ASAYİŞ - 20 Haziran 2023 Salı 09:29

Patronuna icra kumpası kurmuştu, bir kişiyi daha icra kumpası yoluyla dolandırmaya çalıştı

A
A
A
Patronuna icra kumpası kurmuştu, bir kişiyi daha icra kumpası yoluyla dolandırmaya çalıştı

Adana’da engelli oğluna iş bulup, ona daha iyi bir gelecek sunmak isteyen baba dolandırıcıların tuzağına düştü. İşten çıkarılınca patronuna icra kumpası kuran Nuray F.’nin bu seferde aynı yöntemle oğluna daha iyi bir gelecek sunmak isteyen babayı 4 yılda 650 bin TL icra gönderttiği iddia edildi.

Ankara'dan 2002 yılında emekli olan Ali Acar, ailesiyle birlikte Adana’ya geldi. Ali Acar, daha sonra bir marketin kasap reyonun çalışarak ailesinin geçimini sağlamaya başladı. 2018 yılında Nuray F., Ali Acar ile tanışarak kendisini “özel okul sahibi” olarak tanıttı. Ali Acar doğuştan kalça çıkığı nedeniyle yüzde 25 engelli olan oğlu Ersin Acar’a (36), iş bulmak için Nuray F.’den yardım istedi. Nuray F., bahsettiği özel eğitim ve rehabilitasyon merkezine gittiğinde onun işletme sahibi değil, burada “rehber öğretmeni” olduğunu öğrendi.

“Okul açma bahanesiyle 115 bin TL aldı, resmi ortalık için de 180 bin TL istedi”

İddiaya göre, Nuray F., Ali Acar’a kendi okulunu kurmak istediğini belirterek,” İsterseniz sen de oğlunla birlikte ortak olabilirsiniz” teklifinde bulundu. Oğluna gelecek sunmak isteyen baba Acar Nuray F.’nin teklifini kabul etti. Okulun açılış süresinde Nuray F., Ali Acar’dan 5 ay içerisinde 115 bin TL para aldı. Nuray F. daha sonra Acar’dan resmi ortalık içinde 180 bin TL daha para istedi. Acar ise buna yanaşmayarak daha önce verdiği 115 bin TL’yi geri istedi. Nuray F. ise çeşitli yalanlar söyleyerek parayı vermedi.

“115 bin TL’lik icra takibi başlattı”

Nuray F. açtığı rehabilitasyon merkezini ruhsat almadan bir süre boyunca işletti. Daha sonra Nuray F., rehebilitasyon merkezini başkasına devretmek için girişimlere başladı. Durumu öğrenen Ali Acar, daha önce Nuray F.’ye verdiği parasını tahsil edebilmek için kendisine güvence olarak verdiği 115 bin TL’lik senedin icra takibini başlattı.

Patronuna icra kumpası kurmuştu, bir kişiyi daha icra kumpası yoluyla dolandırmaya çalıştı

“Koronavirüs’ten oğlunu kaybetti, acısını yaşayamadan icralarla uğraştı”

Acar’ın oğlunun geleceğini temin altına almak için çıktığı bu yolda, Nuray F.’in kendisine 4 farklı kişi aracılığıyla gönderttiği 650 bin TL’lik icra ile uğraşmaya başladı. 2019 yılı Ağustos ayında koronvirüse yakalanan Ersin Acar hayatını kaybetti. Bir yandan icralarla uğraşan baba Acar bir yandan oğlunun acısıyla sarsıldı.

“Sahte adreslerle aynı icra dairesi üzerinden işlemleri yaptı”

Nuray F., önce ‘yasak aşk’ yaşadığı Halil B.’nin yakın bir arkadaşı A.Ç. üzerinden Acar için 13 Şubat 2020’de 42 bin 500 lira, 14 Ağustos 2020’de Halil B. üzerinden 87 bin lira, Halil B.’nin eşi Sultan B. üzerinden de 24 Ağustos 2020’de bu kez 83 bin liralık icra takibi başlattı. Nuray F., tebligatın Acar’a ulaşmaması için her defasında yanlış ve sahte adresler verirken, tüm bu icra işlemlerinin de ağırlıklı olarak, aynı icra dairesi üzerinden yapılması dikkat çekti.

“Usulsüz tebligatlar yaparak icraya veriliyor”

Mağdur olan Ali Acar, ”Borcumuz olmadığı halde şahıslar hayali adresler yazarak usulsüz tebligatlar yaparak icraya verilmektedir. İcraya verildiğinde kişinin haberi olmadığından dolayı bir hafta içinde itiraz etmese borcu kabul etmiş oluyor. Şu anda 4 kişi beni borcum olmadığı halde yasal olarak senet taahhütname veya sözleşme olmadığı halde icraya vermiştir. Bu icra adresleri de benim adresim ikamet olmadığı halde dolayısıyla itirazı da hakkımı da kaybetmiş olduğumdan dolayı icrayı kabul etmiş durumuna düşüyorum” dedi.

“PTT memurlarını görevlerini kötüye kullanıyor”

Acar, ”Benim gibi mağdur şu anda aynı kişiler tarafından sekiz aile daha mağdur durumdadır. Bunun önlenebilmesi için bir an önce Adalet Bakanlığı’nın bu işe bir kanun çıkarması gerekmektedir. Hiçbiri ikametgahı olmayan adresler yazarak kişileri icraya verilmektedir. Burada en önemli şey de PTT Genel Müdürlüğü'nün memurluğuna düşmektedir. PTT Genel Müdürlüğü'nün memurları görevini kötüyü kullanmaktadır. Şu anda Adana'da iki tane şahıs bu işi yapmıştır. Bu da ispatlanmış durumda. Oturmadığım adreste beni oturuyormuş gibi işlem yapıp yirmi birinci madde kaşesini basmışlardır. Dolayısıyla da benim adresim orada gözüküyor. Halbuki yasal olarak adresim ora değildir” diye konuştu.

Süleyman Cenk İdaye
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Turan; “Bugün Rus Milliyetçiliğinin gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır” ZONGULDAK (İHA) – Zonguldak’ta sempozyumda konuşan Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, Rusya’nin yeniden bir Bizans olma sevdası olduğunu söylerken “Karadeniz, Akdeniz sevdası da onun bir parçasıdır. Suriye meselesinde Ruslar niye vardır dersek cevabı buradadır” dedi. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (ZBEÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi tarafından “Karadeniz İnsan ve Toplum Bilimleri Sempozyumu” gerçekleştirildi. Sezai Karakoç Kültür Merkezi’nde açılış töreni gerçekleştirilen sempozyuma, Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Refik Turan konuk olarak katıldı. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı’nın okunduğu sempozyumda konuşan düzenleme kurulu başkanı Doç. Dr. Yücel Namal, dünyada yaşanan hızlı değişim ve dönüşümün sorun çözme odaklı alternatif yaklaşımların disiplinler arası boyutta tartışılması gerekli kıldığını söyledi. Sempozyumun bu ilkeler ışığında farklı disiplinlerle ilgili çalışmaları tartışmak, bilimsel çıkarımlar elde etmek amacıyla düzenlendiğine dikkat çeken Namal şöyle dedi: “Günümüz şartları ve dünyada yaşanan hızlı değişim, dönüşüm, sosyal bilimlerde yenilikçi veya sorun çözme odaklı alternatif yaklaşımların disiplinler arası boyutta tartışılmasını gerekli kılmaktadır. Bu nedenle Türkiye Yüzyılı olacağına inandığımız bu asırda Atatürk’ün muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkma hedefi doğrultusunda üniversitemizde sosyal bilimler alanında kültür ana teması etrafında şekillenen Karadeniz İnsan ve Toplum Bilimleri Sempozyumu düzenlenmiştir. Bu ilkeler ışığında farklı disiplinlerle ilgili çalışmaları tartışmak ve yeni bilimsel çıkarımlar elde etmek amacıyla düzenlediğimiz sempozyumumuzda arkeolojiden, felsefeye, tarihten, edebiyata, sosyolojiye, psikolojiye kadar pek çok disiplinde alanında uzman araştırmacılarla ortak bir zeminde buluşma fırsatını bizlere sundu.” “Türkiye’nin kesişim yollarında durması ülkemizin Karadeniz’de üstlendiği rolün önemini ortaya koyuyor” İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Melih Geniş, Türkiye’nin Karadeniz’in en uzun kıyı şeridine sahip ülke olmasının, ulaşım ve ticaret yollarının kesişim noktasında olmasının Karadeniz’de üstlendiği rolün önemini ortaya koyduğunu söyledi. Geniş, Zonguldak’ın yerli ve yenilenebilir enerji payının arttırılmasında öneminin bir kez daha ortaya çıktığını ifade ederek şu ifadelere yer verdi: “Türkiye’nin Karadeniz’in en uzun kıyı şeridine sahip ülke olması, Karadeniz’de kıyısı bulunan ülkelerin sıcak denizlere inebilmeleri ve dünya ile deniz yolu vasıtasıyla ticaret yapabilmeleri, Türkiye’nin ulaşım ve ticaret yollarının kesişim yollarında durması ülkemizin Karadeniz’de üstlendiği rolün önemini ortaya koyuyor. Türkiye Yüzyılı süresince ülkemizin öncelikli hedefleri arasında milli enerji politikası çerçevesinde yerli ve yenilenebilir enerji payının arttırılmasının yer almasıyla bilhassa bölgemiz ve Zonguldak önemini bir kere daha ortaya koymuştur. Bu durum neticesiyle kamu otoritelerine kuruluşlarınaa, sektör ve kamu iş birliklerinin yanı sıra yüksek öğretim kurumlarının da bölgenin sosyal, kültürel, ekonomik değerlerin değişiminde rol oynayacak yeni politikaların geliştirilmesi noktasında önemli bir rol ve sorumluluklar düşmektedir. Sempozyum ile bölgenin sosyal ve kültürel anlamda gelişiminin desteklenerek toplumun işleyişine katkı sağlanması hedeflenmiştir.” “Necip milletimiz toplumsal ağına her hususta önem vermiştir” ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer de Türk Milleti’nin yaşam tarzı, geçmişi ve idealleriyle azmi göz önünde bulundurulduğunda dünya sahnesinde önemli bir yere sahip olduğunu söyledi. Özölçer, “Her toplum kendi iç dinamiklerinden hareketle geçmişten gelen kültürü, günceli takip ederek korumaya güzelleştirmeye zenginleştirmeye çalışır. Kadim milletimizin yaşam tarzı, geçmişi ve idealleriyle azmi göz önünde bulundurulduğunda dünya sahnesinde çok mühim bir yere sahip olduğu aşikardır. Tarih sahnesine çıktığı andan itibaren necip milletimiz; insanı yaşamın merkezine almış onu tanımaya çalışmış ve insanın potansiyelini sonuna kadar kullanması gerektiğini sosyal bilimlerin hemen tüm dallarıyla anlatmaya çalışmıştır. Kısacası toplumsal ağına her hususta önem vermiş edebiyat, psikoloji, tarih, felsefe, arkeoloji, sosyoloji gibi disiplinlerde hep çözüm odaklı bir yaklaşım sergilemiştir. Elbette bununla birlikte sadece insanı konu alan değerlere yönelmemiştir. Tabiata da olması gerektiği gibi davranmış, yeşili, toprağı, hayvanları, kısaca tüm doğayı benimsediği insanlık ülküsü çerçevesinde öncelemiştir” dedi. Zonguldak’ı çocuk yaşta çizim kitabındaki kömürü bulan Uzun Mehmet’in hikayesiyle tanıdığını anlatan Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, milli mücadele döneminde şehrin nefes borusu olduğunu ancak yeterince anlatılamadığını söyledi. “Milli mücadele yıllarında ne yazık ki Zonguldak’ın o yüzü çok fazla gösterilememiştir” Turan, Zonguldak’ın milli mücadele yıllarında önemli bir yere sahip olduğunun altını çizerek şöyle dedi: “Ülkemin pek çok yerini daha henüz tanımazken bilmezken Zonguldak ile o muhabbetli buluşmamı o kitapla sağladım. Daha sonraki yıllarda dünya tarihinin de gördüğü en kutsal mücadelelerden birisi olan milli mücadele yıllarında da ne yazık ki Zonguldak’ın o yüzü çok fazla gösterilmemiştir, görememiştir. Bunu belki biz tarihçilerin de bir kusuru vardır elbette. Ama ne yürekten ne gayretle destek verdiğini, katkı verdiğini yıllar sonra bazı araştırmalarımda da öğrendim. Anadolu hakikaten dört bir taraftan sarılmıştır. Doğu Cephesi vardır. Urfa, Antep, Antakya, Diyarbakır’a uzanan güney cephesi vardır. Akdeniz İtalyanlarla sarılmıştır. Batı’da Yunanlılar vardır, İngiliz armadası Çanakkale’den maalesef geçmiş, İstanbul’a gelmiş, çökmüştür. Sadece bir nefes borusu kalmıştır. İnebolu ve Zonguldak. İşte o nefes aldıran boru nefes aldıran yer olarak Zonguldak’a ayrı bir muhabbetim daha oldu. Daha da pekişti.” “Rus Milliyetçiliğinin gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır” Rusya’nın politikacılarından Vladimir Jirinovski’nin sözlerini hatırlatarak bugün Rusya’nın Suriye’deki varoluş gerekçesini anlatan Turan sözlerini şöyle tamamladı: “Rusların Vladimir Jirinovski adında bir politikacıları vardı. Renkli bir politikacı, genelde muhalefette oynuyor. Nasyonalist bir Rus politikacısı. Birgün gazetecilerden birisi röportaj yapmış. Sözünü de esirgemiyor. Türkiye’ye de birkaç sefer geldi. Diyor ki ‘Siz Türkler, dünyanın en suçlu, en kabahatli milletisiniz. Niçin denildiğinde, Orta Çağ’ın o zaman ki en büyük medeniyetini yıktınız. Daha bundan büyük kabahat olur mu? Hangi medeniyet deyince Bizans, Roma Medeniyeti’ni yıktınız’ diyor. Her büyük milletin bir gelecek sevdası, ideali vardır. Bugün Rus Milliyetçiliğinin de gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır. Hala o devam ediyor. Karadeniz, Akdeniz sevdası da onun bir parçasıdır. Suriye meselesinde Ruslar niye vardır dersek cevabı buradadır.”
Bursa Karacabey, modern kültür merkezine kavuşuyor Karacabey Belediye Başkanı Fatih Karabatı, Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından inşası tamamlanan Atatürk Kültür Park içerisindeki kültür merkezini yerinde inceledi. Karabatı, ilçede yeni ve modern yapısıyla sanatsal, kültürel ve sosyal çalışma alanlarına imkân sağlayacak merkezin, ilçeye en iyi faydayı sağlayacak şekilde olması için Bursa Büyükşehir Belediyesi ile istişare halinde olduklarını söyledi. Karacabey’de sanat, kültür ve sosyal anlamda önemli bir merkeze dönüşmesi beklenen kültür merkezinde inşaat çalışmaları bitti. Karacabey Belediye Başkanı Fatih Karabatı, Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından ilçeye kazandırılan yeni kültür merkezinde incelemelerde bulundu. Başkan Karabatı, inşaatı sona eren ve şu an geçici kabul sürecinde olan Atatürk Kültür Parkı içerisindeki yeni kültür merkezini yüklenici firma yetkilileri ile birlikte inceledi. Yapılan yeni kültür merkezi içerisinde sinema, tiyatro ve konferans salonlarının yanı sıra sosyal alanlar, sınıflar ve kütüphaneden oluşan bölümler yer almakta. Karacabey’e modern bir kültür merkezi olarak hizmet edecek çalışma hakkında yetkililerden bilgi alan Başkan Karabatı, yakın zamanda merkezin kapılarının açılacağını sözlerine ekledi. Gerçekleştirdiği ziyaret sonrası yapı içerisinde ve dışındaki inşaat çalışmalarının artık tamamlandığını belirten Karabatı, “İlçemize kültürel anlamda değer katacak olan bu projenin tüm Karacabey halkına hayırlı olmasını diliyorum. Göreve geldiğimizde kültür merkezinin 10 yıl ücretsiz olarak Büyükşehir Belediyesi’nden Karacabey Belediyesi’ne tahsis aşamasında olduğunu gördük. Fakat kültür merkezinin içerisinde yaklaşık 25-30 milyon gibi bir masraf var. İşletme açısından bakacak olursak, kendi aramızda biz işletebilir miyiz diye istişare ediyoruz. Mevcut durumda Karacabey Belediyesi böyle bir yükün altında ilk etapta zorlanabilir. Ama yaptığımız inceleme neticesinde gördük ki faaliyete geçtiğinde Karacabey için güzel bir tesis olacak. Çok ciddi ve donanımlı bir yatırım olmuş” şeklinde konuştu.