Atışı’ isimli film ile katılan Ali Tapan’a verildi. 

2’ncilik Ödülü İstanbul Şehir Üniversitesi’nden ’Yedek Pil’ isimli film ile katılan Taner Eser’e verildi. 

3’üncülük Ödülü Anadolu Üniversitesi’nden ’Filiz’ isimli kısa film ile katılan Emre Bulgan’a verildi.

Yarışma Jüri Özel Ödülünü Işık Üniversitesi’nden 'Eksik Parçam' isimli film ile Mehmet Şahinbay kazanırken, mansiyon ödülü ise Atatürk Üniversitesi’nden ’Umut’ isimli film ile İsmail Hakkı Akkurt kazandı. 

Dereceye giremeyen ancak övgüye değer bulunan katılımcılara ise; Hüseyin Yıldırımoğlu, Emel Yanık, Ali Demirel, Mümin Uzunalan ve Mert Kutluk tarafından teşekkür belgesi takdim edildi.

Yarışmada dereceye girenlerin 1’incisine 5 bin TL, ikincisine 3 bin TL ve üçüncüsü bin TL ile ödüllendirildi. Jüri özel ödülü ve mansiyon ödülünü kazananlara Prof. Dr. Adnan Sayar'ın büyükannesi Halide Edip Adıvar’ın kitaplarından hediye etti.  

Adem Gürer - Fırat Aksoy

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Yağmurlu havalarda ıslanmak istemeyen depremzede Meriç’in sesini duyan sağlıkçı Havva’dan afetzede aileye sıcak yuva Hatay’da depremin ilk günlerinde enkaz altındaki vatandaşları yaşatmak amacıyla görev alan sağlıkçı Havva Aydanur Ertuğrul, yağmurlu havada bir daha ıslanmak istemeyen 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesini sıcak yuvasına kavuşturmayı başardı. Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay yerle bir olmuş, 25 bine yakın insan vefat etmişti. Afetin ilk saatlerinden itibaren Türkiye’nin dört bir yanından kurtarma ekipleri ve sağlık çalışanları bölgeye yardıma koşmuştu. Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgedeki afetzede vatandaşları hayata tutundurmak için mücadele etti. Sağlık personeli Ertuğrul, depremin yaralarını sarmak için kurucusu olduğu Ülkem Kitap Okuyor Derneği aracılığıyla afet bölgesine 21 çadır okul açtı ve 7 bin 700’den fazla öğrenciye 100 binden fazla kitap ulaştırdı. ATT Ertuğrul, depreme Antakya ilçesi Karaali Mahallesi’nde yakalanan 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesinin isteği üzerine afetzede aileye yuva yapabilmek için çalışma başlattı. Dernek aracılığıyla Altunay ailesine ev yaptırmayı başaran Ertuğrul, 2 odası ve 1 salonu olan evi Altunay ailesine teslim etti. "Yeterli maddi destek sağladığında yıl sonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz" Ülkem Okuyor Derneği olarak 2’nci evi teslim ettiklerini ifade eden Ertuğrul, "Depremin 37’nci gününde çadır okul açmıştık. Bugün ev yaptığımız öğrencimiz de o çadır okula gelen ilk öğrencilerimizden biriydi. Talent ve Meriç okulu açtığımızda koşa koşa gelmişti. Bu enkazlar bir gün kalkıp Hatay normale dönecek dememize neden oldular. Biz 2 aydır ev yapıyoruz. Öğrencilerimiz ve depremzede çocuklarımızın yaşam koşullarını düzeltmeye dert edindik. Çadırda ve barakada yaşayan öğrencilerimize ev yaparak hak ettikleri yaşamları sürmelerini istiyoruz. Bu depremden en çok çocuklar etkilendi. 15 aydır baktıklarında enkaz görüyorlar. Çadırda yaşıyorlar. Deprem üzerine oyunlar kuruyorlar. O yüzden buradaki çocukların daha iyi yaşam koşullarından yaşamaları için emek veriyoruz. ‘Ülkem Okuyor Derneği’ olarak ev yapmaya devam edeceğiz. Haftaya 4 ve 5’inci evlerimizin temelini atacağız. Durmadan yorulmadan Hatay’daki son çocuğun yüzünü güldürene kadar güldürmeye devam edeceğiz. Yeterli maddi destek sağladığında yılsonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz” dedi. "Yeni evim için çok heyecanlıyım ve çok mutluyum" Yeni evlerine kavuşan anne Esmeray Altunay, "Depremde evimiz yıkıldı. Çok kötü bir durumdaydık. Havva abla çocuklara mont ve ayakkabı getirmişti. Okula çağırdı. Oğlum Meriç’in doğum günüydü. O esnada Havva ablayı tanıdım. Eşimle beraber çadırdan suları dışarı atmaya çalışıyorduk. Ellerimiz, ayaklarımız ve çocuklar berbat bir haldeydi. Çocuklar sırılsıklamdı. Çocukların ayaklarında ne ayakkabı ne de çorap vardı. Yeni evim için çok heyecanlıyım. Çok mutluyum" ifadelerini kullandı.