SAĞLIK - 18 Aralık 2016 Pazar 09:51

Organ nakli ile gelen ikinci hayat

A
A
A
Organ nakli ile gelen ikinci hayat

Medicana International Ankara Hastanesi’nde yapılan böbrek nakli ile sağlığına kavuşan Fatma Topkaya, nakilden 18 ay sonra anne oldu.

Evlilik işlemleri sırasında böbrek yetmezliği teşhisi konulan ve zorlu bir mücadelenin ardından nakil olan 29 yaşındaki Fatma Topkaya, nakilden 18 ay sonra bebeğini kucağına aldı. Nakli gerçekleştiren Medicana İnternational Ankara Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Ulaş Sözener, Topkaya’nın böbrek yetmezliği başladıktan sonra çok bilinçli bir hasta olduğu için hiç diyalize girmek istemediğini söyledi. Opr. Dr. Sözener, “Bir an önce sağlıklı bir hale gelmek istedi. O yüzden biz de çok gecikmeden tüm gerekli hazırlıkları yaptık. 18 ay önce güzel bir böbrek nakli yaptık ona, sonrasında da bir sürpriz oldu bize, arkasından sağlığı tamamen yerine geldiği için vücut fonksiyonları sağlıklı hale geldiği için bir bebeği oldu. Gebeliği de çok dikkatli bir şekilde bizim kontrolümüzde, kadın doğumun kontrolünde sürdürdük ve dün itibariyle nur topu gibi bir bebeği oldu. Çok mutluyuz” diye konuştu.

Opr. Dr. Sözener, Topkaya’nın sağlığının şu anda herhangi bir insandan farklı olmadığına vurgu yaparak, “Son derece sağlıklı bir birey olmuş durumda. Organ naklinin zaten yaptığı şey bu, kişiyi hastalıklı halden sağlıklı insan haline çeviriyor. Elimizde böyle bir imkan varken şu anda binlerce kişi her gün diyalize giriyor, hayatlarından, ömürlerinden çalınıyor. Oysa insanların tek yapacağı şey organını bağışlamak, bağışladığı zaman hiç tanımadığınız birini sağlıklı bir insana dönüştürüyorsunuz. Bundan daha güzel bir hediye olamaz” ifadelerini kullandı.

“Nakil hastası olmasına rağmen başarılı bir gebelik süreci ve sağlıklı bir doğum gerçekleşti”

Nefroloji Uzmanı Dr. Yasemin Kıraç ise, “Fatma Topkaya, bizim 18 ay önce anneden böbrek nakli yaptığımız bir hastamız. Hastamız yaklaşık bir yıl sonra gebe kaldı, biraz erken bir gebelik süreci yaşadı. Gebelik süresince takipleri normal olarak seyretti. Dün de doğumu tamamlandı, sağlıklı bir kız çocuğu dünyaya getirdi. Bundan sonra tedavisi düzenli bir şekilde devam edecek, bebeğini emzirmeye devam edebilecek. Nakil hastası olmasına rağmen başarılı bir gebelik süreci ve sağlıklı bir doğum gerçekleşti. Kendilerine bundan sonraki hayatlarında mutluluklar diliyoruz, sağlıklı bir ömür diliyoruz bebeği ve eşiyle beraber” şeklinde konuştu.

“Başarılı bir nakil olduktan sonra gebe kalmasına engel teşkil eden bir durum yoksa belli bir dönem sonra gebeliği rahatlıkla öneriyoruz”

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Korhan Kahraman da Topkaya’nın sağlık durumu ile ilgili şu bilgileri paylaştı:

“Fatma Hanım böbrek nakilli gebemiz. Sağlıklı bir gebelik süreci geçirip, dün de sağlıklı bir doğum gerçekleştirerek 3 bin 200 gram bir kız bebek sahibi oldu. Böbrek nakli sonrası gebelikleri biz görüyoruz. Tabii biraz daha itina ettiğimiz gebelikler oluyor ve biraz daha özen gösteriyoruz. Ama çok da olağanüstü bir süreç değil aslında başarılı bir nakil olduktan sonra zaten kontrollerinde de gebe kalmasına engel teşkil eden bir durum yoksa biz belli bir dönem sonrasında gebeliği rahatlıkla öneriyoruz. Fatma Hanım’da da olduğu gibi sağlıklı bir gebelik süreci ve sağlıklı bir doğum gerçekleştirdi. Doğumunu dün akşam saatlerinde yapmıştık, bugünkü bulgularımız da gayet iyi. Annemiz de iyi, bebeğimiz de iyi.”

“Organ nakli katılımı anlamında mutlaka sayının artması gerekiyor”

Organ naklinin önemine dikkat çeken Doç. Dr. Kahraman, “Toplumda duyarlılık artıyor ama maalesef yeterli olmadığını düşünüyoruz buna rağmen. Çünkü hepimizin bir gün buna ihtiyacı olabilir, bu hassasiyeti gösterirsek, organ bağışına daha yüksek katılım ihtiyacı olduğunu biliyorum. Organ nakli tüm dünyada ve ülkemizde önemli bir durum. Organ nakli konusunda böbrek, karaciğer ve diğer nakil konularında Türkiye’de oldukça iyi merkezler var, iyi hekimler var, oldukça ileri noktadayız tüm dünyada ama organ nakli katılımı anlamında mutlaka sayının artması gerekiyor” açıklamasını yaptı.
Henüz bir günlük olan Iraz Şifa’nın annesi Fatma Topkaya, hastalığının nikah işlemlerinde ortaya çıktığını ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Benim hastalığım nikah işlemlerinde çıktı, yüzde 50 civarında böbrek yetmezliği vardı, ‘bir gün gelip bitecek’ dedi doktor. Dört yıl sürdü sonra hiç diyalize girmeden annem böbreğini verdi. Öyle kurtuldum, ikinci bir hayat, hatta üçüncü bir hayat. Bebeğim oldu, nakilden hemen 10 ay sonra hamile kaldım, dün de doğum yaptım. Çok mutluyum, bir yandan da diyalize giren hastaları düşündükçe de bir tarafım buruk. İstiyorum ki benim gibi herkes kurtulsun. Verilebilecek bir şey, buruğum yani üzülüyorum. Diyalize giren bir arkadaşım var mesela, ona hamile kaldığımı ve doğum yaptığımı söyleyemedim. O yüzden istiyorum ki herkes benim gibi kurtulsun. Benim böbreğimi annem verdi, şu an durumu gayet iyi. Gönül ister ki kadavradan daha çok alınsın, toprak olacağına ama akrabalar, yakınlar lütfen birazcık empati kursunlar. Çünkü bizler isteyemiyoruz, annem, babam kendi gönüllü olmasaydı ben annemden, babamdan da istenecek bir şey değil çünkü. Ama onlar gönüllü olursa ben çok mutlu olurum. Tam anlamıyla mutlu değilim. Çünkü birçok arkadaşım var diyalize giren, çok üzülüyorum.”

“Çocuğumu kurtardım”

Topkaya’ya böbreğini bağışlayan anne Raziye Bozkoyun ise çok mutlu olduğunu belirterek, tek böbreğin de yettiğini, durumu iyi olanın bağış yapabileceğini kaydetti. Sağlık durumunun eski halinden bir farkı olmadığının altını çizen Bozkoyun, diyalize girmeden çocuğunu kurtardığını söyledi. 

Goncagül Özcan
ANKARA

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Meyve düşmanı bir çift ’fındık kurdu’ 200 meyveye zarar veriyor 10 gün içerisinde tamamlamaları gerektiğini söyledi. Türkiye ve Samsun’un en önemli ihracat kalemlerinden olan fındıkta kahverengi kokarcanın ardından fındık kurdu için uyarı geldi. Mücadelesi yapılmadığı takdirde önemli oranda verim kaybına neden olan fındık kurdu zararlısı ile ilgili açıklamalarda bulunan İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, gerekli tedbirlerin en kısa sürede alınması gerektiğini ifade etti. “Bir çift fındık kurdu 200 meyveye zarar veriyor” Ekonomik anlamda üretimi yapılan fındığın ana zararlısı olan fındık kurdunun beslenme ve yumurta bırakmak yoluyla meyvelerde zarar yaptığına dikkat çeken Sağlam, “Fındık kurdu erginleri, öncelikle yeni oluşmakta olan meyvelerde zarar yapar daha sonraları fındığın meyve kabuğunu hortumunun ucundaki ağız parçalarıyla kemirerek deler ve kabuk içindeki yumuşak etli kısımla beslenir. Zarar gören meyveler normal büyüklüğe erişinceye kadar kabuk içindeki etli kısmı ve kabuk kısmı sarı renk alır. Bu zarar şekline halk arasında sarı karamuk denir. Meyve normal iriliğe ulaştıktan sonra zarara uğrarsa meyve içi kararır ve bu zarara da kara karamuk denir. Bir çift fındık kurdu ergini (dişi ve erkek); beslenme ve yumurta koyma yoluyla yaklaşık 200 meyveye zarar verebilir. Meyve içerisinde beslenen larvalar meyve içini tamamen yedikten sonra bir delik açarak dışarı çıkar. Bu şekilde beslendiği fındık meyvelerinin pazar değeri kalmaz ”dedi. “Fındık kurdu ve kokarca görülen bahçelerde her ikisiyle de mücadele yapılır” Samsun’da üreticilerin en önemli gelir kaynaklarından biri olan fındığın ana zararlısı olan fındık kurdu zararlısı ile duyurulan zaman aralığında ve tekniğine uygun mücadele yapılmasının verim kaybını önlemek bakımından çok önemli olduğunu belirten Sağlam, “Fındık kurdu mücadelesinde bitki köklerine zarar vermeden bahçe toprağının çapalanması böcek yoğunluğunu azaltmada etkili olmaktadır. Kimyasal mücadele; ergin fındık kurdu zararlısının ekonomik zarar yapmaya başladığı dönemde, bahçedeki hâkim çeşitlerin yarıdan fazlası mercimek iriliğine yaklaşınca (3-4 mm) yapılmalıdır. Fındık kurdu mücadelesine karar vermek için, 2-3 günde bir güneş doğmadan sabahın erken saatlerinde çarşaf yöntemi ile fındık kurdu sayımı yapılmalıdır. 10 ocakta iki ve daha fazla fındık kurdu ergini bulunursa ilaçlama yapılmalıdır. Fındık kurdu ilaçlaması yapılan bahçelerde fındık kokarcasına rastlanırsa ayrı bir ilaçlama yapmaya gerek yoktur. Sayımlarda 10 ocakta ortalama bir ergin fındık kokarcası bulunursa her iki zararlıya karşı etkili etken maddeli ilaçlarla mücadele yapılır. Ayrıca fındık kurdu popülasyonunun yüksek olduğu yerlerde tekrar sayım yapılarak zararını engellemek için mayıs sonu, haziran başında ikinci bir ilaçlama yapılabilir. Fındık kurdu ve kahverengi kokarca görülen fındık bahçelerinde her ikisine de ruhsatlı BKÜ ile ilaçlama yapılarak kontrol sağlanabilir” diye konuştu. “Mücadele zamanı geldi, 1 hafta-10 gün içinde mücadele tamamlanmalı” Fındık kurdu ile mücadele zamanının geldiğine değinen Sağlam, “İl/İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğümüzce fındık alanlarında yapılan sürvey ve fenolojik gözlemlere göre sahil ve orta kuşakta erkenci çeşitlerin hakim olduğu bahçelerde 6 Mayıs, yüksek kuşakta ise 15 Mayıs tarihi itibariyle mücadele zamanının geldiği belirlenmiştir. Fındık üreticilerimizin bahçelerindeki hâkim çeşitlerin yüzde 50’sinin mercimek büyüklüğüne ulaştığı dönemde teknik tavsiyelere uygun olarak mücadeleye başlamaları, gerekli koruyucu tedbirleri almaları ve ilaç uygulamalarını en kısa sürede tamamlamaları (1 hafta-10 gün) gerekmektedir. Kimyasal mücadelede kullanılacak bitki koruma ürünleri yetkili bayilerden alınmalı, reçete yazma yetkisine sahip olan kişiler tarafından reçetelendirilmeli, uygulama yetkisine sahip olan kişiler tarafından uygulanmalıdır” şeklinde konuştu. Diğer geçim kaynaklarından biri olan arıcılıkta arı faaliyetlerinin bitki çeşitliliğinin sürdürülebilirliği bakımından da çok önemli işleve sahip olduğunu belirten Sağlam, fındık kurdu ilaçlamaları esnasında arıların su içtiği kaynaklara hiçbir şekilde ilaç bulaştırılmaması gerektiğini, tarım ilaçları uygulamalarının akşam üzeri veya sabahın erken saatlerinde arıların uçuş yapmadıkları zamanda yapılması gerektiğini ve öncelikle arılara zarar vermeyen bitki koruma ürünleri tercih edilmesi hususunda üreticilerin özenli davranmalarını, ayrıntılı bilgiye sahip olmak için il/ve ilçe müdürlüklerine başvurmaları gerektiğini sözlerine ekledi.