GÜNDEM - 14 Ocak 2020 Salı 12:18

Ortaylı'nın, Kraliçe’nin Yeşil Cami ziyaretindeki Kur'an tilaveti eleştirisine Prof. Ay’dan cevap

A
A
A
Ortaylı'nın, Kraliçe’nin Yeşil Cami ziyaretindeki Kur'an tilaveti eleştirisine Prof. Ay’dan cevap

Kraliçe 2. Elizabeth’in Bursa ziyaretinde Yeşil Cami’de okunan Kuran-ı Kerim ile ilgili bir tarihçinin sözlerine, bir dönem Bursa Müftülüğü de yapan, sosyal ortamlarda ilahi ve Kuran-ı Kerim paylaşımları milyonlara ulaşan Prof Mehmet Emin Ay açıklık getirdi.

Tarihçi Profesör İlber Ortaylı hafta sonu katıldığı bir televizyon programında İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth’in Türkiye ziyareti sırasında şahit olduğu bir olayı yıllar sonra ilk kez anlattığını söylemişti. Ortaylı, "O zamanki Bursa Valisi tutup oraya kendi arkadaşını seçti. İlahiyat fakültesi hocası diye. Ben hayatımda bu kadar kötü Kur'an okuyan, tövbe estağfurullah, bir garip makam filan yok bize hiç uymuyor ve ekşidi Kraliçe’nin suratı onu bile belli etmedi. Böyle bir gaf yapıldı yani. Bunun kayda geçmesinde fayda görüyorum" demişti
Bursa ziyareti sırasında Yeşil Cami’de Diyanet İşleri Başkanı ve Bursa Müftüsü ile istişare ederek o gün Rahman Suresini okuyan Prof. Dr. Mehmet Emin Ay bu iddialara cevap verdi.

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay yaptığı açıklamada, "Mesele, Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın, okuyuşumuzu beğenmeyişi değil. Kendi takdiridir deyip geçeriz. Burada asıl mesele, Sayın Ortaylı’nın yanlış bilgilere dayalı kanaatleridir ve medyanın, bu kanaatlerden oluşan haberi ’FETÖ’ etiketini iliştirerek sunmasıdır. Burada yanlış bilgilerin yol açtığı bir haksızlık vardır. Ancak bunu ne başkası ne de kendimiz için kabul etmemiz söz konusu olamaz.Burada konuyu ele alırken meseleyi şahsileştirmemek adına, olayı birinci kaynaktan ve tüm gerçekliğiyle ama üçüncü şahıs olarak hikaye etmeyi uygun görüyoruz” dedi.

Ortaylı'nın, Kraliçe’nin Yeşil Cami ziyaretindeki Kur'an tilaveti eleştirisine Prof. Ay’dan cevap

Kraliçe ziyaretinde Bursa’da yaşananlar

12 Mayıs 2008 tarihinde Türkiye’ye seyahati çerçevesinde Bursa’yı ziyaret etmesi planlanan Kraliçe II. Elizabeth’in, çinileriyle ünlü Yeşil Cami ziyaretinde Kur’an-ı Kerim tilaveti dinlemek istediği Bursa’ya bildirilir. Bursa Valiliği, gerekli hazırlıkların yapılması için Bursa İl Müftülüğü’ne talimat verir. Ziyarete bir hafta kala, dönemin Bursa Valisi Şehabettin Harput, Bursa İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Emin Ay’dan bu görevi yerine getirmesini talep eder. Mehmet Emin Ay, bu görevin Bursa Müftülüğü bünyesinde belirlenmesinin daha doğru olacağını ve bu görevden affını ister. Ancak Vali, Kraliçenin misafir edildiği bu ortamda Kur’an tilavetinin de önemli bir konu olduğunu; gerek Kur’an okuyuşundaki yetkinliğinin, gerekse icap etmesi durumunda okunacak ayetler hakkında bilgi vermek için İngilizcesinin gerekli olabileceğini ifade eder. Mehmet Emin Ay konuyu dekanlığı ile paylaşınca böyle bir görevin kendisine verilmesinin onur verici olduğu ve memnuniyetle kabul edilebileceği ifade edilir. Mehmet Emin Ay, söz konusu tilavette, Allahu Teâlâ’nın eşsiz kudretinden; ve insanlara sunduğu çeşitli nimetlerinden bahseden er-Rahman suresinden ayetler okumaya ve tilavetini Itrî’nin dünyaca meşhur bestesi Tekbir’in makamı olan Segâh makamı ile okumaya karar verir. Bu süreçte er-Rahman suresinin İngilizce anlamı üzerinde de çalışmalarını sürdürür. Prof. Dr. Mehmet Emin Ay bu hazırlıklarını dönemin İl Müftüsü Mahmut Gündüz ile paylaşır. O gün Kraliçeye İl müftüsü tarafından bir İngilizce Kur’an Meali hediye edilmesi ve ayraç ipinin, okunacak er-Rahman suresine konması detayına kadar istişare edilir. Bursa İl Müftülüğünce Yeşil Camii İmam-Hatibi Ayhan Polat hocanın bu vazife için düşünüldüğünü öğrenen Mehmet Emin Ay, Ayhan Polat hocayı arayarak aslında bu görevin cami imam-hatibi olarak hakkı olduğunu ifade ederek durum hakkında detaylı bilgi verir ve onun gönlünü alır. Ayhan Polat Hoca bu telefon konuşmasından ve bilgilendirmeden dolayı memnuniyetini belirtir. Kraliçe II. Elizabeth’in Yeşil Camii’ndeki Kur’an tilaveti dinleme programı planlandığı şekilde gerçekleşir. Kraliçe, camiin kapısında dini kisvelerini giyinmiş olan İl Müftüsü Mahmut Gündüz, Yeşil Camii İmam-Hatibi Ayhan Polat ve Prof. Dr. Mehmet Emin Ay tarafından karşılanır. Prof. Dr. İlber Ortaylı tarafından verilen cami hakkında kısa bilgilendirme programından sonra, caminin mihrabında mikrofonsuz olarak mabedin kendi akustiği içinde Prof. Dr. Mehmet Emin Ay tarafından, er-Rahman Suresi, en çok bilinen makamlardan biri olan Segâh makamı ile tilavet edilir. Basın mensupları çektikleri resimlerde ve dikkat çektikleri karelerde Kraliçe’nin, ’okunan Kur’an’ı, huşu içinde dinlediği’ne vurgu yaparlar. Kraliçe tilavetten sonra tebessümle teşekkürlerini iletir. Ajansların kaydettiği ve paylaştığı okuyuş yanında o akşam tüm ajanslar, okunan er-Rahman suresinin anlamını da verirler. Tilavet sonrasında habercilerin gerçekleştirmek istedikleri röportaj taleplerine ise Prof. Dr. Mehmet Emin Ay sadece 'verilen vazifemizi yapmaya çalıştık' sözleriyle karşılık verir.

İlber Ortaylı’nın açıklamalarına cevap verdi

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay, Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın katıldığı programda dile getirdiği ve bu programda söylediklerinin metin olarak haberlerde yer alan ifadelerinde birtakım bilgi yanlışlıkları olduğunu ifade ederek, "Bu sebeple hassaten Sayın Ortaylı’nın, 12 yıl önce gerçekleşen bu olayla ilgili bilgi kaynaklarının verdiği bilgileri kontrol etmesi gerektiği kanaatindeyiz. Aşağıdaki maddelerde, kendisinin ifadeleri ve tespitlerine karşılık gerçek ve doğru bilgiler yer almaktadır. Yeşil Cami’nin Yusuf isminde bir imamı yoktur. Yeşil Cami’nin o zamanki imamı Ayhan Polat Hoca’dır. Yusuf isminin telaffuzu ya sehven olmuştur ya da yanlış bir bilgi aktarımı söz konusudur. Sayın Ortaylı yanıltılmıştır. Dönemin valisinin oraya kendi arkadaşını seçtiği ifade edilmiştir. 1982 yılından beri Bursa’da yaşamaktayım. 2007 yılının son aylarında Bursa’ya tayin edilen dönemin Valisi Şehabettin Harput ile şahsıma Kur’an okuma görevinin teklif edildiği 2008 yılında herhangi bir ’arkadaşlığım’ söz konusu değildir. Kendisi tarafından bu görev için düşünülmüş olmamın iki sebebi vardır: Kur’an hafızı ve okuyucusu olarak bilinen bir isim ve icap ederse eğer ayetlerle ilgili bilgi paylaşmam için İngilizce bilen bir akademisyen olmam. Bunlar dışında ne ’arkadaşlık’ ne de başka hiçbir sebep söz konusu değildir. Dolayısıyla burada Sayın Ortaylı’nın benim için ’...arkadaşı’ ifadesi doğru değildir. Ancak burada bir hususa değinmek gerektiği kanaatindeyim. Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından iki kez atandığım Bursa İl Müftülüğü görevimde, adı geçen valiyle bir yıl bile sürmeyen bir süreçte birlikte çalışmış olmamızı, muhtemeldir ki birileri tâ 2008 yılına kadar taşımayı ve bir ’algı oluşturmayı’ düşünmüşlerdir. Neticede ortada olan bir gerçek vardır: Yine yanlış ve manipülatif bir ’bilgi’ ile Sayın Ortaylı yanıltılmıştır. Kraliçe'nin suratının ekşidiği bilgisi de yanlıştır. O gün yaşananlar, ajansların basınla paylaştığı üzere, Kraliçe’nin okunan ’Kur’an’ı huşu içinde dinlediği’ ifadeleriyle haberlere aktarılmış, gazeteler de ertesi günü aynı minval üzere resimlerle haber yapmışlardır. Tilavet sonrasında yanındaki heyetin de şahit olduğu ortamda Kraliçe tebessüm ederek tarafımıza teşekkürlerini iletmiştir. Sayın Ortaylı’nın nasıl böyle bir kanaate varmış olduğunu anlamak mümkün değildir. Burada son olarak Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın, ’Ben hayatımda bu kadar kötü Kur’an okuyan, tövbe estağfurullah, bir garip makam filan yok bize hiç uymuyor...’ sözlerine dair şunları söylemek durumundayız. Bursa İlahiyat Fakültesinde 1984 yılından bu yana görev yapan bir akademisyen olarak Kur’an tilaveti ve makamlar konusunda pek çok hocadan ve üstaddan ders alıp istifade ettiğimiz bir geçmişimiz vardır. Tilâvet ettiğimiz okuyuşlar ve Hatm-i Şerif tilavetleri Ramazan aylarında ülkemizde ve yurtdışında televizyon ve radyo kanallarında yayınlanmıştır/yayınlanmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayınlanan Hatm-i Şerif çalışmasında, Türkçe Meâl seslendirmesi de tarafımızdan yapılmıştır. Zaman içinde başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere devlet ricalinin huzurunda birçok defa Kur’an tilavetinde bulunduğumuz da bir hakikattir... Sayın Ortaylı’nın 12 Mayıs 2008 tarihinde; o gün tarafımızdan okunan Segâh makamıyla, düzgün bir kıraatle ve usûlüne uygun olarak okunan Kur’an tilaveti hakkında böyle bir kanaate, neye göre ve nasıl varmış olduğunu bilemeyiz. Ama kendisinden beklentimiz, merak edip internetteki yüzlerce okuyuşumuzdan birini ya da bahse konu okuyuşu bir kez daha dinlemesi yönündedir. Böyle bir yazıyla meşgul ettiğim kıymetli okurlarıma sağlık ve esenlik dilerim" diye konuştu.

Zafer Peker

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesinde karla mücadele için tedbirler alındı Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi yönetimi, kar ve buzlanmaya karşı kapsamlı bir hazırlık süreci yürüterek tedbirler aldı. Kentte yarın ve perşembe günü yaşanması öngörülen kar yağışına karşı ekiplerin hazır şekilde beklediği, bu gece de dâhil olmak üzere tuzlama ve buzlanmaya karşı önleyici çalışmaların planlı ve koordineli biçimde sürdürüldüğü bildirildi. Özellikle gece ve sabah saatlerinde oluşabilecek buzlanmalara karşı yol güvenliğinin sağlanması amacıyla sahada kesintisiz çalışmalar yapılacağı ifade edildi. Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Mustafa Fidan, OSB sınırları içerisinde bulunan yaklaşık 45 kilometrelik yol ağının tamamının açık ve güvenli tutulmasının öncelikleri olduğunu söyledi. Başkan Fidan, bu amaç doğrultusunda 15 araç ve 25 kişilik karla mücadele ekibiyle sahada teyakkuz hâlinde olduklarını, tüm hazırlıkların tamamlandığını vurguladı. Fidan, bu gece boyunca buzlanmaya karşı tuzlama ve önleyici çalışmaların aralıksız devam edeceğini, yarın ve perşembe günü beklenen kar yağışı süresince de ekiplerin sahada aktif görev yapmayı sürdüreceğini ifade etti. Karla mücadele sürecinde sanayicilerin, çalışanların ve OSB’yi kullanan tüm sürücülerin can ve mal güvenliğinin öncelikli olduğunu dile getiren Fidan, sürücülere de dikkatli ve tedbirli olmaları çağrısında bulundu.
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Somali’nin birlik ve bütünlüğünün her şart altında muhafazası bizim için öncelikli meseledir. İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde bir araya geldi. İki lider görüşme sonrası ortak basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Somali’yle her alanda gelişmeye devam eden ilişkilerimizin temelinde köklü, tarihi, beşeri ve kültürel bağlarımız vardır. 2026’da Somali ile diplomatik ilişkilerimizin tesisin 60’ıncı senesini idrak edeceğiz. Bu sağlam temel üzerinde ilişkilerimizi ilerletmeye ve Somali’nin güvenlik ve istikrarına destek vermeye devam edeceğiz. 2011 yılında Başbakanlığım döneminden kuraklık felaketiyle mücadele eden Somali ziyaretimin özellikle ardından kapsamlı bir insani yardım kampanyası başlatmıştık. Tüm dünyanın Somali’den ümidi kestiği bir dönemde Türkiye tarafından uzatılan dostluk eli iki ülke arasındaki kardeşlik duygularının pekişmesine vesile oldu. Aradan geçen süre zarfında Somali, eşine az rastlanır bir ilerleme kaydetti" diye konuştu. "Somali ile enerji alanındaki işbirliğimiz günden günde güçleniyor" "Somali’nin yeniden ayağa kalkmasını istemeyenlerin çeşitli sabotajlarına rağmen Somali’de güvenlik açısından ciddi bir iyileşme sağlandı. Bizler bu süreçte Somali’nin terörle mücadelesine kapsamlı desteğimizi sürdürdük sürdürüyoruz" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Somali ulusal ordusuna verdiğimiz eğitimler ve ekipman desteğimizle teröre karşı Somali’nin yanında olduğumuzu gösterdik. Somali ordusunun terörle mücadelesinde son dönem de önemli başarılar elde ettiğini memnuniyetle müşhade ediyoruz. Güvenlik ortamındaki iyileşme Somali siyasetinde reform adımlarını beraberinde getirdi. 25 Aralık tarihinde başkent Mogadişu’nun da dahil olduğu Benadir idari bölgesinde uzun sürenin ardından yerel seçimler düzenlendi. Seçim sonuçlarının Somali halkı için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Somali ile enerji alanındaki işbirliğimiz günden günde güçleniyor. Oruç Reis Sismik Araştırma Gemimiz Somali deniz alanlarında 9 ay süren araştırma faaliyeti yürüttü. 4 bin 465 km karelik bir alanda yürütülen bu çalışmalar ile ülke tarihinde bir ilke imza atıldı. Gelinen noktada 2026 yılında sondaj faaliyetlerine başlamayı planlıyoruz. Bu faaliyetlerimiz Somali halkının refahına önemli katkılar yapacaktır" dedi. "Türkiye olarak filomuza 2 yeni derin deniz sondaj gemisi dahil etmiş bulunuyoruz" Türkiye’nin 4’üncü büyük filoya sahip olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada şu müjdeyi de sizlerle ve Somalili kardeşlerimle paylaşmak isterim. Türkiye olarak filomuza 2 yeni derin deniz sondaj gemisi dahil etmiş bulunuyoruz. İsimlerini Çağrı Bey ve Yıldırım olarak belirlediğimiz bu iki gemimizden ilki Somali açıklarında diğeri Karadeniz’de görev yapacak. Çağrı Bey ve Yıldırım’ın da eklenmesiyle bu alanda dünyanın 4’üncü büyük filosuna sahip olduk. Her iki güzel haberimizin de hayırlı uğurlu olmasın diliyorum. Diğer taraftan balıkçılık alanında Somali ile imzalanan anlaşma ile işbirliğimiz yeni bir boyut kazanmıştır. Bu anlaşma kapsamında Somali’nin teknik kapasitesinin geliştirilmesine destek olurken, kaçak avlanma ile mücadelesine de katkı sağlayacağız" diye konuştu. "Somali’de bir uzay limanı kurmayı ön görüyoruz" "Somali Cumhuriyeti ile tarihi nitelikte bir işbirliğini uzay alanında hayata geçiyoruz" diyen Erdoğan, "İmzaladığımız anlaşmalar çerçevesinde Somali’de bir uzay limanı kurmayı ön görüyoruz. 3 fazdan oluşan projenin ilk fazının projelendirilmesini tamamlayıp Türkiye Uzay Ajansı eliyle yapımına başladık. Projemizle uzay fırlatma ve uzay uydu teknolojileri alanında önemli bir alt yapı oluşturmayı hedefliyoruz. Tüm bu projeleri hayata geçirirken Türk Kızılay, TİKA ve AFAD başta olmak üzere ilgili kuruluşlarımızla Somali’ye destek olmayı sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı. "Somali halkının yanında durmaya devam edeceğiz" Sözlerine devam eden Erdoğan, "Somali’nin birlik ve bütünlüğünün her şart altında muhafazası bizim için öncelikli meseledir. İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez. Elinde 71 bin Filistinli kardeşimizin kanı olan Netanyahu hükümeti Gazze, Lübnan,Yemen, İran, Katar ve Suriye’ye yönelik saldırılarının ardından şimdi de şimdi de Afrika boynuzunu istikrara sürüklemektedir. Mısır ve Suudi Arabistan başta olmak üzere bölge ülkelerinin yanı sıra Avrupa Birliği İslam İşbirliği Teşkilatı, ve Arap ligi de İsrail’in kararını reddeden açıklamalar yaptı. Amerikan Başkanı Trump’ın konuya dair ilk beyanatı da gayet anlamlıydı. Kendisinin göreve geldiğinden itibaren ortaya koyduğu bizimde destekliğimiz küresel barış vizyonunu teyit eder nitelikteydi. Somali’nin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine vurgu yapan bütün bu açıklamaları oldukça kıymetli buluyoruz. Bizim buradaki tavrımız tamamen ilkeseldir. Çözüme hizmet etmeyen her adım sorunu daha da büyütür derinleştirir. Somali Federal Cumhuriyeti ve Somaliland bölgesinin geleceğine ilişkin kararlar tüm Somalilerin iradesini yansıtacak şekilde alınmalıdır. Biz bu süreçte Somali’nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini kararlılıkla desteklemeye ve Somali halkının yanında durmaya devam edeceğiz. Somalili kardeşlerimizin de birlik, beraberlik ruhu içinde hareket edeceklerine yürekten inanıyoruz" dedi.