GÜNDEM - 02 Aralık 2016 Cuma 11:07

Ortak mesaj Filistin'e özgürlük

A
A
A
Ortak mesaj Filistin'e özgürlük

Keçiören Belediyesi, Filistin Büyükelçiliği iş birliği tarafından düzenlenen “Uluslararası Filistin Halkı ile Dayanışma Günü” kardeşlik mesajlarına sahne olurken ortak dilek “Filistin’e özgürlük” oldu.

Neşet Ertaş Sanat ve Gösteri Merkezinde düzenlenen programa Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak’ın yanı sıra Türkiye - Filistin Parlamentolar arası Dostluk Grubu Başkanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Aydın Ünal, AK Parti Ankara Milletvekili Ahmet Gündoğdu, Arap Birliği Büyükelçisi Muhammed Fatih El Naciri, Filistin Elçilik Müsteşarı Nabell Alsarraj, Mısır Büyükelçisi Wael El Naggar, Tunus Büyükelçisi Muhammed Salah Tekaya, Ürdün Büyükelçisi Amjad El Abayil, Filistin Dayanışma Derneği Başkanı Muhammed Mişeniş, AK Parti Ankara İl Gençlik Kolları Yönetimi, AK Parti Keçiören Gençlik Kolları Başkanı Murat Tunçbilek ve AK Parti Keçiören Kadın Kolları Başkanı Mahpeyker Sert ile Keçiörenli vatandaşlar katıldı.

Ankara güvende değilse Gazze güvende değildir
Program öncesi Filistin’i anlatan resim ve fotoğraf sergisinin açılışının ardından Kur’an-ı Kerim Tilavetiyle başlayan “Uluslar arası Filistin Halkıyla Dayanışma Günü”nde bir konuşma yapan Türkiye - Filistin Parlamentolar arası Dostluk Grubu Başkanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Aydın Ünal, “Bizim 15 Temmuz gecesi yaşadıklarımızı Filistin halkı her gün yaşıyor. O gece darbeyi yapmak isteyenler sadece Cumhurbaşkanımıza, milli iradeye ve vatanımıza değil, Filistin davasına da darbe yapmak istiyorlardı. O gün Türkiye yenilseydi biz Filistin’de nefes alamazdık diyorlar. Çünkü biliyorlar ki Ankara güvende değilse Gazze de güvende değildir.” dedi.

Ünal, 1. Kılıçarslan’ın ve Selahaddin Eyyübi’nin Haçlı Ordularını durdurduğuna dikkat çekerek, “O dönem Araplar ve bölgedeki milletler birlik olamadı. Haçlılarla Haşhaşiler iş birliği yaptı. İşte yine 900 yıl sonra aynı şeyi yaşıyoruz. Bütün ümmetin mücadelesini veriyoruz. Canımızı ortaya koyarak Ankara’yı da Kudüs’ü de savunacağız.” diye konuştu. Ölen Filistinli’lerin gösterilmesini doğru bulmadığını da ifade eden Ünal, “Bizler dik durmalıyız, yenilgileri değil direnişi öne çıkarmalıyız.” mesajı verdi. İsrail’le imzalanan Protokole de değinen Ünal, İsrail’in Mavi Marmara olayı sonrası özür dileyip tazminat ödediğini ve Gazze ablukasının da büyük ölçüde delindiğini ifade etti. Ünal sözlerini “Cumhurbaşkanımız Filistin davasına zarar verecek hiçbir şeye asla izin vermez” diyerek noktaladı.

Herkes sissa Filistin için Keçiören susmaz
Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Filistin davasının yanında olduğu mesajına atıfta bulunarak başladığı konuşmasında şunları söyledi; “Bu haklı davanın yanında olan herkese teşekkür ediyoruz. Herkes sussa, herkes unutsa biz susmayacağız ve Filistin davasını her yerde söyleyeceğiz. Keçiörenli’ler olarak söz veriyoruz. Buradan Kudüs aşığı, Filistin davasını sahiplenen mazlum ve mağdur Filistin halkını selamlıyorum. Ortadoğu’da kalıcı barışın sağlanması başkenti Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulmasıyla mümkün… Bu uğurda hayatını kaybeden tüm Filistinli kardeşlerime rahmet diliyorum. Bu dava kutsal bir dava… Yarım asırdır işgal altında olan Filistin, tüm Müslümanlar için kanayan ortak bir yara… Filistin halkı kendi topraklarında sürgün… Bunu her fırsatta ve her platformda dile getirmeli ve bu mücadelenin birer neferi olmalıyız.”

Türkiye mazlum ülkelerin umudu
Keçiören Belediyesi tarafından düzenlenen Uluslararası Ramazan Etkinliklerinde Filistin’i misafir ettiklerini de belirten Başkan Ak, El Halil ve Cebaliye Belediyeleri ile aralarında kardeşlik protokolü olduğunu söyledi. Ak, “İki belediye başkanı da 15 Temmuz’da bizi aradılar ve desteklerinin, dualarının bizimle olduğunu söylediler. Çünkü ülkemiz mazlum milletler için, bölge için umuttur. Şükür 15 Temmuz’dan güçlenerek çıktık.” dedi.

Ak ayrıca 2 kez Filistin’e gitme fırsatı bulduğunu, birinde 2011 yılında Gazze abluka altındayken iftar düzenlediklerini diğerinde de Batı Şeria’da El -Halil Belediyesi ile kardeşlik protokolü imzalamak için gittiklerini dile getirdi.

İsrail çözüme yanaşmıyor
Arap Birliği Büyükelçisi Muhammed Fatih El Naciri ise Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda alınan karar neticesinde 29 Kasım 1978’den bu yana her yıl Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Gününün kutlandığına dikkat çekerek, “Filistin halkı 2 devletli çözümün başlatılmasını kabul etti. Ancak İsrail bunu kabul etmediği gibi ırkçı yaklaşımlarına, ablukaya, kötü muamele ve Müslümanların mukaddes yerlerine saldırmaya devam ediyor. BM nezdinde dost ülkeler bu davayla ilgili çalışmalarını sürdürüyor. 2017 yılında da Filistin halkının özgürlüğe kavuşması için BM nezdinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz.” diye konuştu.
Filistin Dayanışma Derneği Başkanı Muhammed Mişeniş ise 15 Temmuz’da ülkesi ve demokrasisini koruyan Türk halkının kendilerine örnek olduğunu dile getirerek, “İstiklal, özgürlük ve zafer kenti Ankara’dan Filistinli kardeşlerimizi selamlıyoruz.” ifadelerini kullandı.

15 Temmuz'deki ilk yaralı Filistinli
15 Temmuz’da yaralanan ilk kişinin Filistinli olduğunu söyleyen Filistin Elçilik Müsteşarı Nabell Alsarraj ise, “Filistin halkı da 15 Temmuz’da sokaklardaydı. Genelkurmay Başkanlığı’nın orada yaralanan Filistinli kardeşimizin omzunu delerek geçen kurşun başka bir Türk vatandaşına isabet ederek onu şehit etti. Türk demokrasisini korumak için sokağa çıkan Filistinli kardeşimiz ben yaralıyım iyileştiğimde tekrar Türkiye’yi ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ı korumak için görevime devam edeceğim dedi. Bizler de Erdoğan’ın çağrısı sonrası Türk ve Filistin bayraklarıyla sokaklara döküldük.” şeklinde konuştu. Filistin Cumhurbaşkanı Mahmut Abbas’ın mesajını da okuyan Alsarraj, Filistin halkını kararlı bir şekilde destekleyen Türkiye Cumhuriyeti Devletine, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Başbakan Yıldırım’a, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’na Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak’a teşekkürlerimizi sunuyoruz. İnşallah Başkan Ak’ı ilerde özgür Kudüs’te ağırlarız.” dedi.

Keçiören Gençlik Derneği ise gecede Filistin’deki işgali anlatan sinevizyon gösteri ve tiyatro oyunu sergiledi. Filistin Elçilik Müsteşarı Nabell Alsarraj’ın Başkan Ak’a Mescidi Aksa’nın bir minyatürünü hediye etmesinin ardından gece, toplu fotoğraf çekimi ile son buldu.?  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Keneden korunmak için günlük vücut kontrolü yapmalı Ankara Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ömer Orkun, “Günlük vücut kontrolleri ile kene görüldüğünde derhal çıkartılması esastır. Eğer siz keneyi bir an önce vücuttan uzaklaştırırsanız kene enfekte dahi olsa mikropları vermeden siz çok kolaylıkla kurtulabilirsiniz” dedi. Ateş, cilt içi ve diğer alanlarda kanama gibi bulgulara neden olan kene kaynaklı Kırım-Kongo kanamalı ateşi (KKKA) vakaları, Nisan ve Mayıs ayında artış gösterdi. Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Keneler ve Kene Kaynaklı Hastalıklar Araştırma Laboratuvarı Sorumlusu Doç. Dr. Ömer Orkun, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, Kırım-Kongo kanamalı ateşe neden olan kenelerden korunma yöntemlerini açıkladı. “Kene atlamaz, sıçramaz” Kenenin özelliklerini anlatan Doç. Dr. Orkun, “Bu avcı karakterli bir kene olup insanlara yerden yürüyerek geliyor. Bu kene atlamaz, zıplamaz ve sıçramaz. Bu kene otlara ve ağaçlara tırmanmaz. Ağaçlardan da düşmez. Bunun asıl geldiği yer, yerlerden yürüyerek geliyor” ifadesini kullandı. “Avına doğru yürüyerek gidiyor” Tarım yapan vatandaşları da uyaran Orkun, “Tarımsal faaliyetlerin olduğu tarım alanlarının etraflarında daha yoğun görüyoruz. Toprakta, taşın ve yaprağın altında saklanıyor. Hedef canlı grubu, bu insan, sığır, koyun ve keçi olabilir, oradan geçene kadar bekliyor. Oradan geçerken bir takım çok kompleks algaçlarıyla algılıyor. Tabiri caizse avına doğru yürüyerek gidiyor” diye konuştu. “İnsanları onlarca metre takip edebilir” Türkiye’de Kırım Kongo Kanamalı ateşin vektörü olan kene türünün çok hızlı hareket ettiğini ifade eden Orkun, “Hatta dünyada karşılaşabileceğimiz en hızlı ve en uzun yol kat edebilen, yürüyerek veya da koşarak yol kat eden bir türdür. İnsanları onlarca metre takip edebilir. Kene tutulmasının gördüğümüz yerlerde çok karşımıza çıkan bir durumdur. Yakalıyor ve ilk tercihen en çok girdiği yer paçanın içerisinden geliyor ve açık olursa deriye ulaşmaya çalışıyor” şeklinde konuştu. Doç. Dr. Orkun, Türkiye’de kenenin olmadığı hiçbir yerin olmadığı belirterek, tarım arazisinde vakit geçiren vatandaşların ciddi risk altında olduğunu da kaydetti. “Keneden korunmak için günlük vücut kontrolü yapmalı Birtakım alınacak önlemler ile vatandaşların keneden korunmasının mümkün olduğunu söyleyen Orkun, şöyle konuştu: “İlk 24 saatten 48-72 saate kadar ulaşan sürelere ihtiyaç var. Günlük vücut kontrolleri ve kene görüldüğünde derhal çıkartılması esastır. Eğer siz keneyi bir an önce vücuttan uzaklaştırırsanız kene enfekte dahi olsa henüz size ekolojik ajanı, yani iç organizmayı ve mikropları vermeden siz çok kolaylıkla kurtulabilirsiniz.” “Çivi söker gibi çıkarabilirsiniz” Kenenin vücuttan çıkarılmasının profesyonellik isteyen bir durum olmadığına dikkati çeken Orkun, şunları kaydetti: “Keneyi çok kolaylıkla bir cımbız yardımıyla veya onları bulamazsınız eldiven, yaprak ve naylon ile tutup çıkarabilirsiniz. Çivi söker gibi çok kolay. Patlatmamak burada esastır. Çünkü bazen patlattığınızda elinizdeki yarık ve çatlaklarda mikrobiyolojik ajanların girmesi de mümkün olabiliyor. Ama keneden bir an önce kurtulmanız sizin için esas.”