EKONOMİ - 14 Şubat 2022 Pazartesi 16:59

OYAK'ın hedefi üç unicorn çıkarmak

A
A
A
OYAK'ın hedefi üç unicorn çıkarmak

Türkiye’nin en büyük mesleki emeklilik fonu OYAK, son yıllarda yaptığı atılımlarla stratejik sektördeki varlığını güçlendirirken, çeviklikleri ve teknolojiyi iyi kullanmalarıyla öne çıkan şirketlere yatırıma odaklanırken, önümüzdeki dönemde üç unicorn çıkarmayı hedeflediklerini açıkladı.

Teknoloji alanında attığı adımlarla yerli girişim sermayesi ekosisteminin desteklenmesini ve küreselleşmesini hedefleyen OYAK, Türkiye’nin teknoloji ihraç eden ülke vizyonuna katkı sağlamayı amaçlıyor. Bu amaç doğrultusunda Türkiye’de ilk elektronik para lisansı alan şirketlerinden biri olan ve Fintek dünyasının güçlü oyuncularından Birleşik Ödeme’den sonra bir başka Türk girişimi yazılım ve teknoloji geliştiren Innovance’a yatırım yapan OYAK, OCR Labs yatırımıyla da global öneme sahip kimlik doğrulama sektöründe girişimlerine başlayan OYAK’ın hedefi, yatırım yaptığı bu ve benzeri şirketlerden üç unicorn çıkarmak.

İngiltere’nin başkenti Londra’da hizmet alanını genişleterek yatırımlarına devam ederken, OYAK Grubu Finans Sektörü Başkanı Emrah Silav “OYAK Genel Müdürümüz Süleyman Savaş Erdem liderliğinde, son altı yılda değişen yönetim ve organizasyon anlayışıyla globaldeki gücümüzü ve etkimizi artırmaya odaklandık. Finans ve sigorta teknolojileri alanlarına yaptığımız yatırımlarla küresel değişimi yönetiyoruz. OYAK Grup Sigorta’nın Londra ofisi ile hizmet alanını genişletirken, diğer iştiraki OYAK Portföy’ün Girişim Sermayesi Yatırım Fonları üzerinden yaptığımız yatırımlarla da finansal teknoloji ve sigorta teknolojisi şirketleriyle entegre iş modelleri üretiyoruz” açıklamalarında bulundu.

2023 hedefi 10 ülke de 10 ayrı ofis açmak
Tüm dünyada yatırımcıların gözdesi haline gelen finans ve teknolojiyi birleştiren fintek sektöründe geçen yıl önemli bir hamle yaptıklarını söyleyen Silav, “OYAK Portföy Girişim Sermayesi Yatırım Fonlarımız ile Türkiye’nin ilk elektronik para lisansı alan fintek şirketlerinden Birleşik Ödeme’ye yatırım desteği sunduk. Bizimle birlikte sektörde güçlenen Birleşik Ödeme, bir yandan yurt dışına açılmayı sürdürürken, bir yandan da unicorn olma hedefinde ilerliyor. OYAK, bu yatırım ile finansal teknoloji açılımı yaptı hem de Türkiye’de girişim sermayesi ekosisteminin geliştirilmesi için örnek oldu. Birleşik Ödeme, OYAK Grup Şirketlerinin yanı sıra birçok önemli firmanın da dijital finansallaşma projelerinin stratejik iş ortağı olacak” dedi.

İlk yurt dışı ofisini Bakü’de ikincisini Romanya’da açan Birleşik Ödeme, 2022’de Gürcistan ve Özbekistan ofislerini açmayı planlıyor. Birleşik Ödeme, OYAK Portföy Girişim Sermayesi Yatırım Fon’undan aldığı stratejik yatırımla 2023’e kadar 10 ülkede 10 ofis açmayı hedefliyor

OYAK Portföy’ün Girişim Sermayesi Yatırım Fonları üzerinden gerçekleştirdiği bir başka teknoloji yatırımı ise bünyesinde 250 yazılımcının görev yaptığı Türk şirketi Innovance oldu.

Bankaların dijitalleşme süreçlerine ve mobil uygulamalara yön veren teknolojiler geliştiren Innovance, OYAK Portföy Girişim Sermayesi Yatırım Fon’undan aldığı yatırımla önce Almanya ofisini ardından Romanya ofisini açmaya hazırlanıyor. Innovance’ın hedefi unicorn olarak küresel ligde de başarı yakalamak. 2026 yılında 53 milyar dolar büyüklüğe ulaşması beklenen kimlik doğrulama sektörüne de girerek Avustralya’nın lider dijital kimlik doğrulama şirketi OCR Labs’in ilk yatırım turuna liderlik eden OYAK, OCR Labs, önümüzdeki 2 yıl içerisinde unicorn olmayı hedefliyor.

OYAK Genel Müdürü Süleyman Savaş Erdem’in 2017 yılında yaptığı strateji toplantısında ise yaptığı açıklamada OYAK’ın bir çok farklı alanda çalışmalara başlanılacağının sinyallerini verirken, Erdem açıklamasında ‘’Bu süreçle birlikte teknoloji, enerji, tarım, gıda ve hayvancılık gibi döngüsel olmayan sektörler radara alındı. Hedefler doğrultusunda satın almalar, birleşmeler, yeni alanlara yatırımlar ve halka arzlar ile verimliliği ve karlılığı arttırmaya odaklandık. Buna uygun olarak Total İstasyonları, Moil, Milangaz, Kümaş, Tamek ve Sagra başta olmak üzere, hayvan sağlığı, kuraklığa dayanıklı tohumculuk gibi birçok alanda şirket satın almaları gerçekleştirdik.’’ dedi.

2017 de gerçekleştirilen toplantıyla birlikte Birleşik Ödeme, OCR Labs, İnnovance gibi Fintek dünyasının güçlü oyuncularına da girişim sermayesi yoluyla yatırımlar yapan OYAK’ın hedefi üç unicorn çıkarmak.

OYAK'ın hedefi üç unicorn çıkarmak

 

OYAK’ın yönünü değiştiren kararlar
OYAK’ta son beş yıldaki dönüşüm ve yapılanma güçlü büyüme getirdi. OYAK Genel Müdürü Süleyman Savaş Erdem’in 2017 yılında yaptığı strateji toplantısında koyduğu hedef doğrultusunda, sürdürülebilir büyümeyi sağlamak; teknoloji alanında yerli girişim ekosistemini ve global ölçekli yatırımları desteklemek suretiyle OYAK’ın geleceğine refah getirme kararları alındı. Dünyada değişen paradigmalar üzerine yapılan strateji çalışmaları neticesinde özellikle teknoloji, enerji, tarım, gıda ve hayvancılık gibi döngüsel olmayan sektörler radara alındı.

Hedefler doğrultusunda satın almalar, birleşmeler, yeni alanlara yatırımlar ve halka arzlar ile verimliliği ve karlılığı arttırmaya odaklanıldı. Buna uygun olarak TOTAL İstasyonları, Moil, Milangaz, Kümaş, Tamek ve Sagra başta olmak üzere, hayvan sağlığı, kuraklığa dayanıklı tohumculuk gibi birçok alanda şirket satın almaları gerçekleştirildi. Birleşik Ödeme, OCR Labs, İnnovance gibi Fintek dünyasının güçlü oyuncularına da girişim sermayesi yoluyla yatırımlar ilk defa yapılmaya başlandı.

Yunus Dalgıç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Niğde Niğde’nin doğa harikası alanı çöplüğe dönüyor Niğde’nin Ulukışla ilçe sınırları içerisindeki Bolkar Dağları bölgesinde bulunan Meydan Yaylası, Karagöl ve Çinigöl’ü ziyaret edenlerin bilinçsiz davranışları ile bölgenin doğal güzellikleri tehlike altında. Onlarca endemik bitki türüne, ’sessiz kurbağa’ olarak da bilinen Toros kurbağasına (Rana Holtzi), yılkı atlarına ev sahipliği yapan bölgede tur şirketleri aracılığı ile gelenlerin çöp konteyneri olmasına rağmen gelişigüzel attığı çöpler, göl kenarına gelen kampçıların dünyanın tek sessiz kurbağa türünün doğal yaşamını etkilemeyecek mesafeye çadırlarını kurmamalarına doğaseverler isyan etti. Doğaseverler tarafından yapılan açıklamada, "Bern Sözleşmesi ile koruma altında bulunan Toros kurbağasının doğal yaşam alanı olan Karagöl’e sıfır mesafede kampçıların çadır kurması onların hayatlarını tehlikeye atıyor. Gelen kulüp üyelerinin neredeyse gölün içerisine girecek derecede kurbağaların yaşam alanına, endemik bitki türlerinin üzerine çadır kurmaları hiç doğru değil. Gerekli uyarıları yapmamıza rağmen bunu dikkate almadılar. Kamp yapan, bölgede doğa yürüyüşü yapanların bu doğa güzellikleri koruması gerekir" ifadelerine yer verdiler. Öte yandan bölgeye tur şirketleri aracılığı ile gelen ziyaretçilerin Meydan Yaylası’nda Niğde İl Özel İdaresi tarafından konulan çöp konteynerlerine rağmen gelişigüzel atılan çöpleri toplayan doğa severler ziyaretçileri eleştirdi. Bölgede yerli ve yabancı ziyaretçilere rehberlik eden, Dağcı Hikmet İçel şunları söyledi; "6 - 7 otobüs bölgeye gelip kontrol edilemeyecek sayıda bir insan topluluğuyla yürüyüş yapmak doğa yürüyüşleri içerisinde yer alan bir tanım değil ve hiç bir zaman olmayacak. 150 kişinin bağırarak iletişim kurduğu, avazı çıktığı kadar bağırıp türkü söylediği bir yerde doğayı dinleme imkanımız maalesef olmuyor. Göle sıfır çadır kurmak, burada vakit geçirmek bölgenin endemik türüne maalesef zarar vermektedir. Bölgede bulunan çöplerin dışarıya dağıldığını gören ve bunu göre göre çöp atan bir zihniyet kendine doğa severim demesin. Ekip liderlerinin bunları uyarmıyor oluşu ayrı bir durum belirtmek isterim.” Bölgede yılın belli dönemlerinde çıkan endemik bitki türü ters lalenin birkaç gün içinde bilinçsiz ziyaretler nedeniyle yok olduğunu ifade eden İçel, "Önceki geldiğimizde her yerde olan ters laleler birkaç gün sonra geldiğimizde hem koparılmış hem de üstüne basılarak ezilmiş durumda çok çok az kalmıştı. Yakın illerden gelen ellerinde poşet ve bıçakla göl etrafında ot toplayan yürüyüş gruplarını da gördük. Uyarmamıza rağmen devam ettiler. Aynı ekipte ekip lideri gözümün içine baka baka sigara izmaritini yere attı ve devam etti. Bu kontrolsüzlük böyle devam ettiği sürece korkarız ki yakında ne kurbağa kalır ne ters lale ne de çayır çimen” şeklinde konuştu.
Denizli Verimli araziler balık havuzu oldu DENİZLİ (İHA) – Denizli Çameli’nde, ilçe merkezi ile Kızılkaya Mahallesi arasında tarlalar içindeki havuzlarda av yasağının bitmesiyle birlikte sazan ve yayın balığı avı yeniden başladı. Çameli ilçe merkezi ile Kızılkaya Mahallesi arasında bulunan bölgedeki verimli tarım arazileri içinde bulunan havuzlarda, av yasağının bitmesiyle birlikte sazan ve yayın balığı avı da yeniden başladı. Güzel havayı da fırsat bilen amatör balıkçılar, tarlalarda sazan ve yayın balığı yakalayabilmek için uzun uğraşlar verdi. Yıllardır bölgede oltasıyla av yapan amatör balıkçı emekli öğretmen Hüseyin Akkan, “Çameli ilçe merkezine çok yakın olan verimli tarım arazilerinin bulunduğu alan Çameli Karaman Gölü olarak ta anılıyor. Burada çocukluğumuzda dev ürünler olurdu. Buğday, mısır veya kendir gibi ürünler bolca yetiştirilirdi. Yıllar sonra burada torf madeni tespit edildi. Torf madeni iş makineleriyle alınınca burada görüldüğü şekilde havuzlar oluştu. Verimli tarım arazileri içinde oluşan bu havuzlara o zaman yayın ve sazan balığı atılmış” dedi. “Balıklar inanılmaz büyüdü” Tapulu verimli tarım arazileri içinde oluşan havuzlara atılan balıkların yıllar içinde çoğaldığını ve inanılmaz büyüdüğünü anlatan amatör balıkçı Hüseyin Akkan, “Tarlaların içindeki havuzlardaki balıklar yıllar geçince çoğaldı ve büyüdü. Biz burada tarlaların içindeki havuzlarda balık tutup lezzetlice yiyorduk. Yaklaşık olarak 5-10 senedir artık balık yeme gelmiyor. Balığa geldiğimde izleme yaptım. Balıklar yoğunları yiyerek beslendiğini gördüm. Balığın karnı tok olunca oltaya gelmiyor. Balıklar da zaten çok büyük bazen olta atmaya da korkar olduk” dedi. “Balık çok lezzetli” Verimli tarım arazileri içindeki havuzlarda yosunla beslenen balıklarla ilgili olarak ta araştırma yaptığını anlatan Akkan, ‘Bu bölgedeki balıklar ve balıkların beslenme şekilleriyle ilgili araştırma da yaptım. Suyun içindeki otlarda ve yosunlarda ‘spuruna’ diye bir madde var. Ben onun ilacını da kullanıyorum ve kas ağrılarıma çok iyi geldiğini gördüm. Ondan sonra boş kaldığım zaman hemen buraya geliyorum ve tutabildiğim kadar balığı tutuyorum ve yiyorum. Balıklar ottan beslendiği için spuruna maddesindeki o yosundan yediği için balıklar tok oluyor. O yüzden oltadaki yeme gelmiyorlar. Birde bu balıklarda omega yağı çok. Mesela korona döneminde buradan ben çok balık yedim normalde ben kalp ameliyatlıyım. Büyük ihtimalle koronayı ben bu şekilde atlattım diye tahmin ediyorum” dedi. Huzurlu zaman geçirmek isteyenleri, kafa dinlemek isteyenleri Çameli’nde tarlada balık avlama keyfi yaşamaya davet ettiğini belirten Hüseyin Akkan, şöyle konuştu: “Av yasakları da bitti. Yorgunluk atmak, kafa dinlemek için oltalarımızla buraya geliyoruz. Buraya geldiğimizde uykumuzda açılıyor. Burada şey var. Mesela angut kuşları var. Onun dışında balıkçı kuşlar geliyor. Çok değişik şeyler var. Doğal hayat bambaşka bir alem. Buradan gece Çameli’nin ışıkları ışıl ışıl görünüyor, biz fosforları oltalarımıza takıyoruz sabaha kadar burada kalıyoruz. Zaman çok güzel geçiyor. Mesela yılanlar yanımıza geliyor fareler geliyor kurbağa sesleri doğal bir müzik biz bu şekilde burada yaşamaya devam ediyoruz. Tavsiye ederim ama maalesef balık yakalamak çok zor. Biz burada amatör olarak tek olta, tek iğne ile iğnenin uçunu da ekmek takarak balık avlamaya çalışıyoruz. Kesinlikle doğal hayata saygılıyız. Doğadaki canlıların yaşamlarını sürdürebilmeleri için de avcılardan sağduyulu davranmasını bekliyoruz. Av yasağı bitti diye katliam yapmanın anlamı yok. Günden güne yaşam alanları küçülen, sayıları azalan doğal hayattaki canlıları korumamız gerekiyoruz. Onlarında yaşamaya hakkı var”