GÜNDEM - 16 Mayıs 2024 Perşembe 14:55

Turan; “Bugün Rus Milliyetçiliğinin gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır”

A
A
A
Turan; “Bugün Rus Milliyetçiliğinin gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır”

ZONGULDAK (İHA) – Zonguldak’ta sempozyumda konuşan Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, Rusya’nin yeniden bir Bizans olma sevdası olduğunu söylerken “Karadeniz, Akdeniz sevdası da onun bir parçasıdır. Suriye meselesinde Ruslar niye vardır dersek cevabı buradadır” dedi.


Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (ZBEÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi tarafından “Karadeniz İnsan ve Toplum Bilimleri Sempozyumu” gerçekleştirildi. Sezai Karakoç Kültür Merkezi’nde açılış töreni gerçekleştirilen sempozyuma, Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Refik Turan konuk olarak katıldı.


Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı’nın okunduğu sempozyumda konuşan düzenleme kurulu başkanı Doç. Dr. Yücel Namal, dünyada yaşanan hızlı değişim ve dönüşümün sorun çözme odaklı alternatif yaklaşımların disiplinler arası boyutta tartışılması gerekli kıldığını söyledi.


Sempozyumun bu ilkeler ışığında farklı disiplinlerle ilgili çalışmaları tartışmak, bilimsel çıkarımlar elde etmek amacıyla düzenlendiğine dikkat çeken Namal şöyle dedi:


“Günümüz şartları ve dünyada yaşanan hızlı değişim, dönüşüm, sosyal bilimlerde yenilikçi veya sorun çözme odaklı alternatif yaklaşımların disiplinler arası boyutta tartışılmasını gerekli kılmaktadır. Bu nedenle Türkiye Yüzyılı olacağına inandığımız bu asırda Atatürk’ün muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkma hedefi doğrultusunda üniversitemizde sosyal bilimler alanında kültür ana teması etrafında şekillenen Karadeniz İnsan ve Toplum Bilimleri Sempozyumu düzenlenmiştir. Bu ilkeler ışığında farklı disiplinlerle ilgili çalışmaları tartışmak ve yeni bilimsel çıkarımlar elde etmek amacıyla düzenlediğimiz sempozyumumuzda arkeolojiden, felsefeye, tarihten, edebiyata, sosyolojiye, psikolojiye kadar pek çok disiplinde alanında uzman araştırmacılarla ortak bir zeminde buluşma fırsatını bizlere sundu.”



“Türkiye’nin kesişim yollarında durması ülkemizin Karadeniz’de üstlendiği rolün önemini ortaya koyuyor”


İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Melih Geniş, Türkiye’nin Karadeniz’in en uzun kıyı şeridine sahip ülke olmasının, ulaşım ve ticaret yollarının kesişim noktasında olmasının Karadeniz’de üstlendiği rolün önemini ortaya koyduğunu söyledi.


Geniş, Zonguldak’ın yerli ve yenilenebilir enerji payının arttırılmasında öneminin bir kez daha ortaya çıktığını ifade ederek şu ifadelere yer verdi:


“Türkiye’nin Karadeniz’in en uzun kıyı şeridine sahip ülke olması, Karadeniz’de kıyısı bulunan ülkelerin sıcak denizlere inebilmeleri ve dünya ile deniz yolu vasıtasıyla ticaret yapabilmeleri, Türkiye’nin ulaşım ve ticaret yollarının kesişim yollarında durması ülkemizin Karadeniz’de üstlendiği rolün önemini ortaya koyuyor. Türkiye Yüzyılı süresince ülkemizin öncelikli hedefleri arasında milli enerji politikası çerçevesinde yerli ve yenilenebilir enerji payının arttırılmasının yer almasıyla bilhassa bölgemiz ve Zonguldak önemini bir kere daha ortaya koymuştur. Bu durum neticesiyle kamu otoritelerine kuruluşlarınaa, sektör ve kamu iş birliklerinin yanı sıra yüksek öğretim kurumlarının da bölgenin sosyal, kültürel, ekonomik değerlerin değişiminde rol oynayacak yeni politikaların geliştirilmesi noktasında önemli bir rol ve sorumluluklar düşmektedir. Sempozyum ile bölgenin sosyal ve kültürel anlamda gelişiminin desteklenerek toplumun işleyişine katkı sağlanması hedeflenmiştir.”




“Necip milletimiz toplumsal ağına her hususta önem vermiştir”


ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer de Türk Milleti’nin yaşam tarzı, geçmişi ve idealleriyle azmi göz önünde bulundurulduğunda dünya sahnesinde önemli bir yere sahip olduğunu söyledi. Özölçer, “Her toplum kendi iç dinamiklerinden hareketle geçmişten gelen kültürü, günceli takip ederek korumaya güzelleştirmeye zenginleştirmeye çalışır. Kadim milletimizin yaşam tarzı, geçmişi ve idealleriyle azmi göz önünde bulundurulduğunda dünya sahnesinde çok mühim bir yere sahip olduğu aşikardır. Tarih sahnesine çıktığı andan itibaren necip milletimiz; insanı yaşamın merkezine almış onu tanımaya çalışmış ve insanın potansiyelini sonuna kadar kullanması gerektiğini sosyal bilimlerin hemen tüm dallarıyla anlatmaya çalışmıştır. Kısacası toplumsal ağına her hususta önem vermiş edebiyat, psikoloji, tarih, felsefe, arkeoloji, sosyoloji gibi disiplinlerde hep çözüm odaklı bir yaklaşım sergilemiştir. Elbette bununla birlikte sadece insanı konu alan değerlere yönelmemiştir. Tabiata da olması gerektiği gibi davranmış, yeşili, toprağı, hayvanları, kısaca tüm doğayı benimsediği insanlık ülküsü çerçevesinde öncelemiştir” dedi.


Zonguldak’ı çocuk yaşta çizim kitabındaki kömürü bulan Uzun Mehmet’in hikayesiyle tanıdığını anlatan Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, milli mücadele döneminde şehrin nefes borusu olduğunu ancak yeterince anlatılamadığını söyledi.



“Milli mücadele yıllarında ne yazık ki Zonguldak’ın o yüzü çok fazla gösterilememiştir”


Turan, Zonguldak’ın milli mücadele yıllarında önemli bir yere sahip olduğunun altını çizerek şöyle dedi:


“Ülkemin pek çok yerini daha henüz tanımazken bilmezken Zonguldak ile o muhabbetli buluşmamı o kitapla sağladım. Daha sonraki yıllarda dünya tarihinin de gördüğü en kutsal mücadelelerden birisi olan milli mücadele yıllarında da ne yazık ki Zonguldak’ın o yüzü çok fazla gösterilmemiştir, görememiştir. Bunu belki biz tarihçilerin de bir kusuru vardır elbette. Ama ne yürekten ne gayretle destek verdiğini, katkı verdiğini yıllar sonra bazı araştırmalarımda da öğrendim. Anadolu hakikaten dört bir taraftan sarılmıştır. Doğu Cephesi vardır. Urfa, Antep, Antakya, Diyarbakır’a uzanan güney cephesi vardır. Akdeniz İtalyanlarla sarılmıştır. Batı’da Yunanlılar vardır, İngiliz armadası Çanakkale’den maalesef geçmiş, İstanbul’a gelmiş, çökmüştür. Sadece bir nefes borusu kalmıştır. İnebolu ve Zonguldak. İşte o nefes aldıran boru nefes aldıran yer olarak Zonguldak’a ayrı bir muhabbetim daha oldu. Daha da pekişti.”



“Rus Milliyetçiliğinin gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır”


Rusya’nın politikacılarından Vladimir Jirinovski’nin sözlerini hatırlatarak bugün Rusya’nın Suriye’deki varoluş gerekçesini anlatan Turan sözlerini şöyle tamamladı:


“Rusların Vladimir Jirinovski adında bir politikacıları vardı. Renkli bir politikacı, genelde muhalefette oynuyor. Nasyonalist bir Rus politikacısı. Birgün gazetecilerden birisi röportaj yapmış. Sözünü de esirgemiyor. Türkiye’ye de birkaç sefer geldi. Diyor ki ‘Siz Türkler, dünyanın en suçlu, en kabahatli milletisiniz. Niçin denildiğinde, Orta Çağ’ın o zaman ki en büyük medeniyetini yıktınız. Daha bundan büyük kabahat olur mu? Hangi medeniyet deyince Bizans, Roma Medeniyeti’ni yıktınız’ diyor. Her büyük milletin bir gelecek sevdası, ideali vardır. Bugün Rus Milliyetçiliğinin de gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır. Hala o devam ediyor. Karadeniz, Akdeniz sevdası da onun bir parçasıdır. Suriye meselesinde Ruslar niye vardır dersek cevabı buradadır.”



Turan; “Bugün Rus Milliyetçiliğinin gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman Adıyaman Üniversitesi’nde mezuniyet coşkusu yaşandı Adıyaman Üniversitesinde 2023-2024 akademik yılı mezuniyet coşkusu yaşandı. Adıyaman Üniversitesi’nde çeşitli lisans ve ön lisans programlarının 3 bin 715 mezun adayı için stadyumunda tören gerçekleştirildi. Adıyaman Valisi Osman Varol, Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere, Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan Şahin, Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Keleş, Baro Başkanı Av. Bilal Doğan, İl Jandarma Komutanı J. Kd. Albay Hikmet Uz, ilçe belediye başkanları, kurum müdürleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, akademik ve idari personel, öğrenciler ve aileleri katıldı. Mezun adaylarının kortej yürüyüşü ve programlarının tanıtılması akabinde başlayan tören, alandaki yerlerin almasının ardından saygı duruşu, İstiklal Marşı’nın okunması ve protokol konuşmaları ile devam etti. Eğitim Fakültesi Birincisi Kübra Mama, yaptığı konuşmada Adıyaman Üniversitesi’nin bir parçası olmaktan gurur duyduğunu aktardı. Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Keleş ise konuşmasında, bilimi, hakkı ve hukuku gözeten öğrenciler yetiştirdiklerini belirterek, “Bugün burada pırıl pırıl gençlerimizi uğurlayarak hayata atılmalarına tanık oluyoruz. Bir yanıyla da buruk bir mezuniyet heyecanı yaşıyoruz. 6 Şubat felâketleri nedeniyle hayatının baharında olan birçok öğrencimizi, evladımızı; idari ve akademik personelimizi kaybettik. Depremlerde yitirdiğimiz ve hatıraları her daim yüreğimizde yaşayacak tüm kayıplarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına sabırlar diliyorum. Göreve geldiğimiz günden bu yana üzerimize çöken acıyı umuda çevirmek için durmadan çalıştık. Ağır hasarlı binaların yıkımı, onarılabilecek durumda olanların tadilâtları, aksayan hizmetlerin öğrencilerimize ve şehir halkına yeniden sunulabilmesi, yüz yüze eğitimin kısmen başlaması, kampüsün yeniden canlı bir yaşam alanına dönüşmesi önceliklerimiz oldu. Buna bağlı olarak depremde hasar alan; 5 Fakülte binamızı, 2 Meslek Yüksekokulu binamızı, Enstitü binamızı ve 2 laboratuvarımızı hızla onardık. Sosyal faaliyet alanları olan; Kapalı Yüzme Havuzu, Kapalı Spor Salonu, Turizm Uygulama Oteli, Lojman D Blok, Adıyaman Evi ve Yemekhanenin onarımlarını tamamladık. Merkezi Derslikler binası ve İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi binasının onarımı devam etmekte. Mediko Sosyal ve Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlık binalarının ihaleleri yapıldı ve sözleşme aşamasına geçildi. Koşulların zorluğuna sığınmayarak fiziki yapı ve akademik olarak günden güne toparlanmaya, nicelik ve nitelik olarak üniversitemizi geliştirmeye çalıştık. Güz döneminde yüz yüze yüzde 20 kapasiteyle başladığımız 2023-2024 Akademik Yılının Bahar Döneminde kapasitemizi yüzde 60’a çıkardık. 2024-2025 Akademik Yılındaki hedefimiz ise Üniversitemizi yüzde 100 yüz yüze eğitime açmaktır. Bu kapsamda Üniversitemiz bilgisayar laboratuvarları öğrencilerimizin kullanımına açıldı. Bu zorlu süreci toparlamak adına birçok çalıştay ve paneller düzenlendi. Yine Üniversitemize dışarıdan da ciddi destekler sağladık” dedi. Protokol konuşmaları ve mezuniyet kütüğüne öğrenciler tarafından plaka çakılmasının ardından Adıyaman Üniversitesi lisans ve önlisans bölüm ve programlarının birincilerine plaket ve hediyeleri takdim edildi. Tören, belge dağıtımının ardından mezun adaylarının hep birlikte kep atmaları ve Adıyamanlı Sanatçı Latif Doğan konseri ile son buldu.
Ankara Bakan Fidan: “Türk dış politikası dünyaya ve olaylara 360 derece bakıyor” Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Türk dış politikası dünyaya ve olaylara 360 derece bakıyor ve böyle bakmaya devam etmek zorundayız. Dünyanın her köşesindeki siyasi, ekonomik ve toplumsal gelişmelerin nabzını tutmamız gerekiyor” dedi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Brezilya Dışişleri Bakanı Mauro Vieira ile bir araya geldi. Dışişleri Bakanlığında gerçekleşen görüşmenin ardından iki Bakan ortak bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Fidan burada yaptığı açıklamada Türk dış politikasının dünyaya ve olaylara 360 derece baktığını ve böyle bakmaya devam etmek zorunda olduklarını söyledi. “Brezilya bizim Latin Amerika’daki en büyük ticaret ortağımız” Görüşmede iki ülke arasında siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkileri gelişme konusunda mutabık kaldıklarını söyleyen Bakan Fidan, “Brezilya bizim Latin Amerika’daki en büyük ticaret ortağımız. Ticaret hacmimiz geçen yıl itibariyle 5 milyar dolara ulaşmış durumda. Bunu dengeli bir şekilde daha da artırmayı hedefliyoruz. Değerli dostumla karşılıklı yatırımları nasıl arttırabileceğimizi de ele aldık. Aynı zamanda turizm konusunu tartıştık. Geçtiğimiz yıl 103 bin Brezilyalı turist ülkemize gelmişti. Bu sayıyı daha da artırma, ayrıca turizm sektöründe iş birliği yapma hususunda da hemfikiriz” ifadelerini kullandı. “Netanyahu hükümeti, sistematik katliamını sürdürüyor” Misafir Bakan Vieira ile görüşmesinde küresel gelişmeler hakkında da istişarelerde bulunduklarını belirten Fidan, “Ülkelerimizin yaklaşımlarının birçok konuda örtüştüğünü müşahede ettik. Gazze konusunda da Brezilya ile büyük oranda aynı hassasiyetleri paylaşıyoruz. Brezilya’nın İsrail Filistin meselesindeki duruşunu takdirle karşılıyoruz. Katledilen Filistin’i sayısı 36 bini aştı. Bunların çoğu kadınlar ve çocuklardan oluşuyor. 7 Ekim’den bu yana yüzden fazla gazeteci öldürüldü. Çeşitli ülkelerden 200’ü aşkın insan yardım görevlisi katledildi. İsrail’i kayıtsız şartsız destekleyen ülkeler bu katliamı hala görmezden gelmeye devam ediyorlar. Bununla da yetinmeyip İsrail’e durmadan silah ve mühimmat yardımı yapıyorlar. Durma apaçık ortada fundamentalist Netanyahu hükümeti, sistematik katliamını sürdürüyor. D8 ülkelerinin dışişleri bakanları olarak İstanbul’da yaptığımız toplantıda açıkça vurguladığımız üzere bizler Gazze vahşete seyirci kalmayacağız” diye konuştu. “Türk dış politikası dünyaya ve olaylara 360 derece bakıyor” Son 2 haftadaki yoğun programına dair konuşan Fidan, “Bunların paternine baktığınız zaman aslında bir gerçek ortaya çıkıyor. O da şu; Türk dış politikası dünyaya ve olaylara 360 derece bakıyor ve böyle bakmaya devam etmek zorundayız. Dünyanın her köşesindeki siyasi, ekonomik ve toplumsal gelişmelerin nabzını tutmamız gerekiyor. Dış ilişkilerimizi uluslararası gündeme ve küresel sisteme etki edebilen bir aktör olarak yürütmemiz gerekiyor. Diğer taraftan zaman kıymetli dolayısıyla bir kıtadan diğerine kritik platformlarda yer almaya ve küresel gündeme tesir edebilen dinamik bir etkileşim kurmaya da önem veriyoruz” ifadelerine yer verdi. Bakan Fidan Kuzey Makedonya ve İtalya’ya gidiyor Son birkaç hafta içindeki ziyaret trafiğinde yaptığı görüşmelerin içeriğine dair bilgi veren Bakan Fidan yakın zamanda gerçekleştireceği ziyaretler ve katılacağı programlar hakkında şöyle konuştu: “Yarın Kuzey Makedonya’nın başkenti Üsküp’e gideceğiz. Orada Güneydoğu Afrika Ülkeleri İşbirliği Zirvesi’ne katılıp ertesi gün İtalya’da yapılacak G7 toplantısında sayın Cumhurbaşkanımıza refakat edeceğiz. Uluslararası meselelere dair görüşlerimizi aktarıp Filistinli kardeşlerimizin sorunlarını her zamanki gibi gündeme orada da taşıyacağız. Arife günü ve Kurban Bayramının ilk günü İsviçre’deki Ukrayna Barış Zirvesinde ülkemizi temsil edeceğiz. Adil bir barışın sağlanmasına yönelik görüşlerimizi paylaşacağız. Avrupa’dan Asya’ya, Orta Doğu’dan Balkanlar’la gerçekleştirdiğimiz ziyaretlerin her birinin arkasında gerçekten çok ciddi bir çalışma ve emek var. Arkadaşlarım inanılmaz bir fedakarlıkla gece gündüz çalışmakta, büyük bir dikkat ortaya koymakta. Bu yoğun gündemde ülkemizi ve milletimizi temsil ediyor olmak da bize ayrıca onur vermekte.”