GÜNDEM - 29 Mart 2021 Pazartesi 12:42

PKK’nın 27 yıllık vahşetini tırnaklarıyla kazıyarak ortaya çıkardı

A
A
A
PKK’nın 27 yıllık vahşetini tırnaklarıyla kazıyarak ortaya çıkardı

Siirt’te 1993 yılında henüz 14 yaşındayken PKK tarafından dağa kaçırılıp terörist yapılmak istenen, örgütün elinden kaçınca da babası hain terör örgütü tarafından şehit edilen, Talat Minaz, 27 yıl sonra babasının gömüldüğü yeri buldu.

Toprak altından çıkarılan Minaz’ın babasına ait olduğu belirtilen kemikler ve kıyafetler adli tıbba gönderildi. PKK’nın yaşattığı zulmü ve 27 yıllık süreci İhlas Haber Ajansına anlatan Talat Minaz, "Diyarbakır’daki annelere katılacağım. Onlara destek olacağım. Çünkü onları en iyi ben anlarım" dedi.

1993 yılında, 14 yaşında henüz lise öğrencisiyken Siirt’in Kurtalan ilçesinde PKK tarafından kaçırılan Talat Minaz, 5 ay örgütün yanında kaldıktan sonra yakaladığı ilk fırsatta kaçmayı başarıp güvenlik güçlerine teslim oldu. Eve döndükten 4 ay sonra bu seferde Talat Minas’ın babası kayboldu.

PKK’nın 27 yıllık vahşetini tırnaklarıyla kazıyarak ortaya çıkardı

Minas yıllardır babasını ararken 8 ay önce, 1995’te teslim olan Kurtalanlı O.C. isimli bir PKK’lının ifadesine ulaştı. Terörist ifadesinde, Minaz’ın babası İbrahim Minaz’ın örgüt tarafından kaçırıldığını, Şeyh Ömer Dağı’nda kurulan sözde mahkemede sorgulanıp, işkenceyle öldürülerek infaz edildiği anlatıyordu. Cezaevindeki teröriste mektupla ulaşan Talat Minaz, babasının Şeyh Ömer Dağı’nda su kuyusunun yakınlarına gömüldüğünü öğrendi. Savcılığa yapılan başvuru sonrasında mektupta belirtilen yerde yapılan kazılarda kemik parçalarının yanı sıra ayakkabı ve pantolon gibi eşyalar bulundu. Bulunan kemikler, İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderilirken, savcılık ilk olarak adli tıptan, kazılarda çıkan kemiklerin ne kemiği olduğunun tespit edilmesini istedi. Aile yaklaşık üç aydır adli tıptan çıkacak sonucu bekliyor.

PKK’nın 27 yıllık vahşetini tırnaklarıyla kazıyarak ortaya çıkardı

"Ben kaçar kaçmaz örgüt 10 gün içerisinde babamı şehit etmiş

Yaşanan olayların ardından İhlas Haber Ajansı muhabirine konuşan Minaz, "Liseye gidiyordum. O zamanlar terör olayları hızlıydı. Özellikle benim yaşadığım bölgede sıkıntılıydı. Okul çıkışı bir arkadaşımla beraber bir köye gittik. Başka bir arkadaşımızın evine geceyi orada geçirmek için. Fakat sonra bir baktık köylüler bizi PKK’ya satmış haberimiz yoktu tabii. Bizim için bunlar milisler ve dağa çıkmak istiyorlar diye söylemde bulunmuşlar. Oradan bizi alarak Gabar Dağına götürdüler. Ama biz gidene kadar tabi 5-6 kişi olduk. Toplaya, toplaya götürdüler. Bizi ilk olarak Gabar Dağına götürdüler. Sonrasında bölgemizi değiştirip Eruh tarafına geçirdiler. 50-60 kişilik bir grupla Kilis tarafına geçecektik. O sırada Eruh’da bekleme yaptık 15-20 gün. O sırada fırsat bulup bende yakın bir karakola kaçıp teslim oldum. Ondan sonra tabii beni tutukladılar cezaevi süreci vardı. İki ay yattım içeride. Üstümde bir eylem olmadığı için ve yaşımın da küçük olması sebebiyle cezam 2 ayda bitti ve çıktım. Çıktıktan 18 gün sonra örgüt bu sefer babamı kaçırdı. Sonrasında bizi yıllarca kandırdılar. Sürekli bugün gelecek, yarın gelecek, ölmedi deyip oyaladılar. Sonradan öğrendik ki ilk 10 gün içerisinde babamı şehit etmişler. Yıllarca hep aradık. Ama hep oyalandık’’ dedi.

PKK’nın 27 yıllık vahşetini tırnaklarıyla kazıyarak ortaya çıkardı

"Olaylardan sonra kız kardeşim canına kıydı"

Olayın ardından ailesinin kendisini batıya gönderdiğini belirten Minaz, "Ben 1995 yılından beri dışarıdayım. Babamın olayından sonra ailem hemen beni o bölgeden gönderdi. Mersin'e geldim. Sonrasında Marmaris en son olarak da İzmir. Biz annem ve erkek kardeşimle beraber 2014 yılında valilikten ve savcılıktan gene arama izni alarak babamı aramaya gittik. Eve geldik bulamadık. Yemeğe oturduğumuz sırada kız kardeşim olaylardan etkilendiği için kendini camdan atarak intihar etti. Daha ne olsun kız kardeşim gitti. Ben gittim, babam gitti. Kardeşlerimin hepsinin psikolojisi bozuldu. Yıllardır o acı içimizde çekiyoruz. Annem de aynı şekilde yıllardır aynı acıyı çekiyor oda yaşlandı. Ölmeden babamı bulup cenaze namazını kılarak defnedelim istiyoruz. Evlat olarak görevimizi yerine getirmek istiyoruz" dedi.

Ceza evinden gelen mektupla babasının izine ulaştı

Pandemi sürecinde Siirt’e gidip eski dosyaları karıştıran Talat Minas 1995 yılındaki bir PKK itirafçısının verdiği bir ifadeye ulaşınca babasını aramaya hız verdi. "Şeyh Ömer Dağları her zaman söylenen bir yerdi. Orada da öyle yazıyordu. Sonra ben Eruh’a gittim. Orada tesadüfen engelli bir kardeşimize adres sorarken o sırada yoldan geçmekte olan biri, siz yol soruyorsunuz ama arkadaşımız size yardımcı olamaz bana sorun dedi. Sonrasında o çocukla tanıştık. Konuyu anlattık ona. Bizim olduğumuz bu Kurtalan’da eski itirafçılar var. Bir isim verdi gidip ona sorun dedi. Gittik ona sorduk. Sonra 3-4 ay bize yanlış bilgi vermiş. Yanlış yerlerde dolaştık. Şırnak Güçlü Konak, Taş Konak kırsalında şehit edildiğini söylemişlerdi. Gittim oralara hep baktım aradım bulamadım. O sırada bir yakınımın vasıtasıyla 26 yıl yatmış ve sonrasında sağlık sorunlarından dolayı çıkmış olan bir PKK hükümlüsüne ulaştım. Yıllarca hep bir iddiası vardı. Çıkınca cezaevinden biliyorum yerini söyleyeceğim diyordu. Bir yandan araştırırken bir yandan da işlerim dolayısıyla İzmir’e geri dönmüştüm. 20 gün sonra ablam aradı beni. Cezaevinden mektup gelmiş dedi. Mektupta Şeyh Ömer Dağında bulunan su kanalının yakınında bir yere gömüldüğü söyleniyordu. Sonra çıktım memlekete geldim. Sonra Savcılık ve valiliğe başvurdum. Dosya açıldı. Fakat bu süreç biraz sancılı sürdü. Ama bir iki ay içerisinde Jandarma ekipleriyle beraber savcılıktan izin alıp çıktık aramaya. Sonrasında bulduk. Babamın kemikleri ve giydiği kıyafetler gömüldüğü yerden çıkartılarak İstanbul Adli Tıp Kurumuna getirildi. İnceleniyor şuanda. Sonuç bekliyoruz’’ dedi.

’’Biz bir kere ölmedik her gün öldük’’

Babası öldükten hemen sonra doğan erkek kardeşine babalarının geri geleceğini düşünerek yıllarca isim koyamadıklarını okul çağına geldiğinde okula başlaması için mecburen isim koyduklarını belirten Minaz, "Buradan devletimize ve devlet büyüklerimize şunu söylemek istiyorum. Devlet babamız ve devlet büyüğümüz. Devlet bizi kollasın korusun. Hor görmesin. Devletin içerisindeki bazı insanlar bize yanlış gözle bakmasın. Biz terörist değiliz. Biz terörden zarar gören insanlarız. Bize terörist muamelesi yapmasınlar. Çok zorluk çekiyoruz derdimizi anlatırken. Bu Diyarbakır’daki annelere katılacağım. Onlara destek olacağım. Çünkü onları en iyi ben anlarım. 14 yaşında bir çocuktum alıp götürdüler. Sonra kaçtım babamı öldürdüler. Bu zulümdür başka bir şey değil. Ben o yüzden onları çok iyi anlıyorum. Biz bir kere ölmedik. Her gün öldük. Yıllarca bizi öldürdüler yani. Bugün gelecek, yarın gelecek hep oyaladılar. Şuan o ismini koyamadığımız kardeşim 27 yaşında ve İstanbul’da büyük bir hastanede yoğun bakım hemşiresi olarak çalışıp hayat kurtarıyor" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul 1 Mayıs’ta polise mukavemet gösteren 11 şüpheliye daha tutuklama kararı İstanbul’da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde taşkınlık yaparak polise mukavemet gösterdikleri belirlenen 11 şüpheli daha tutuklanarak cezaevine gönderildi. İstanbul’da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde kısıtlama tedbirlerine rağmen taşkınlık çıkaran ve taş, sopa, demir çubuklarla polislere mukavemet gösteren şüpheliler tespit edilerek gözaltına alınmıştı. Emniyetteki işlemlerinin ardından Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edilen şüphelilerden 38’i, ’2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu’na muhalefet’, ’terör örgütü propagandası yapmak’ ve ’kamu görevlisine direnme’ suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderilirken, 27 şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Soruşturma çerçevesinde aynı suçları işledikleri belirlenen 12 şüpheli daha kimliklerinin tespit edilmesinin ardından yakalanarak gözaltına alındı. Emniyetteki işlemleri tamamlanarak adliyeye sevk edilen 12 şüpheli, burada savcılığa ifade verdi. Savcılık işlemleri biten 12 şüpheli, tutuklama talebiyle nöbetçi hakimliğe çıkarıldı. 11 şüpheli tutuklandı 12 şüpheliden 11’i çıkarıldıkları nöbetçi hakimlikçe tutuklanarak cezaevine gönderilirken, 1 şüpheli ise adli kontrol tedbiri uygulanarak serbest bırakıldı. Soruşturma çerçevesinde toplamda 49 şüpheli tutuklanırken, 28 şüpheli adli kontrol şartıyla serbest bırakılmış oldu.
Adana Trafik kazası tatbikatını gerçek sanıp olay yerini doldurdular Adana’da Trafik Haftası etkinlikleri çerçevesinde ’kazalı araçtan kazazede kurtarma’ tatbikatı gerçekleştirildi. Tatbikat gerçeğini aratmayınca yoldan geçen vatandaşlar tatbikat yerine akın etti. Adana Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından Atatürk Parkı’nda vatandaşları bilinçlendirmek amacıyla kaza tatbikatı gerçekleştirildi. Tatbikatta bir trafik kazası canlandırıldı. Araç sürücüsünün kazanın ardından aracın ön camından fırlayarak yerde ağır yaralı biçimde uzandığı tatbikatta, sürücünün yan koltuğunda oturan kişi ise başını aracın açılan hava yastığına yaslayarak gelecek yardımı bekledi. Tatbikatta kazayı gören vatandaşlar önce 112’yi arayarak kazayı yetkililere bildirdi. Kaza alanına yetkililerin gelmesiyle birlikte araç içerisindeki yaralı itfaiye ekiplerince tahliye edilirken, araçtan fırlayan sürücünün ise sağlık ekipleri tarafından doğru müdahale ile sedyeye alınarak ambulansa götürülmesi canlandırıldı. Tatbikat esnasında yoldan geçen vatandaşlar ise kazayı gerçek zannederek izlemeye başladı. Olayın gerçek olmadığını öğrenen vatandaşlar, sonrasında tatbikatı cep telefonu kameralarıyla kaydetti. Tatbikatın ardından ise vatandaşlara trafik kurallarının anlatıldığı broşür dağıtılarak, uyarılarda bulunuldu. "Ülkemizde yıllık bin 800 ölümlü kaza oluyor" Adana Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdür Vekili Emniyet Amiri Mustafa Çuhadar, Türkiye’de bir yılda yaklaşık bin 800 ölümlü kaza, 206 bin yaralanmalı kaza olduğunu, bunun sonucunda 305 bin kişinin yaralandığını söyledi. Gerçekleştirilen tatbikat ile vatandaşları trafik kurallarına uyma konusunda bilinçlendirmeyi amaçladıklarını belirten Çuhadar, "Bu seneki trafik haftası etkinlikleri çerçevesinde bir trafik kazası canlandırmasında bulunmuş olduk. Kazada aşırı hızlı giden aracın kaza sonrası ne hale geldiğini vatandaşlara göstermeyi amaçladık. Öte yandan emniyet kemerini bağlamayan sürücünün de dışarıya savrulduğunu canlı bir biçimde izledik. Ülkemizde genel olarak baktığımızda yıllık bin 800 ölümlü kaza olurken 206 bin de yaralamalı kaza meydana geliyor. 305 bin de yaralımız oluyor. Düzenlemiş olduğumuz tatbikatta emniyet kemerinin önemini dile getirmeye çalıştık. Aşırı hız yapan aracın ne hale geldiğini ve araç içerisinde bulunan vatandaşlarımızın yaralanmalarını, araç dışarısına savrulmalarını canlandırmış olduk" dedi. "Kurallara dikkat edilmezse sonuçların neler olacağını bu tatbikatta görebilirsiniz" Tatbikatta kaza sonrası aracın ön camından fırlayarak ağır yaralanan sürücüyü canlandıran Niyazi Gültekin Demir, "Vatandaşlarımızın trafik kurallarına uymaları, şoförlerimizin araçlarını dikkatli kullanmaları, alkollü araç kullanmamaları gerektiğine özverili olarak dikkat etmemiz gerekiyor. Burada oyunculuk yaparak vatandaşlara örnek olarak katkıda bulundum. Kurallara dikkat edilmezse sonuçların neler olacağını bu tatbikatta görebilirsiniz. Yerde yatarken dışarıdaki vatandaşlar sahne sanki gerçekmiş gibi gördüler. Ardından ambulansa bindim, bu sırada ambulanstaki hemşire hanımlar da bir an afallayıp gerçekten yaralı olduğumu sandılar, abi çok gerçekçi oynadın diyerek beni tebrik ettiler" diye konuştu. Vatandaşlar tatbikatı ilgiyle takip etti Tatbikatı izleyen vatandaşlardan Necat Yılmaz, "Polis ekibi, itfaiye ekibi geldi, hepimiz bu duruma şaştık kaldık. Tatbikatta araçtan fırlayan sürücü aracın önünde yerde yatarken, yan koltukta oturan kişiyse başını aracın göğsüne vurmuş şekilde duruyordu. Ben ilk defa karşılaştım böyle bir organizasyonla. Ekipler birden koştular, hemen yardım ekibi geldi, ambulans geldi, polis geldi. Hemen müdahale ettiler kazaya. Bu sayede vatandaşlar bu tatbikatı izleyerek bir kaza anında neler yapılması gerektiğini görmüş oldular" şeklinde konuştu.
Ankara 9 ilde “BOZDOĞAN-35” operasyonlarında 30 DEAŞ şüphelisi yakalandı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Jandarmamız tarafından 7 ilde, Emniyet tarafından 2 ilde DEAŞ Terör Örgütüne yönelik düzenlenen “BOZDOĞAN-35” operasyonlarında 30 şüpheli yakalandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Yerlikaya, sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Jandarmamız tarafından 7 ilde, Emniyetimiz tarafından 2 ilde DEAŞ Terör Örgütüne yönelik düzenlenen “BOZDOĞAN-35” operasyonlarında 30 şüpheli yakalandı. Teröristlerin hiçbirine göz açtırmayacağız. Güvenlik güçlerimizin üstün gayretleriyle milletimizin huzuru, birlik ve beraberliği için mücadelemize kararlılıkla devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi. Operasyonlar hakkında bilgi paylaşan Bakan Yerlikaya, şu ifadeleri kullandı: “Jandarma: Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı ve Jandarma Genel Komutanlığı Terörle Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde; İl Jandarma Komutanlıklarınca Mersin merkezli İstanbul, Adana, Ankara, Diyarbakır, Osmaniye ve Yozgat’ta DEAŞ terör örgütüne yönelik düzenlenen operasyonlarda; İstanbul’da DEAŞ terör örgütü içerisinde faaliyet yürüten 4 şüpheli yakalandı. Adana’da DEAŞ terör örgütü içerisinde faaliyet yürüten 3 şüpheli yakalandı. Ankara’da DEAŞ terör örgütü içerisinde faaliyet yürüten 3 şüpheli yakalandı. Diyarbakır’da DEAŞ terör örgütü içerisinde faaliyet yürüten 2 şüpheli yakalandı. Mersin’de DEAŞ terör örgütü içerisinde faaliyet yürüten 1 şüpheli yakalandı. Osmaniye’de DEAŞ terör örgütü içerisinde faaliyet yürüten 1şüpheli yakalandı. Yozgat’ta DEAŞ terör örgütü içerisinde faaliyet yürüten 1şüpheli yakalandı. Emniyet: Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde; Hatay ve Kütahya İl Emniyet Müdürlükleri TEM Şube Müdürlüklerince DEAŞ terör örgütüne yönelik düzenlenen operasyonlarda; Hatay’da geçmiş dönemlerde DEAŞ terör örgütü adına mühimmat temin eden, kaçakçılık faaliyetlerini organize eden ve ifade ve teşhislerde adı geçtiği tespit edilen 14 şüpheli yakalandı. Kütahya’da geçmiş dönemlerde DEAŞ terör örgütü içerisinde faaliyet yürüttüğü ve örgüt mensuplarıyla irtibatlı olduğu tespit edilen 1şüpheli yakalandı.” Bakan Yerlikaya, “Operasyonlar sonucu: Ruhsatsız tabancalar ve çok sayıda örgütsel doküman ile dijital materyale el konuldu. Mersin Cumhuriyet Başsavcılığımızı, Operasyonları gerçekleştiren Kahraman Jandarmamızı ve Kahraman Polislerimizi tebrik ediyorum. Allah ayaklarına taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle” dedi.