GÜNDEM - 13 Ağustos 2021 Cuma 14:34

Özge Tezcan: 'Babalar çocukları 2 yaşına geldikten sonra daha çok rol üstlenmeli'

A
A
A
Özge Tezcan: 'Babalar çocukları 2 yaşına geldikten sonra daha çok rol üstlenmeli'

Sosyal medyada çocuklarıyla yaptığı paylaşımlarla tanınan Özge Tezcan, “Anneler çocuğun gelişim sürecine babaları da dahil etmeli. Özellikle 2 yaştan sonra babaya daha çok rol vermeli” dedi.

Çocuk gelişimi, ebeveynlerin en çok araştırma yaptıkları konuların başında geliyor. Bu süreçte en büyük payın anneye düştüğü gibi yanılgılar bulunsa da araştırmalar, babaların çocuklarının zihinsel, bedensel ve duygusal sağlıklarında, sosyal gelişimlerinde ve özsaygı geliştirmelerinde rol oynadığını gösteriyor. Kızı ve oğluyla yaptığı paylaşımlarla sosyal medyada ebeveynlerin takip ettiği Influencer Özge Tezcan da kendi deneyimlerinden hareketle “Anneler çocuğun gelişim sürecine babaları da dahil etmeli. Özellikle 2 yaştan sonra babaya daha çok rol vermeli” diye konuştu.

“Doğumdan önce el ele verilmeli”
Babaların özellikle 2 yaş sonrasında çocuğun gelişimine sunacağı katkıyı artırmak için doğumdan önce çiftlerin iletişimlerini güçlendirmeleri gerektiğine inandığını söyleyen Tezcan, “Çocuk gelişimi konusunda geleneksel pedagojiye daha yakın hisseden bir anne olarak ilk iki yıllık bakım sürecinde annenin ön planda olmasını destekliyorum. Diğer yandan hamilelik süreci boyunca çocuğunu hissedebilen ve birebir bağ kurabilen kişi anne olsa da babalar da bu sürece dahil olduklarında ilerleyen dönemlerdeki sorumluluklarını yerine getirmeleri kolaylaşıyor. Doğumdan önce el ele vererek doktor kontrollerine birlikte gitmenin, aylık gelişimi birlikte takip etmenin, doğumdan sonra ebeveynleri nelerin beklediği hakkında okumalar yapmanın, hissettikleri sorumluluğu pekiştirmede büyük etkisi olduğunu düşünüyorum” dedi.

“Yenidoğan bakımında babalardan da yardım istenmeli”
Bebeklerin yeni doğduklarında sadece anneleriyle değil babalarıyla da bağ kurabildiklerine dikkat çeken Tezcan, bu bağı güçlendirmede babaların yenidoğan bakımına dahil olmasının etkili olduğunu gözlemlediğini belirtti. Tezcan, “Doğumdan önce yaptığım okumalarda bebeklerinin ağlamalarına karşılık veren, onları sık sık kucaklayan ve beslenme, bez değiştirme gibi temel bakımlarına katılan babaların, çocuklarının özgüvenlerini ve davranışlarını olumlu yönde etkilediği bilgisine çokça rastlamıştım. Ebeveyn olarak 2 yaşa kadar bebeğin özbakımının annede olması gerektiği konusunda eşimle hemfikirdik. Ancak zaman zaman babadan da yardım almanın, 2 yaş sonrasında daha da güçlenecek iletişimlerini olumlu etkilediğini gördük” diye konuştu.

“Erken çocuklukta babanın gösterdiği ilgi ergenliği etkiliyor”
Özge Tezcan, henüz erken çocukluk döneminde olan iki çocuk sahibi bir anne olarak, sağlıklı bir ergenlik için de şimdiden eşiyle işbirliği halinde olduğuna değinerek, “Bir çocuğun sevgiyle büyümesi, elbette sadece anne sevgisiyle mümkün değil. Rol model aldıkları her iki ebeveynin de aynı ilgi ve şefkatle yaklaşması önemli. Örneğin genellikle annelerle özdeşleşen övgü, sarılıp öpme, üzüntü veya korku durumunda teselli etme gibi davranışları babadan da görmeliler. Aksi takdirde babayı bir korku figürü olarak algılayabileceklerini düşünüyorum. Ki bunun da sıra ergenliğe geldiğinde kendilerini yalnız hissetmelerine ve hayatlarında iz bırakacak hatalar yapmalarına yol açabileceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.

“Babanın katılımını artırmak için destek alınabilir”
Her babanın çocuk gelişiminde anneyle eşit rol üstlenme konusunda aynı başarıyı gösteremeyebileceğini de hatırlatan Özge Tezcan, “Tıpkı kişiliklerimiz gibi ebeveyn rollerimizdeki davranışlarımız da birbirinden farklı. Ancak nasıl ki kişisel gelişimle artı ve eksi yönlerimizi fark edebiliyor ve bunlar üzerinde çalışabiliyoruz, ebeveyn olarak da bunu yapabiliriz. Ben, içgüdüsel olduğuna inanılan anneliğin ve sonradan öğrenilen bir şey olduğu ileri sürülen babalığın eşit olmada da ortak paydada buluşabileceğine inananlardanım. Bunun için gerekiyorsa destek alınmasına da sıcak bakıyorum. Babalar için diğer babalarla vakit geçirmek veya bir çocuk gelişim uzmanıyla görüşmek faydalı olabiliyor. Aynı şekilde annelerin de kendilerini eksik gördüğü noktalarda destek almasının çocuk için çok daha sağlıklı olduğunu düşünüyorum” ifadeleriyle sözlerini noktaladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karabük Polisten kaçan alkollü sürücü kaza yapınca yakalandı Karabük’te polisin "dur" ihtarına uymayıp otomobiliyle kaçan ehliyetsiz ve 1.85 promil alkollü sürücü kaza yapınca yakalandı. Hürriyet Mahallesi Melisa Caddesi’nde 78 ABL 583 plakalı otomobilin sürücüsü M.E.Y. (19), yolda zikzak çizince polis ekiplerin "dur" ihtarına uymayarak kaçtı. Buradan Karabük-Yenice kara yolu üzerinde devam eden kovalamaca sonucu sürücü, direksiyon hakimiyetini kaybederek önce kaldırıma ardından köprü ayağına çarptı. Çarpmanın etkisi ile otomobilin motoru yerinden fırlayarak koptu. Kazada sürücü M.E.Y ve yanındaki Z.C.K. (18) yaralanırken, kaza sonrası polise direnenince ekipler biber gazı sıkarak etkisiz hale getirdi. Bu sırada ihbar üzerine kaza yerine sağlık ve çok sayıda polis ekipleri sevk edildi. Olay yerinde ilk müdahaleleri yapılan yaralılardan otomobil sürücüsü M.E.Y, önce alkolmetreyi üflemek istemeyince ambulansa bindi. Bir süre sonra ambulanstan geri inen ve yüzüne yediği biber gazından dolayı zor anlar yaşayan sürücü polisle pazarlık yapmaya başladı. Trafik ekiplerin alkolmetreyi üflememesi durumunda cezaların katlanarak artacağı söylenen sürücü M.E.Y, 5 ay önce ehliyetini alkollü araç kullanmaktan dolayı alındığını belirterek, ’Alkolmetreyi üflersem mi daha çok yararıma" diye sormasının üzerine polisin üflemezsen cezan daha çok katlanır demesiyle alkometreyi üfledi. Yapılan ölçümde sürücünün 1.85 promil alkollü olduğu tespit edildi. Ambulanslarla Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılan yaralıların genel durumlarının ise iyi olduğu öğrenildi. 1,85 promil alkollü sürücüye, tarafik ekiplerince Karayolları Trafik Kanunu’nun "dur ikazına uymamak", "sürücü belgesiz araç kullanmak" ve "alkollü araç kullanmak" gibi 6 maddeden toplam 51 bin 948 lira idari para cezası kesildi. Sürücü hakkında ayrıca "trafik güvenliğini tehlikeye düşürmek" suçundan da adli işlem başlatıldı. Diğer yandan kazanın meydana geldiği yerde bulunan Soğuksu KYK kız yurdundaki öğrencilerde yurdun bolkonuna çıkarak yaşananları film gibi izledi.
Manisa Kaymakam Dalak’ı duygulandıran kara kalem portre Sarıgöl Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği’nin Kaymakam Halil Dalak’a gerçekleştirdiği ziyarette hediye edilen kara kalem portre, duygu dolu anlara sahne olurken, Sarıgöl’ün kültürel mirası bir kez daha gündeme taşındı. Sarıgöl Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği (SADER) Başkanı Salih Yapıcı ve yönetim kurulu üyeleri, Sarıgöl Kaymakamı Halil Dalak’ı makamında ziyaret etti. Ziyarette derneğin yürüttüğü kültürel ve tarihî çalışmalar hakkında bilgi verildi. Ziyaret sırasında, Sarıgöl İlçe Devlet Hastanesi’nde 30 yılı aşkın süre başhekim olarak görev yapan emekli Operatör Doktor Cengiz Başkaya tarafından çizilen Kaymakam Halil Dalak’a ait kara kalem portre, Dernek Başkanı Salih Yapıcı tarafından takdim edildi. Anlamlı hediye, ziyarette duygusal anların yaşanmasına neden oldu. Kaymakam Halil Dalak, kendisi için hazırlanan kara kalem portrenin makam odasında sürekli sergileneceğini belirterek, dernek yönetimine teşekkür etti. SADER Başkanı Salih Yapıcı ise yaptığı açıklamada, "Dernek olarak Sarıgöl ve çevresindeki tüm kültürel değerleri bağış yoluyla topluyor ve gelecek kuşaklara aktarıyoruz. Arşivimizde binlerce doküman bulunuyor ve bağışçılarımızın sayısı her geçen gün artıyor" dedi. Yapıcı, geçmişe ait binlerce eski fotoğrafın Sarıgöl Üzüm Festivali süresince etnografya müzesinde sergilendiğini belirterek, bu çalışmalarla geçmişten geleceğe ışık tutmanın mutluluğunu yaşadıklarını sözlerine ekledi.