ASAYİŞ - 04 Temmuz 2015 Cumartesi 13:30

Pasinler'de kavga: 1 yaralı

A
A
A
Pasinler'de kavga: 1 yaralı

Erzurum’un Pasinler ilçesine bağlı Uzunark Mahallesinde sözlü tartışma kavgaya dönüştü. Kavgada bir kişi yaralandı.

Edinilen bilgiye göre; Pasinler ilçesine bağlı Uzunark Mahallesinde iki aile arasında sözlü başlayan tartışma kavgaya dönüştü. Çıkan kavgada İsmail E. yaralandı. Kavga sonucunda açılan tahkikat sonrası Gökhan D., Erol D. ve Fevzi D. çıkarıldıkları nöbetçi mahkemece taraflar tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Öte yandan Gökhan D., Erol D. ve Fevzi D.’ye kavga esnasında çevreye vermiş oldukları gürültüden dolayı idari para cezası kesildi. 

MURAT ÇANKAYA
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Muğla Büyükşehir’den yerel kalkınmaya katkı Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından Köyceğiz Beyobası’nda hayata geçirilen ‘Alım Garantili Süs Bitkisi Üretimi Projesi’, yerel kalkınma, kooperatifçilik ve kadın emeğini odağına alan örnek bir çalışma olarak dikkat çekiyor. Proje kapsamında Beyobası Tarımsal Kalkınma Kooperatifi desteklenerek, üreticilerin emeği belediyenin hizmet kapasitesiyle buluşturuldu. Daha önce süs bitkisi üretimi yapmamış kooperatif ortağı üreticilere verilen kapsamlı eğitimlerle, bölgede profesyonel süs bitkisi üretimine geçiş sağlandı. 30 üreticiye doğrudan destek, kadın emeği ön planda Projeden 14’ü kadın olmak üzere toplam 30 üretici doğrudan faydalanırken, üretim sezonu boyunca bölgede yaklaşık 70 kadına iş imkânı sağlandı. Böylece proje, yalnızca tarımsal üretimi değil, aynı zamanda kadın istihdamını ve yerel ekonomiyi de güçlendirdi. 28 milyon adetlik dev üretim hacmi Toplamda 28 milyon adet süs bitkisi üretilirken, bu üretimin 14 milyon adedi Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından satın alınarak kent genelindeki peyzaj çalışmalarında kullanıldı. Alım garantisi sayesinde üreticiler için sürdürülebilir ve güvenli bir gelir modeli oluşturuldu. Üretim alanları turizmle bütünleşiyor Proje kapsamında yalnızca üretim değil, alanın görünürlüğü ve ziyaret edilebilirliği de ele alındı. Sera tabelaları yenilenerek, üretim alanlarının turizm sektörüyle entegrasyonu hedeflendi. Böylece Beyobası’ndaki üretim alanlarının daha dinamik, tanıtıma açık ve ziyaret edilebilir bir yapıya kavuşması amaçlandı. Alım garantisi modeliyle üreticiyi güçlendiren Beyobası Süs Bitkisi Projesi, kooperatifçilik, kadın emeği ve yerel kalkınmayı bir araya getiren örnek projeler arasında yer alıyor. Beyobası Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Şaban Çetin, "Muğla Büyükşehir ile beraber başlamış olduğumuz proje devam etmektedir. İlk yıl 2015 yılında 1 milyon 670 bin adet bitkilerin mevsimlik süs bitkisi ile başladık. Şu anda da 25-26 seramızda üretim yapmakta devam etmekteyiz. Üretim şekillerimiz mevsimlik çiçeklerimiz var saksıda. İbireli ağaç gruplarımız var. Üretime devam ediyoruz. Muğla Büyükşehirimizin yılda iki defa alım garantili sözleşme yapıp, bu yapmış olduğumuz sözleşmeye istinaden üretim yapıyoruz. Ve üretmiş olduğumuz bitkiler ve çiçeklerimizi Muğla’nın talep ettiği, Muğla’nın Büyükşehir alanlarına götürüp, Muğla Büyükşehir’e beraber, Muğla Büyükşehir’e işlerle dikiyorlar" dedi. Muğla Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanı Buket Kallem, "Alım garantili süs bitkisi projemiz için buradayız, Beyobası’ndayız. Büyükşehir Belediyesi olur olmaz, ilk yaptığımız projelerden bir tanesi buydu. Bugün de katlanarak devam ediyor. Sayın Başkanımız Ahmet Aras’ında önderliğinde, sera sayılarımız ve üretici sayılarımız artarak devam ediyor. Bugün 27 seraya ulaşmış durumdayız. İlk başta bizim bir amacımız vardı. Bütün kooperatifleri kendi konularında özelleştirmek ve gerçekten kaliteli üretim yapabilecek hale getirmekte öncelikle. Biz bu sayıya Muğla’da artık ulaştık. 52 tane kooperatif, birlik, bu tarz tarımsal üretim yapan tesislerle ya da kooperatiflerle, bütün yapılarla, STK’larla bir araya geldik. Bu desteklemelerimizin her türlü desteklememiz vardı. Yani süt tankı, yöresel ürünler, zeytin, badem tesisleri, organik üretim, yani aklınıza gelebilecek her konu şarap, sirke, pekmez. Bunların hepsi bizim bu üretim faaliyetlerimiz içerisindeydi. Sonrasındaki amacımız da birlik haline gelebilmekti. Bir kooperatif birliği, bir güç birliği yapısı oluşturabilmekti. Biz buna da ulaşmış durumdayız. Bu yapımızla birlikte, kooperatif güç birliğimizle, 7 ülkeye ihracatımızı da yaptık. Üretim kapasitelerimizi de arttırdık. Markalı üretimlerimizi de yaptık. Aynı zamanda da kaliteli üretim yapabilmek için laboratuvarımızı da kurduk. Burada bir organizasyon yapısı var. Bu bir başarı örneği. Başından sonuna kadar Büyükşehir desteğiyle ve vatandaşımızın, burada özellikle kadın üreticilerimiz var, kadın üreticilerimizin katılımıyla bir model oluşturuldu ve güçlü bir kooperatifleşme örneği oldu burası. Şu anda üreticilerimizin birçoğu kadın ve sadece Büyükşehir Belediyemize değil, birçok kurumlara ve özel sektöre de satış yapmaktalar. Yüzüncü Yıl Gıda Analiz Laboratuvarımızın da en büyük amacı, yerel üreticimizi desteklemek hem de bütün bu kooperatif, birlik, STK gibi tarımla uğraşan yapıları desteklemekti. Vatandaşlarımıza hayırlı olsun" dedi. Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, projeye ilişkin değerlendirmesinde, Beyobası’nda hayata geçirdiğimiz alım garantili süs bitkisi projesi, yerel üretimi destekleyen, kooperatifleri güçlendiren ve üreticinin emeğini güvence altına alan önemli bir çalışma olduğunu, bu yaklaşımın hem yerel kalkınmaya katkı sunduğunu, hem de belediyenin ihtiyaçlarını yerel üreticilerden karşıladığını açıkladı.
Zonguldak BEUN Spor Bilimleri Fakültesi Öğrencisi Özer’den Millî Gurur Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEUN) Spor Bilimleri Fakültesi Antrenörlük Eğitimi Bölümü birinci sınıf öğrencisi Hazal Özer, millî takıma davet edilerek önemli bir başarıya imza attı. Zonguldak Gençlik Spor Kulübü (GSK) Kadın Hokey Takımı sporcusu olan Hazal Özer, Kadın A Millî Takım Aday Kadrosu’na davet edildi. Başarılı sporcumuz, 18-25 Aralık 2025 tarihleri arasında Osmaniye’de gerçekleştirilecek olan millî takım hazırlık kampına katılacak. Millî takım aday kadrosuna davet edilerek hem BEUN’u hem de kulübünü en üst düzeyde temsil etme hakkı kazanan Hazal Özer’in, kamp sürecinde sergileyeceği performansla A Millî Takım kadrosunda yer alma yolunda önemli bir adım atması bekleniyor. BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, millî takım aday kadrosuna davet edilen Hazal Özer’in başarısına ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Üniversitemiz Spor Bilimleri Fakültesi Antrenörlük Eğitimi Bölümü öğrencisi Hazal Özer’in Kadın A Millî Takım Aday Kadrosuna davet edilmesi, disiplinli çalışmanın, azmin ve spora adanmışlığın anlamlı bir sonucudur. Öğrencilerimizin millî takım düzeyinde elde ettiği bu tür başarılar, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinin spora ve sporcuya verdiği önemin açık bir göstergesidir. Cumhuriyetin ilk üniversitesi olarak gençlerimizin yalnızca akademik alanda değil; sportif, kültürel ve sosyal alanlarda da kendilerini geliştirmelerini önemsiyoruz. Üniversitemiz, sahip olduğu güçlü akademik kadro, fiziki altyapı ve spor odaklı eğitim anlayışıyla öğrencilerimizin ulusal ve uluslararası platformlarda başarı elde etmelerine katkı sunmaya devam etmektedir. Bu duygu ve düşüncelerle başta ülkemizin genç sporcularına her daim destek sunan Gençlik ve Spor Bakanımız Sayın Dr. Osman Aşkın Bak ile Gençlik ve Spor Bakanlığı ailesine, üniversitelerimizin sportif gelişimini destekleyen Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanımız Sayın Prof. Dr. Erol Özvar ve YÖK ailesi olmak üzere herkese şükranlarımı sunuyorum. Millî takım kampına davet edilerek bizleri gururlandıran kıymetli öğrencimiz Hazal Özer’i yürekten tebrik ediyor; başta Spor Bilimleri Fakültemizin değerli akademisyenleri olmak üzere öğrencimizi yetiştiren tüm antrenörlerine de teşekkür ediyorum. Öğrencimizin millî takım kamp sürecinde ve spor kariyerinde başarılarının artarak devam etmesini temenni ediyorum."
Erzurum DES Genel Başkanı İshak Çelebi; "Okullar şiddet değil, bilgi yuvasıdır" Demokrat Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı İshak Çelebi, okulların şiddet değil eğitim yuvası olduğunu belirtti. Mersin’de bir okulda görev yapan okul müdürünün silahlı saldırı sonucu vurulması üzerine okullarda meydana gelen şiddet olayları üzerine açıklamada bulunan Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı İshak Çelebi "Menfur, eğitim camiamız başta olmak üzere tüm vatandaşlarımızı derinden sarsmış; okullarımızın ne denli güvensiz hale getirildiğini bir kez daha acı biçimde gözler önüne sermiştir" dedi. Çelebi, "Okullarda artan şiddet olaylarında, dizilerde ve filmlerde şiddetin sıradanlaştırılması, sosyal medyada saldırgan davranışların özendirici biçimde sunulması önemli bir etkendir. Özellikle gençlerin yoğun biçimde maruz kaldığı bu içerikler, şiddeti bir çözüm yöntemi ya da güç göstergesi olarak normalleştirerek rol model etkisi oluşturmaktadır. RTÜK, şiddeti özendiren içeriklere yönelik denetimlerini sıkılaştırmalı, caydırıcı yaptırımlar uygulamalı ve yayın saatleri ile içerik uyarılarını etkili biçimde hayata geçirmelidir. MEB, medya okuryazarlığını güçlendiren eğitim politikaları geliştirmeli ve çocukları koruyan bütüncül bir dijital denetim ve rehberlik sistemi kurulması gerekiyor" diye konuştu. Çelebi, açıklamasında okul ve kurumlarda öğretmen ve eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin normalleştirilmeye çalışıldığını belirterek "Eğitim kurumları; şiddetin, silahın ve tehdidin değil; bilimin, aklın ve güvenliğin mekânlarıdır. Bir okul yöneticisinin görev yaptığı kurumda silahla hedef alınabilmesi, sadece bireysel bir saldırı değil; kamusal eğitime, eğitim emekçilerine ve toplumsal huzura yönelmiş açık bir tehdit haline gelmiştir" dedi. Çelebi açıklamasını şöyle sürdürdü; "Demokrat Eğitimciler Sendikası olarak altını çizerek ifade ediyoruz: Bu olay münferit değildir. Eğitim çalışanları uzun süredir artan şiddet, baskı ve itibarsızlaştırma politikalarının hedefindedir. Okullarda yeterli güvenlik önlemleri alınmamakta, yöneticiler ve öğretmenler adeta kaderine terk edilmektedir. Buradan yetkililere açık çağrımızdır: Okullarda güvenliği sağlamaya yönelik somut ve etkili önlemler derhal hayata geçirilmelidir. Eğitim emekçilerine yönelik şiddeti önleyecek yasal düzenlemeler yapılmasına rağmen, yasalar uygulanmamış, caydırıcı cezalar verilmediği için toplum nezdinde hiçbir etkisi kalmamıştır Saldırıyı gerçekleştiren ve ihmali bulunanlar hakkında en ağır yaptırımlar uygulanmalıdır. Şiddetin normalleştirildiği, eğitimcinin yalnız bırakıldığı hiçbir sistem sürdürülebilir değildir. Eğitim çalışanlarının can güvenliği sağlanmadan nitelikli eğitimden söz edilemez. Demokrat Eğitimciler Sendikası olarak, Mersin’de saldırıya uğrayan okul müdürümüze geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor; eğitimde şiddetin karşısında, eğitim emekçilerinin yanında olmaya kararlılıkla devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz."
Zonguldak Rektör Özölçer, geleneksel Karaelmas TÖMER kahvaltısında kültür elçileriyle buluştu Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEUN), farklı coğrafyalardan gelen uluslararası öğrencileriyle kültürlerarası etkileşimi güçlendiren anlamlı bir buluşmaya daha ev sahipliği yaptı. BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (Karaelmas TÖMER) tarafından düzenlenen geleneksel kahvaltı programında uluslararası öğrencilerle bir araya geldi. 15 Temmuz Şehitler Kampüsünde yer alan Cafe Akademide gerçekleşen kahvaltı programına BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Servet Karasu, Karaelmas TÖMER Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Ali Yumurtacı, Müdür Yardımcısı Öğr. Gör. Esat Öncül, akademik ve idari personel ile uluslararası öğrenciler katıldı. 2025-2026 Akademik Yılı’nda Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinde ön lisans, lisans ve lisansüstü programlarda eğitim almaya hak kazanan ve Karaelmas TÖMER’de Türkçe öğrenimlerini sürdüren öğrencilerle yakından ilgilenen Rektör Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, öğrencilerle tek tek sohbet ederek görüş ve deneyimlerini dinledi. Öğrencilerin Türkçeyi öğrenerek Türkiye’deki akademik yaşamlarına sağlam bir başlangıç yaptıklarını ifade eden Prof. Dr. Özölçer, Türkçe eğitiminin yalnızca dil öğretimiyle sınırlı olmadığını, aynı zamanda kültürel bir köprü vazifesi gördüğünü vurguladı. Rektör Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer devam eden konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Karaelmas TÖMER’de Türkçeyi öğrenerek mezun olan değerli öğrencilerimiz, sadece Türk dilinin zenginliğini değil, aynı zamanda Türk kültürünün değerlerini de öğrenerek birer kültür elçisi olmaktadırlar. Değerli öğrencilerimiz Üniversitemizin güzide birimlerinden Karaelmas TÖMER’de edindiği birikimlerin akademik yolculuklarında kendilerine her daim ışık olacağına yürekten inanıyorum. Türkçe konuşan, düşünen ve hisseden bireyler olarak sadece köklü bir geçmişe sahip Üniversitemizi değil, emeğin ve kültürün zengin yapısını eşsiz doğal güzelliğiyle birleştiren şehrimizi ve ülkemizi de gittikleri her yerde gönül coğrafyasına taşıyacaklardır. Türkçeyi ve Türk kültürünü öğrenmek için uzak diyarlardan gelerek Üniversitemizi tercih eden öğrencilerimizle her zaman gurur duyuyoruz. Ülkemizi ve kültürümüzü kendi ülkelerinde yahut başka ülkelerde en güzel şekilde aktaracaklarını ümit ediyorum. Bu duygu ve düşüncelerle öğrencilerimizin Türkçeyi ve Türk kültürünü layıkıyla öğrenmeleri için üstün gayret gösteren başta Karaelmas TÖMER Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Ali Yumurtacı hocamız olmak üzere tüm akademik ve idari personelimize teşekkürlerimi sunuyorum. Kıymetli öğrencilerimize ise öğrenim hayatlarında başarılar diliyorum. BEUN ailesi olarak öğrencilerimize her zaman destek olmaya devam edeceğiz." Programın ardından etkinlik, günün anısına öğrencilerle birlikte hatıra fotoğrafı çekilmesiyle sona erdi.
Edirne Vakıfların Tüfe endeksini katlayan kira artışları esnafı zorluyor Tarihi çarşılarında Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nce uygulanan kira artışları esnafı zor durumda bıraktı. Son 3 yıldır, TÜFE endeksinin kat kat üzerinde yapılan zamların ardından, bu sene de enflasyonun 2-3 katına varan kira artışları, esnafı dükkan kapatma noktasına getirdi. Rayiç bedel değerlemesi adı altında geçen sene yüzde 200 ila 600’leri bulan artışlar yaşanırken, bu yıl ise bazı dükkânlara TÜFE’nin 2 katı, bazılarına enflasyon oranında zam yapılması, geçen yıl verilen sözlerin tutulmaması olarak değerlendirildi. Devletin iş yeri ve konut kiraları için en fazla yüzde 37 oranında artış yapılabileceğini açıklamasına rağmen, Edirne Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün yüzde 40 ile 55 oranında kira zammı uyguladığı belirtildi. Vakıflara ait dükkânlarda son 5-6 yıldır kira artışlarının esnafı zora soktuğu, bazı dönemlerde fahiş oranlara ulaştığı ifade ediliyor. Esnafın en çok tepki gösterdiği konuların başında KOSGEB destekli kiralamalar geliyor. Yeni açılan dükkânlarda ilk 2 yıl kiraların devlet desteğiyle ödendiği, bu nedenle yüksek bedellerle sözleşme yapıldığı belirtiliyor. Bu yüksek kiralar, destek süresi sona erdikten sonra çarşıdaki, eski mevcut esnafa "rayiç bedel" olarak emsal gösteriliyor. KOSGEB desteği bittiğinde ise bu kiraların ödenemez hale geldiği, bunun da dükkân devirleri ve kapanmaları artırdığı öğrenildi. Ali Paşa Çarşısı Dernek Başkanı Yılmaz Sanış, kira artışlarıyla ilgili yaklaşık 5-6 yıldır sıkıntı yaşadıklarını belirterek, "Geçtiğimiz yıl yeniden değerlendirme gerekçe gösterilerek, Vakıflar yüzde 200 ila 600 arasında zam yaptı. Normalde, sözleşme gereğince takip eden 5 yıl boyunca TÜFE’ye göre artış yapılması gerekirken bu sene bu durum uygulanmadı. Bu yıl satışlardaki azalma ve ekonomik şartlarında kötüleşmesi ile zam yapılmamasını ya da TÜFE oranında artış olmasını bekliyorduk. Enflasyon ile devletin mücadelesi içinde böyle yapılması gerekmiyor muydu. Ancak yüzde 40-60 oranında zam yapıldı. Her yıl vakıf kiracılarında dükkânını devreden ya da kapatan esnaf sayısı artıyor. Birçok arkadaşımız kirasını çıkartamadığı için işyerini kapatmayı düşünüyor" dedi. Rayiç bedellerin belirlenme yöntemine de değinen Sanış, dükkânlar ihaleye çıktığında kira bedellerinin yükseldiğini, KOSGEB desteğiyle bu kiraların iki yıl devlet tarafından ödendiğini, ardından esnafın dayanamayarak dükkânı bıraktığını söyledi. Sanış, "Bırakılan bu yüksek kiralar bize rayiç olarak yansıtılıyor ve kiralar sürekli yukarı çekiliyor. Bu durum esnafın ayakta kalma şansını bitiriyor. Tarihi çarşıların kira gelirleri düşüyor. Boş kalan dükkanlar, bürolar yılbaşından sonra daha da artacak. Vakıf maksadı, kuruluş yapısı zarar görüyor" ifadelerini kullandı. Ali Paşa Çarşı esnafından Nuri Yıldırım da kira artışlarının TÜFE oranlarına göre yapılması gerektiğini vurgulayarak, mevcut uygulamaların tarihi çarşılardaki esnaf yapısını da bozacağını dile getirdi.